Günlerce tehdit edilmiş.
‘Elimde videoların var’ sözleriyle susturulmuş. Hatta sadece kendisi değil ailesini de tehdit etmiş beyefendi! Ah be!
Neden sessiz kalırsınız bu olaylar yaşanırken. Neden tahammül edersiniz bu erkeklere. Çıkın, bağırın, gerekirse yardım isteyin ama susmayın.
Bir kere oldu ikincisi olmaz, iki oldu üç hiç olmaz demeyin.
Bırakın ikiyi üçü sekizi dokuzu olur maalesef...
Hep olacak böyle erkekler çünkü.
◊ Önce sizi olduğunuz gibi kabul edecek, sonra işinizi laf edecekler...
◊
Sonra halk girdi devreye.
Çok organik bir şekilde Mustafa Sandal’ı savundu insanlar. Baktım ki o savunanların çoğu ‘X’ ve ‘Y’ kuşağı diye adlandırılan kuşaktan.
Evet evet o tartışma aslında kuşak tartışmasıydı.
Gençler Mustafa Sandal’ı dinliyor evet, ‘Aya Benzer’ şarkısında halen dans da ediyorlar. Hatta bazıları ‘Onun Arabası Var’ şarkısını da mırıldanıyor ama Uzi ve diğer rap’çileri başka yere koyuyorlar.
Benim Uzi’nin değerine diyecek sözüm yok.
Benim tek derdim sürdürülebilirlik kıstası.
Sürdürürse ne ala.
Tamam hakkıdır her türlü eleştiriyi yapabilir.
Fakat Burcu son klibinde gitmiş Gülşen’in kostümünün aynısını giymiş.
Ya demezler mi insana bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye. Çoğu tartışmanın özeti bu olay.
Bizler maalesef böyleyiz işte.
Eleştirir ama yaparız, beğenmez gibi davranırız aslında içimiz gider çaktırmayız, ben olmalıydım orada diye iç geçirirken hakaret etmeyi ihmal etmeyiz.
Aşağıya çekmek bir maharettir, biz de çok iyi yaparız.
Ben Burcu’nun yerinde olsam giymezdim.
Kadınlar ne kadar kafamıza vurursa vursun bizim.
Ne kadar edep adap öğretmeye de kalksalar yok olmuyor.
Olmayacak bizden.
Mehmet Ali Erbil, Gökay Kalaycıoğlu’nun konuğu olmuş. Çok kötü bir muhabbet geçiyor ikili arasında.
Ama konuyu açan, soruyu soran maalesef Gökay...
Diyor ki önce, “Halen cinsel anlamda sağlıklı mıyız?”
Sonra da yönlendiriyor...
Söz müziği Emircan İğrek’e ait Ali Cabbar şarkısı son birkaç gündür çok dinleniyor. Dinlenmenin ötesinde her sohbet konusundan bir Ali Cabbar’dır almış başını gidiyor.
Hak veriyorum güzel şarkı çünkü.
Ama diyorlar ki “Yaaa adama çok üzüldüm ne acılar yaşamış...”
“Baksana sevgilisinin düğününde gırnata çalmış, dans etmiş. Sonra da askerde şehit düşmüş...”
Biz çok hazırız her şeye inanmaya. Hele ki iki dram gördük mü hoop sahipleniriz hemen.
İşin aslı yok Ali Cabbar diye biri.
Daha önce kaç kez aynı şeyi savundum bilmiyorum, insanların yas tutma şekline karışılmaz diye.
Vedaya da karışılmaz.
Bazen başka türlü vedalar vardır çünkü. ‘Cem Yılmaz neredesin’ diyorlar, ayıp değil mi iki söz yazsana diyorlar, story at, post at diyorlar.
Size ne kardeşim!
Onlar zaten tam da ateşin düştüğü yerdeler...
Elbette yaparlar ama zorunda da değiller sosyal medyadan bir şeyler karalamaya.
Hele ki bazı ‘rahatsızlar’ bunu istiyor diye hiç yapmak zorunda değiller.
Esin Övet köşesinde şunları yazmış: “Haklısın Orkun, ancak erkekler de kadını delirterek gidiyor. Neden tükendiğini, neden isyan bayrağını çektiğini anlatmıyor, bazıları gidermiş gibi yapıp gitmiyor ve kadını elinde tutuyor.”
Hatta şöyle bitirmiş sözlerini: “Kadın terk eder ama bazı erkekler kendi terk etmiş gibi davranır. Keşke erkeklerin bu yönlerini de anlatsan Orkun.”
Haklı Esin. Düzgünce gitmesini bilenlerin dışında böyle erkekler de var tabii ki.
Hatta maalesef sayıları da fazla...
Mesela yedekte ya da hayatında hep bir kadın tutanları da biliyorum ben.
O çok sevdiği kadını gün geliyor ikinci, hatta üçüncü kadın haline getiriyor bazıları.
Mutludurlar huzursuzluktan, ihanet etmekten...
Son yıllarda gülmese de yüzümüz, takımımız kırmızı çizgimizdir bizim.
O yüzden gelene sevinir, gidene hep üzülürüm.
Mesela Arda Güler.
Hiç ihtimal vermiyordum hemen gideceğine...
Kalır sanıyordum Fenerbahçe’de.
Real Madrid’e transfer oldu Arda.