Paylaş
Peki, görevini büyük bir aşk içinde yapan gazetecileri unutabilir miyiz?
Bu soğukta, aç, susuz,
uykusuz, günlerce ve gecelerce, üstelik eksiksiz ve kusursuz olarak... Hem de güleryüzle... Yani hiçbir panik yaratmadan, bilakis moral dağıtarak
verdikleri hizmet, gazetecilik mesleğine gurur getirmiştir.
Hepsini kutluyorum.
***
Bu arada kulağımızdan hiç gitmeyen bir takım çatlak sesler var:
- Nerede bu devlet?
Allah allah...
Gözümle görmedim ama bir devlet, daha ne yapsın? 10 şehrin ve 13 milyon nüfusun yayıldığı alan dünyadaki birçok ülkeden daha büyüktür... Buna rağmen her şey kontrol altında yürüyor...
Hırsızlarla, arsızlarla, şerefsizlerle mücadele de caba.
Düşünün... Hatay’da megafonu eline alıp evlerinizi terk edin, Hatay’ı su basacak, baraj patladı diye anons etmek kimin aklına gelir?
***
Fazla lafa gerek yok.
Sadece şunu hatırlatacağım: Hani geçen Elazığ depreminde, “Nerede bu devlet, bir tane bile Kızılay çadırı görmüyorum” diyen zat, konuştuğu yerin
bizatihi Kızılay çadırı olduğunun farkında bile değildi ya...
Daha ne yazayım?
Paylaş