Orkun Ün

Geçen hafta bir yazı yazmıştım.

Bir YouTuber olan Ali Biçim “boşanan bir arkadaşım telefonlarımı açmıyor” diyerek Demet Özdemir’e ufak bir gönderme yapmıştı.

Ben de “Arama o zaman” diye yazmıştım.

Bu kadar.

Hafta sonu telefonuma bir mesaj geldi.

Bir baktım bu arkadaşlar, YouTube kanallarından saçma sapan laflar söylüyorlar hakkımda.

Cevap vermezdim çünkü böyle tipleri iyi bilirim.

Tam istedikleri şeydir cevap onların.

Fakat mesele gazetecilik ve hakaret olunca orada dur dedim...

“Son 5 yılda Türkbükü’nde lahmacun endeksi” diye bir grafik gördüm.

2019 yılında 72 lira olan lahmacun 2023 senesinde 450 liraya dayanmış.

İlk senelerde usturuplu bir artış olmuş. İlk önce 72 liradan 78 liraya çıkmış fiyat. Sonra 95 lira ve derken 200 liralara dayanan fiyat. Hatta bir de asgari ücretle kaç lahmacun alınabiliyor diye de araştırmışlar.

2019’da 28 adetmiş. Mesela şu anda benim hesaplamalarıma göre 19 lahmacun falan alınabiliyor, en pahalı lahmacunu baz alırsak...

Bu iş iyice enteresan bir hal almaya başladı.

Çiğ köfteyi ezdirmem

Vedat Milor “İstanbul’da çiğ köfte yok hepsi kısır” diye bir açıklama yaptı.

Ben resmen bir çiğ köfte fanıyımdır.

Bazı restoranlarda satılan kısır bile değil.

Tabii ki Eda Ece’ye hakaret etmeyeceğim. Onu toplumun önüne yem olarak atmayacağım. Ve tabii ki linç edenlere ortak olup ‘yuh sana, yazıklar olsun’ falan da demeyeceğim. Sanırım birileri var ve gaza getiriyor ünlüleri. O birileri ‘çıkın ve sahnede biraz sinir bozun’ diyor, aksini aklım almıyor çünkü. Ödül törenlerinde ‘şov’ almış başını gidiyor.

Eda Ece önceki akşam yapılan ‘Elle Töreni’nde sahneye ödül almak için çıktı. O sırada şöyle bir cümle kullandı:

“Deprem bölgesinde yaptığımız her şeyi onlar başkası yapıyor zannetti, sandıktan onu anladık ama neyse’

Sonrası Ece’nin kahkahaları ve salonun alkışı.E haliyle tepki gösterdi millet...

Ama salondakiler değil dışarıdakiler, çoğunlukla da sosyal medyadakiler.

Eda da bir açıklama yaparak şunları söyledi:

Ben ödülümü şubat ayındaki dergi kapağından dolayı aldım. Sonra da deprem felaketi oldu. O yüzden depremi anmak istedim. Mizahi bir şekilde ele aldım. Mizahla bazı şeyleri kotarıyorum...

Keşke hiç açıklama yapmasaydı.

Böyle sözlerin sonrasındaki açıklamalar bana hep ‘çırpınış’ gelir çünkü.

Yalan söyleyemeyeceğim çok utandım!

“Ah” dedim bu günleri göreceğimiz öyle belliydi ki...
UEFA hafta sonu gerçekleştirilen Şampiyonlar Ligi finali öncesinde bir uyarı yayımladı.
O uyarıda ‘İstanbul’da taksi yolculuğundan kaçının’ yazıyordu.
Yani İstanbul’a gelen turistlere, futbol severlere dikkat edin demişler açık açık. Dikkat etmezseniz dolandırılırsınız, canınız sıkılır, hatta fiziki bir müdahaleyle bile karşılaşabilirsiniz.
Bizim taksi problemimiz sınırlarımızı aşalı çok olmuş anlayacağınız.
Peki biz müşteriler dışında utanan var mı bu durumdan?
Yani taksici esnafı, yönetimi sizce utandı mı?

Berfu Yenenler eşi Eser ile yan yanayken Murat Dalkılıç’ı arayıp işletti... Berfu, “Eser’e dün gece ulaşamadım. Murat’la olacağız demişti. Birlikte misiniz” diye sordu.

E Murat uykulu. Eser de yanında değil... Saniyelik bir şokun ardından hemen erkek arkadaşını koruma moduna aldı kendini ve “evet evet burada içeride uyuyor” söyledi. Bu yola baş koyan bir erkeği yolundan döndüremezsiniz.
O yüzden Berfu’nun ‘Uyandırır mısın’ falan gibi isteklerine Murat ‘aaa delirdin mi Berfu, bırak uyusun’ tarzında cevaplar verdi.
Şimdi diyorlar ki...
∆ ‘Erko’lar kesin kapatılsın...
∆ Sizler resmen örgütsünüz...
∆ Yazıklar olsun...
∆ İnsan ihanete nasıl ortak olabilir?

Bir masa sohbetinde konu ‘FaceApp’ti geçen akşam.

Üstelik erkek sohbetinde geçti bu konu. Ben bir o yana bir diğer yana bakarak seyrettim konuşanları.
Dediler ki, ‘erkekler kadınlardan daha çok FaceApp yapıyor.’
İnanın ki hiç FaceApp yapmadım fotoğraflarıma.
Karşı olduğumdan değil anlamadığımdan.
Çünkü yaparsam olduğum halin bin beterine sokacağımı bilirim kendimi.
Sonra, ‘sahiden erkekler daha çok FaceApp kullanıp fotoğraflarını düzeltiyor mu” diye sordum kendime...
Kafayı takıp sağa sola da sordum.

Galatasaray şampiyon olunca kutlamalara Simge de şarkısını söylemesi için davet edildi.

Simge’nin “Aşkın Olayım” şarkısı bu sezon Galatasaray’ın marşı gibi oldu. Maç önceleri, maç sırası ve sonrasında hep o şarkı çalındı. E tabii 
Ben “kabul etmez, nazikçe geri çevirir o teklifi” diyordum ama etmiş.
Bence yanlış hareket.
Çünkü Beşiktaş taraftarı Simge. E bunu da sık sık dile getiriyor. Bu taraftarlık işlerinde ‘ben herkesin sanatçısıyım, her takımın kutlamalarına katılırım, gelin herkesi kucaklayalım’ anlayışı olmaz.
Sadece ülkemizde değil hiçbir yerde olmaz. Futbol sadece futbol değildir çünkü.
Mesela bu saatten sonra Simge’nin Beşiktaş’la anılması zor. Beşiktaş şampiyon olursa o kutlamada Simge’nin adı çizilir.
Katılamaz yani kutlamalara.

Yeliz Yeşilmen “2. Sayfa” programına konuk olmuş. Demiş ki; “Evin faturalarını ödemem. Market alışverişini yapmam. O evin faturaları da marketi de erkekte olacak. Hayat müşterek değil. Kapıya başka bir şey bağlasak daha ucuza gelecek.”

Eşek bağlasam daha maliyetsiz olur demek istemiş yani. Erkeğin sorumluluklarının daha fazla olduğunu düşünenlerdenim ben de...
Ama hayat müşterektir.
İki taraf çalışıyorsa ödemeler ikiye de bölünebilir çok normaldir. Atıyorum “1-2 faturayı ben ödemek istiyorum” derse eğer bir kadın, tamam denebilir bu isteğine. Bunda bir sorun görmem ben.
Ama kadın çalışmıyordur tek çalışan erkektir.
O zaman işler değişir.
Zaten bu lafları böyle süslü cümlelerle söylemek de bana doğru gelmiyor.