Paylaş
Bu hafta oyuncu Dolunay Soysert’e kedi ve köpeğiyle geçirdiği karantinanın nasıl geçtiğini sordum. Cevabı, evinde kedi-köpek besleyenlerin çok iyi anlayabileceği duyguları barındırıyor. Bu duyguları herkesin tatmasını dileyerek iletiyorum:
“Karantina yavrularımla katlanılır oldu benim için. Her gün bu küçük aileye şükrediyorum. Kızım Müzi benimle 4 senedir beraber. Hareketli, neşeli, yılmayan, meraklı, her dakika sevgi almaya ve vermeye hazır, oyuncu, iştahlı bir hayat neşesi topu. Haşmet ise 17 yaşında bir beyefendi. Sakin, huzurlu, anlayışlı, sabırlı, dingin, bilgili, tecrübeli ermiş bir ruh. Hayatın bu iki zıt ama birbirini tamamlayan tarafını küçük aile fertlerimle her gün daha dikkatli gözlemleme şansım oluyor. Bunca yıldır beraberiz ama bu bizim en uzun süreli vakit geçirdiğimiz dönem oluyor diyebilirim. Evden erkenden çıkıp gece geç gelen bir anneye alışık oldukları için ilk hafta hep beraber bocaladık. Bol bol birbirimize şımardık, ortalığı dağıt-tık. Şimdi günlük rutinlerimiz oturdu; yemeğimiz, yogamız, uykumuz, oyunumuzla komün bir yaşam sürüyoruz. Evde kalmanın tadını çıkarmaya çalışıp, yıllardır çalışma şartları sebebiyle yaşanan hasretin acısını çıkarıyoruz. İyi ki bu süreçte yanımdalar. Kendimi umutsuz hissettiğimde ya da endişelenmeye başladığımda elimi yalayıp sakinleştiren bir kedim, adeta ‘Hayat devam ediyor’u göstermek için bu durumlarda beni oyuna çekiş-tiren ve kendime getiren bir köpeğim var. Nasıl hissedip doğru zamanlamayla beni o karardığım noktadan almayı beceriyorlar henüz çözemedim. Ama sanırım onların da mucizesi bu.”
TEŞEKKÜRLER, BU DEĞİŞİM HAYVANSEVERLER SAYESİNDE
13 Kasım 1910’da Journal des Voyages’da ‘İstanbul’un Paryaları’ başlıklı bir makale yayımlanıyor. Eugéne Beylier’nin kaleme aldığı yazıda, “İstanbul, sokaklarına pitoresk bir zenginlik katan 40-50 bin köpeği, bu güzelim Bizans şehrinin hijyen ve temizliği uğruna sürgün etti” ifadesi yer alıyor. Bu 80 bine yakın köpeğin Hayırsız Ada’da açlığa terk edilmesini aktaran İstanbul’un utanç tarihindeki haberlerden sadece biri. Fransız yazar Catherine Pinguet’nin ‘Adalara Çıkmak’ (İş Bankası Yayınları) kitabında üzücü günlere ait detay ve tasvirlerin fazlasını okumak mümkün. 110 yıl oldu bu hadise yaşanalı ve ulaştığımız noktada İstanbul’da yaşayan hayvanseverlere büyük bir teşekkür borçluyuz. Bugün, koronavirüs salgını sırasında İçişleri Bakanlığı’na sokak hayvanlarının beslenmesi talimatını verdirecek, belediyeleri bu hizmetleri yapması konusunda baskı altına alacak, sokağa çıkma yasağı uygulanırken köpeğinin tuvalet ihtiyacı ya da sokak hayvanlarını beslemek için evden çıkacakları kapsam dışına almasını sağlayacak bir noktaya geldik. Daha iyi bir dünyaya doğru yol alıyoruz.
Bu köşenin “Önümüzdeki iki hafta çok kritik” cümlesini ekleyerek tamamlayayım: Sokak hayvanlarını unutmayalım, zorunlu haller için dışarı çıktığımızda su ve mama bırakmayı ihmal etmeyelim.
‘Vahşetin Çağrısı’-Jack London (Can Yayınları) Çeviren: Seçkin Selvi
BUCK’IN SERÜVENİNİ TEKRAR OKUMALI
ŞEHİR hayatı eskisinden daha sakin ve daha yavaş akarken, doğanın canlandığına dair haberler görüyoruz her gün. Ve çeşitli muhasebeler yapıyoruz. Bugünlerde tekrar okunacak, hemen hemen her yayınevinin okuyucuya sunduğu bu klasiği tavsiye ediyorum bu hafta. Bu arada başrolünde Harrison Ford’un oynadığı, kitaptan uyarlanan film de geçen yıl Türkiye’de vizyona girmişti.
DUBROVİSK’LE TANIŞIN
İZMİR’den okuyucumuz Ömer Gültekin Coşar, sokakta besledikleri Dubrovisk isimli kedilerinin fotoğrafını paylaştı. Notu da şöyle: “Kedimizin bizi görünce mama isterken fotoğrafını gönderiyorum. İzmir Karşıyaka Bostanlı Mahallesi’nden selamlar.”
Paylaş