Paylaş
Bu hafta kendimce küçük bir araştırma yapmak istedim.
Müzikseverlerin eğilimlerine yakından bakmak. Aklıma cin bir fikir geldi. Muhteşem dehamla (!) Instagram üzerinden anket yapmayı akıl ettim.
Hiç beklemediğim sonuçlarla karşılaştım.
Sabırla oylayan 162 kişi hem müzik sektörü içinden hem de düzenli müzik dinleyen başka işlerden kişilerden oluşuyordu.
Bakın onlar çeşitli sorularıma ne yanıtlar verdi:
Setlist mi, albüm mü
Setlist diyenler yüzde 46, albüm diyenler 54.
Setlist kelimesiyle kastım aynı sanatçının sevilen şarkılarından oluşan şarkı listesiydi. Kendimi setlist sever olarak bilirdim ama belli ki oy veren müzikseverler baştan sonra bir albüm dinlemekten keyif alıyor. Aradaki fark oldukça az, o yüzden bunu berabere sayıyorum.
◊ Single mı, albüm mü?
Single diyenler yüzde 24, albüm diyenler 76.
Malum devir single devri, albüm çıkacaksa bile önden single çıkması, albümden tadımlık bir parçanın önce yayınlanması normal. Yine de gelenekselci takipçilerim olduğunu düşünüyorum, albüm daha çok keyif veriyor belli ki. Benim oyum da albüme...
◊ Yeni şarkılar mı, eski şarkılar mı?
Yeni diyenler yüzde 19, eski diyenler ise yüzde 81.
Oy verenlerin yaş ortalaması da yüksek belli ki. Yeni şarkılarla hemen bağ kurmanın zor olduğunu görmek mümkün. İnsanlar şarkılarda yaşanmışlık arıyor, dinlerken kendilerini zaman tünelinden geçiren unsurlara rastlamayı seviyor.
Eski şarkıları daha çok dinliyorum, çünkü...” sorusuna “gençliğimi hatırlatıyor” diyenler yüzde 15, “daha iyiler” diyenler yüzde 85.
Tamamen yanlış anlamışım. Yüzde 15 sadece benim gibi anılara sürükleniyormuş. Dönemi ve kalitesi bakımından daha iyi olduklarını söyleyenler hiç de az değil. Haşa, tabii ki iyiler...
“Yeni şarkıları daha çok dinliyorum çünkü...” sorusuna “günü yakalıyorum” diyenler yüzde 77, “daha iyiler” diyenler yüzde 23. Trendlerden geri kalmamak için yeni çıkan müzikleri dinlediğimiz düşünülmesin.
Yüzde 77’lik dilime dahil olduğumdan biliyorum, bazen bir albüm çıkıyor aklınızı kaçıracak gibi oluyorsunuz.
Her katmanına hayran kalıyorsunuz. Eskiden olsa bunu yapamazlardı diyorsunuz. Hey gidi...
Daha iyi olmaları konusu ise gerçekten de tartışmalı. O kadar çok üretim var ki...
“Bir Türk grubu ya da şarkıcısıyla aynı türü yapan yabancı bir isim varsa kesin onu dinlerim” cümlesine “evet” diyen yüzde 23, “hayır” diyen ise yüzde 77. Beni en çok bu şaşırttı.
Genellikle “Ben Türkçe müzik dinlemiyorum yea” değil miydi o cümle. Ben yanlış hatırlıyorum sanırım.
“Müzik zevkini sevmediğim biriyle iletişim kurmam zordur” cümlesine “evet” diyen yüzde 53, “hayır” diyen yüzde 47.
Yaşasın... Arabesk, fantezi, halk müziği dallarında da yazı yazabilirim! Bu yüzden beni çeşitli çevreler dışlamayacaktır. Tabii sizi de. Tam da bu nedenle bir sonraki soru geliyor.
“Evde eller havaya yapıp ya da arabesk dinlerim, dışarıya çıktım mı rengim değişir” cümlesine “evet” diyenler yüzde 30, “hayır” diyenler ise yüzde 70.
O yüzde 30 benim canım! Ben ne metalciler gördüm Spotify’da İbrahim Tatlıses dinleyip, sonra metal konserine giden.
Ya da ne indie müzik aşıkları, evde Simge dinleyen... Müzikte de artık tektipçilik olmamalı. Müzik müziktir. O sırada ne hissediyorsan, nasıl eğleniyorsan, nasıl üzülüyorsan o da zevkine dahil. Yelpazenizdeki renkler sizi zenginleştirir.
Hayır, yüzde 70’tenseniz siz de bizdensiniz. Sadece henüz bunun farkında değilsiniz. Boşuna her düğün, halayla bitmiyor.
◊ En çok dinlediğim müzik dili?
Türkçe diyen yüzde 37, İngilizce diyen yüzde 63.
Sonuçta İngilizce global bir müzik dili. Dünyanın neresinde İngilizce müzik yaparsanız yapın sesiniz daha çabuk duyulur. Yine de Türk popüler müziği son dönemde bu kadar dinlenirken, alternatif türlerde iyi üretimler olurken, sonucun yüzde 37 çıkması düşündürücü gledi.
“İmkânım olsa sevdiğim şarkıyı konserde dinlerim” cümlesine “evet” diyenler yüzde 92, “hayır” diyenler ise yüzde 8.
Ülkedeki konser sayısı artışından anlamalıydım. Söz konusu müzikse hiçbir şey, dinlemeyi sevdiğiniz bir müziğin karşınızda canlı çalınması kadar anlamlı olmayacaktır. Yüzde 8’i derhal saflarımıza katmalıyız.
◊ Ayda kaç kez konsere gidersiniz?
1-2 kez” diyenler yüzde 72, “üç ve daha fazla” diyenler ise yüzde 28.
Oy verenlerin canlı müzik ve etkinlik takip etmesi demek, aktif destek veriyorlar demek. Ayda üç etkinlik ve fazlası hiç de ucuz değil o yüzden dişinizden, tırnağınızdan artırıp gitmeniz umut dolmama neden oldu.
Tüm bu sonuçlar neye hizmet etti derseniz, nasıl eğilimlerimiz var biraz anlamak istedim. Ne bu sonuçlar kati suretle doğru, ne de tamamen yanlış.
Tek endişe verici olansa bence Türkçe müzik dinleme oranı.
Yine de oyların büyük çoğunluğunun yeni müzikleri keşfetmeye eğilimli, araştırmacı, eski grupları es geçmeden sevdiği müziğe gönülden bağlı kişilerden gelmesi güzel.
Athena’da neler oluyor
Geçen hafta Athena sevenlerin karşılaştığı bir fotoğraf herkesin aklını karıştırdı. Bas gitarda Umut Arabacı ve davulda Sinan Tınar yerine eski ekipten Burak Gürpınar ile Ozan Musluoğlu vardı, onlarla prova yapıyorlardı. Akıllara ilk gelen soru “n’oluyo” oldu.
Belli ki, Arabacı ve Tınar, ikinci albümü çıkan Gözyaşı Çetesi ile işleri büyütmeye karar verdi. Athena da yeni albüm öncesi kendine yeni bir ekip kuruyor, görünen köy tam olarak budur.
Grupta dengeler nasıl değişecek bilinmez ama umarım herkes için hayırlı olur. Özellikle de müzikseverler için.
Stres atın
Bu kez Ankara’dan yüksek sesli bir grup var: Bam Bam Bam. “Buldozer” adlı albümleri punk rock dalında meraklı olduğumuz gelişmelerden haber verir nitelikte. Kimileri punk rock ile de kalbimizi kazanabilir; Bam Bam Bam da bunu yapıyor. Albüm haliyle protest özellikler de taşıdığından derhal grupla tanışın ve günün yorgunluğunu dilediğinizce atın.
Yaza geri dönebilmek
Umut Çetin’in İtalyanca ve Türkçe iki şarkıya yer verdiği “Seyrek/Cosi” adlı maxi single’ı, hafif müzik açığını kapatmaya aday. Akdeniz esintili albümde gitar ve vokalin yükselişi sizi yaza geri ışınlıyor.
Dans da ettiriyor
Nova Norda, dinleyenlerine cesaret pompalamaya devam ediyor. Bu kez “Beni Biraz” adlı şarkısıyla karşımızda. Elektronik pop türündeki şarkıda yine arada kalan bir aşkın içinde yönünü buluyor. Dans ettirmesi de cabası...
Diyalog tadında şarkı
Tuna Kiremitçi’nin Eda Baba ile başladığı “Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları II” projesi, Gözde Öney düeti “Görmüyorsun” ile devam ediyor. Single piyasasını en iyi kullanan isimlerden olan Kiremitçi, şehirli müziğinde bu kez kırılgan bir ses olan Öney’i ağırlıyor. Bir çiftin aşkına yakından tanıklık edilen şarkıda, bir diyalog dinliyor gibi oluyorsunuz.
Radar
Eskişehir’in şebeke suyuna indie karıştırılıyor! Henüz Yok’un “Salgın” isimli parçasıyla başladığım keşif seansım 6 single’ını bir çırpıda dinlememe neden oldu. Bazı şarkılar 70’ler gitar sound’larını, bazıları günümüz tınılarını barındırıyor. Sıra dışı değiller belki ama alternatif rock müzikle de karşınıza çıkmıyorlar. Eskişehir’den çıkma bir alternatif grubumuz daha önümüzdeki yıl kesin festivallerde.
Ne Dinledim?
Henüz Yok - Salgın
Tuna Kiremitçi&Gözde Öney - Görmüyorsun
Bashka - The Hanging Baskets of Babylon
Evren Furtuna - The Chata
Ars Longa - Yara Bere
Sokrat ST - Yorgunum Ben
Hedonutopia - Bil ki
Paylaş