Şenay Düdek

Bir dünya markası Sipari hep zirvede

20 Mart 2010
Tam 30 yıldır, İstanbul’da gitmediğim balık lokantası kalmadı. Araların da birlikte büyüdüklerimiz oldu. Kahraman, Park Fora, Fishmekan gibi. Ama kimse kusura bakmasın İzmir’deki Sipari’nin üstüne yok. Hatta yurt dışında da…

Kimle gittiysem, sahne, sanat, iş ya da medya dünyasından hangi dostumu götürdüysem ki aralarında balık restoranı sahipleri olanlar da var hepsinin ortak fikri, Sipari’nin bir dünya markası olduğu.
Bodrum, Antalya ve Kıbrıs ’da otelleri olan, üstelik de yemek işini çok iyi bilen bir büyüğüm Ergun Berksoy, dünyanın en iyi otellerinden birine sahip Les Ottomans’ın patroniçesi Ahu Aysan, İstanbul’un elitlerinden Selma Türkeş daha kimler ?
Bana göre Sipari’nin başarısındaki sır buranın patronu Mehmet Önen, kardeşleri ve 60 kişilik ekibi. Hepsi bir birinden güler yüzlü, çalışkan ve yaratıcı. Burada yediğiniz mezeleri bir başka yerde yeme olanağınız yok. İddia da edebilirim.

Rahatlık ve şıklık ön planda

Bir balık lokantası ya da restoranında benim aradığım ya tamamen salaş olacak ya da rahat ama şık ve sıcak. Merkez Sipari, Marina’da, şık ve rahat. Ama Hilton’un karşısında Gürel Tower’ın tepesinde yer alan şubesi olağanüstü şık.
Pazar sevgili dostlarım Nilgün Belgün, Ali Poyrazoğlu ve iki arkadaşını Gürel Tower Sipari’de ağırladım. Ali ve Nilgün, “Lütfen yaz biz böyle bir balıkçı daha görmedik ve buradaki mezeleri, tatlıları hiçbir yerde yemedik” dediler. Kışın da yazın da ayrı bir keyfi var her iki Sipari’nin. Gürel Tower’da Lounge Cafe, terasdaki bar, her iki yerde çocuklara özgü oyun alanları Sipari’yi farklı kılıyor.

Ne yemeli?

Mönüdeki başarıda Mehmet Önen’in damak tadı da önemli. Hoş iki senede 25 kilo vermiş. Ama bol ege otları, ızgara balık ve her gün 5 kilometre yürüyerek. Fakat her türlü soğuk, sıcak meze ve tatlıyı mutlaka azar da olsa tadıyor. Zaten mutfak şefi de kardeşi İbrahim Önen. Peki ne yemelisiniz? Balık pastırması havyar sütlük buğulama, balık kokoreci, sütlü balık, bademli dil mönüer, karidesli pazı sarma, Tatlılardan ise ıspanak, karpuz, kabak tatlısı ve de meyve-sebze cipsleri ile sakızlı muhallebi.

Yazının Devamını Oku

Vatandaş çok dertli halkın öfkesi dinmedi

17 Mart 2010
Hafta sonu Alsancak Liman’dan, Fahrettin Altay Meydanı son durağa kadar yürüdüm.

Yolda, mesleğe ilk başladığım yıllarda, Yazı İşleri Müdürüm olan sevgili büyüğüm Tayfur Göçmenoğlu ile karşılaştım. Çok da mutlu oldum. Aradan 30 sene geçmiş ama hâlâ yakışıklı ve kibardı. Yazılarımı keyifle okuduğunu söyledi. Kısmetse en kısa sürede, bir araya gelip sohbet edeceğiz. Bu arada ayak üstü de olsa İzmir sorunlarını tartıştık.
Köpek pisliklerine bulaşmamak için sek sek yaparak evine gelmiş.” İzmir iyiye gideceğine kötüye gidiyor ” dedi.
Değişen bir şey yok
Göztepe durağında otobüse bindim. Yanımda 55-60 yaşında bir hanımefendi de dert yandı. Sağ olsun o da yazılarımı yakından takip ediyormuş. Özellikle otobüs şoförlerinin pek çoğunun kabalığından söz etti. Akşam yakın dostum, Ege’nin en çok okunan yazarlarından sevgili Hamdi Türkmen ile yemekte aynı konuları konuştuk. O da Milliyet’deki köşesinde defalarca 60 yaş toplu taşıt uygulamasının Büyükşehir Belediyesi’ni sıkıntıya sokacağını yazdı durdu. Ama vatandaş hala çok dertli ve öfkeli. Çünkü değişen bir şey yok.
Eve geldim Tevfik Olgun adlı bir okuyucum bir mail atmış. Noktası, virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyorum. Artık bu konuyu da burada noktalıyorum. Söz sırası yetkililerde.
Evet buyurun Tevfik Olgun’un bana gönderdiği maile:

Yaşlılar rencide oluyor

Sayın Düdek,

Yazının Devamını Oku

Harika fasıl ve yemekler Sosyetik Kebapchi süper

14 Mart 2010
İstanbul’da yaşarken eğlence anlayışım farklıydı. Gazinolar, lüks restoran ve barlar en gözde yerlerimdi.

Sanırım biraz da yaş ilerleyince daha sakin yerleri tercih etmeğe başladım.
Özellikle birkaç dostum ve de canım kadar sevdiğim kardeşlerimle, İzmir’de iyi yemek yapan, şık, kaliteli ve şayet müzik varsa kulağımı rahatsız etmeyen yerlere gidiyorum daha çok.
Yüksek volümlü müzik yapan yerler beni boğuyor. Özellikle fasıl ve Türk Sanat Müziği’ne hayranım. Sonunda İzmir’de kendime göre bir yer buldum. Üstelik de evimin hemen yakınında ve de çok keyifli bir mekan.
Yemekler, servis, personel süper. Bir de patronları var Kadir Pordoğan. Çok beyefendi. Yıllarca yurt dışında kalmış. Eğlence sektöründe hatırı sayılır işlere imzasını atmış. Sonunda da ‘Bambam’ lakaplı, milli basketcimiz, rahmetli Halil İbrahim’in ölümünün ardından, eşinin işlettiği Sosyetik Kebapchi’yi devralmış. Harika bir de dekorasyon yaptırmış.
Tam üç kez gittim. İstanbullu dostlarım Uğurkan Erez, Faruk Saraç, manken arkadaşlarım bayıldılar. Yalnızca yemekler değil, fasıl ekibi ve solistleri Esin ortalığı yıkıp geçiyor.
Öğle yemeklerinde zor yer buluyorsunuz. Haftanın üç günü, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi de önceden yer ayırmanız şart. Buranın en önemli özelliği de aşırı hijyen oluşu. Mutfak açık. Bülent Usta bu işi iyi biliyor.

Starlar, siyasetçiler müdavimi

Kanunda eskiden tanıdığım, Ömer Tütüncü harikalar yaratıyor. Ömer Yeşim Salkım’a çaldı uzun süre. Şimdi yeni bir albümü çıktı. Ekibin tamamı konservatuar mezunu. Esin, Mehmet, Yasin, Samet sazlarını konuşturuyorlar. Sayın Valimiz Cahit Kıraç, Ticaret Odası Başkanı Necip Kalkan, Yaşar Aksoy, Cemal Özgörköy, Ender Yorgancılar, Enis Alagöz, Amerika’da ödüllü ünlü Mimar ve Aksoy Plaza’nın yaratıcısı baba oğul Orhan-Selim Erdil, Berdan Mardini, Hakan Altun, Murat Dalgılıç, Selami Şahin buranın müdavimleri arasındalar. Hesap konusunda da endişe etmeyin. Gayet normal. ? Telefon: 0.232.464.81.07 ve 464.81.30

Yazının Devamını Oku

İstanbullu pek çok yatırımcı kaçarken İzmirli kahraman trilyonlar yatırıyor

13 Mart 2010
İzmir’e geldiğim günden itibaren güzellik salonlarında, eğlence yerlerinde, butiklerde, alış veriş merkezlerinde, hep Kamuran Habif’in adını duydum.

Yakın dostum Gülengül Uslu, İzmir’in popüler dergisi Diva’nın en hızlı ve başarılı paparazilerinden Volkan Baş, A Plus’dan Bilgen, Bay Habif’in, bonkörlüğünden, yanında çalışanlara olan sevgi ve saygısından söz etti hep. Onun için kazanmaktan çok İzmir’e yatırımlar yapmak ve bu sayede de yüzlerce insana iş olanağı yaratmak önemliymiş.
Bir zamanlar yanında çalışanlara başarılı oldukları evlendikleri ya da çocukları olduğu an kese ile altın dağıtırmış. Kirasını ödemekte zorluk çeken kiracılarına yardım edermiş.
Böylesine bir karamanı sizlere tanıtmak istedim. Öyle fotoğrafları çıksın, röportajları yapılsın hiç sevmezmiş. Neyse 1996 yılında kurduğu Ran Group, Beymen Business, Altınyıldız Classics, Network, Fabrika, Ranello ve George Henry markalarını bünyesinde barındırıyor. Bu mağazalar Alsancak, Konak Pier, Ege Park Mavişehir AVM, Forum Bornova AVM, Susurluk ve Aydın’da yer alıyor. Binlerce kişiye ekmek verdiği için ve bu ekonomik krizde hala yeni yerler açtığı için Kamuran Habif ve oğlu Enis bana göre kahraman o nedenle bu kadar önemsedim kendilerini. Yoksa bir yudum sularını, ya da bir kahvelerini bile içmiş değilim.
 
 %100 Cafe-Restaurant&More....

Şimdi yiyecek-içecek sektöründe yeni bir markayla Habif’ler kısa sürede ağırlıklarını ortaya koydular. Konak Pier’in büyüleyici atmosferinden geçip %100’e girdiğimizde bizi Türkiye’nin en önemli mekan tasarımcılarından Levent Penso’nun yaratıcılığını sergileyen country tarzı karşılıyor.
ilk olarak,.. yerdeki karoların dokusundan taş duvarların yapısına, İzmir’in eşsiz deniz manzarasından iç mekanın konforuna kadar her şeyi ile muhteşem bir cafe-restoran olmuş % 100.

Yazının Devamını Oku

Sayın Başkan Mustafa Sarıgül Müzeyyen Abla seni bekliyor

10 Mart 2010
Hafta arası bir günlüğüne Bodrum’a gittim. Milas da benzin aldım.

Baktım markette yeni çıkan albümler. Hazır Bodrum’a giderken hemen Müzeyyen Abla’nın (Senar) bir CD’sini kaptım. Evine gidip belki imzalatırım diye. Malumunuz Müzeyyen Abla felç geçirdikten sonra İzmir Urla’daki evini tamamen boşaltıp kızı Feraye’nin yanına yerleşti. Allah herkese Feraye gibi evlat versin bu arada.
Annesine çok iyi bakıyor. Sahnelerin bana göre en eğlenceli şarkıcılarından sevgili Haluk Kunter, Müzeyyen Abla’nın ‘Saklı Kayıtlar’ adıyla bir uzun çalar ve CD’sinin çıktığını aslında on gün önce söylemişti. Evimde kız kardeşimin hediyesi pikap olduğu için DR’dan bir uzun çalar almıştım zaten. Ama dinlemek kısmet olmamıştı. Neyse yol boyunca ‘Müzeyyen Senar-Saklı Kayıtlar 1934/1996’ adlı albümü defalarca dinledim. Vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.
Yol su gibi aktı. Harika, olağanüstü. Herkesin müzik arşivinde olması gerekli bir CD. Bir de minik kitap var. İçinde ise Müzeyyen Abla’nın bu güne değin hiç bir yerde yayınlanmamış fotoğrafları. Yine hiçbir magazin organında çıkmamış haberlere, yaşamından kesitlere yer verilmiş.
Yapımcılığını eski arkadaşlarım Burhan Bayar ve Burak Kut üstlenmiş.
‘Dün Gece Mehtaba Dalıp’, ‘Gecenin Matemi’, ‘Ömrümüzün Son Demi’, ‘Benzemez Kimse Sana’, ‘İzmir’in İçinde Vurdular Beni’, ‘Sevmekten Kim Usanır’, daha neler . Hani şeytan dedi, çek arabayı Bafa Gölü’ nün kenarına, aç bir Terra Merlot-Cabernet Sauvignon, hem Mey’in Satış Yöneticisi Berat Şanlı’yı an demlenirken, hem de albüme emeği geçenleri bir güzel kutla.
Mutlaka ama mutlaka alınması gerekli bir CD.

Can çok pişman Petek direniyor

Can Tanrıyar ve Petek Dinçöz bu renkli dünyada arkadaşlık yaptığım birkaç isimden biridir.

Yazının Devamını Oku

Dünya Kadınlar Günü’nde kadına şiddet devam ediyor

7 Mart 2010
Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Peki nereden çıktı bu gün? Bilenler bilmeyenlere anlatsın.

Bir bilen olarak da ben, bilmeyen okuyucularımı bir aydınlatayım dedim.
Aslında kimse kusura bakmasın, bu tarz günler, beni rahatsız ediyor.
Yok ‘Sevgililer Günü’, yok ‘Dünya Kadınlar Günü’.
Zaten kadının kıymetini ‘Cennet annelerin ayağının altındadır’.
Sözleriyle Hz. Muhammet ortaya koymuş. E Atam da, kadının değerini ortaya koymak için, devrimler yapmış.
Önemli olan erkek milletinin dünyanın neresinde olursa olsun, anasının, bacısının, karısının evdeki kızının değerini bilmesidir. Bu yazıyı yazarken gözüm ekrandaki diziye takıldı. Kadın, “Benim üç ağabeyim var. Babamın anamın gözünde hepsinin bir değeri var ama benim yok” diye iki gözü iki çeşme ağlıyordu. Rol gereği de olsa ne yazık ki günümüzde de durum pek farklı değil.
Neyse gelelim bu özel günün tarihine. 8 Mart 1857 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde yaklaşık 40 bine yakın dokuma işçisi, daha iyi şartlar altında çalışmak istediklerinden, greve başladılar.

Yazının Devamını Oku

Tarkan’ı çevresi sonunda yaktı

6 Mart 2010
Tarkan’ı Yalova’da çalıştığı yıllardan tanırım.

Hepimizin hayatında eksiler, arttılar olmuştur.
Önemli olan hatalardan ders almak ve doğru yolu bulmaktır.
Türkiye’de şöhreti yakalamak kolay, ama zirvede kalmak çok zordur.
Seveniniz kadar size düşman olanlar da çoğalır.
Sizi aşağıya çekmek, yok etmek için bir bakarsınız en yakınlarınız bile harekete geçmiştir.
Bu renkli alemde dost yoktur. Çıkarsal ilişkiler hep ön plandadır.
Tam 30 yıldır ne engerek yılanlar gördüm. Sokmak için tıslayan .

Yazının Devamını Oku

Pop’un yeni yıldızı Mercan’la ilgili Müzik dünyasını karıştıran büyük iddia

28 Şubat 2010
Müzik dünyasının çok yakından tanıdığı bir isim

Söz ve besteleriyle de, pop müziğinin pek çok isminin şöhrete ulaşmalarında etken oldu.
Pazartesi İzmir’deydi.
Bir yemek yedik. Sahne ve müzik dünyası ile ilgili, ilginç olaylardan söz etti.
Yeri geldikçe yazacağım.
Ama, şu an müzik dünyasına fırtına gibi giren, Mercan adlı genç şarkıcı ile ilgili iddiası beni şaşırttı.
Hande Yener bu işe ne der bilemem ?
Çünkü iddia onu da ilgilendiriyor.

Yazının Devamını Oku