Dünyanın en merhametli insanı Osman Kaplan

Babam okulda hademeydi. Karlı bir akşam, babam, kucağında 1-1.5 aylık, soğuktan titreyen bir yavru köpekle eve geldi. Annem köpeği kuruladı, minderin üzerine alıp sobanın yanına koydu. Birkaç dakika içinde sobanın verdiği sıcaklıkla köpek kendine geldi. Sonra yalanmaya, kuyruk sallamaya başladı. Biz de ablamla gidip sevdik. İlk o şekilde galiba bir canlıya çok yakın bir şekilde temas etmiştim. İlkokul çağındaydım.”

O günden bu yana 35 yıldan fazla bir zaman geçmiş ve Osman Kaplan’ın merhamet duygusu hiç azalmamış.

Bir gün marangozhanesini doğum yapacak kedilere açıp onlara bakması, başka bir gün evsizlere yemek dağıtması, başka bir gün de ön patileri olmayan kedisine rahatça yemek yiyebilmesi için hazırladığı düzeneğiyle basında yer almıştı.

Osman Kaplan’ı sosyal medyanın hakkını veren hayvanseverler biliyor, istiyorum ki herkes tanısın.

04.30’da başlayan gün, gece 1’de bitiyor

42 yaşında, aslen Yozgatlı olan Kaplan, doğma büyüme Ankaralı. Hayatını ihtiyacı olan tüm canlılara yardım etmeye adamış. Bu çabası yüzünden evliliği de yürümemiş hatta. Normal bir günü şöyle: Her sabah 4.30’da uyanıp önce yaşadığı Yenimahalle’de sokak köpeklerini besliyor, sonra İvedik Organize Sanayi’deki atölyesine doğru geçip yardımları karşılayabilmek için çalışıyor. Öğleden sonra da imkânı olmayan ailelere yardıma koşuyor. Bu tempo çoğu zaman gece 1’e kadar sürüyor.

“Anne-baba evladına yol gösterebilecek en önemli etkendir. Vicdan, merhamet konusunda annemin payı çok büyüktür. Bize çok tembih etmiştir hiçbir canlıya zarar vermememizi, yardım etmemizi” diye anlattığı anne ve babası hayattaymış. Hâlâ her gün arayıp, “Bugün sokak hayvanlarını besledin mi” diye soruyorlarmış.

HERKÜL VE ZEYNA'NIN DÜNYASI

Herkül ve Zeyna adında engelli iki kedisinin hayatını kolaylaştıracak eşyalar yapıyor: “Herkül’ü üç günlükken görüp sahibine ulaştım. Zeyna’yla kardeş olsunlar, birbirlerine destek olsunlar istedim. Onlara asla acımıyorum, çünkü ben yanlarındayım. Ne gerekiyorsa onlar için ben yaparım.” Herkül ve Zeyna’nın dünyasını Osman Kaplan’ın YouTube kanalında izleyebilirsiniz.

‘HEM SOKAK HAYVANLARI, HEM ÇOCUKLAR İÇİN ÇOK FAZLA ACI VAR’

Bu kadar kötülük dolu bir dünya Osman Kaplan gibi bir bünyeyi rahat bırakmaz. Ruh halini soruyorum, “Çok fazla acı var, hem sokak hayvanları için hem çocuklar için. Bizzat yaşıyorum. En son baktım, bir denizin içine düşmüşüm nefes alamıyorum, gittikçe batıyorum. Son bir gayretle psikolog desteği almaya başladım, iyi ki başlamışım. 5 aydır haftada bir gün destek alıyorum” diye anlatıyor.

“Engelli 7 kız 1 de erkek öğrenciye burs veriyorum. Onların eğitimlerine öncülük etmemiz lazım. Hem sokak hayvanı, hem imkânı olmayan aileler ve çocuklar.” İşte Osman Kaplan’ın dünyası. Hayran olunacak bir çaba.

Gücünün yetmediği yerlerde yardıma ihtiyacı oluyor. Onları da Instagram hesabından (https://www.instagram.com/osmankaplanhaysever/) duyuruyor. Yardım yaptığı ya da aracı olduğu insanlara yapılan yardımları paylaşıyor ama o insanların yüzünü gücenmesinler diye paylaşmıyor. İyilik hareketine buradan başlamak istemez misiniz?

ONUN ŞÖHRETİ 15 DAKİKADAN FAZLAYDI

40’lı yaşlarına kadar hep kedilerle evini paylaşan sanatçı Andy Warhol’un hayatı Dachshund cinsi köpeği Archie’yi sahiplenmesiyle tamamen değişmişti. Warhol köpeğine öyle bir bağlandı ki galeri açılışlarından tutun fotoğraf çekimlerine kadar artık Archie olmadan hiçbir yere gitmiyordu. Kimilerine göre Archie onun alter egosu haline geldi.

NE KEDİSİZ NE KÖPEKSİZ

Hayatımızın her alanında etkisi olan kedi ve köpeklerin edebiyattaki etkisine bakmak için güzel bir derleme. Yazarların hayvanlarla ilişkilerinden doğan olaylar, anekdotlar ilginizi çekebilir.

MATMAZEL’LE TANIŞIN

E-postalar arasında bir sürpriz... Dizi ve tiyatro oyuncusu Sevtap Çapan, kedisi Matmazel’in fotoğrafını Matmazel’in düşünceleri olarak şu notla paylaştı: “Matmazel: Annemle babam hep evde, yaşasın! Bir kucaktan diğerine gün boyu geçiş yapıyorum. Bolca öpülme, sarılma, baş okşanma... Bahçeye çıkıp güneşleniyorum. Günlük temizliğimi yapıyorum. Sonra kuşları seyrederken heyecanlanıyorum. Çok yaşlandım ama turp gibiyim. Ailenizi sevin, kendinize dikkat edin. Sağlıklı günler...”