Türkiye’ye yardım yağdı.
Yardımla birlikte dostluk ve nezaket mesajları yağdı.
Bu mu yalnız kalmış Türkiye?
Yardım, sadece yardım mı?
***
Yardımların büyük bölümü, insaniyet’ten ziyade, eminim ki mahcubiyet’tendir.
Yani bir özür niteliğinde.
Çünkü Türkiye’ye yıllarca ayıp ettiklerini en iyi onlar biliyorlar.
Doğal Afetler ve Deprem Bakanlığı kuralım.
Aslında 70 yıl, 80 yıl önce kurulması gereken bir bakanlıktı bu.
Ne yapalım?
Ne kadar gecikmiş olursak olalım... Sarıgül’ün önerdiği bu Deprem Bakanlığı, şimdi bütün siyasi partiler tarafından benimsenmesi gereken bir kurum.
Hatta, yeni dönemi beklemeye gerek yok. Hemen şimdi.
***
Gelelim notlara.
22 gündür deprem gerginliğiyle yaşıyoruz... Sinirlerimiz harap oldu.
Adaylık yolundaki mücadelesinden bir adım geri atmadı.
Moralini hiç kaybetmedi.
Disiplinini hiç aksatmadı.
İtirazlar karşısında istifini bile bozmadı. Mavi boncuk dağıtmaya devam etti.
Onu istenmeyen aday ilan edenlere bile sempatiyle yaklaştı. Hepsinin yanağını okşadı.
Velhasıl...
Süreci harika yönetti.
Hükümeti gözüne kestiremeyen de hıncını devletten alıyor.
Onyıllardır bu böyle.
Devlet diye bir kolay hedef seçmişiz.
- Vur Allah vur.
***
Tamam da... Daima kötü işler mi yapar bu devlet?
Kanunsuz, kurumsuz, kuralsız, sorumsuz ve disiplinsiz bir yapı mı bu?
- Diyelim ki öyle.
Yani?
Afet muhalefete yaramış, öyle mi?
***
Acılarımız daha dinmeden bunları düşünmek, konuşmak, yazmak, ne kadar çirkin...
11 il yerine 81 ilde deprem olsaydı, demek ki seçime gerek bile kalmayacaktı.
Parola hazırdı:
- Ölenler sizden, doğanlar bizden.
Şakası bile hoş değil.
Depremzedelere 1 yıl içinde binlerce konut sözüne, kimse itiraz etmedi, yapamazsınız diyen olmadı. En hırçın muhalif bile sustu oturdu.
Neden?
***
Çünkü Tayyip Erdoğan’ı
seven sevmeyen, beğenen veya nefret eden kim varsa, herkes biliyor ki “Tayyip Bey söyledi mi yapar.”
Engin Özkoç bile gık diyemez.
Nitekim diyemedi.
O da bizim gibi, sonucu görmek için oturup 1 yıl bekleyecek.
Çadır kentleri görsen de diyeceksin ki bir tane bile kurulu çadır görmedim.
Binlerce asker görsen de diyeceksin ki tek asker bile görmedim.
Yüzbinlerce insana her gün yemek verdiğini bilsen de o yemekten sen de her gün yesen de diyeceksin ki Kızılay’ı hiç görmedim, nerede bunlar?
........
Böyle demezsen...
Hakkım helal olmaz sana.
***
Şöyle bir notum da var:
Şimdi de depremin acıları bir kenara bırakıldı, fena halde bir çarpışma başladı.
Kim bu çarpışanlar?
- Bizimkilerle ötekiler.
Hayır, değil...
Peki, kim bunlar?
İnanmayacaksınız ama yeminle söylüyorum, bunlar deprem yanlıları’yla deprem karşıtları.
Dünyada eşi benzeri yok.
***