Kadınlar mı çok konuşur, erkekler mi?

Hıncal Uluç, kadınları entelektüel olarak etkilemekten bahsediyor.

Kadın gerçekten entelektüel konuşmalardan etkilenir mi?

KİM ÇOK KONUŞUR?

Kadınlar çok konuşur diye bir yargı var. Bu hem doğru hem yanlış.

Bu konuda önemli araştırmalar var. Şöyle ki:

Ev gibi özel ortamlara bakıldığında, en çok konuşan kadınlar. Adam gazete okur. Kadın ‘Allah aşkına! Bırak şu gazeteyi de iki laf et!’ der.

Ama açık oturum, arkadaş grupları gibi toplu ortamlara bakıldığında en çok ve en uzun konuşan erkekler.

Aşağı yukarı her programda Abbas Güçlü öğrencilere sitem eder: “Neden kız öğrenciler soru sormuyor?”

Kızlar da birkaç defa şöyle yanıt verdi: “Bize mikrofon düşmüyor ki?”

Evet, gerçekten doğru.  Çünkü erkekler böyle toplu ortamlarda konuşmayı seviyor. Sahne onların olsun istiyor. Entelektüel birikimlerini gösteriyor.

ERKEĞİN BAKIŞ AÇISI

Aslında bu erkeğin ve kadının iletişime dair bakış açılarının farklılığından kaynaklanıyor.

Genelde erkek için iletişimin amacı, bilgisini göstererek ve ilgi odağı olarak hiyerarşi içinde otorite ve statü kazanmak. Kısacası grubun merkezinde olmak.

Dikkat ederseniz fıkraları da genelde erkekler anlatır. Çünkü erkek için fıkra anlatmak, ilgileri üzerine çekmek ve grubun merkezinde olmak anlamına geliyor.

Kısacası, etrafta seyirci varsa, erkek ön planda olmak istiyor.

Evde eşinle veya sevgilisiyle baş başa olunca, işler değişiyor. Çünkü ortada seyirci yok. Statüsünü göstermeye gerek yok. Genelde erkek susuyor, kadın konuşmaya başlıyor.

KADININ BAKIŞ AÇISI

Kadın için iletişimin amacı, genelde statüsünü göstermek değil, ilişki kurmak: sır paylaşmak, dedikodu yapmak (dedikoduyu negatif anlamda kullanmıyorum), duyguları, hisleri ve özel düşünceleri paylaşmak.

Bunu da ev gibi özel ortamlarda yapmak istiyor. Birebir yapıyor. Toplu ortamlarda yapması zor.

Erkekler, ilişki kurmuyor mu? Kuruyor ama genelde toplu etkinlikler aracılığıyla: futbol oynuyor, poker oynuyor, maç izliyor.

Kadınların belirli bir etkinliğe ihtiyacı yok. Kafelerde ya da günlerde oturup saatlerce sohbet edebiliyorlar.

KAVGA SEBEBİ

Durum böyle olunca kavgalar yaşanıyor.�

Kadın, eşinin ya da sevgilisinin konuşmamasından şikayetçi oluyorsa; muhtemelen fiziksel olarak konuşmamasından değil; duygularından, hislerden, özel düşüncelerden konuşmamasından şikayetçi oluyordur.

Erkek de kadının çok konuşmasından şikayetçi oluyorsa; fiziksel olarak çok konuşmaktan değil; çok fazla duygular, hisler ve özel sırlardan konuşmasından şikayetçi oluyordur.

Ayşe Arman’ın röportajını okuyunca da iletişimdeki bu farklılığı hissettim.

Sorular kadın bakışı açısından; yanıtlar erkek bakış açısından. 

ENTELEKTÜEL KONUŞMALAR 

Yukarıda sorduğum soruya dönersek, entelektüel konuşmalar kadını etkiler mi?  

Yukarıda bahsettiğim mantığa göre, bence çok da etkilemez.  

Belli bir statüde olduğunu gösterir ama ideal bir eş/sevgili olduğunu göstermez. 

Belki de Hıncal Uluç’un terk edilmiş olmasının sebebi budur. 

Ne gösterir? Kadın açısından bakarsak, onu dinleyebilmek. 

Tabii bunu asıl kadınlara sormak gerekiyor. Siz yanıt verin.