Şenay Düdek

Sissus Başhekimi Sevinç; ‘Destek ve ilgi bekliyoruz’

17 Ağustos 2011
Çeşme gibi bir turizm cennetinde, öncelikli bir tatil yöresinde, bir özel hastane, gerçekten önemli...

Devlet Hastanesi’nin kadrosu, özellikle yaz aylarında, bu konuda yeterli değil... 2006’da açılan Sissus, 1.5 yıllık bir aradan sonra yeniden küllerinden doğdu. 75 personel ve 20 uzmanla çalışmalara başladı, bildiğiniz üzere... İşletmeciliğini hakim hissedar Ayhan Savaşan Grubu yapıyor. Başhekimliğini ise, benim 30 yıllık güzel ve can arkadaşlarımdan Prof. Dr. Erkan Sevinç üstlendi. Erkan ile her zaman gurur duymuşumdur. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik. Aslında sık sık da Çeşme, Bodrum ve İzmir’de karşılaşıyorduk. Zaten Erkan uzun süre de Bodrum Devlet Hastanesi Başhekimliği de yaptı. Sissus’tan hala pek çok kimsenin haberinin olmaması, beni rahatsız ediyordu. İstanbul’dan hangi dostum, arkadaşım gelse, “Yahu Şenay, Çeşme’de başımıza Allah göstermesin bir kaza gelse, İzmir’e gelinceye kadar yandık” diyordu. Hatta kulakları çınlasın ve Allah kurtarsın, sevgili Aziz Ağabey (Yıldırım) da bir keresinde, “Bizi Çeşme’ye davet ediyorsun da İzmir sıcak, bende tansiyon, şeker var. Bir şey olsa doğru dürüst bir hastaneniz yok” demişti. Ben de kendisine, “O zaman gelin yatırım yapın” demiştim.Neyse... Gelelim Sissus Hastanesi’ne. Sevgili Erkan’ın başta olması, hastane için çok büyük bir kazanç öncelikle. Nitekim, o kadar çok ilgili ve hastaneyi uçurmak, tanıtmak istiyor ki, inanın bu haber röportajı yapıncaya kadar, benim peşimi bırakmadı... Buluştuk ve epey de sohbet ettik...

Her şey yenilendi

Erkan, “Hastanemiz, 12 branşta (KBB, dahiliye, ortopedi, beyin cerrahisi, kadın doğum, çocuk sağlığı, göz, genel cerrahi, anestezi, biyokimya ve radyoloji) hizmet veriyor. Çok da iyi bir kadro kurduk Şenay’ım. Tüm cihazları elden geçirdik. Sıfır gibi yaptık. Özellikle ameliyathane, radyoloji ve acil servis bölümünde tamamen yenileme yapıldı” dedi. Bu arada hastalara çok özel fiyat uygulamalarına da başladıklarını belirterek, bu konuyla da ilgili sevgili Erkan şöyle konuştu:
“Hastanede son teknoloji cihazların yer aldığı görüntüleme merkezinin yanı sıra, tam donanımlı acil servis de var... Modern 2 ameliyathane, 5 yıldız otel konforunda hasta odalarının yanı sıra ambulans ve yoğun bakım hizmetleri de hastanede bulunuyor. Bu arada, Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) asgari ücret tarifesinin yarı fiyatına hasta kabulüne başladık. Anlaşma için de SGK’ya başvuru yaptık. Tahliller ve film çekimlerinde de SGK başvurusu onaylanana kadar yarı ücret alacağız. TTB’de 140 lira olan muayene ücretinin yalnızca 70, 150 lira olan film ücretinden de 75 lira katkı payı alıyoruz.”

Büyük atılım var...

Erkan’a açıldıklarından bu güne değin, ne gibi yeniliklerin olduğunu sordum. Yanıtı hazırdı:
“Vallahi Şenay’ım, biliyorsun 20 Haziran’da hizmete girdik. İnsanların ayağını alıştırmak için de büyük çaba harcıyoruz. İki aya yaklaşan bu süre içinde, tüm branşlarımız ve doktorlarımızla, özellikle Çeşme’nin misafiri olan, yerli ve yabancı turistlere hizmet verdik. Acil servisimiz ve iki ambulansımız birçok vakaya, anında müdahale etti. Bugüne kadar günde 100’e yakın hasta, hastanemiz sayesinde sağlığına kavuştu. Bunlara ek olarak gelen talepler üzerine, hastanemize yeni branşlar eklemek için, Sağlık Bakanlığı’na başvurduk. Bunlar arasında dermatoloji, fizik tedavi, üroloji, estetik cerrahi, nöropsikiyatri, nöroloji, kardiyoloji önde gelmektedir. Bu bağlamda başvurumuzu yaptık. En kısa zamanda sonuç bekliyoruz.”

Belediyeden destek bekleniyor

Yazının Devamını Oku

Başkan Altungün Kuşadası halkını Ramazan eğlencesinde buluşturdu

14 Ağustos 2011
Kuşadası Belediyesi’nce gerçekleştirilen, geleneksel Ramazan ayı eğlenceleri, bütün hızı ile devam ediyor.

Atatürk Meydanı’nda düzenlenen etkinlik, Ramazan ayı boyunca da sürecek. Atatürk Meydanı’nda kurulan sahnede, program çerçevesinde, meddah, jonglör, Hacivat-Karagöz, sihirbaz, Kavuklu ve Pişekar, Orta Oyunu, palyaço gibi geleneksel Ramazan eğlenceleri, Kuşadası halkıyla buluşuyor. Ramazan etkinliklerinin, gördüğü ilgiden, çok mutlu olduğunu söyleyen Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, Ramazan ayının, İslam dini için olduğu kadar, gelenek ve göreneklerin yaşatılması açısından da, önemli olduğunu açıkladı. Belediye olarak her gün, bin 500 kişilik iftar yemeği de dağıttıklarını da söyleyen Başkan Altungün, “Büyük çoğunluğu Müslüman olan Türk halkı, tüm Müslüman alemi gibi, Ramazan ayına, ayrı bir önem vermektedir. Ancak ülkemizde, Ramazan ayı daha bir farklı yaşanmaktadır. Biz de belediye olarak, Ramazan geleneklerini yaşatmak, halkımıza eski Ramazan aylarını hatırlatmak için bu etkinlikleri düzenledik. Gördüğümüz ilgi, ne kadar doğru bir iş yaptığımızın, göstergesi oldu” dedi.

Afiyet olsun Peximet, Pexi’i doğurdu

Benim, ailemin, hatta pek çok İzmirlinin, tercih ettiği adreslerden biri de Peximet. Niye bu kadar iddialı yazıyorum. Gidin, görün...Gündoğdu Meydanı’ndaki yerine oturmak için çoğu kez sıraya girmek zorunda kalırsınız. Özellikle gençlerin ilgisi daha da fazla. Gerek Agora Alışveriş Merkezi’ndeki yeri, gerekse Alsancak’taki yerinde, ağırlık 13-30 yaş arası. Nedeni de en çok fiyatları. Tabi lezzet olarak da süper. E, bir de buranın tatlı dilli, güler yüzlü yöneticisi Neslihan Elcin var. Mustafa Berberoğlu, Şenol Bıçkın, Joe Kohen başarıları için, ne kadar öğünseler az.

Çeşit bol

Şimdi de Sevgi Yolu’nda Pexi var. Yani Peximet’in çocuğu. Ramazan öncesi, Hilton’a spora giderken, bazen evden erken çıkıp, kahvaltıyı yapıyordum. Ya da bir konuğum varsa burada ağırlıyordum. Fiyatlar çok ucuz. 5 TL’ye de doyabilirsiniz 10 TL’ye de. Canınız yiyecek bir şey istemezse, o zaman da soğuk içecekler, frappeler, frozenler, sıcak içecekler, kahve çeşitleri var. Kahvaltı paleti ile iki kişi rahat doyar. 9.oo TL. Salatalarda içinde Akdeniz yeşillikleri olan, üzerinde özel pane peyniri, mercimek köfte, zeytin, mısır ve sebze kroketi olan Gov Gov Vejeteryan Salata’yı bir deneyin. Ana yemeklerde Pexi beğendili köfte, Zababir önerim. Tost, makarna, dürüm, lavaş pizza çeşitleri, bu mübarek Ramazanda, iftar açmak isteyenler için süper. Bir pastaları var ki, Joe Kohen bu işi iyi biliyor...

Biraz da müzik...    
İhanete klip çekti

Yine ben demiştim demeyi istemiyorum. Ama Demet Akalın ile Önder Bekensir ayrıldılar. Demet, Önder’in ihanet ettiğini, Twitter’da, “Yaşlı teyzenin koynundan çık. Çöpe attığım elbiselerini topla” şeklinde twitt ile duyurmuş. Üzüldüm. Çünkü Demet, çok sevdiği Cenk Eren ile Önder yüzünden bir birlerine girmişlerdi. Hem de 15 gün önce. Koca bir dostluk, Önder yüzünden bitmişti. Yani kalk sen, bu kadar fedakarlık yap, erkeğin için her yere kalkan ol, ama ihanete uğra. Ama yine de yarın, bir gün barışabilirler de bu alem öyle... Neyse, bir yandan oruç tutan, öte yandan da işlerine ağırlık veren Demet, intikamını yeni klipi ile alacak sanırım. Çünkü ‘Aşk’ adlı başarılı albümünde yer alan, onca şarkı varken, ikinci klipini ‘Sabıka’ya çekti. Twitt’de de Önder için, ‘sabıkalı’ deyimini kullanmıştı. Şarkının sözleri de sanki Demet’in bugün ki yaşadıklarını anlatıyor, işte buyurun; 

Yazının Devamını Oku

İzmirliler hizmet bekliyor Seçimlerde kıyamet kopacak

13 Ağustos 2011
Aslında ilk, sevgili dostum Hamdi Türkmen’in, Milliyet’teki köşesinden

‘isyancı’ diye adlandırılan, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, Menderes Belediye Başkanı Ergun Özgün, Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak ve Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasındaki, ihtilafı, görüş ayrılıklarını ve hatta bana göre hiç te seviyeli olmayan kavgayı öğrendim...

Bugüne değin de yalnızca uzaktan izledim... Cuma gününden itibaren, ikindi, akşam ve teravi namazlarını, değişik camilerde kılmaya çalıştım. Köşemde buna değinmemin nedeni, sakın yanlış anlaşılmasın... İbadet de gizlidir. Kabahat de. Ama gittiğim her camide, namaz öncesi ya da sonrası, halk bu kavgayı, ihtilafı sorunca bana, o nedenle konuya, camilerden girdim...Yani ibadette bile bu konu tartışılıp, konuşuluyor...

İnsanlar soruyor

Kimse kusura bakmasın. Çok okunan ve de tanınan bir yazarım. Tabii bunu da en çok televizyona borçluyum. O nedenle yalnızca camide değil, yolda, çarşıda pek çok insan tanıyıp, ne düşündüğümü ve neden fikirlerimi köşemde yazmadığımı soruyor. Sonunda; benim değil de onların fikirlerini buradan aktarmak istedim. Bir kere Eşrefpaşa’dan Alsancak’a, Güzelyalı’dan Konak’a, Basmane’den Yeşilyurt’a varıncaya değin, kiminle konuştuysam, CHP’li belediyelerin ne yazık ki, çalışmadıklarını söylüyorlar. Hatta tabiri caiz ise, İzmir halkını çantada keklik olarak gördüklerini belirtiyorlar...

Mail yağıyor

Yalnız bu semtlerde değil... Gelen yüzlerce mailler de öyle. Kimseyi tek tek hedef göstermek istemiyorum. Çünkü sonrasında, destan şeklinde belediye başkanlarından, özellikle yukarıda adı geçenler arasından, pek çok isim savunma gönderiyor. Bana ne beyler! Halk sizden hizmet bekliyor. Sizleri şikayet ediyor. Özellikle de Sayın Aziz Kocaoğlu’ndan rahatsızlar. Halkın içinde olmadığından, halkın sorunlarıyla pek fazla ilgilenmediğinden yakınıyorlar.
Ben 34 sene İstanbul’da yaşadım. İstanbul öyle bir yol aldı ki, bir dünya kenti, bir metropol oldu. Keza sevgili arkadaşım Mustafa’nın (Sarıgül) Şişli’si aynı şekilde. Ben AK Parti’li değilim. Ama bu seçimlerde AK Partili bakanlar Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay’ın İzmir’e nasıl sahip çıktığını gördüm. Sayın Aziz Kocaoğlu, İzmir Körfezi’nde yüzüleceğini söylüyor, ben de “Büyük hayal” diyorum. Sokakları yürüyerek arşınlıyorum. Rezalet. Pislik, sinekler, koku... Konak’ın orta yerinde sahipsiz köpekler, ağlanacak halde bir Saat Kulesi...İzmir bitmiş... Kimse de kusura bakmasın. 34 sene sonra geldiğim İzmir’de, şehir yerine köy buldum köy. Bazı gazeteci arkadaşlarım da yine kusura bakmasınlar, dirsek teması ile gazetecilik yapıyorlar. Neyse...

Yazının Devamını Oku

Yalnız İzmir değil, Türk turizmine katkımız büyük

10 Ağustos 2011
Muzaffer Tağıl, turizm ve otelcilik sektöründe, çok genç yaşta büyük başarılara imza atan bir arkadaşım.

Üstelik de hemşerim. Kaya İzmir Thermal & Convention’un başına geldiğinde bir görüştük. Ben prensip gereği davetlere, açılışlara gitmediğim için, pek fazla yanında olamadım. Ama o tarihte Muzaffer’e, bir röportaj sözü verdim. Çünkü, gerçekten başarılı bir isim... Hem sizlerin, hem de sektörün, onu daha yakından tanımasını istedim. Kısmet bu güneymiş. Kaya İzmir Thermal & Convention’un basın ilişkilerinden sorumlu, dünya tatlısı Burcu Şakar’la buluştuk. Ve sizlere, bu Ramazan gününde, dilerim keyifle okuyacağınız bir röportaj çıkmıştır... Buyrun...

Oteller zinciri kurdu

ŞD: Kaya Grup olarak İzmir Thermal & Convention’u İzmir’e açılmasının nedenleri?MT: 1975 yılında kurulan Kaya Holding A.Ş, yavru vatan Kıbrıs’da dahil olmak üzere, Ülkemizin çeşitli bölgelerinde, oteller zinciri kurmuştur. Yönetim Kurulu, Onursal Başkanı, Sayın Burhanettin Kaya, resort, dağ, şehir, spor konseptli otellerinin yanı sıra, bir de sağlık oteli ile hizmet sektöründe yer almayı istemiştir. İzmir Balçova’da yer alan, Agamemnon Kaplıcaları’nın bulunduğu bölgede ihaleye çıkarılan, eski Prenses Otel’i, 20 seneliğine Kaya İzmir Thermal & Convention’u hizmete açmıştır.
ŞD: Memnun musunuz? İzmir’e maddi manevi ne kattığınızı düşünüyorsunuz?MT: Bir İzmirli olarak çok memnunum. Sağlık, kongre oteli olarak hizmet veriyoruz. Kongre merkezimizde, düzenlediğimiz kongrelerle, ekonomik anlamda hareketlenmeler yaşandı. Düşünün, gelen konuklar, İzmir’i tanıma fırsatını buluyor. Taksicisinden, her türlü esnafa kadar, herkes öyle ya da böyle, bir şekilde ekonomik anlamda artılar yaşıyor. Şu an bünyemizde bulunan, beş adet toprak zemin tenis kortumuz var. Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF), Türkiye Tenis Federasyonu ve Gökhan Dönmez Tennis Academy tarafından, organize edilen ITF Uluslararası Tenis Turnuvası’nda, ana tablo maçları, bu sene otelimizde yapılıyor. Almanya, İtalya, İspanya, İngiltere, Ukrayna, Rusya, Bosna Hersek, Slovanya, Bulgaristan, Amerika, Meksika, Portekiz, Romanya ve Brezilya’nın da aralarında bulunduğu, 30 ülkeden, 300 sporcunun katılımıyla gerçekleşen turnuvanın, İzmir’de düzenlenmesi, yalnız İzmir için değil, Türk turizmi için de büyük artı.

En modern cihazlar

ŞD: ‘Türkiye’nin en modern ve en kapsamlı termal kür merkezi bizde’ iddiasına neye dayanarak yapıyorsunuz?MT: Fizik tedavi ve rehabilitasyon, uzmanlık sabır ve titizlik gerektiren bir kavramdır. Hijyenimize, modern cihazlarımıza, ama en önemlisi, güler yüz ve sıcaklığın eksik olmadığı Kaya Termal Kür Merkezi’nde, her biri konusunda uzmanlaşmış, sağlık ekibimize güvenerek, yola çıktık. Medikal masaj konusunda, müthiş donanımlı masör ve masözlerimiz, manue terapi konusunda, uzmanlaşmış fizyoterapistlerimiz eşliğinde, kişiye özel bir tedavi programı uygulayarak, hastalarımızı, özel kılıyoruz. Elektroterapi bölümümüzde, 5 adet chattanooga kombine elektroterapi cihazları kullanmaktadır. Multi-fonksiyonel elektroterapi aletleri (Chattanooga), kısa dalga diyatermi aletleri, servikal ve lomber traksiyon aleti / multi-fonksiyonel germe aleti (Chattanooga), parafin ekipmanları hastalarımıza tedavi uyguluyor ayrıca.

Kaplıca kür merkezi

ŞD: Kaç kişilik bir ekip var? Ne gibi rahatsızlıklar tedavi ediliyor? Nasıl?

Yazının Devamını Oku

Mevlana’nın nasihatinde birleştiler eski Alsancaklılar kenetlendiler

7 Ağustos 2011
Yıllardır tanıdığım ve sevdiğim bir arkadaşım, Avukat Banu Ergut aradı. Çok heyecanlıydı.

Alsancak’ta doğup, büyüyen, okuyan, çalışan, gençliği ne olursa olsun Alsancak’ta geçenlerin, çok güzel bir topluluk oluşturduğunu söyledi. Beni de gruba davet etti. Hz. Mevlana Celaleddin Rumi’nin dediği gibi, “Gel gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister Mecusi...” nasihatiyle, tam 3000 kişinin bir araya geldiğini açıkladı. Şaşırdım... 27 Temmuz’da Magambo’da ikinci toplantılarını yaptılar. Sırasıyla diğerleri gelecek. Müthiş bir coşku, eğlence ve sevgi yumağı içinde herkes, kenetlenmiş durumda. Bayıldım. Aslında amaçları yalnızca eğlence değil tabii. İzmir için güzel duygular içindeler. Özellikle de Alsancak’ı kurtarma... 

İki ayda müthiş patlama

Banu iki ay önce, bu birleşimin temellerinin atıldığını söyledi. Ege Güral bu grubu kuruyor. Kendi çevresindeki arkadaşlarını, listesine ekliyor. Annesi zamanında Gazi İlkokulu’nda öğretmenlik yapmış. 1961 doğumlu, birçok Alsancaklının da sınıf öğretmeni. Aynı zamanda bir internet radyosunda da müzik yayını yapıyor olması sayesinde, Ege Güral, annesi kanalıyla, 3 haftada 2000 kişiye ulaşıyor...  Banu gruba ilk katıldığında, duyduğu hislerini şöyle açıklıyor:
 “Gruba ilk girdiğimde gördüğüm şu oldu; Levanten, Musevi, Rum ve Türk bildiğim, tanıdığım 40 yaş üstü kim varsa, neredeyse grupta... 40 + bir grup aslında ve o yüzden de kalite çok yüksek. Hemen 210 arkadaşımı ekledim çevremden. Bir de facebook sayfamıza girildiğinde, ilk dikkat çeken şey, bir nostalji havası. İlk haftalarda hemen herkes, Alsancak’ta 1970-1980 lerde, Alsancak sokaklarında bildik işletmeler, restoranlar, dükkanlar, bakkallar, fırınlar... Artık esnaftan ne varsa bunları yazdık... Herkesin anıları canlandı, canlandıkça coşuldu, sohbetler başladı... Herkes kendisine ait gençlik anılarını yaşadığı, mekanları tek tek işlemeye başladı. Bu arada, başka bir grup İzmir tarihine başladı... Tarihi fotoğraflar, o günleri yaşayanların anlattığı anılar, eski belediye icraatlarından tut da Alsancak’ın ilk forma girdiği yıllara kadar girildi...”

İlk buluşma, tarih canlanıyor

Banu avukat. Meslekte yapmadığı araştırmayı gruba katılınca yapmış. Çünkü sayfada devamlı tarihi sohbetler yer almış. İlk toplantı Ada Gazinosu’nda gerçekleşmişti. Çok istediğim halde yurt dışında olduğumdan gidememiştim. Banu, sayfada büyük bir aile psikolojisi yaşandığını, bakın nasıl anlatıyor:
“Tıpkı ailelerde yaşandığı gibi, arada atışmalar, kavgalar vs de olmuyor değil. Ama yönetim kadrosu, son derece dikkatli bir biçimde, yazıları takip ediyor ve kişisel haklara sahip çıkıyor. O tartışmalar tatlıya bağlanıyor...Zaten fikirlerinde ısrar edenler, kural getirmek isteyenler ve uyum sağlayamayanlar, kendilerini imha ediyorlar... Tipik İzmir psikolojisi var. Egosu yüksek olanlar kibarca ikaz ediliyor. Şu an 3000’e yaklaştı sayımız. Ama kontrollü bir büyüme yaşamak istiyoruz. Çünkü bir kulüp havasına girmek istiyoruz. Burada yaşanan tılsım kısaca “AİDİYET” olarak özetlenebilir. Robotlaşmış şehir hayatının içinde sürüklenen bizler, bir anda kendi gençliğimize, geçmişimize ve değer yargılarımıza 4 elle sarıldık bu grupta...”

Sosyal projelere yatırım

Yazının Devamını Oku

Altınkapı, Boğaziçi, oteller... Buyrun iftar sofralarına

6 Ağustos 2011
Mübarek ramazan ayının bir haftası geçti bile.

Bu sıcaklarda oruç tutmak, bazılarımıza sıkıntı ve külfet yaratıyorsa da ben çok idmanlı olduğumdan, pek fazla şikayetim yok. Eh, yazılarımı evimden püfür püfür bir esinti altında yazıp, gönderiyorum. Namazlarımı saatinde kılıyorum. Coşarsam Alsancak Camii’ne, teraviye gidiyorum. Ara, sıra siesta yapıyorum. Kısacası Ramazan ve oruçla çok güzel geçinip gidiyorum. Dilerim sizler de öylesiniz. Bu arada gelen maillerden, nerelerde iftar yaptığımı soruyorsunuz. Henüz evimde ve kız kardeşlerimin gönderdiği, zeytinyağlı çeşitlerle idare ediyorum. Ama favori ve de gideceğim yerler var tabii. İşte onların bir kısmından, sizlere bir buket sunuyorum bu kez. Herkesin damak tadına ve kesesine uygun. Buyurun;

32 yıllık bir marka ve klasik

Pek çok İzmirlinin kafasından “pahalı” imajı varsa da, bana göre değil. Çünkü malzemenin en iyisini kullanıyorlar. Bazı müesseselerde olduğu gibi helale haram karıştırmıyorlar. Bir de patronlardan biri, çocukluk arkadaşım. Cüneyt Altınkapı. Dünya güzeli karısı Gönül, yakışıklı oğlu Yiğit ve yine dünya güzeli kızı Sezen, ne yiyorlarsa onu satıyorlar. O nedenle 32 yıllık güvenilir bir marka olan Altınkapı, İzmir ve Alsancak şubeleri ile her zaman favorim. Yaz sıcaklarında, oruç tutmak çok zorken, bir de iftara yemek hazırlamak büyük bir eziyet olmaktan çıkıyor, Altınkapı sayesinde. Ramazan ayı ile özdeşleşmiş, kimi âdet ve gelenekler, unutulmaya yüz tutmuşken, Altınkapı Restoran, bu gelenekleri sizler için sürdürüyor. İftar saati, Ramazan davuluyla başlıyor. İftariyelikleriyle ve harika şişko pideleriyle, başlangıç muhteşem. Ramazanın ilk günleri, eski zamanlarda, konu komşu, yaptığı çorbalardan birbirine ikram ederken, “bir de bizim çorbamızdan tadın” derlerdi. Altınkapı, çorba menüsüyle bu âdeti fazlasıyla yerine getiriyor. Ezogelin, mercimek, domates, yayla, dil, beyin; kelle paça ne ararsanız halis kemik suyundan. Çiğ köfteler, içli köfteler, fındık lahmacunlar ara sıcak olarak seçenekleriniz. Salatbar zeytinyağlılarıyla iddialı, daha hafif yemek isteyenlere alternatif. Bu sene bakır mangallarda, tüm çeşitler hem damağınıza, hem de görsel olarak masanıza şölen havasında geliyor. İster tavuk, ister et çeşitleri, isterseniz köfteler ağır ateşte yavaş yavaş yemek isteyenlere sunuluyor. Döner yok mu demeyin. Altınkapı adıyla özdeşleşmiş olmazsa olmazı, döner. Yemek üzerine dondurmalı irmik tatlısını da unutmayalım. Gönül’ ümün yeni dondurma çeşitlerini mutlaka denemelisiniz. Yoğurtlu dondurma ve bisküvili, özellikle...Şeker hastalarının ve diyet yapanların vanilya, çikolatalısı her zaman favori. Karadut, limon ve tüm meyve çeşitleri de öyle. Askerden gelen oğlu Yiğit işletmenin başında... Köfte Cüneyt’imin sırtı yere gelmez. Kendinin kopyası ... Film tekliflerinden rahat bırakırlarsa Yiğit’i Altınkapı’yı dünyaya bence taşır... Altınkapı’da ayrıca fiks Ramazan menüsü de var. İzmir ve Çeşme için. Kişi başı 35 TL. Neler var derseniz; Meşhur balon pide, tereyağı, Erzincan tulumu, hurma, zeytin, reçel ve bal...Ardından çorba. Fındık lahmacun ve salatbar ile ana yemeklerden olan İskender döner, İnegöl ve kaşarlı köfte, piliç şiş ve piliç ızgara seçeneklerinden biri. İçecek. Tatlı olarak da, kazandibi, lor tatlısı, supangle, dondurma ve ramazanın meşhur güllacı...
Telefon: 0232 723 39 40 ve 0232 422 56 87

Hilton’la Ramazan’ın büyüsü

Benzersiz bir göz ve damak şöleni ile, Ramazan ayının hak ettiği büyülü atmosfer Hilton İzmir’de... 25 Temmuz’a kadar rezervasyon yapan gruplar bu arada %20 indirimden yararlandılar. Muhteşem İzmir manzarası eşliğinde, açık ve kapalı alanda, Level 9 Terrace ve Level 9 Restaurant’da iftar.
Türk ve Osmanlı Mutfağı’nın birbirinden leziz çeşitleri, 6 set mönü şeklinde sunuluyor. 52-61 TL arası. Tabii bir de KDV var. Set menülerde serpme iftariyelikler, zeytinyağı tabağı, çorba, İzmir köfteden, dana konfite, bademli pilavlı rulo tavuktan, beğendili kebap... Kısacası ana yemekte bol seçenek var.

Yazının Devamını Oku

Ramazan eğlencesiyle geldi her yerde ayrı bir şenlik var

3 Ağustos 2011
Efendim mübarek Ramazan ayının üçüncü günü. İzmirliler kızmasın, ama ben Ramazan’da, en çok İstanbul’u özlüyorum.

Sultanahmet’i, Eminönü’ndeki Ramazan eğlencelerini... Camilerini, Yahya Efendi, Yuşa Hazretleri, Eyüpsultan’ı... Burada bazı insanlar, Berat Kandili’nde görkemli partiler yapacak, şarap kadehlerini havada tokuşturup, ünlü bir şarkıcının, şarkılarıyla çoşacak kadar dinden uzaklar. Neyse herkesin günahı da sevabı da kendine. Benim buradan ahkam kesmem de yanlış. Ama darılmayın doğruyu yazıyorum diye de. Neyse gelelim sadede. Ege Bölgesi’nin ve İzmir’in en gözde dinlence ve eğlence merkezi Buca Gölet’te, ‘Ramazan Şenlikleri’ başladı. Şenlikler kapsamında; hediyelik eşya standı, Hacivat – Karagöz oyunu, meddah, semazen, Tasavvuf Musikisi, mehteran, Aşık ile Maşuk gösterileri gerçekleştirilecek. En kısa süre içinde gideceğim. Zaten işin mimarı da çocukluk arkadaşım Esat Coşkun ve oğlu...

Ücretsiz halk konserleri

Ramazan ayının sonuna kadar devam edecek olan etkinlik çerçevesinde; Muazzez Ersoy, Leman Sam, Kutsi, Feridun Düzağaç ve pek çok sürpriz sanatçı da sahne alacak. Bu konserler halka açık ve ücretsiz olacak. İzmir’in markalarından, Coşkun Lunapark’ın, üçüncü şubesi Buca Gölet’e yıldız yağacak. 10 bin metrekarelik alana kurulan, Coşkun Lunapark, Avrupa standartlarına uygun, 16 oyuncak ünitesiyle dikkat çekiyor. Buca Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen, Ramazan Şenlikleri kapsamında, hizmet vermeye başladıklarını belirten, Coşkun Lunapark Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Coşkun “İzmir’de bir ilki gerçekleştirdik. Böylesine kapsamlı bir Ramazan Şenliği için, başta Buca Belediyesi yönetimi olmak üzere, Başkan Ercan Tatı’ ya çok teşekkür ederiz. Bu tür etkinlikler, Türkiye genelinde rağbet görmeye başladı. Güzel İzmir’imizde, ilk defa gerçekleştirilen şenlik için, Buca halkından olumlu izlenimler edindik. Lunapark’ın, Gölet alanına kurulmasında, geç bile kaldığımızı fark ettik. Artık Bucalılar da çocuk, genç, yaşlı demeden eğlenenebileceği bir alana sahip oldu. Avrupa standardındaki oyuncak ünitelerimizle, artık Bucalıların da bir lunaparkı var” dedi. On bir ayın sultanı Ramazan’da, nostalji olmadan olmaz tabii. Hacivat ve Karagöz, küçükler için palyaço gösterileri, ateş yiyen adamlar, tasavvuf müziği eşliğinde sema gösterileri, daha pek çok etkinlik siz İzmirlileri ve Egelileri bekliyor.

Nostalji olmazsa olmaz

Şovu çok seven ve de başarılı da olan, 30 yıllık arkadaşım, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, çok dolu ve de nostaljik bir Ramazan eğlencesi ile çıkıyor İzmirlilerin karşısına. Alsancak Sevgi Yolu, Hatay Pazaryeri, Güzelyalı ve daha pek çok yerde güzel etkinlikler var. Ramazan ile artık özdeşleşen, kantonun rakipsiz isimlerinden, İzmir’e yerleşen Nurhan Damcıoğlu, bu eğlencenin starlarından. Yine TRT’nin değerli seslerinden, Ayşe Birgör, Mehsem Özşimşir Konak Ramazan Eğlenceleri’ne renk katacaklar. Yalnızca Konak Belediyesi değil tabii, Karşıyaka, Çiğli, Gaziemir, Karabağlar, Balçova... Kısacası nostalji ile dolu bir Ramazan Eğlencesi her yerde var. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Karşıyaka halkı için hayli renkli bir Ramazan programı hazırladıklarını söylüyor. İftar sonrası, her akşam, Karagöz - Hacivat, Nasrettin Hoca, Keloğlan gibi unutulmaz masal kahramanları ile güzel ve keyifli anlar yaşanacağını belirtiyor. Bu arada Carrefour Karşıyaka Alışveriş Merkezi’nde de halka açık, Ramazan boyunca etkinlikler yer alıyor. Semazen gösterileri, küçük fasıl, Kavuklu Pişekar, Meddah gibi...
Gaziemir Belediyesi 16 mahallede iftar yemek programı düzenlemiş. Belediye tiyatrocularının hazırladığı, orta oyunlar, halka eğlenceli saatler yaşatacak. Bu arada, Denizli Belediyesi de bu yıl, Adalet ve İncilipınar parklarında, her akşam iftar sonrası, renkli eğlenceler düzenlemiş. 6 Ağustos’ta ise Ahmet Özhan ücretsiz bir halk konseri verecek. Ayrıca 5 bin kişiye her akşam iftar yemeği ve 2500 kişiye de kumanya dağıtılacak...

Dikkat!

Dizi aşkı diziyle bitti

Yazının Devamını Oku

Bir düğünün perde arkası evlilik hediyesi; Range Rover

31 Temmuz 2011
Bodrum’a gitmemin nedeni bir davet demiştim. Evet, üç ay önce evlenen ve de 25 yıldır tanıdığım sevgili Sibel Barış’ın, armatör Erkan Selah ile evliliğinin ardından, verdikleri düğün yemeğiydi.

Tabii pek çok dostumla da birlikte oldum. Sevgili Melek Boz’un, bana ve yakın arkadaşlarımız, İsmail Akkaya, Ali Sayar, Arto’ya Ship A Hoy’da verdiği, minik yemek davetini ise unutamam. Bu arada, daha sonra bize katılan, sevgili Nilgün Belgün, müşterek dostumuz Eczacı Tülin ile geç saatlere kadar yaptığımız kahkaha dolu sohbet süperdi. Yine yılların arkadaşı, sevgili Haluk Kunter’in,    bodrumfatihi.com adlı internet sitesinde, yazdığını öğrendim. Çok sevindim. Başarılı olacağına inanıyorum. Düğünde fazla kalmadım. Hatta oturup kalkmam bir oldu. Çünkü, Sibel’in tabiri caiz ise şakşakçısı, yılan gözlü bir kadın, masa dağıtımını yaparken, karıştırmış. İstemediğim bir durumla karşı karşıya kalınca, keyfim kaçtı. Neyse... Sizler medyadan, magazin programlarından, bu evlilikle ilgili bilgilendiniz. Ama ilk kez benden duyacaklarınız var...
Annesi kapandıSibel ile bir zamanlar akraba gibiydik. O nedenle ailesini çok iyi tanırım. Baktım düğünde anne Hesna Hanım kapanmış. Beş vakit namaz da kılıyormuş. Kızının evliliğine en çok da o sevindi. Bu arada Selah Ailesi tam kadro oradaydı. Erkan Selah’ın ilk evliliğinden olan oğulları, Emirhan ve Ekrem de hazır bulundular. Sibel’in, rahmetli Hakan Balkaner ile olan evliliğinden doğan, kızı Pelin de düğündeydi. Bebekliğini bildiğim Pelin, çok güzel bir genç kız olmuş... Seda Sayan, Fatih Ürek, Mehmet Ali Erbil, Aydın, Arto, Tanyeli, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ve eşi o kısa sürede gördüğüm isimler oldu. Canan Yaka yine gelinliği konuşturmuş. Harikaydı. Sibel’in saçlarını, sahne, sinema dünyasında pek çok şöhretin kuaförü olan, Kırıktarak Halit taradı. Damat Bey Vakko smokin giymişti. Kendilerine ait, Onikon Otel’de gerçekleşen düğün töreninde, salon süslemeleri, İstanbul’dan Necmi Rıza ve ekibince gerçekleştirilmiş. Final, Erkan Selah’a ait, 19 milyon dolarlık teknede parti ile olmuş. Erkan Selah’ın, Sibel’e düğün armağanı olarak verdiği Range Rover Jeep’in anahtarları, Sibel’i hem ağlatmış... Hem de çok da mutlu etmiş. Bu arada, Seda Sayan’ın basın danışmanı, Özgür Aras ile biraz lafladık. Özgür, Seda’nın, tweet hayranlarını, armağan yağmuruna tuttuğunu söyledi. Kimisini tatile götürmüş. Bir engelliye akülü araba almış. Evleneceklere de tuvalet, gelinlik, ev eşyası dağıtıyormuş. Helal olsun. Allah da veriyor. Evet, bir düğünün perde arkasında yaşananlar, böyle sevgili okurlar...

Koç Ailesi’nin geleneksel yemeği bu yıl Swissotel Grand Efes’deydi

Türkiye’nin bana göre en saygın ailelerinden. Medyadan, özellikle de magazinden kaçan bir aile. Koçlar’dan söz ediyorum. Geçtiğimiz gün, Swissotel Grand Efes İzmir’de, bu muhteşem ailenin bir yemeği vardı. Kimseciklerin haberi olmadı. Her yıl, İstanbul’da gerçekleşen bu geleneksel yemek, bir İzmir aşıklısı olan Rahmi Bey’in önerisiyle, İzmir’de gerçekleşti. Yemekte, Fenerbahçe’deki sıkıntılar nedeniyle, Ali Koç yoktu. Rahmi, Mustafa ve Ömer Koç’un yanı sıra, şirketin CEO’su ve Koç Ailesi’nin yakın dostu, Bülent Bulgurlu, Azize Tarhan, Erol Monoğlu, Turgay Durak ve de aileye yakın 100 kişi katıldı. Mönüyü Rahmi Bey hazırlamış. Az ve öz. Orta bahçede gerçekleşen yemekte, Ege usulü zeytinyağlı çeşitleri, Rahmi Bey’in tarifiyla hazırlanan salata, deniz levreği ve finalde de çikolata mus varmış. 22.30’da biten yemekte, şarap Rahmi Bey’in özel kavından getirilmiş. Rahmi Bey Swissotel personeline övgüler yağdırmış. Bilginize...

Bir festival de Alaçatı’da

İDF ve İYİSANAT işbirliğiyle, bu sene ilki düzenlenen Art Alaçatı Summer Festivali, 26 Temmuz’da başladı. 15 Eylül’e kadar devam edecek festival boyunca, Türkiye’nin önde gelen sanatçı ve tasarımcılarına ait resim, heykel, fotoğraf ve video art dalındaki eserler, Alaçatı’nın mimari yapı ve tasarımlarıyla ön plana çıkan, restoran, cafe, butik otel ve galerilerinde sergilenecek.

Bir kitap: Kalp Tutulması

Kalp Tutulması, genç bir ressam kadının, Süreyya’nın öyküsünü anlatıyor. Babasız büyüyen Süreyya, annesinden başka kimseyi, hayatına kalıcı olarak sokmayan, özgür ruhlu bir kadın. Bu arada, genç kızlığından bu yana, onu yoklayan yoğun depresyon ve boşluk hisleri, zaman zaman hayatını sekteye uğratmakta. Ancak, her şeye rağmen başarılı bir ressamdır Süreyya. Bir sergisinin açılışında tanıştığı Cemal’le, ilk görüşte birbirlerine vurulurlar. Ancak Cemal’in uzun yol kaptanı olması, zamanla ilişkilerinde, kopukluklara neden olur. Süreyya bu arada, Cemal’den gördüğü şiddet nedeniyle, Kaş’a kaçar. Burada tanışacağı, kendinden 10 yaş genç Ömer, hayatına ihtiyacını duyduğu huzuru ve şefkati getirir... Yazar Zeynep Çavuşoğlu, son derece yaratıcı olan bir kadının, hem kendi dehası, hem de ilişkileriyle başa çıkmaya çalışmasını, anlattığı romanında, esasen yaratıcılık kavramı etrafında dolaşıyor.

Yazının Devamını Oku