◊ “İstanbul’un Hayaletleri” gizem, macera ve İstanbul’u birleştiren, temposu yüksek bir roman. Kitabı yazma kararını nasıl aldınız, yazım aşaması ne kadar sürdü, buradan başlayalım.
- Üç yılda tamamlandı. Başka bir fikir üzerinde çalışıyordum ve okumalara başlamıştım. Bir gün bana kuruluşundan bugüne İstanbul’un tarihini anlatan bir kitap hediye geldi ve akşam yatmadan önce kitabın kapağını kaldırdım. Kaldırış o kaldırış. İstanbul’a öyle bir daldım ki, çalışıyor olduğum fikri kenara koyup “İstanbul’un Hayaletleri”ni yazdım.
◊ İstanbul göç alan, her gün değişen bir şehir. Bu yoğun insan trafiğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Edebiyatınıza nasıl bir etkisi oldu? Şehrin hayaletleri deyince aklınıza ne geliyor?
- Şehrin hayaletleri deyince aklıma etrafımızda olan ama bakmadan geçtiğimiz, toplumun en alttakileri ve gelir düzeyine bakmaksızın tüm kimliğini gizleyen kesimler geliyor. Böyle bakınca İstanbul’un kalbinde onlarca hayalet geziyor. Son dönemde en gözüme çarpanlar yabancı göçmenler. Gençler gruplar halinde geziyor ve turistlerin arasına karışıyorlar. İşporta tezgâhı açan, hatta dükkân açanlara rastlıyorum. Kentin içinde küçük gettolar oluşmuş durumda. İstanbul’a başka kentlerden göçenler konusu ise onlarca yıllık bir olgu. Böyle bir devinimden her türlü sanatsal yapıtın çıkması doğal. Ben de bir yazar olarak üç imparatorluğun başkentinde, binbir milleti ve her kesimden insanı bir arada görmekten büyük heyecan duyuyorum.
İşte yanıtları...
“En başta Colin O’Sullivan gelir. Colin O’Sullivan 1974’te İrlanda’da doğdu.
Fransa’dan ödüllü bir yazar kendisi. Romanı ‘Killarney Blues’, Prix Mystère de la critique sahibi. Bu ödül çok prestijli polisiye kitaplara veriliyor.
Bir diğer romanı, The Starved Lover Sings, Rusçaya çevrildi. Çok başarılı bulundu. Yakın gelecekte sık sık gerçekleşen tsunami felaketinden birinde kızını kaybeden bir öğretmenin macerası.
‘The Dark Manual’ adlı romanı şu anda büyük bir Amerikan yapım şirketi tarafından TV dizisi olarak çekiliyor. ‘Black Mirror’ tarzı bir bilim kurgu hikayesi...
‘My Perfect Cousin’ adlı romanı 2019’da İrlanda’dan bir yayınevi tarafından yayımlandı ve o da çok ses getirdi. 1980’lerde geçen hikaye bize o yıllarda ergen olmanın ne demek olduğunu hatırlatıyor. Son romanı ise ‘Marshmallows’, tiyatro dünyasında Noel zamanı meydana gelen bir cinayeti konu alıyor.
Şu anda üstünde çalıştığım bilim kurgu öykü antolojisi ‘Kıyamet Alametleri’ için bir öykü gönderdi. Öyküsü de romanları kadar muhteşem, onu da belirteyim.”
Otobiyografik kurmaca türünün en önemli yazarı Annie Ernaux, “Yalın Tutku”yla yoğun bir aşk hikayesini kısa ama özlü bir üslupla anlatırken “Babamın Yeri”nde babasıyla ilişkisini irdeliyor.
Dünyanın en prestijli edebiyat ödüllerinden Booker Ödülü’nün bu yılki kazananı “Shuggie Bain” de ocak ayında yayımlanacak.
Dizi ve filme de uyarlanacak olan ve tüm dünyada yankı uyandırması beklenen birçok ödül alan “Shuggie Bain”, 80’lerin Glasgow’unda genç bir kadın ve onun farklı oğlunun hayatından sarsıcı bir kesit sunuyor.
Ceylin’in yolculuğu başladı
Çektikleri kısa filmlerle ulusal ve uluslararası birçok festivalden ödüllerle dönen Adanalı Atom Film, mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan küçük kız çocuğu Ceylin’in elverişsiz koşullara, dayatılmış sisteme ve çarpık düzene rağmen okula gitme mücadelesini konu alan uzun metrajlı filmlerinin hazırlıklarına başladı.
“Ceylin”in yapımcılarından Mehmet Sarıca, Çukurova’da tarlalarda yaşayan mevsimlik tarım işçisi kız çocuklarını görünür kılmak istediklerine dikkat çekiyor.
Ceylin’in yolculuğuna katkı sunan sinemaseverlere filmde bir sahnede rol alma, jenerikte destek yapımcı unvanı, filmin senaryosu, kamera arkası fotoğraflardan oluşan bir albüm seti ve gala davetiyesi gibi çeşitli ödüller sunulacak.
Sinemaseverler bu desteği fongogo.com/project/ceylin-3 sayfasından yapabilecek.
Turhan Selçuk, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz gibi usta isimlerin anıldığı festivali takip etmek keyifliydi. Ali Nesin, festivalin açılışında babası Aziz Nesin’i eğlenceli bir şekilde anlattı.
Mizah tarihçisi Turgut Çeviker ile araştırmacı Sabri Koz’u da tanıma fırsatı buldum.
Koz kültür dünyamızın en önemli isimlerindendir, eski yemek tarifleri, hikayeler, türküler hakkında önemli derlemeleri vardır.
Kendisinden Nasrettin Hoca’yı dinlemek keyifliydi. Mehmet Esen’in “Meddah” oyununu yeniden izleme fırsatı da buldum. Gülmek ve güldürmek ciddi bir iştir, bir kez daha anladım.
Festivalde ayrıca “Bir İstanbul Beyefendisi: Abdülcanbaz”, Turgut Çeviker’in küratörlüğünde “Çizgi Kahramanlar” ve Cengiz Özek’in “Gelenekselden Çağdaşa Karagöz” sergilerini gezmek de iyi bir deneyimdi.
Festivalin Vecdi Sayar’ın yönetmenliğinde olması önemliydi.
Kendisine ve ekibine tebrikler, alkışlar...
Dünyayı değiştiren beyinler
A, Ş ve K harfleri Ahmet Özhan’dan geliyor. Onun gerçek isminin baş harfleri...
Ahmet Şükrü Katıöz olarak doğup Ahmet Özhan’a dönüşen bir sanatçının hikayesini anlatan kitabın başrolünde aşk var.
Ama hepsi bu kadar değil elbette...
Ahmet Özhan’ın gazeteci Ahmet Tezcan’ın sorularına verdiği cevaplardan oluşan kitap dolu dolu!
Özhan’ın musiki eğitimi aldığı ve birlikte çalıştığı büyük müzisyenler, genç yaşta şöhreti yakalaması, fırtınalı Maksim Gazinosu yılları,
yakışıklı olmasının da etkisiyle Yeşilçam’a geçişi ve sinema filmleriyle seyirci karşısına çıkışı, gençlik çağındaki gönül maceraları, evlilikleri, hiç istemediği biçimde bir magazin figürü olarak konumlandırılışı, bu konumlandırılmaya isyan ederek tasavvuf yolunu seçmesi ve olgunluk çağı... Okurken kendinizi bu büyük sanatçıyla baş başa bir sohbetin içinde bulacaksınız.
Polisiye tutkunlarına müjde
Dark İstanbul Medya Grubu tarafından temmuzda çıkarılan ve büyük ligi gören “Dark Polisiye” birinci kitaptan sonra ikincisi yayına hazırlanıyor.
“‘Dinkin Dings’ modern çocuk edebiyatının en gizli saklı harikalarından biri. Çocukların hayal gücünü besleyen ve korkularıyla yüzleşmesini sağlayan hikayesiyle keyifli okuma zamanları vaat ediyor. Guy Bass’ın üslubundaki muzip dil yaratılan korku konseptinin içinde komedinin de baskın olmasına sebep oluyor. Kitabın harika çizimlerle desteklendiğini de belirtmek gerekiyor. Siyah beyaz estetiği son derece düzeyli kullanılmış. ‘Balık Adamların İntikamı’nın favori çocuk kitabım olmasının sebeplerinden biri de yetişkinlere de hitap edebilmesi ve eğlenceli vakit geçirtmesi diyebiliriz.”
Genç bir ressamla tanışın
Geçen haftaki Antalya gezimde genç bir ressamla daha tanışma fırsatı buldum: Damla Çetinkaya. Resme olan yatkınlığını fark eden resim öğretmeni sayesinde Antalya ATSO Güzel Sanatlar Lisesi resim bölümünden mezun olmuş. Sonrasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünde eğitimini tamamlamış. Umarım en yakın zamanda İstanbul’da kişisel bir sergisi olur. Genç ressam, kendi resimlerini bakın nasıl anlatıyor:
“Eğitimim boyunca insanların kendine ait karakterleri ve değişkenlikleri, kültür motifleri dikkatimi cezbetmiştir. Ben de bir göçmen olarak ailemde birçok kültürü barındırdığımı fark ettim. Bu da değişken kültürleri barındırırken ne kadar iç içe kolektif bir bellek oluşturduğumuzu gösterdi.”
Yeni bir kitap
Atilla Dorsay’ın yeni kitabı “Irkçılığı Gördüm, Tanıyorum” adını taşıyor ve yazarın 1980’lerden günümüze yazdığı, ırkçılığın her türüne karşı çıkan yazıları içeriyor. Kitabı Varlık Yayınları basacak, vaktiyle Dorsay’ın ilk kitaplarını basmış yayınevi. Irkçı milliyetçiliğe karşı tam zamanında gelen bu kitabın önsözünü ise ünlü yazar Oya Baydar yazmış.
Ayrıca dönem içinde halkevlerinin kapatılması, Vatan Cephesi’nin kuruluşu, 6-7 Eylül olayları, kimi tarihsel yapıların yol açmak kaygısıyla yıkılışı da belgeleriyle günışığına çıkarılıyor.
Araştırmacı yazar Turan Akıncı, 27 Mayıs darbesiyle sonuçlanan 10 yıllık Demokrat Parti dönemini ilginç siyasal ve sosyal gelişmeleriyle birlikte kaleme almış, okunmaya değer...
Sabrın, cesaretin, umudun hikâyesi
VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) edebiyat kitaplığı yeni eserlerle genişlemeye devam ediyor. Eğitimci ve yazar William Howard Armstrong, ilk kez 1969 yılında yayımlanan “Sounder” eseriyle okura “merhaba” diyor.
Yayınlanmasından kısa bir süre sonra “Sounder”, Birleşik Devletler’de çocuk edebiyatı için verilen en prestijli ödüllerden John Newbery Madalyası ve Lewis Carroll Edebiyat Ödülü’nü kazanıyor.
1930’lu yıllarda Amerika’da köleciliğin ardından gelen “ortakçılık” isimli bir tarım sisteminde varoluş mücadelesi veren bir ailenin hikâyesini konu alıyor.
Renkli gözlü, soğuk bakışlı bir yüz. Şaşırdım.
Sonra sayfanın gerçek birinin Instagram sayfası değil bir tür dijital roman projesi olduğunu fark ettim.
Profilde, “Paralel evrenden gelen kızın maceraları” yazıyor.
Olay örgüsü, belgeselle fantastik öğeleri birleştiren türden. Örneğin, Rabia’ya, Türkiye’de idam edilmiş son kadın olan Kadriye Partici’nin hayaleti musallat oluyor.
Her bir bölümü bir Instagram paylaşımından oluşan macera, amatör insanlar tarafından seslendiriliyor.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”ne de göndermeler var.
Bir Instagram sayfasının roman biçiminde kullanımı, zamanın ruhuna çok uygun.