Pandemi öncesi hayatımıza dönme ihtimalimizin arttığı şu günlerde, köpeğinizin kolay adapte olması için bazı alışkanlıkları sürdürmeniz gerekiyor.
İlgi çekmek için yaptığı hareketleri görmezden gelin: Düzenli yürüyüşlere devam etseniz bile, köpeğinizin parkta başka köpeklerle buluşup oyun oynamak gibi salgın öncesinde yaptığınız aktivitelerin pek çoğundan mahrum kalması kaçınılmaz. Bu nedenle sıkıldığını size göstermek için dikkat çekme davranışları gösterebilir. Eşyaları kemirmek, oyuncak getirmek, patisiyle sürekli sizi taciz etmek gibi. Uzmanlar bu tip davranışlara anında cevap vermek yerine köpeğinizin sakinleşmesini beklemeniz gerektiğini öneriyorlar.
Siz sıkılırsanız köpeğiniz de sıkılır: Köpekler sahiplerinin hislerini anlar ve buna göre tepki verirler. Yani karantinada sıkılıyor ya da endişeleniyorsanız, onlar da bu hislere kapılabilir. Buna dikkat etmelisiniz.
Egzersize devam: Evin içinde egzersiz yaptırıp onu oyuncaklarla meşgul edin.
KEDİ FİLM FESTİVALİ GELİYOR
ABD’de Mount Vernon’daki Lincoln Tiyatrosu, karantinada Kedi Filmleri Festivali hazırlığı için kolları sıvadı ve video çağrısında bulundu. Bu çağrı 19 Mayıs’ta sona erdi ve şimdi toplanan videolar jüriye sunulacak. 1200’den fazla video toplanırken, adaylar dört dalda ödüllendirilecek: En tatlı, En sevilen, En cesur ve En eğlenceli. Bir de ‘En iyi Gösteri’ ödülü verilecek. 19 Haziran’da başlayacak gösterim için bilet bedeli 12 dolar (80 TL). Bütün bunları yapmalarının sebebiyse, pandemi yüzünden gelirinden olan bağımsız tiyatroya destek olmak ve kedilere maddi gelir yaratmak. Meraklısına duyurulur. www.rowhouse.online/cats
Babam okulda hademeydi. Karlı bir akşam, babam, kucağında 1-1.5 aylık, soğuktan titreyen bir yavru köpekle eve geldi. Annem köpeği kuruladı, minderin üzerine alıp sobanın yanına koydu. Birkaç dakika içinde sobanın verdiği sıcaklıkla köpek kendine geldi. Sonra yalanmaya, kuyruk sallamaya başladı. Biz de ablamla gidip sevdik. İlk o şekilde galiba bir canlıya çok yakın bir şekilde temas etmiştim. İlkokul çağındaydım.”
O günden bu yana 35 yıldan fazla bir zaman geçmiş ve Osman Kaplan’ın merhamet duygusu hiç azalmamış.
Bir gün marangozhanesini doğum yapacak kedilere açıp onlara bakması, başka bir gün evsizlere yemek dağıtması, başka bir gün de ön patileri olmayan kedisine rahatça yemek yiyebilmesi için hazırladığı düzeneğiyle basında yer almıştı.
Osman Kaplan’ı sosyal medyanın hakkını veren hayvanseverler biliyor, istiyorum ki herkes tanısın.
04.30’da başlayan gün, gece 1’de bitiyor
42 yaşında, aslen Yozgatlı olan Kaplan, doğma büyüme Ankaralı. Hayatını ihtiyacı olan tüm canlılara yardım etmeye adamış. Bu çabası yüzünden evliliği de yürümemiş hatta. Normal bir günü şöyle: Her sabah 4.30’da uyanıp önce yaşadığı Yenimahalle’de sokak köpeklerini besliyor, sonra İvedik Organize Sanayi’deki atölyesine doğru geçip yardımları karşılayabilmek için çalışıyor. Öğleden sonra da imkânı olmayan ailelere yardıma koşuyor. Bu tempo çoğu zaman gece 1’e kadar sürüyor.
Bunun içinde kedilerin uzun yaşam sırları da var. Kediler, eğer yeterli ilgiyi gösterirseniz 18-20 yıla kadar yaşayabiliyorlar. Bilenlere hatırlatma, bilmeyenlere tavsiye niteliğinde aktarayım.
En azından senede bir kez veterinere götürerek kapsamlı muayeneden geçirmeli ve veterinerin tavsiyelerine harfiyen uymalısınız.
Veterinerinize danışarak, beslenmesine vitamin, mineral destekleri ekleyin, antioksidan, ekstra lifli gıdalar almasını sağlayın.
Dişlerini profesyonel olarak temizlettirin. İyi bir diş sağlığı kedinizin ömrüne ömür katar.
Kedinizi her gün tarayın. Sıra dışı bir durumu gözlemleme şansınız olur.
Evde kullandığınız temizlik malzemelerinin zararlı kimyasallar içermediğinden emin olun. Çünkü kediniz her gün tüylerini yalıyor ve çok ufak miktardaki kimyasal maddeye sürekli maruz kalması tehlike yaratabilir.
Onu pasif içicilik gibi çevresel tehlikelerden koruyun.
Kafalardaki yeni takıntı da şöyle: Bazen kedi ya da köpeğimiz fazla sakin duruyorsa, fazla uyuyorsa, “Acaba bizimkine bir şey mi oldu” gibi bir telaş hasıl oluyor. Bilinen hastalıklar bir kenara, ne gibi durumlarda veteriner hekime başvurmak gerekiyor acaba?
Bu köşenin yardımsever veterinerleri, koronavirüs günlerinde kapılarını aşındırmama kızmadan yardımcı oluyorlar. VetSanitas’tan Halis Uçan sorularımı yanıtladı.
METABOLİK DEĞİŞİME DİKKAT
Ne gibi durumlarda veterinere başvurmalıyız?
“Metabolik diye adlandırılan kısımda bir sorun varsa, yani yemek yemesinde bir değişiklik, idrarında fazlalık ya da kokusundaki değişiklik, dışkıdaki bozulmalar, derideki kaşıntılar, dökülmeler, akıntılar görürseniz bunlar tehlikeli olabilir. Bu söylediklerim kedi ve köpekler için geçerli. Ama psikolojik yönden değişiklikler bu dönemde çok anormal değil. Çözülemeyecek derecede olursa müdahale etmek lazım.
ÇOK YEMEK YİYOR YA DA HİÇ YEMİYORSA
Bu hafta oyuncu Dolunay Soysert’e kedi ve köpeğiyle geçirdiği karantinanın nasıl geçtiğini sordum. Cevabı, evinde kedi-köpek besleyenlerin çok iyi anlayabileceği duyguları barındırıyor. Bu duyguları herkesin tatmasını dileyerek iletiyorum:
“Karantina yavrularımla katlanılır oldu benim için. Her gün bu küçük aileye şükrediyorum. Kızım Müzi benimle 4 senedir beraber. Hareketli, neşeli, yılmayan, meraklı, her dakika sevgi almaya ve vermeye hazır, oyuncu, iştahlı bir hayat neşesi topu. Haşmet ise 17 yaşında bir beyefendi. Sakin, huzurlu, anlayışlı, sabırlı, dingin, bilgili, tecrübeli ermiş bir ruh. Hayatın bu iki zıt ama birbirini tamamlayan tarafını küçük aile fertlerimle her gün daha dikkatli gözlemleme şansım oluyor. Bunca yıldır beraberiz ama bu bizim en uzun süreli vakit geçirdiğimiz dönem oluyor diyebilirim. Evden erkenden çıkıp gece geç gelen bir anneye alışık oldukları için ilk hafta hep beraber bocaladık. Bol bol birbirimize şımardık, ortalığı dağıt-tık. Şimdi günlük rutinlerimiz oturdu; yemeğimiz, yogamız, uykumuz, oyunumuzla komün bir yaşam sürüyoruz. Evde kalmanın tadını çıkarmaya çalışıp, yıllardır çalışma şartları sebebiyle yaşanan hasretin acısını çıkarıyoruz. İyi ki bu süreçte yanımdalar. Kendimi umutsuz hissettiğimde ya da endişelenmeye başladığımda elimi yalayıp sakinleştiren bir kedim, adeta ‘Hayat devam ediyor’u göstermek için bu durumlarda beni oyuna çekiş-tiren ve kendime getiren bir köpeğim var. Nasıl hissedip doğru zamanlamayla beni o karardığım noktadan almayı beceriyorlar henüz çözemedim. Ama sanırım onların da mucizesi bu.”
TEŞEKKÜRLER, BU DEĞİŞİM HAYVANSEVERLER SAYESİNDE
13 Kasım 1910’da Journal des Voyages’da ‘İstanbul’un Paryaları’ başlıklı bir makale yayımlanıyor. Eugéne Beylier’nin kaleme aldığı yazıda, “İstanbul, sokaklarına pitoresk bir zenginlik katan 40-50 bin köpeği, bu güzelim Bizans şehrinin hijyen ve temizliği uğruna sürgün etti” ifadesi yer alıyor. Bu 80 bine yakın köpeğin Hayırsız Ada’da açlığa terk edilmesini aktaran İstanbul’un utanç tarihindeki haberlerden sadece biri. Fransız yazar Catherine Pinguet’nin ‘Adalara Çıkmak’ (İş Bankası Yayınları) kitabında üzücü günlere ait detay ve tasvirlerin fazlasını okumak mümkün. 110 yıl oldu bu hadise yaşanalı ve ulaştığımız noktada İstanbul’da yaşayan hayvanseverlere büyük bir teşekkür borçluyuz. Bugün, koronavirüs salgını sırasında İçişleri Bakanlığı’na sokak hayvanlarının beslenmesi talimatını verdirecek, belediyeleri bu hizmetleri yapması konusunda baskı altına alacak, sokağa çıkma yasağı uygulanırken köpeğinin tuvalet ihtiyacı ya da sokak hayvanlarını beslemek için evden çıkacakları kapsam dışına almasını sağlayacak bir noktaya geldik. Daha iyi bir dünyaya doğru yol alıyoruz.
Bu köşenin “Önümüzdeki iki hafta çok kritik” cümlesini ekleyerek tamamlayayım: Sokak hayvanlarını unutmayalım, zorunlu haller için dışarı çıktığımızda su ve mama bırakmayı ihmal etmeyelim.
Bu durumda akıllarda bir sürü soru işareti oluşuyor. Tuvalet ihtiyacını gidermek için dışarı çıkardığınız köpeğiniz dışarıda virüs kapabilir mi, o virüsü eve taşıyabilir mi, bunu engellemek için neler yapmak gerekir? Bu sorulara bir yenisi geçen hafta eklendi ve bu hafta tekrar sorulacak: Sokağa çıkma yasağı varken köpeğimizin tuvalet ihtiyacı için dışarıya çıkamayacak mıyız?
Bunlara cevap olması adına, VetSanitas kliniğinden veteriner hekim Halis Uçan’la konuştum.
Anlattıklarını maddeler halinde sıralıyorum.
Köpeğin taşıyıcı olup olmaması:
“Kedi ve köpeklerin bir şey yiyerek ya da havadan yayılan bir koronavirüs etkenini alıp kendinde üreterek sahibine ya da etrafındaki canlılara aktarma gibi bir olayı yok. O yüzden böyle bir tehlike yok. Ama mekanik olarak taşıma riski var. Ayakkabılarınız, elbiseleriniz, maskeniz vs nasıl taşıyorsa onların da tüyleri, patileri taşıyabilir.”
Taşıyıcılık ihtimaline karşı:
“Bunu bertaraf etmek için kedi ve köpekler için çeşitli dezenfektanlar var. En spesifikleri onlar. Eğer bulamıyorsanız, bir sabunla yıkamak, ayaklarını patilerini, vücutlarını şöyle bir silmek yeterli olur. Ama bunları da tek kullanımlık şeylerle yapmak lazım. Aynı şeylerle tekrar tekrar temizlik yapmamak lazım.”
MOBİLYALARINIZI TIRMALAMASINI NASIL ENGELLERSİNİZ
Cevap kısa ve net aslında: İMKÂNSIZ.
Ama deneyelim yine de. Tavsiyeler şöyle:
* Tırmalama tahtasını, kedinizi şekerleme yapmayı sevdiği yerlere koyun. Mesela güneşli bir pencerenin önüne. Böylece tahtayı, onun radarına sokmuş olursunuz.
* Her kedi farklı dokuları sever. Kimisi ahşap, kimisi halı, kimisi kumaş... Bu nedenle farklı türde tırmalama tahtaları deneyebilirsiniz.
* Kedinizi yavruyken alıştırmak için tırmalama tahtasını kullandığı zaman onu mamayla ödüllendirip böyle bir refleks geliştirmesini sağlayabilirsiniz.
* Daha dikkatli olun. Kediniz uykudan uyandığında onu tırmalama tahtasının yakınına koyun. Çünkü kediler uyandıklarında tırmalamayı severler.
Karantina kararı alınan ABD eyaletlerinde, bu durumdan barınaklar da etkilendi. Ve barınakların kapatılması nedeniyle ölüme terk edilecek hayvanların bu durumunu kabullenmeyen ABD’liler, kedi ve köpekleri sahiplenmeye başladılar.
Bu iyilik hareketine hayatlarında hiç evcil hayvan bakmamış olan ABD’liler bile dahil olmuş durumda. ABD’de koronavirüsten en çok etkilenen New York’ta şu anda barınaklarda sahipsiz hayvan kalmamış. ABD’de yılda 6.5 milyon kedi ve köpek barınaklara geliyor ve bunların 1.5 milyonu uyutuluyor. Ülkemize de örnek olmasını diliyoruz...
HATIRLATMA
Eve kapandık ve sokak hayvanları dışarıda kaldı. Şehir içerisindeki sokak hayvanları için zorunlu hallerde evden çıkarken mama ve su bırakmayı ihmal etmeyelim. Belediyelerden de şehir ormanlarında sahipsiz kalan hayvanlara yönelik çalışmalarını sürdürmelerini isteyelim.
BU DA YAVRU KEDİLİ TEYZE
Instagram’da 1 milyondan fazla takipçisi olan “Kitten Lady” hesabının sahibi Hanna Shaw, danışmanlık kariyerini bırakıp kendini yavru kedilerin kurtarılmasına adayan bir hayvansever. Hasta ya da bakıma muhtaç yavru kedileri sağlığına kavuşturduktan sonra onlara yeni yuvalar bularak sahiplendirilmelerini sağlıyor. YouTube kanalı da bulunan Kitten Lady, yüklediği 100’e yakın videoda yavru kedi bakımıyla ilgili eğitimler veriyor. Buradan elde ettiği geliri yine bu kedileri kurtarmak için harcıyor. instagram.com/kittenxlady