- Son seçimde deprem bölgesinde hangi parti, hangi ilde ne kadar oy almış.
Ona göre yeni oy dağılımını tahmin edecekler.
Seçim ertelensin mi ertelenmesin mi, ancak ondan sonra karar verecekler.
***
Halbuki bu böyle anlaşılmaz.
Ortada büyük bir facia varken “kelle hesabı” yapılmaz.
Başka faktörler var:
- İnsaf, izan, vicdan.
1 ay geçti bile.
Kaldı 11 ay.
Peki, 11 ayda binlerce ev yapılır mı?
Zordur ama Çılgın Türkler yapar.
Hem de sapasağlam olanını yapar.
Hiç kafaya takmayın.
***
Benim kafa başka yere takılı. Özellikle de İstanbul’la ilgili.
Nasıl olmasınlar?
Sınır ötesi operasyonlardan ve dolayısıyla İHA’lı SİHA’lı yurt savunmasından mutsuz olanlar tek yürek’ten hoşlanırlar mı?
***
Misak-ı Milli’yi ve Mavi Vatan’ı umursamayan, güneyde kurulacak bir terör devletine adeta çanak tutan insanlar tek yürek’ten hoşlanırlar mı?
***
Elbet rahatsız olacaklar.
Hele Trabzon’daki maçta gördükleri o vahdet, onları kim bilir nasıl kahretmiştir.
***
Peki peki, tek yürek diyebilir miyiz acaba?
Asrın dayanışması diyebilir miyiz?
Buna izin var mı?
*
- Kimine matem, kimine bayram.
- E kutuplaşma budur.
Nesine şaşırıyorsunuz?
O şöyle bir kenarda dursun.
Biz son 3 yıla bakalım.
***
2020’de korona belâsı patlayınca Türkiye bu salgına 6 ay dayanamaz dendi ama korona mağlup... Türkiye dimdik ayakta... Hem de disiplinsiz davranan kalabalıklara rağmen.
***
Derken...
Orman yangınları.
Ciğerleri yandı ama Türkiye dimdik ayakta...
- Hem sporcuydu, hem de Bilge Adam.
- Hem genç yaşındayken bile duayendi, hem de tecrübeli bir baş öğretmen.
- Hem eski bir genel başkandı, hem de hiç eskimemiş bir lider.
Ve daha bir sürü şey.
............
Dün son yolculuğuna uğurladık.
Daima saygıyla anacağız.
Ona Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve vefakâr arkadaşlarına sabır, memleketime baş sağlığı diliyorum.
Özleyin, özleyin.
Bıkmıştınız, değil mi?
Biraz da özleyin.
10 gündür, gazeteler ve televizyonlar, bütün hatlarıyla depreme yöneldiği için siyasete hepimiz ara vermiştik.
***
Tabii, siyasetçiler de siyasete ara verdiler.
Dilerim bu 10 günlük mecburi tatil’in bari hayrını görürüz.
İnşallah her parti, her siyasetçi bu 10 gün içinde, kendini bir süzgeçten geçirip hal ve gidişine bir çekidüzen verme fırsatı bulmuştur.
Peki, görevini büyük bir aşk içinde yapan gazetecileri unutabilir miyiz?
Bu soğukta, aç, susuz,
uykusuz, günlerce ve gecelerce, üstelik eksiksiz ve kusursuz olarak... Hem de güleryüzle... Yani hiçbir panik yaratmadan, bilakis moral dağıtarak
verdikleri hizmet, gazetecilik mesleğine gurur getirmiştir.
Hepsini kutluyorum.
***
Bu arada kulağımızdan hiç gitmeyen bir takım çatlak sesler var: