Owsinski’nin tespitleri arasında ilk olarak, Apple Müzik’in (büyüme hızı göz önüne alındığında) Spotify’ı yakalayacağı var. Nedeni ise 83 milyon Premium abonesi bulunan Spotify’ın en büyük takipçisi durumundaki Apple Müzik’in, seneyi 57 milyon aboneyle kapatmış oluşu. Bu yıl iki platform arasındaki farkın büyük ölçüde kapanacağı tahmin ediliyor.
Bir başka ilgi çeken tahminse, Billboard gibi dünyaca ünlü listelerin etkisini yitireceği yönünde.
Bu yıl genel listeler yerine kişisel listeler öne çıkacak ve sektörde daha belirleyici olacak. Kişisel listelere girebilenlerin daha büyük bir etki alanı olacağı da yazıda belirtilmiş.
Büyük plak şirketlerinin eski önemini yitireceği, tüm dünyada ağırlığın bağımsız plak yapımcılarına yöneleceği de iddialar arasında.
Özellikle bağımsız alanda üretim yapan sanatçıların özgürlükleri göz önüne alındığında, üretimin yükseldiği görülmüş. Yine de ehil bir prodüktör arada “Şu daha iyi olur” şeklinde yönlendirmeler yapsa içimiz ferahlayacak.
70’li ve 80’li yılların dev isimlerinin dünya turnesine çıkmayı yavaş yavaş bırakması ise akıllara “Stadyumlarda kim konser verecek?” sorusunu getiriyor. Yeni pop starlar, stadyumları doldurmaya bu sezon başlayacak ve görünen o ki bilet fiyatlarının her gün artmasına rağmen stadyum konseri izleyen profil artacak. Metal konserlerinde değil de pop ve rap konserlerinde stadyumları mekan olarak göreceğiz.
Bazı şarkılardan vebalı gibi kaçarken, birçoğunu bağrımıza basıp kendimizden bir şeyler bulmaya devam ettik.
Bu yıl en çok yazdığım türler rap ve indie oldu.
Ne mutlu ki özellikle bazı türlerde “bir elin parmağını geçmiyorsunuz” dediğimiz işler popüler oldu.
Rap, Ezhel’in tartışmasız liderliğinde ve yıllardır müzik yapan Gazapizm, Evren Besta, Hayki, Tankurt Manas, Anıl Piyancı, Ege Çubukçu, Tahribad-ı İsyan, Kezzo, Kamufle, Şanışer, Sokrat ST gibi isimlerin de sağlam işleriyle (adını saymadığım herkesten büyük özür dileyerek) yükselişe geçti.
Sokakta pop müzik kadar rap de dinleniyorsa, hepsinin büyük emeği vardır.
İkinci sıradaysa Türkiye’de alternatif ya da indie olarak bilinen sanatçı ve gruplar var.
Kasım ayının başında Pentagram, Metallium ve Metafor, 4 Kasım 1988’den tam 30 yıl sonra yine Moda Sahnesi’nde yerlerini almıştı.
Rock müzikseverler için tarihi anlam ve önemi büyük olan bu konserin tekrarlanması, akıllara başka grupların da yıllar sonra yine sahnede boy gösterebilme ihtimalini getirmişti.
“Laneth Bir Gece” serisinin ardından Çağlan Tekil’in tek tabanca uğraşları, bu kez Kargo’nun unutulmaz albümü “Yalnızlık Mevsimi”nin 20. Yıl konseri ve Dr. Skull konseri olarak karşılık buluyor.
Kargo, 29 Aralık’ta konukları Aslı Gökyokuş, Aydilge, Aylin Aslım, Deniz Aytekin, Fatma Turgut, Genç Osman, Mirkelam, Murat İlkan, Özge Fışkın ve Susel’le IF Performance Hall Beşiktaş’ta sahne alacak.
Grubun 30 yıla yaklaşan kariyerinin en önemli albümlerinden biri olan “Yalnızlık Mevsimi” baştan sona çalınacak ve grubun hit’leri de konsere dahil olacak. Öte yandan özellikle 80’li yılların başında Ankara’da kurulan ve 90’lı yılların başında peş peşe 3 albüm yayınlayıp dağılan Dr. Skull, tam tamına 25 yıl aradan sonra yine sahnede bir araya gelecek. Grubun albümleri Hammer Müzik’te yeniden CD ve LP formatıyla yayınlanacağından, bu albümlerin lansman gecesi 24 Ocak’ta IF Performance Hall Beşiktaş’ta gerçekleşecek. Gecede Dr Razor performansı içinde grup üyeleri de yer alacak.
Neden elini taşın altına koyup hissel karşılığı olan bu konserleri yapar bir insan diye düşünürseniz, anca tutku ve sevgiden diyebilirim.
Yani bu kez önümdeki rapor YouTube’a ait.
Üyelik ve aidat ücreti olmayan sistemin dinamikleri, popüler müziğin ağırlıklı olarak bu platformda dinlendiğini ortaya koyuyor.
Türkiye’deki en popüler videolar ise şöyle:
◊ Aleyna Tilki feat Emrah Karaduman
Yalnız Çiçek
◊ Mabel Matiz
Öyle Kolaysa
Rapor, rap müziğin Türkiye’de hızla yükseldiğini su götürmez biçimde ortaya koyuyor. En çok dinlenen şarkılar listesinde Ezhel’in “Geceler” ve Gazapizm’in “Heyecanı Yok” şarkıları ilk ikide. Onları Aleyna Tilki’nin “Yalnız Çiçek”i takip ediyor. Dördüncü sırada “İmkansızım”la yine Ezhel var. Beşinci sırada ise Canbay&Walker’ın “Elbet Bir Gün”ü... Özetle rap, 5’te 4 yapmış durumda.
Türkiye’de en çok dinlenen erkek sanatçılar ise sırasıyla Ezhel, Teoman, Sagopa Kajmer, Gazapizm ve Mabel Matiz. En çok dinlenilen kadın şarkıcılar listesinde Sezen Aksu, Dua Lipa, Sia, Sıla ve Simge yer alıyor.
Erkeklerden rap, kadınlardan Türkçe pop ve İngilizce pop dinlediğimiz bir gerçek.
2018’in en çok dinlenilen albümünde az önce bahsettiğim üzere Ezhel’in imzası var. “Müptezhel” birinci sırada yer alırken onu Dua Lipa’nın kendi adını taşıyan albümü, Mabel Matiz’in “Maya”sı, Edis’in “An”ı ve Yüzyüzeyken Konuşuruz’un “Akustik Travma”sı takip ediyor.
Devamında ise Imagine Dragons, Duman, Mor ve Ötesi ile Adamlar geliyor.
Spotify’ın henüz açıklamadığı datalar arasında çalma listelerine en çok eklenen şarkılar da var. Bu kategoride ise “Geceler” (Ezhel), “Heyecanı Yok” (Gazapizm), “Yalnız Çiçek” (Aleyna Tilki), “İmkansızım” (Ezhel) ve “Hiç Işık Yok” (No.1) ilk beşte.
Bu hafta kendimce küçük bir araştırma yapmak istedim.
Müzikseverlerin eğilimlerine yakından bakmak. Aklıma cin bir fikir geldi. Muhteşem dehamla (!) Instagram üzerinden anket yapmayı akıl ettim.
Hiç beklemediğim sonuçlarla karşılaştım.
Sabırla oylayan 162 kişi hem müzik sektörü içinden hem de düzenli müzik dinleyen başka işlerden kişilerden oluşuyordu.
Bakın onlar çeşitli sorularıma ne yanıtlar verdi:
Setlist mi, albüm mü
Setlist diyenler yüzde 46, albüm diyenler 54.
Setlist kelimesiyle kastım aynı sanatçının sevilen şarkılarından oluşan şarkı listesiydi. Kendimi setlist sever olarak bilirdim ama belli ki oy veren müzikseverler baştan sonra bir albüm dinlemekten keyif alıyor. Aradaki fark oldukça az, o yüzden bunu berabere sayıyorum.
◊ İstanbul’a headliner (konserin en büyük ismi) olarak geldiniz. Nasıl oldu?
- (Gülüyor) İnan ben de bilmiyorum. Türkiye’deki sevenlerim sürekli buraya gelmem konusunda çağrıda bulunuyordu. Ben de geleceğime söz veriyordum. İlk mesajlarından 2 yıl sonra ekibim nihayet İstanbul’a geleceğimi söyledi. Bu haberi birkaç hafta sır olarak tuttum, açıkladığım zamanki mutlulukları karşısında ben daha da çok mutlu oldum. Sevildiğinizi bildiğiniz bir yere ilk kez gitmek çok büyük bir heyecan. Olabildiğince çok yerde sevenlerimle buluşmak ve onları gerçek hayatta görmek çok güzel.
SAHİP OLDUĞUM HER ŞEYİ VERMEK İSTİYORUM
◊ Son albümünüz “Infection of a Different Kind”da feminist ve politik yaklaşımlarınızla kendisini çemberin dışında gören herkese kucak açıyorsunuz. Dünya böyle mi olmalı?
- Evet, kesinlikle şarkılarımdaki gibi olmalı. Bir kadın, gay ya da utangaç biri olarak doğduysanız sıkıntıdasınızdır. Çünkü dünya yüksek sesli olanları sever.Liderlere, politikacılara bak... Sınıfta bile daha çok konuşan, daha iyi notlar alır. Doğduğumuz şekilden dolayı utanmamalı ve kötü hissetmemeliyiz.
◊ Bence siz de onlardan birisiniz. Yani utangaç bir şekilde konuşuyorsunuz ama sahnede içinizden başka biri çıkıyor. Şarkıyı söylemiyor, şarkı oluyorsunuz.
- Sahneye çıktığımda bir şekilde beni izlemeye gelen insanlar görüyorum.Belki dans etmeye ihtiyacı var, belki beni tanımıyor bile ama iyi zaman geçirmeye gelmiş.Belki de benim gibi tuhaf bir insan (gülüyor).Ben de sahnede onlara sahip olduğum her şeyi vermek istiyorum. Hayatlarında yaşadıkları en güzel gecelerden birini yaşayıp öyle eve gitmeliler.Hüzünlü bir şarkı söylüyorsam da hareketli bir şarkı söylüyorsam da benimle duygusal bir yolculuğa çıkmaları önem taşıyor.
Ünlü yıldızlar DJ’lerle işbirliği yapıyor, hip hop elektronikle buluşuyor, rock müzik grupları popçularla sahneye çıkıyor.
Yazarken, yapılan müziğin türünü belirtmekte inanın sıkıntı yaşıyorum.
Bu konu geçtiğimiz yıllarda alternatif müzik yayını yapan internet sitelerinin de korkulu rüyası haline gelmişti.
Şöyle ki; popüler müzik yapan isimlerle alternatif isimlerin işbirliklerine sitelerinde yer verip vermemekte kararsızlardı.
Günümüzde ise neredeyse her albüm, birbiri üzerine katmanlı türlerle anılıyor. Dinlediğiniz müziğin “pop, indie, R&B, sythpop gibi türleri başarıyla harmanladığını” fark ediyorsunuz bir anda.
Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: