Ankara 11. İş Mahkemesi’ndeki dava sessiz sedasız ilerliyor. 14 Kasım’da ön inceleme yapan mahkeme, sendika tüzüğünü istedi. Davanın duruşması haftaya çarşamba günü. Tüzel kişiliği idari yargı kararıyla tescillenen ve 2013 AB İlerleme Raporu’na da giren sendika, şimdi kapısına kilit vurdurmamak için yeni bir hukuk savaşı veriyor.
Yargıçlar Sendikası’nın tüzel kişiliği aslında geçen yıl TBMM Adalet Komisyonu’nda “korsan sendika” polemiği ile kamuoyu gündemine taşınmıştı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanun Teklifi görüşülürken, Komisyon’a görüşlerini açıklamak isteyen Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na, AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Arslan uçan tekme atmıştı. Hükümet’in, “kaydı yok” dediği sendikanın tüzel kişiliği ise Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin esastan verdiği kararla tescil edilmişti. Valiliğin, bu karar nedeniyle “kapatma” yerine “tüzel kişiliğin yokluğu ve feshi” talebiyle açtığı davadan önce Türkiye’de yargının örgütlenme sürecini anımsatmakta fayda var. Bakın şöyle:
İLK SENDİKA YARGI-SEN
Yargının ilk sendikası YARGI-SEN 20 Ocak 2011’de kuruldu. Ankara Valiliği, Kamu Sendikaları Yasası’nın iki maddesine dayanarak kapatma davası açtı. Bu maddelerden ilki, “Sendika üyesi olamayacaklar” başlıklı 15/b’ye göre, “Yüksek yargı organlarının başkan ve üyeleri, hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar”ın sendika kuramayacaklarıydı. İkincisi de 4/son fıkrasındaki, “Meslek veya işyeri esasına göre sendika kurulamaz” hükmüydü. Ankara 15. İş Mahkemesi, davanın ana dayanağı olan ve “yargıçlar ve savcılar sendika kuramazlar” anlamına gelen 15/b bendinin, “uluslararası sözleşmelere ve anayasaya aykırı olduğu bu davada uygulanamayacağına” karar verdi. Karar bu yönüyle temyiz edilmeksizin kesinleşti. YARGI-SEN kararıyla aslında, Türkiye’de yargıç ve savcıların, sendika kurmalarının yasal olduğu tescil edildi.
YARGISEN NEDEN KAPATILDI
Daha sonra mahkeme, YARGI-SEN’e, “işkolu esasına göre teşkilatlanılacağına ilişkin tüzük değişikliğine gitmesi” için süre verdi. Yönetimin çağrısı üzerine toplanan Genel Kurul’da bu düzenleme reddedildi. Çünkü, yasanın beşinci maddesinde, yargıç ve savcıları kapsayan bir işkolu yoktu. En yakın hizmet kolu “büro, bankacılık ve sigortacılık hizmetleri” görünüyordu. Ancak, yargı mensupları “Büro çalışanı” olmadıları için Genel Kurul’da tüzük değişikliği önerisi kabul görmedi. Mahkeme de “hizmet kolu esasına göre yapılandığına” ilişkin tüzük değişikliği yapılmadığı gerekçesiyle YARGI-SEN’i kapattı. Karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce onandı. YARGI-SEN o zaman “büro, bankacılık ve sigortacılık hizmetleri” hizmet kolunda örgütlenseydi kapatılmayacaktı.
YARGIÇLAR NASIL KOD ALDI
Yargıtay kararı ışığında yargının ikinci sendikası olan Yargıçlar Sendikası, “büro, bankacılık ve sigortacılık” hizmet kolunda 16 Kasım 2012’de kuruldu. Ardından üyelerinden aidat kesintisinin yapılabilmesi ve sendikaya devlet katkısı ödenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu. Talebi reddedilen Sendika, Ankara 12. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. 12. İdare Mahkemesi’nce, “Yargıçlar Sendikası tüzel kişilik kazanmıştır” saptaması yapılarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sendika bu süreçte tüzel kişilik kazandığı anlamına gelen sendika kodu’nu aldı. Bakanlık itiraz etti ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı.
Paket, sert tartışmaların ardından geçen perşembe komisyondan geçti. Ama tartışması bitmedi. En çok tartışma yaratan maddelerden birisi yeniden görüşme formülüyle önce reddedilen sonra geçirilen ‘beş yıllık idari hakimlerle, Cumhurbaşkanı’nın seçtiği Danıştay üyelerine sınavsız hukuk fakültesi yolu’ açılmasıydı.
Komisyonda kıyameti koparan bu düzenleme yasalaşırsa; idari yargıdaki 440 hukukçu olmayan hakim-savcı ile Danıştay’da Köşk kontenjanından seçilen ve yüksek mahkemenin dörtte birini oluşturan üyelerden beş yılını dolduranlara sınavsız hukuk fakültesi yolu açılacak. Bu kişiler emeklilik sonrası da avukatlık yapma imkanına kavuşacaklar. YÖK, yasa yürürlüğe girdikten sonra idari hakimler ve Köşk kontenjanından Danıştay’a giren bu üyeler için ek kontenjan ve gidebilecekleri hukuk fakültelerini belirleyecek.
ÖĞRENCİLERİN HAKKI YENMEYECEK
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise komisyonda maddenin bu kadar tartışılmasına gerek olmadığını, YÖK’ün ek kontenjan vereceğini ve hukuk fakültesini tercih edecek öğrencilerin bu nedenle hakkının yenmeyeceğini savundu. Bakan Bozdağ şu açıklamayı yaptı:
“Hukuk fakültesine devam zorunlu değil. İdari yargıda görev yapan ve hukuk fakültesi mezunu olmayan idari yargı hakim sayısı 440. Danıştay’da tetkik hakimi 153 kişi, bakanlık merkezinde 4 kişi, Anayasa Mahkemesi’nde bir kişi, HSYK’da 4 kişi olmak üzere toplam 602 kişi hukuk fakültesi mezunu değil. Toplam bin 464 kişinin 602’si hukuk fakültesi mezunu değil. Bunların çoğu yaşlı olanlar; çünkü eskiden hukuk, siyasal ya da iktisat ayırımı yapılmıyordu. Yeniler arasında kota olduğu için bu sayı oldukça az. Hukuk fakültesini tercih edecek öğrencilerin hakkı da yenmeyecek.”
CHP AYM’YE TAŞIYAMAYA HAZIRLANIYOR
Bozdağ, böyle savunurken, CHP sözcüleri yasalaşması halinde bu düzenlemeyi iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıyacaklarını söylediler. Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran’ı aradım, değerlendirmesini sordum. Canduran, “Bu düzenlemeyi içimize sindirmemiz mümkün değil. Anayasayanın eşitlik ilkesiyle, hukukun üstünlüğüne aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’ne taşınarak, iptal edilmesi sağlanmalıdır” dedi ve şunları söyledi:
Sosyal ağ Facebook’u dünya çapında kullanan kişi sayısı 1 milyar 350 milyona ulaştı. Böylece, Facebook nüfusu Çin’i bile solladı. Türkiye, Facebook kullanımında Avrupa şampiyonu ve dünyanın altıncı ülkesi. Online nüfusun yüzde 94'ü Facebook kullanıyor. Yaklaşık olarak 35 milyon Facebook, 12 milyon Twitter kullanıcısı var. Facebook kullanıcıları sokakta bile ellerinden akıllı telefon düşmeyen sürekli online olan gençler değil. Artık yargı da Facebook başta sosyal medyayı kullanıyor. Facebook’un yanısıraTtwitter da ağırlıklı olarak kullanılıyor. Adalet Bakanlığı’nın yanısıra Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay’ın da twitter hesapları var.
FACEBOOK’TAN İLK SEÇİM KAMPANYASI
Dört yıl öncesinden farklı olarak 12 Ekim’deki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği için yapılan seçimler her açıdan farklıydı. Yargı tarihinin en politize, kutuplaşmış seçimi olarak nitelendirilen ikincisi yapılan HSYK seçimleri sosyal medyanın en çok kullanıldığı, Facebook’tan seçim kampanyası yürütülen ilk seçim olarak da nitelendirilebilir aslında. HSYK adaylarının isimleri ilk kez sosyal medyaya düştü. Daha önce medyada bile görmediğimiz şekilde ve alışılmadık şekilde “cemaatçi yargı mensupları” listeleri her gün Facebook’ta dolaştı.
YARGI DA “BEĞEN”Dİ
Bu arada Facebook sayesinde, duruşma salonlarında kürsünün arkasında cüppeleriyle görmeye alıştığımız, yargı mensuplarını ilk kez yaşamın içinden karelerde gördük. Spor kıyafetleri içinde aileleriyle hatta kedileriyle birlikte çekilmiş fotoğraflarıyla hem de. HSYK adayları da onları destekleyen seçmen meslektaşları bu kritik seçime ve adaylara ilişkin görüşlerini sosyal medyadan günlük yaşama dair kendi çektikleri fotoğrafları da ekleyerek paylaştılar. HSYK seçim sürecinde binlerce yorum, binlerce “beğen” yaptılar. Facebook üzerinden tartıştılar, Twitter’dan atıştılar. HSYK seçimi sosyal medyadan yürütüldü sözün kısası.
HSYK’NIN 13 ÜYESİ FACEBOOK KULLANICISI
Seçim bitti ve yeni HSYK üyeleri yeni dönemde de Facebook’u mesaj vermek ve faaliyetlerini paylaşmakta ağırlıklı olarak kullanmaya devam ediyorlar. HSYK’nın yeni Başkanvekili ve 3. Daire Başkanı olan Metin Yandırmaz’la, HSYK 1. Daire Başkanı Halil Koç ve HSYK 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz başta Kurul’un 22 asıl üyesinden 13’ünün Facebook hesabı var. HSYK Başkanvekili Yandırmaz, yeni HSYK’nın şemasını da HSYK’nın sitesinden önce kendi sayfasından yayımlarken, 29 Ekim kutlaması ve şehitler için taziye mesajlarını da sayfasından yayınladı. Yandırmaz, “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak Anıtkabir ziyareti” notuyla, HSYK’nın ilk Anıtkabir ziyaretini de beş fotoğrafla paylaştı. Yandırmaz ve Facebook kullanıcısı diğer HSYK üyeleri seçim sonrası teşekkürleri gibi kendilerine yapılan ziyaretleri ve çeşitli olaylara ilişkin duygu ve düşüncelerini, kutlamalarını ve mesajlarını da kendi sayfalarından paylaşmayı sürdürüyorlar. Yeni HSYK’nın tasarrufları, atamaları da daha resmi internet sitesine konulmadan önce sosyal medyadan tartışılıyor. Görünen o ki, yeni Kurul eskisinden farklı olarak sosyal medyada daha çok yer alan ve tartışılan bir HSYK olarakta yargı tarihine geçecek.
O da mahkemeye gidip kendisine, evine, işyerine yaklaşmaması için karar aldırıyor. Kısacası kocasına tedbir koyduruyor. Peki sıkı durun sonra ne oluyor?
Yasak olduğu için eşinin değil kayınvalidesinin telefonuna “Seni seviyorum” ve “Beni affet” diye sevgi-af mesajları, 14 Şubat’ta da “Sevgililer Günü” çiçeği yollayıp “affet” diye yalvarıyor. Peki siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız?
Duyar gibi oluyorum hala kızgın olduğunuz için;
“Çiçeği de mesajı da O’nun olsun. Başına çalsın” derdiniz herhalde...
Hatta, tedbiri çiğnedi diye gidip savcılığa şikayet ederdiniz?
KAYINVALİDEYE MESAJ
Bu yazdıklarım bir senaryo değil.
65 yaş ve üstü olan, belediye otobüslerinden kartla ücretsiz yararlanan vatandaşlar, yine İstanbul’daki gibi sadece nüfus cüzdanı gösterip, belediye-halk otobüslerinden ve metrodan ücretsiz faydalanmayı bekliyor.
İkinci talepleri ise Ankarakart okutulunca otobüste yapılan ‘65 yaş’ anonsunun kaldırılması.
18 Eylül’deki yazımda, Ankara’da, İstanbul’daki gibi ‘akıllı bilet’ uygulamasına geçilmesini ve Ankarakart’ın halk otobüslerinde geçerli olması yönende vatandaşların talebi olduğunu yazmıştım. EGO Genel Müdürlüğü’nün bu konuda çalışma yaptığını da sizlere duyurmuştum.
Ankara Halk Otobüsleri Esnafı Odası Başkanı Ercan Soydaş’ta, “Ankarakartın özel halk otobüslerinde de geçerli olması konusunda bir itirazımız yok. Tek tereddütümüz ücret tarifesidir. EGO araçları ile aynı ücret tarifesinde yolcu taşımak istediğimizi yetkililere ilettik. Bu konuda EGO Genel Müdürlüğü yetkilileri bir çalışma yapmaktadır” açıklaması yapmıştı.
NÜFUS CÜZDANIYLA BİNELİM
Bu çalışmanın sonuçlanması beklenirken, belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanan 65 yaş ve üstü vatandaşlardan İstanbul’daki gibi nüfus cüzdanı göstererek, belediye-halk otobüslerinden ve metrodan yararlanma talepli mailler geldi. EGO yetkililerine bu maillerden ikisini iletmek istiyorum. İlki, Kudret Kaatsız’ın maili. Önce bu mail.
“Hukuk Herkese Lazım köşenizde, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin geç de olsa uygulamaya başladığı Ankarakart sisteminin özel halk otobüslerinde de uygulanması ile ilgili oda başkanı ile yaptığınız görüşmeyi okudum. İnşallah gazeteniz sayesinde bu uygulamaya geçilince Ankaralılar mutlu olacak. Bu uygulama nedense sadece Ankara’da geçerli değil. Halbuki, kanuna göre tüm Türkiye’de sadece nüfus cüzdanını göstermekle bu uygulama geçerli olmalıydı. Belediyeler rant peşinde oldukları için para karşılığı bu kartları vatandaşlara satarak işi yokuşa sürdüler. Ankara’da özel halk otobüslerinden yaşlıların sadece nüfus cüzdanı göstererek, niçin istifade ettirilmediğine dair şikayetlerimi, Mavi Masası’nın online kısmına bildirmeme ve oradan gelen ‘hayır binebilirsiniz’ cevaplarına rağmen halk otobüslerine binemiyoruz. İstanbul’a iki ay önceki bir seyahatimde nüfus cüzdanımı göstererek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin özel ve resmi metro, tramvay, İDO Vapur hizmetleri, Marmaray ile tünel ulaşımlarından da faydanlandım. Yaşlılara verilen değerden dolayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Uygulamanın Ankara Büyükşehir’e örnek olması için de köşenizde mailmin yayınlanıp değerlendirilmesinden mutlu olacağımı belirtmek istiyorum.”
65 YAŞ ANONSU KALKSIN
O yazıma vatandaşlardan destek maili yağarken, Ankara Halk Otobüsleri Esnafı Odası Başkanı Ercan Soydaş’la da görüştüm. Soydaş, Ankarakart’ı araçlarında uygulamaya hazır olduklarını, bu konuda EGO Genel Müdürlüğü’nün de bir çalışma yaptığını, kendileri açısından tek tereddütün ise “ücret tarifesi” olduğunu söyledi. Tarife sıkıntısı aşılırsa, Ankarakart artık halk otobüslerinde de geçerli olacak, halka inecek. Soydaş, bilet verilmediği şikayeti başta bakın şu değerlendirmeleri yaptı:
DURAK KATILIM BEDELİ ALINIYOR
Öncelikle bilet konusundaki yolcu şikayetlerine açıklık getirelim. 2009 yılına kadar EGO Genel Müdürlüğü taşınan her yolcudan yüzde 10 bilet payı alırken 2009 yılından itibaren yönetmelik değişikliği yaparak araçların çalıştığı hatların sınıflarına göre ortalama her ay 3 bin 160 TL ‘durak katılım bedeli’ almaktadır. Dolayısıyla bilet verilmemesi belediye payını etkilememektedir. Zira araç çalışsa da çalışmasa da bu parayı her ayın 1’i ile 5’i arası EGO Genel Müdürlüğü veznesine yatırmak zorundadır.
AYNI ÜCRETLE YOLCU TAŞIMAK İSTİYORUZ
Ankarakartın araçlarımızda uygulanması konusunda tek tereddütümüz ücret tarifesidir. EGO araçları ile aynı ücret tarifesinde yolcu taşımak istediğimizi yetkililere ilettik. Bu konuda EGO Genel Müdürlüğü yetkilileri bir çalışma yapmaktadır. Sizin de verdiğiniz örnekte olduğu gibi diğer illerde uygulanan sistem Ankara’da da uygulanabilir. Yolcularımızın memnuniyeti bizim için önemlidir.
HALK OTOBÜSLERİNE UYDU TAKİBİ
Araçlarımız tamamı uydu takip sistemi ile izlenmekte, tamamında kamera sistemi bulunmakta ve şu anda 100 civarında aracımızda da kablosuz internet hizmeti sunulmaktadır. Ayrıca her yıl olduğu gibi geçtiğimiz haftalarda da personellerimizin tamamına eğitim verilmiş ve özellikle kırmızı ışık ihlalleri ile yolcuya kaba davranma konularında taviz verilmeyeceği, sonrasında da ‘işten men’ cezası uygulanacağı kendilerine tebliğ edilmiştir. Bu konudaki denetimler günlük olarak EGO görevlileri ve Odamız yetkililerince yapılmaktadır.
HER AY 15 ÖĞRENCİYE BURS
* Çankaya, Küçükesat, Bağcılar’dan özellikle akşam saatlerinde 3-4 halk otobüsüne karşılık 1 EGO otobüsünün geçtiği iddia ediliyor. Bu nedenle de Ankaralılar, diğer metropol illerde olduğu gibi tüm toplu taşıma araçlarında ‘Ankarakart’ın geçmesini istiyor.
* Nallıhan ve Elmadağ’da ise yurt çilesi yaşanıyor. Ankara Üniversitesi’nin Nallıhan ve Elmadağ’daki meslek yüksekokullarını kazanıp, kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler yurt olmaması nedeniyle kendi imkanları ile ev tutmaya çalışıyor ya da cemaat yurtlarına mahkum kalıyorlarmış.
* * *
Önce otobüs ve bilet şikayeti.
Şikayet maillerinin içeriği benzer. Ankara’da ocak ayından itibaren dağıtımına başlanan ve 1 Temmuz itibariyle uygulamaya geçen akıllı bilet Ankarakart’ın, yalnızca EGO otobüsleri ile raylı ulaşımla sınırlı kalmasından dert yanan jinekolog operatör doktor Aysel Yavuz Şengüler’in yazdığı mail şöyle:
Aman dikkat, kullanım yaşı 13’e indi. Bonzai kullanımda İstanbul başı çekiyor. Son bir ayda sadece Bakırköy AMATEM’e 6 bin kişinin madde bağımlılığı ve alkol tedavisi için müracaat etmesi bile bonzai tehlikesinin nasıl büyüdüğünü kanıtlıyor. Bonzai ne, nasıl kullanılıyor ve nasıl öldürüyor?
NASIL BİR UYUŞTURUCU
ABD’de K2, Avrupa’da spice, Türkiye’de bonzai ve Jamaika adı verilen kimyasal maddelerin tümü gerçekte sentetik uyuşturucu. 2011 yılına kadar serbestçe internetten satılıyordu. Bonzai önce merak uyandıran ismi, popüler olması ve ucuzluğu ile gençleri pençesine alıyor. 1 litre sıvısından 200 binin üzerinde paket imal ediliyor. Bu sıvı da internet üzerinden gümrüksüz gelebiliyor. İçerisine kattıkları katkı maddeleri ise öldürüyor. Bunlar neler mi?
“Fare zehri, aseton, floresan tozu”
Bu ölümcül maddeleri katarak etkisini artıyorlar. Bonzai merkezi sinir sistemine direkt etki edip beyni çürütüyor. Bitkisel sanılsa da aslında sentetik. 20’den fazla çeşidi var. İçinde ne olduğu da aslında tam olarak bilinmiyor. Ayrıca bir kere kullanılsa bile ölümcül etkileri olan bir uyuşturucu. Bu yüzden de çok tehlikeli.
JOKER GİBİ KULLANILIYOR
Uzmanlara göre, bonzaiyi daha çok muhakeme ve karar verme sorunu olan, risk almayı seven, adrenalin tutkunu, içine kapalı, özgüveni eksik kişiler deniyor. Madde bağımlılarının yüzde 70’i, merak ettiğinden başlıyor. “Bir kereden birşey olmaz” diye ve merakla arkadaş arasında kullanmaya başlıyorlar. Esrar kullananların hepsi bonzai kullanıyor. Eroin krizinden kurtulmak isteyen de daha ucuz olan bonzaiye geçiyor. Bonzai her şeyin yerine joker gibi kullanılıyor. 90 kat fazla bağımlılık yapıyor. Türkiye’de 2009 yılından beri karşılaşılan bonzai özellikle 18 ve 30 yaş arasında daha yoğun kullanılırken, madde kullanım yaşı 13-14’e kadar düştü. 2013’te ise bonzai kullanımda ve ölüm vakalarında patlama yaşandı.
FARE ZEHİRİ GİBİ ÖLDÜRÜYOR