Kolombiyalı yıldız, daha önce ses tellerinde kanama olması nedeniyle turnenin Avrupa ayağını 2018’e bırakmıştı. İstanbul konserinde, seyircisiyle buluşamadığı o dönemin de hakkını verdi.
Shakira, sahneye “Estoy Aqui” ve “Dónde Estás Corazón” şarkılarından oluşan potpuriyle çıktı.
Seyircisine Türkçe “Merhaba” diye seslenen şarkıcı, onları göbek şovuyla coşturdu.
“She Wolf”u söylerken sesini neredeyse aya duyuran Shakira, kendisini izlemeye gelen binlerce kişiyi dans ettirdi.
Ünlü isim, sevenlerine teşekkür de etti: “Aradan çok fazla zaman geçti. Beni tekrar ağırladığınız için teşekkür ederim. Sizin sayenizde yeniden buradayım. İyi ve kötü günümde yanımdaydınız. Tekrar teşekkürler!”
“Whenever, Wherever” şarkısını söylerken oryantal konusundaki tüm hünerlerini gözler önüne seren Kolombiyalı yıldıza özellikle çocuk seyircileri danslarıyla eşlik etti.
Vaadi ise yepyeni bir sesle yepyeni bir Kenan Doğulu albümü olduğuydu.
Daha albümün ilk şarkısında, uzun süredir birlikte şarkı hazırladığı Bora Uzer’in parmağının olduğu net şekilde hissediliyor. “Boş Sayfa” ve “Vay Be”den sonra Ozan Doğulu’nun düzenlemelerdeki popüler tavrı bir adım öne çıkıyor.
Tamamı yaz kokulu, elektronik altyapı destekli, etnik öğelerin de kulağa çalındığı şarkıların şüphesiz en piyasa, en düğün, en halay olanı yeni bir “Güzeller İçinden” olan “Dansa Kaldır”! Tam bir virüs, dinledikten sonra “yengeyi dansa kaldır” deyip durmaktan kendinizi alıkoyamıyorsunuz.
Tamamı düşünüldüğünde yine iyi bir popüler müzik albümü olan “Vay Be”, ilk şarkılarda yenilikçi, devamında ise bildiğiniz Kenan Doğulu tadında. Albümün tutmama imkanı yok.
Ünlü destek
Alp Ersönmez, ikinci solo albümü “Cereyanlı”nın çalışmalarında sona yaklaştı.
◊ Müziklerini evde dinliyor muyum? Dinlemiyor muyum?
◊ Müziğe gerekli özen gösteriliyor mu?
◊ Yeniliklere ve önerilere açık mı?
◊ Üretici ve üstün bir zekaya sahip mi?
◊ Hırslı ya da kibirli mi?
◊ Varlığımla hayatında/hayatlarında bir etki yaratabilir miyim? Onların kişiliğime katkısı ne olacak?
Ondan önce de Massive Atack konseri için Zorlu PSM’deydim.
İki konserin ardından vardığım sonuç şu: Canlı müzik dinleyicilerinde, özellikle de Türkiye’de sorun var.
Çok sıkı bir hayran değilsen, durup ortamı gözlemlemen kanun gibi bir şey! Bomboş gözlerle sahneye bakıyorlar, yerli ya da yabancı sanatçı fark etmez, en önde değillerse öylesine geliyorlar.
Konuşmaktan sahneye bakmayı geçtim söylenen şarkıyı bile kaçırıyorlar.
Massive Attack konserinde İngiliz grubu dinleyen ciddi bir kitle vardı ve gerçekten de çok eğlendiler, bu gözler şahit.
Ama Amerikalı şarkıcı Anastacia’nın Yalıkavak Marina’daki konserine katılan geniş kitlede yerli ve yabancıların nasıl davrandığını daha rahat gözlemleme şansı buldum.
Bileğinde oğlu Sercan’ın rap dünyasında kullandığı adı olan Ezhel dövmesi, yanında Ezhel’in sevenleri... Adliye çıkışında “Yaşasın tam bağımsız rap” diyor.
* * *
Ezhel’in mahpusluk durumu ailesini ve sevenlerini ne kadar üzdü, anlatmak mümkün müdür acaba?
Uyuşturucu kullanımı ve temini davalarına sanat dünyası alışıktı da “özendirme” konusunda dava görmüş müydük hiç?
Rap müzik söz itibariyle esereklidir, eleştirir, gördüğünü aktarır, ütopyasını ya da distopyasını paylaşır.
Genelde bir derdi vardır.
Derdi, göz ardı edilenleri konuşturmaktır, yastık altından çıkarmaktır.
Ezhel de bunu yaptı.
Alt kattaki Freezone Stüdyo’ya yeni bir ses dinlemeye gittik.
O ses, Freezone Stüdyo’nun “Son Ses” isimli online müzik yarışmasının birincisi Umur Doma’ya aitti.
Böyle zamanlarda insan emin olamıyor nasıl bir sesle karşılaşacağından.
Nihayetinde büyük beklentilere girmemeye çalışıyoruz.
Her ne kadar ön elemelerden, online oylamalardan geçen sesler olsalar da, ulusal müzik yarışmalarını kazandıktan sonra bir albüm çıkarıp ortadan kaybolan onlarca şarkıcı adayı gördük biz bu ülkede. O yüzden güven sıfır anlayacağınız...
Ekim ayında Vodafone FreeZone ve GNL Entertainment işbirliğiyle ilk single’ını yayınlamaya hazırlanan Umur Doma’ya dair beklentimi de düşük tuttum bu nedenle.
Stüdyoda oldukça heyecanlı, sahne tecrübesi olmayan bir genç vardı karşımızda. Umur’un ses rengine, şarkılardaki hakimiyetine tanık olmak, yolculuğunu kendi ağzından dinlemek umut vericiydi.
Grubun dört şarkılık EP’sinin ilk videosu bu.
Selçuk Yöntem, Melis Danişmend, Mor ve Ötesi gibi tanıdık yüzlerin rol aldığı, yer yer siyah beyaz bir performans klibi.
Şarkıyı çok iyi anlatıyor.
Uzun süredir yeni şarkı yapmayan Erkin Peprek ve Deniz Ilgar, bu çalışmayla 10 yıl sonra görkemli bir geri dönüş yapmış.
“Kimseye Kalmaz” klibindeki gibi ünlü isimlerin bir araya geldiği böyle çalışmaları görünce aklıma nedense hep Orhan Atasoy’un “Gemiler” şarkısı ve onun efsanevi klibi gelir. Yoklukta devrim niteliğindeki o klibi...
Ona yer veren ya da içindeki isimler yüzünden yer vermek zorunda hisseden kanallar ve mecralar...
Şimdi herkes klip çekiyor, kendi müzik yayınını kendi yapıyor. Malum devir internet devri. İçtenlik de var bazılarında, aralarında gereksiz olanlar da. Tema ve senaryo eksikliği olan da var, dağ tepe bayır dolaşan da.
Etkinliğin sponsorlarından Burn ile hem Burn Residency 2018 adaylarını dinleme fırsatı bulduk hem de önemli konferanslara katıldık. Müzik dünyasının buluştuğu konuşmaların belki de en ilginci “Nasıl uluslararası turlayan bir DJ olunur” konulu olandı.
Burn Residency mentorlarından DJ Loco Dice, şu sözlerle açtı konuşmayı: “Herkes DJ’liği çok eğlenceli bir iş sanıyor ama dünyayı gezen profesyonel DJ’lerle konuştuğunuzda yılda 150 gün seyahat ettiklerini ve kendilerine çok kısıtlı zaman ayırdıklarını duyarsınız.
Baskı çok büyük. İnsanlar teknik ekipmanların eksikliğini ya da sizin yorgunluğunuzu önemsemez. Onlar bilet almıştır ve onlara alışık oldukları standardın da üstünde bir performans sunmalısınız.”
Burn Residency’nin ilk kadın mentoru olan DJ Nastia ise olaya farklı bir perspektiften bakıyor. Nastia, iyi bir DJ olmanın tek göstergesinin iyi parti yapmak olduğu iddiasında:
“Bir haftada üç kez aynı şarkıyı çalınca sıkılıyorsunuz. Bu yüzden neredeyse tüm zamanım yeni müzikler aramakla, iyi müziği bulmaya çalışmakla geçiyor. DJ’lik için gereken yetenek ise şu: Birkaç şarkıyı aynı anda mix’leyebilmek, o anda hem eğlenip hem eğlendirebilmek.”
Kerem Tekinalp’e destek zamanı
Tüm bu konuşmaların ardından sıra Burn Residency elçisi seçilen 10 DJ’e geliyor. Türkiye’nin elçisi olan Kerem Tekinalp; Brezilya, Macaristan, Rusya, Romanya, İtalya, Norveç, İspanya ve İsveç’ten katılan diğer yarışmacılarla birlikte bu yaz İbiza’da kampa girecek. Daha ilk gün dinlenilen setler arasında öne çıkan, farkını ortaya koyan Tekinalp, parti geçmişi olduğu için bulunduğu saat ve ortama göre çalmanın önemini bildiğini söylüyor. Birçok katılımcının birebir aynı stilde setler hazırladığını gören danışman DJ’ler (Loco Dice, Pete Tong, Nastia) diğerlerine ufak uyarılarda bulundu zaten... Kazanan DJ, 3-8 Eylül’de İbiza’da yapılacak The Ark’ta açıklanacak. Kazanan DJ’lik kariyerine ise 100 bin euro’luk yatırım yapılacak. Geçen yıl Furkan Kurt’un kazandığı yarışmada görünen o ki Kerem Tekinalp’in avantajı büyük... Destek vermenin ise tam zamanı.
Bayağı iyi