Hava sıcaklıklarının ani değişiklikler göstermesi, ne giyeceğimizi bilemememize ve bu da hastalanmamıza neden olabiliyor.
İşte bu geçiş dönemlerinde özellikle enerji veren gıdaların ve C vitamini yönünden zengin besinlerin bolca tüketilmesini tavsiye ediyor uzmanlar. İnsan vücudunun sebzeden meyveye, etten süte, kuru baklagillerden yağa ve ekmeğe kadar bütün besin gruplarına ihtiyacı var.
Özellikle vücut direncini artıran ve C vitamini yönünden zengin olan yeşil yapraklı sebzeler, portakal, greyfurt gibi meyveler tercih edilmeli.
Kış aylarında ise enerji veren tahin, pekmez, kuru üzüm, pestil gibi yiyecekler bolca tüketilmeli. Ben size ayrıca yurtdışında bile tüketimi hızla artan kayısı, incir, üzüm gibi kurutulmuş meyvelerden bolca atıştırmanızı öneririm.
Bu tür yiyecekleri yaz kış sofranızdan eksik etmeyin. Çünkü hem besin değerleri çok yüksek, hem de potasyum yönünden çok zenginler.
Keten tohumlu lokma kurabiyesi
Oda sıcaklığında yumuşayan margarin derin bir kaba koyulur. Üzerine tozşeker, yoğurt, sıvıyağ ve yumurta sarıları eklenerek parmak uçlarıyla karıştırılır.
Diğer taraftan yumurta, pul biber ve tuz bir başka kaba aktarılıp mikser yardımıyla bir dakika kadar çırpılır.
Oda sıcaklığında yumuşamış yağ, yoğurt, süt, ve yumurta eklenerek çırpmaya devam edilir. Un, mısır unu ve kabartma tozu da ilave edilip 1-2 dakika daha çırpılır.
Son olarak, domates, peynir ve dereotu da eklenip tahta kaşıkla yukarıdan aşağıya doğru birkaç kez karıştırılarak koyu kıvamlı bir kek hamuru hazırlanır. İstenirse tek porsiyonluk kağıt kalıplar ya da mafin kalıpları yağlanır ve hamur kalıpları yarıdan fazla dolduracak şekilde paylaştırılır. Mafinler 10 dakika önceden ısıtılıp 180 dereceye ve alt-üst konuma ayarlı fırında 20-25 dakika pişirilip sıcak sıcak servise sunulur.
Malzeme listesi
- 1 adet yumurta
- 1 çay kaşığı tuz, kırmızı pul biber
- 1 su bardağı süt
Özellikle somon balığı, lüfer, çipura gibi ızgarası yapılabilen balıklar için çok uygun bir sostur.
Kereviz, havuç ve kabak soyulduktan sonra aynı kaba rendelenir.
Diğer taraftan, zeytinyağı orta boy bir tavaya koyulup orta ısılı ateşte kızdırılır. Üzerine incecik doğranmış soğanlar ilave edilir ve tahta kaşıkla 1-2 dakika kadar kavrulduktan sonra üzerine rendelenmiş sebzeler eklenip 2-3 dakika daha karıştırılarak kavrulur. Soya sosu da ilave edilip birkaç kez karıştırıldıktan sonra et veya tavuk suyu ya da sıcak su da tavanın içine aktarılır. Limon kabuğunun rendesi ve suyu da ilave edildikten sonra tuz ve karabiber serpilir.
Sos, sık sık karıştırılarak kaynatılır. (Sosun içine tane karabiber de koyulabilir.) Kaynamaya başladıktan sonra altı kısılıp krema katılır ve 2-3 dakika sonra ocaktan alınır. Muhallebi kıvamındaki sos bir kenarda bekletilir.
Balık ister alüminyum folyoya sıkıca sarılarak ister açık olarak önceden ısıtılmış fırında pişirilip çıkarılır. (İstenirse ızgarada ya da az yağlı teflon tavada da kızartılabilir.) Balık geniş bir servis tabağına yerleştirilip üzerine sıcak haldeki sebzeli sos gezdirilir ya da sos servis tabağına yayıldıktan sonra üzerine balık yerleştirilir.
Not: Balık fileto yani kılçık ve kemikleri ayıklanmış olarak ızgarada pişirilirse sosla servisi daha kolay olacaktır.
Malzeme listesi
1-1,5 kg levrek
Ancak özellikle gençler tarafından çok tüketilen asitli içeceklere nazaran çok masum olan ayranı yeterince tükettiğimizi düşünmüyorum ve istatistikler de beni destekliyor.
Ayranın yurtdışında ve ülkemizde daha çok tüketilmesi, tüketiminin ve ticaretinin kolaylaştırılması için yeni bir çalışmaya imza atılmış.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı KOBİ’lerle ortak bir çalışma yürüterek ayranı toz haline getirmeyi başarmış. Yani proje ürün haline gelip piyasaya sunulunca yoğurdu toz halinde satın alıp ayran haline getirebileceğiz.
Bu da hem ayranı taşımayı, dolayısıyla ihracatını, hem de tüketmeyi kolay hale getirecek.
Etli paça çorbası
Tavla zarı formunda doğranmış et düdüklü tencereye koyulup üzerine 2 adet orta boy kuru soğan dörde bölünerek ilave edilir. Etin üzerine 8-9 su bardağı sıcak su eklenip et haşlanır. İyice yumuşayan et ocaktan alınıp ılık hale gelmesi beklenir. Ilık hale gelen etler sudan çıkarılıp bir tabakta toplanır. Zeytinyağı ya da tereyağı orta boy bir tencereye aktarılıp hafifçe kızdırıldıktan hemen sonra dövülmüş sarmısak ve un ilave edilir.
Orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırılarak 2-3 dakika, un önce köpüklenip sonra hafifçe sararıncaya kadar kavrulur. Üzerine ılık haldeki et suyu yavaş yavaş eklenerek karıştırılmaya devam edilir. (Çorba suyunun topaklanmaması, pürüzsüz kıvamda olması gerekir.) Çorbanın suyu koyulaşıp tarhana çorbası kıvamına gelinceye kadar sürekli karıştırılarak kaynatılır. Diğer taraftan, yumurta sarıları ve sirke bir kaseye aktarılıp çatal yardımıyla iyice çırpılır. Kaynayan çorbanın suyundan bir kepçe kadar alınıp sos ılık hale getirilir ve bir yandan çorba sürekli karıştırılarak içine aktarılır.
Balkabağı da bizim sebze olarak bildiğimiz ama bu tanımlamaya göre meyve sınıfına giren ürünlerden biridir.
Bizler balkabağını genellikle tatlı olarak koyarız sofralarımıza. Oysa balkabağının çorbası, reçeli yapılır ve bu şifa deposu meyve kek ve pastalarda da kullanılabilir. Vitaminler, mineraller bakımından çok zengin olan balkabağı aynı zamanda muhteşem bir antioksidandır. Prostat büyümesine, bağırsak ve mideye, kolesterole iyi gelen balkabağı vücudumuzu kanserden koruyucu özelliğe de sahiptir.
Balkabağının şifalı özelliklerinden yararlanabilmek içinse onu kabuklu haliyle ve bütün olarak satın almak ve ancak kullanacağımız zaman soyup doğramak şarttır.
Mantarlı havuç pilaki
Konserve mantar süzülüp boylamasına ikiye ya da üçe bölünür. Havuçların kabukları kazınıp iyice yıkandıktan sonra, yarım santim kalınlığındaki halkalar halinde doğranır. Soğan soyulup ikiye bölündükten sonra yemeklik incecik doğranır. Sarmısaklar ise soyulup ortadan ikiye bölünür. Zeytinyağı orta boy çelik bir tencereye aktarılıp orta ısılı ateşte kızdırılır.
Üzerine sarmısak, soğan ve havuç eklendikten sonra tahta bir kaşıkla sürekli karıştırılarak 4-5 dakika kadar kavrulur. Tuz ve tozşeker serpiştirilip pirinç ilave edilir.
2 su bardağı sıcak su da tencereye aktarılıp karıştırılır ve ocağın altı hafifçe kısılır. Yemek kaynamaya başlayınca mantar ve limon suyu katılıp karıştırılır. Tencerenin kapağı kapatılıp havuçlar iyice yumuşayıncaya kadar, en az 20-25 dakika pişirilir. Yemek ocaktan alınıp servis tabağına aktarıldıktan sonra, üzerine incecik kıyılmış dereotu serpiştirilir. Ilık ya da soğuk halde servise sunulur.
Malzeme listesi
Acısının çıkması için tuzlu suda 15 dakika bekletin. Diğer taraftan, sıvıyağı tavada kızdırın ve suyunu süzüp kağıt havlu yardımıyla kuruladığınız patlıcanları kızgın yağda iyice kızartın. Kızaran patlıcanları el süzgeciyle alıp servis tabağına yerleştirin.
Sosu hazırlamak için; zeytinyağını küçük bir tencereye aktarıp üzerine, soya sosu ve balı ekleyin.
Üzerine karabiber ve pul biberi serpiştirip limon suyu ve yarım su baradğı sıcak suyu da ilave ederek sosu, orta ısılı ateşte, 10 dakika kadar kaynatın.
Hazırladığınız sosu patlıcanların üzerinde gezdirdikten sonra yemeği servise sunun.
Malzeme listesi
- 3 adet orta boy kemer patlıcan
Sos için;
Oradaki şeflere “Bulgur, Türk mutfağının kralıysa, yoğurt da kraliçesidir” dedim.
Türk mutfağını tanıtmak, yemek yapmak için yurtdışına her çıktığımda yoğurdun Türk mutfağına ait olduğunu gururla söylerim.
Bence yeme içme dünyasının en önemli keşiflerinden biridir yoğurt.
Üstelik tüm dünyada Türkçe isimle anılan tek yiyeceğimiz de odur.
Özellikle son zamanlarda yurtdışına çıktığımda, marketlerdeki yoğurt raflarının genişlediğini, bu raflardaki yoğurt çeşitliliğinin arttığını büyük mutluluk duyarak görüyorum.
Meyveli, ballı, periyodik ve özellikle de mısır gevrekli yoğurtlar gençler arasında çok popüler.
Milano’dan İsviçre’ye giderken trende karşımda oturan kızlar çantalarından meyveli yoğurt çıkarıp yemeye başlayınca karşılıklı gülüştük. Sonra da yoğurt üzerine sohbet etmeye başladık.
Uzun süren yaz mevsimi bir Akdeniz iklimi özelliğidir ve bu iklim Kıbrıs’ı mandalina, portakal, limon bahçeleriyle doldurur.
Doğu ile Batı arasında bir ada olmanın ve tarih boyunca pek çok medeniyet tarafından yönetilmenin tadını çıkarır gibidir Kıbrıs mutfağı.
Venedik, Osmanlı ve İngiliz mutfağı gibi birbirinden tamamen farklı üç mutfağın da etkilerini görürüz bu adanın yemek çeşitlerine yakından baktığımızda. Özellikle Akdeniz yemek kültüründen ve tabii ki Türk ve Yunan mutfağından çok etkilenmiş olduğu için, pek çok kültürün özelliğini bünyesinde barındırır.
Kıbrıs’a gidip de herhangi bir restoranda yemek yemeğe kalktığınızda, daha yemek siparişini vermeden mezeler gelmeye başlar ve masanız ondan fazla mezeyle donatılır bir anda.
Özellikle turşu ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bu mezelerin her biri birbirinden lezzetlidir. Kıbrıs halkı, etkilendiği onca mutfaktan kendine has bir mutfak yaratmayı başarmış ve yeni sunum teknikleriyle ve bu yemeklere ekledikleri yeni yeni malzemelerle Kıbrıs damak tadını oluşturmuştur.
Müge’nin irmikli jölesi
İrmik, süt, şeker, vanilya, toz tarçın ve yağı orta boy bir tencereye aktarıp orta ısılı ateşte, sürekli karıştırarak katılaşıp koyulaşıncaya kadar pişirin. Tatlı kaynamaya başlayınca ceviz içini ilave edip hemen ocaktan alın.