Ama hiç yemedim. Fakat 1995 yılında, İzmir’de kurulan bir markanın, önce Türkiye’ye, ardından da yurt dışına açılmasını alkışladım tabi. O nedenle de desteklemeye karar verdim. Patron Abbas Türker. Yakışıklı ve de gencecik oğlu Tolga Türker’i, kurumun başına, Genel Müdür olarak oturturmuş. Oğlu ile birlikte yatırım hizmetlerini daha da hızlandırmış. www.pizzapizza.com.tr internet sitesi ile de, tüm Türkiye’den gelen siparişleri, karşılamaya başlamışlar.
Türkiye’de 170 restoran
Call- Center olarak günde, ortalama 5000 çağrı alıyorlar. Pizza Pizza’nın franchising giriş bedeli, 30 bin TL. Pizza Pizza’nın, Türkiye genelinde 170 restoranı bulunuyor. Yurt dışında şu an hizmet veren, Irak’ta 1 restoran, çok yakın bir gelecekte Azerbaycan Bakü’de 4 restoran, İran ve Suriye’de açılacak, yeni Pizza Pizza restoranları izleyecek. Bu durumda 2011 yılında, 15 şube, 2012 de ise 30 restoranı hedefliyorlar. Pizza Pizza’nın yurt dışında, öncelikli hedef bölgesi, Orta Doğu. Bu nedenle, daha çok bu bölgeye yoğunlaşan firma, Sudan ve Libya ile de görüşmeler yapıyor. Pizza Pizza’nın Türkiye’de ise 7 bölgesinde restoranları bulunuyor. 45 ilde faaliyet gösteriyorlar. Pizza Pizza’nın en fazla bulunduğu, ilk 5 il ise İzmir, İstanbul, Aydın, Konya, Denizli...
Pizza Pizza’nın Hedefleri
Genel Müdür ve Pizza Pizza’nın Veliahtı, Tolga Türker, gelecekle ilgili hedeflerini şöyle sıralıyor;
-Türkiye’nin sadece büyük şehirlerine değil, her köşesine ulaşmayı hedefleyen firmamız, bu yönüyle de her bölgeden insana, iş imkânı sağlayacak.
- 2011 yılı içerisinde hedeflediği restoran sayısı, yurt içinde 15’ti, bu sayı artacak.
Bodrum Yalıkavak’ da evim vardı. Bir de dükkanım. Sattım. Hem de oturmadan. İstanbul’da gördüğüm, pek çok sahtekar, riyakar ve işe yaramaz insan, hep orada diye, vaz geçtim. Bodrum’da yaşamaktan. Neyse iki yıldır da gitmiyordum. Bu yıl, şeytanın bacağını kırdım. Bodrum her zaman olduğu gibi kıpır kıpır. İkoncanlar, görgüsüz sosyete, elitler… Günde üç-dört kez, bikini ve kıyafet değiştiren, plajda taşlı Rolex, Bvlgari ile dolaşanlar… Paparazilere, bir kare fotoğraf vermek için takla atan, meşhur olmaya çalışan zibidiler, sözde mankencikler… Ama bu arada da eğlenceyi zirveye taşıyan gerçek ünlüler…Çoook kısmetli bir yer Bodrum. Bu yıl da eğlence tavan yapmış durumda. Üstelik de şimdiden… Hoş sezon erken bitebilir. Çünkü Ağustos 1 Ramazan…
Cenk formunda
İki yıldır My Pavyon ile adını eğlencede zirveye yazdıran, kardeş kadar sevdiğim Cenk Eren, bu yıl da nazarlara gelmesine, kırık ayakla sahne almasına rağmen, eğlence severleri kudurttu. Haftanın iki gecesi, yer bulmak torpille. Bir de özlenen Tanyeli var tabi. O da fıkır fıkır. Bana göre, artık evinin kadını olmaya karar veren Sibel Barış ile sahnelerin en iyilerinden. Bu arada sevgili Cenk yalnızca şarkıcı kimliğiyle değil, patron kimliğiyle de bu yıl Bodrum’da. Beş mekana ortak. Yine iki yıldır, İstanbul’un en eğlenceli, kaliteli mix ve marjinal gece kulübü Piyasa, gece yarısı sonrası herkes için. Yine yılların ismi, özellikle İstanbulluların, Dedikodulu Meyhane’den, çok yakından tanıdığı Rita, Levendiz Meyhanesi’nde. Canlı canlı. Grek, pop, Türkçe, her telden. Gündüz ise elitlerimiz Türkbükü sahilinde. Ama renkli isimler , işletme konusunda, İstanbul’un da en iyileri arasında yer alan, Emre Ergani ve Yiğit Doğusoy’un işlettiği, Virgine Hotel’deki Beanca Beach’de
Bir yıldızlar geçidi
Eski Clup M’in olduğu Haremtan Koyu’nda, Bardakçı Koyu’nun hemen yanında, Beanca Beach bünyesinde yer alan, Bodrum Arena’ya ise yıldız yağacak. Sıla ve Serdar Ortaç ile başlayan konserler dizisi, Diva Sezen Aksu ile devam edecek. 9 Temmuz Sezen Aksu’nun ardından, 15 Temmuz’da M.F.Ö, 16 Temmuz’da Kenan Doğulu, 23 Temmuz’da genç jenerasyonun en iyi isimlerinden Demet Akalın, 29 Temmuz’da yine Tarkan ile yaptığı düet ve yeni albümüyle ortalığı yıkan, Süper Star Ajda Pekkan var. Virgine Grup’ da ayrıca Emre Ergani, Yiğit Doğusoy’ un yanı sıra, Super bir beyefendi ve başarılı bir işletmeci Ali Sayar, Nedim Binler, Önder Bekensir ve sevgili Sabi Totah da var.
Grand Yazıcı, Hilton
Yine bu yılın gözdelerinden biri de, sevgili Besim Kazado’nun (Cicom) işlettiği ve Bursalı iş adamı, Grand Yazıcı Otelleri’nin sahibi, sevgili Hayri Ağabey’e(Yazıcı) ait Grand Yazıcı Beach olacak. Bu arada Bodrum Grand Yazıcı’nın mimarisi ve odaların şıklığı dillerde. Tabi Bodrum beach zengini. Yalıkavak’ da Dodo Beach, gün batımı partileri ile ünlü Xuma Beach bunlar arasında. Bu yıl sezona ilk kez ‘merhaba’ diyen , Hilton Bodrum Türkbükü Resort & Spa, iddialı. Otel Türkbükü’ne dört kilometre mesafede. Ayrıca Bodrum’a 22 kilometre, Milas Bodrum Havaalanı’na (BJV) ise 50 dakika mesafede yer alıyor. Akşam yemeği için, çeşitli restoran seçeneklerini bünyesinde barındıran, Hilton Bodrum Türkbükü Resort & Spa, Akdeniz mutfağının değişmez ismi ‘Paparazzi’, deniz ürünleri restoranı ‘Seaport’, İtalyan mutfağının temsilcisi ‘Patio Olivia’ ve yerel tatlardan ilham alan ‘Sultan Sofrası’ ile dikkati çekiyor. Bar severler için de, özellikle akşam üstleri gün batımında , Sarnıç Bar, Kicker’s Pub, A La Mer Bar ve Lobby Bar’ın yanı sıra, iki ayrı havuz başı kokteyl bardan oluşan, zengin bar seçenekleri var.
Müthiş bir kabare şov
Neslihan keyifli bir hafta sonu için, Çamlı Köyü Güzelbahçe’de, harika bir yerden söz etti. Çamlı Keyif Restoran ve Kahvaltı Evi. Buranın müdürü Mustafa Demirtaş eski çalışanı. Ben de Mustafa’yı severim. Yeşillikler altında, nostaljik bir ortamda, kahvaltı için harika bir yer. Tabii yalnızca kahvaltı değil. Öğle ya da akşam yemekleri için de keyifli. Çeşit bol. Hafta sonu açık büfe, hafta arası ise serpme. Büfede 35 çeşide yakın lezzet var. Kaşarlı-sucuklu güveçte yumurtayı tadın. İzmir tulumu ile yaptıkları tavuk şinitzel, domates soslu kaşarlı ızgara köfte, tavuklu krep, açma ev börekleri spesiyalleri. Bir de evlere kilo ile servis yapıyorlar. Özellikle yaprak sarma, açma ev börekleri, ıspanaklı, peynirli, kıymalı, patatesli gözleme, Çamlık usulü pasta, tatlı çeşitleri... Ama ailece, çoluk, çocuk kahvaltı keyfi başka. Ağaçların altında, yeşilin her tonunda, püfür püfür esen bir havada ve kuş sesleri arasında. Ayrıca kesintisiz internet de var. Beğenilerinizi Mustafa’ya, şikayetlerinizi bana bildirin. Telefon: 0.232.236.87.68
Dikkat!
Tolgahan İstanbul’da Serenay Foça’da
Kimilerine göre ayrılar. Kimilerine göre de büyük aşk devam ediyor. Tolgahan Sayışman ile Serenay Sarıkaya’dan söz ediyorum. Aslında beni pek ilgilendirmiyor. Haber olsun diye gördüğümü, duyduğumu yazıyorum. Maksat, köşemde magazin severler için de okuyacakları bir şeyler olsun. Yakışıklı oyuncu, Muhteşem Yüzyıl’ın Nigar Kalfa’sı, Filiz Ahmet ile Cihangir’deyken, Serenay Sarıkaya ise İzmir Foça’da, Mambo Beach’de arkadaşlarıyla... Hoş, ben Tolgahan ile Filiz Ahmet’in yalnızca iki güzel arkadaş olduklarına inanıyorum. Çünkü, tam iki yıl, ikisi de, ATV’de yayınlanan ‘Elveda Rumeli’ dizisinde, birlikte oynadılar. Bu arada Sere-nay’ın da yanında, gündüz güneşlenirken de, gece eğlenirken de hep kız arkadaşları varmış.
Murat Onuk işletiyor
Bu arada, Foça’nın gözde plaj ve eğlence yeri Mambo Beach Club’u eskilerden, manken ve oyuncu Murat Onuk işletiyor. Hayli de popüler bir yer. DJ Alişan Aslan’ın partileri meşhur. Zaman zaman da perküsyon gösterileri gerçekleşiyor. Bazı geceler ise değişik şovlar yer alıyor. Gündüz plaj, gece ise kulüp olarak hizmet veren Mambo Beach Club, Foça’nın mavi ile yeşilin birbirine karıştığı enfes bir koyda.
Bir Dakika
Cumhur Kaplan’dan bir cesaret öyküsü
Bu festivalin, yıllardır beyni olan, eski meslektaşım ve can arkadaşım Ali Riza Türker, Festival Komitesi Asistanı kankam Mihrican’ı kırmamak için gittim. Allah var, Kuşadası Belediye Başkanı M.Esat Altungün ile Turizm ve Kültür Komitesi Başkanı Murat Saraç’ı da takdir eder ve severim. Ne olursa olsun, yokluk içinde, ellerinden geldiğince, Kuşadası halkını, mutlu etmeğe çalışıyorlar. Yalnız bu yılki yarışmada, çok sıkıntılar vardı. Benim de tanık olduğum. Yani güllük gülistanlık değildi. Sizler gazetede sonuçları keyifle okudunuz. Kral TV’den renkli görüntüleri, havai fişek gösterilerini izlediniz. Amma, bu benim yazdığım acı gerçekleri, kimse bilmiyor. Ha ben asla sıkıntı çekmedim. Manevi oğlum Oğuzhan Toracı, menajerim ve Medyatava internet sitesi yazarı Sayım Çınar ile keyifli bir iki gün geçirdim. Fakat yarışmanın sunucusu İclal Aydın, dört otel değiştirdi. Kral TV ekibi, kaldıkları otelde, su baskınına uğradı. Ulaşımda aksaklıklar yaşandı. Ali Rıza kahroldu. Bircan’ın vücudunda siğiller çıktı.
Yurt dışına açılacak
Amma bunun karşılığında bakın Altungün ve Saraç’ın ortak mektuplarında neler yazıyor;
Sevgili Şenay Hanım;
“Zorlu, yıpratıcı bir sürecin ardından, 19. Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması ve Festivalini, geride bıraktık. Geçtiğimiz sene, ‘Altın Güvercin’i yeniden başlatırken, açıkçası bazı endişelerimiz vardı.Uzun bir ara verilmişti ve medyada, pek çok benzeri yarışma ve program, farklı ve yenilenmiş formatlarıyla yer almıştı. Geçen sürede, müzik piyasasında da, önemli değişiklikler olmuştu. Festivali tekrardan başlatırken, hedeflediğimiz amaç, Kuşadası’nın bir marka değerini oluşturmak ve öncelikle yurtiçinde, devamında ise yurtdışında, tanıtımını sağlamaktı. Zor şartlar altında, kurumsal destek almadan, bir anlamda, kendi yağımızla kavrularak, Festivali gerçekleştirdik.
Ülkemizde gerçekleştirilen, benzeri festival ve yarışma organizasyonlarının bütçeleri ve almış oldukları (kamusal/kurumsal) destekler, göz önüne getirilirse, Kuşadası’nda bir mucizeyi gerçekleştirdiğimiz söylenebilir.”
Halkın sevinci ve bütünlüğü
Altungün ve Saraç, halkla sanatçıların, bu yıl çok iyi bütünleştiğine dikkat çekerek, katılımın çok yüksek olmasının, doğru yolda olduklarının, bir göstergesi olduğunu vurgulamışlar. Satırlarına şöyle devam etmişler;
Çok yakın arkadaşlarımdan, sevgili Leyla Maşulam, “Gel biraz dertleşelim” deyince, Atlas Havayolları ile Kuzey Kıbrıs’ın belki de en güzel sahiline sahip, Girne’deki Merit Crystal Cove’da aldım soluğu. Leyla, Merit Casino’larının CEO’su. Ben kumardan anlamam. Kıbrıs’ı sevmem. Üç aylar içki içmem. Ot gibi bir gün ve gece yaşayıp döndüm. Amma çok farklı bir Kıbrıs seyahati oldu. Beş ilçeden oluşan, 300 binin üzerinde bir nüfusa sahip, Kuzey Kıbrıs’a, bayılarak tatile gidenler var. Girne’den Lefkoşa’ya, Güzelyurt’tan Lefke’ye, İskele’den Karpaz’a ve Gazimağusa’ ya kadar ben de gittim. Fakat otel ve de çarşılarda geçti hep hayatım. Çoğu kez de ünlü isimler yanımda olduğundan, akşam da onların konseri derken, buraların tarihi ve doğal güzelliklerini pek keşfedemedim...
En yoğun turizm Girne’de
Adalılık ve Akdeniz karakterini yansıtan Girne, Kuzey Kıbrıs turizminin de en yoğun yaşandığı yer. Bizans, Lüzinyan, Venedik dönemi izleri var burada. İlk kez Girne Kalesi’ne çıktım. Tanıtım Odası, Zindanlar, ST. George Kilisesi, Vrysi Neolitik Yeri canlandırılması, bir yolculuğun tanığı, geminin sergilendiği, Batık Gemi Müzesi, Girne Limanı, Bellapais Manastırı görülecek yerler. Keza, Archangel Michael Kilisesi, İkon Müzesi, Halksanatlar Müzesi, Sourp Magar Manastırı vakti olanlar için ilginç. Yine özellikle tatil yapmak için gidenler, İngilizlerin ‘Gizemli Aşk Köyü’ olarak adlandırdıkları Karmi, muhteşem manzarası ile sizi, kendisine çekiyor zaten. Hemen Girne’ye 8-10 km uzaklıkta. Genellikle İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Amerikalılar kalıyor. Eski bir Rum Köyü. Villalar saray gibi. Yine Girne’nin 10-12 km uzaklığında yer alan, Sadrazam Köyü de inanılmaz güzel. Buranın, benim de çok sevdiğim keçi peyniri meşhur...
Bayram şimdiden dolu
Merit gerçekten güzel bir hotel. Sahili harika. İşadamı Besim Tibuk’in, Net Turizm olarak Kıbrıs’a yaptığı yatırımlar müthiş. Binlerce insan sayesinde ekmek yiyor. Girne Merit Grand Casino Clup’un, P/R Menajeri Yasemin Yılmaz ile biraz sohbet ettik. Şeker Bayramında, Sibel Can sahne alacakmış. Casino ve otel müşterileri arasında bir araştırma yapmışlar, “En çok görmekten ve dinlemekten hoşlandığınız sanatçı kim?” diye. Açık ara farkla Sibel çıkmış. On gün önce de Leyla anlaşmayı yapmış. Fısıltı ile dolmuş. Yemekte, Leyla benim balık sevdiğimi bildiğinden, deniz levrek buldurmuş. Ama ben Kıbrıs mutfağına uygun lezzetleri tatmak istedim...
Yemek ve alışveriş
Hellim ızgara, kolokos, fırında makarna, şeftali ve küp kebap yedim. Buraya özgü herşey, piroho, fırında patates, tatlı olarak da sucuk, norlu ekmek kadayıfı, paluze, sütlü börek, sini katmeri, kabak böreği çok meşhur. Haberiniz ola... Bu arada otelin mutfağı da çok başarılı. Alışveriş için size bir tiyo, Seda Sayan’dan, Sibel Can’a, Bülent Ersoy’dan, Petek Dinçöz’e, Ebru Gündeş’e, kısacası Kıbrıs’a sahne ya da tatil için gelen tüm ünlülerin çantacısı Ali Kayım, bir numara. Girne’de YSL, Chanel, Prada, aklınıza gelen tüm ünlü markalar var. Yine ayakkabı olarak Sayal, aynı şöhrete sahip ve yan yana. Giysi olarak çok özel modeller ise Mine’de. Tike, Tango Too Bouda iki önereceğim restoran. Plaj ve gece kulübü olarak da Escape... İki gün, bir gecelik Kıbrıs seyahatinden şimdilik bu kadar...
Dikkat!
Artık adı İzmir Körfeziyle beraber anılan Lamia Gemisi, 2011 yaz sezonuna, birçok yeniliklerle girdi. Ben kışın, kardeşlerimle, harika bir akşam yemeğinde buluştum Lamia’da. Gerçekten kusursuz bir gece geçirdim. Üstelik uygun bir fiyata. Özlediğim fasıl, servis, yemekler, kaliteli bir grup ile vaktin nasıl geçtiğini anlamadım. Benim kankalarımdan, Hürriyet Gazetesi, Ege Eki’nin, dünya iyisi Yazı İşleri Müdürü, sevgili Nejat Bekmen ve dostları için de Lamia Gemisi’nin yeri ayrı. Zaten o akşamki güzelliği de Nejat’ın önerisi üzerine yaşadık.
Zorluklarla baş ediyorlar
Gemide çok değerli bir insan tanıdım; Taner Başgöl. Geminin Genel Müdürü. Üzülerek çektikleri zorluklardan söz ettiler. Şaşırdım. Tam 34 yıl İstanbul’da kalan ve bu tarz gemileri bilen bir kişi olarak da bu engelleri yaratanları ayıpladım. Halbuki Lamia Gemisi ile ne güzellikler yaşanır. Ah bir bilseler. Haftanın yedi günü, Pasaport iskelesi yanından hizmet veriyorlar. Daha önce Bostanlı ve Pasaport’tan hareket vardı. Biz Pasaport’tan, bir kız kardeşim de Karşıyaka’dan binmiştik. Şimdi işletme zorlukları nedeniyle, sadece Pasaport iskelesi yanından hizmet veriyor. Haftanın yedi günü, balık restoranı ve güvertelerindeki cafe -barları ile körfezi size gezdiriyor. Saat 18.00’den itibaren kapılar açılıyor. Lamia Gemisi’nde hafta içi, girişler ücretsiz. Fiks menü almak zorunluluğu da yok. Normal yedikleriniz, içtikleriniz. Gruplar için ise özel bir fiks uygulamaları var. Ayrıca isteyenler için de alakart menü sunuyorlar...
Canlı performans
Menü bu arada zengin. Taner Bey, “Bizim yemediğimizi müşteriye vermeyiz” diyor. Hayli geniş bir deniz mahsulleri seçenekleri var. Özel dil balığı kavurma, Girit usulü ahtapot ızgara, kiremitte pazı sarma, Lamia lezzetlerinden sadece bazıları. Giritli, göçmen bir aileden gelen, Lamia Gemisi mutfak şefi Giray Kerman başarılı. Açık güvertelerde gerçekleştirilen, canlı DJ performanslarında, yerli-yabancı her çeşit müzik var. Ayrıca yemek salonunda, canlı müzik yapan bir orkestra her gece çalıyor. Davet, kokteyl, özel kutlamalar, nişan, düğün törenleri için de, bence harika bir seçim. Hafta sonları geç saatlere kadar eğlenmek isteyenler için, hoş seçenek var. Ama cuma ve cumartesi yalnızca... Gece partileri, 23.00’de başlıyor ve İzmir Körfezi açıklarında, saat 03.00’e kadar devam ediyor. Lamia’nın yenilenen web sitesinde menü detayları, fiyatlar ve programlar kolaylıkla görülebiliyor. Daha geniş bilgi için;
Tel: 0 232 484 8441 ve 0 530 419 72 84
Biraz da magazin
Demet ile Önder’i Bodrum ayırdı
İzmirliler için gerçekten hoş bir proje. 20 Haziran’da birinci bölüm başladı. 8 Temmuz’a kadar devam edecek. İkincisi 11 Temmuz’da, üçüncüsü ise 1 Ağustos’ da başlayacak. Üçer haftalık periyotlar halinde, 19 Ağustos’ta da sona erecek. İzmirli küçükler için gerçekleşen bu yaz okulunda, hafta içi beş gün boyunca, 09.00-13.00 saatleri arasında, minikler ağırlanacak. Programa katılan çocuklar, havuz ve tenis kortunda, uzman eğitmenler eşliğinde, tenis ve yüzme dersleri alarak, hem spor yapmış, hem de öğrenmiş olacaklar. 6-12 yaş grubundaki çocukların, yararlanabilecekleri yaz okulu, sabah hafif bir kahvaltıyla başlıyor. Öğle yemeği ile son buluyor. Yaz okulu programı, her şey dahil 750 TL. Bu projeyi, otelin Genel Müdürü Rıza Elibol düşünmüş. Aslında, Elibol’un gelmesiyle birlikte, gerçekten Swissôtel Grand Efes’te çok şık güzellikler yaşanmaya başlandı...
İlginç bir yaşam öyküsü
Pınar ile sohbet ederken, yanımıza otelin baş aşçısı Wolfgang geldi. Harika sıcak kanlı bir adam. Pınar’dan, Elibol ve Wolfgang’ın ilginç yaşam öykülerini öğrendim. Elibol’un eşi Anna Kazakistan’lı, Wolfgang’ın ise Türk. Elibol ile Wolfgang çok eski dost. Fakat yıllar sonra yeniden İzmir’de bir araya gelmişler. İkisinin de eşleriyle tanışma öyküleri hoş. Elibol da Wolfgang da İzmir ve İzmirlileri çok seviyor. Yaşam öyküleri ilginç olan, Swissôtel Grand Efes’in beyni Rıza Elibol ve Tuncay Beyaz ile birlikte sağ kolu olan Wolfgang’ı, bugünkü köşeme konuk etmeye karar verdim. Özellikle Elibol, “İzmir ve İzmirlileri kucaklamaya” geldim dediği için de İzmirlilerin, bu güzel adamı daha yakından tanımasını istedim... Eşleri ile birlikte, hafta içi bir araya geldik. Ortaya hoş bir sohbet ve Mehmet Kurt’un çektiği hoş fotoğraflar çıktı... Buyrun...
Kazakistan’da büyük aşk