Evet böyle başlık atacaktım..Nedeni gayet basitti..Fener kazanacak, Beşiktaş lidere 3 puan yaklaşacaktı..Fenerbahçe kazandı ama lidere 3 puan yaklaşamadık..!!Kendi kendime şöyle dedim:“Sen her zaman demez misin, ‘Ele güvenerek gerdeğe girme’ diye..!!”Evet, geçen sene de Bursa’da oynan maçta, Fenerliler de benim gibi düşünmüştü..Ben de onlara, “Beşiktaş’a güvenerek Şampiyon mu olacaktınız.. Gücünüz varsa olun.!!” demiştim..
Ve bu gerçek bir kez daha ortaya çıktı..Demek ki neymiş, kendi gücüne inanacaksın..!!Başkasının gücüne güvenip ortalıkta kabadayılık yapmayacaksın..Doğrusu da bu..Bir daha ben de (Avrupa maçları hariç..) –İşime geldiği için elbet- “Şu takımlı, bu takımlı oldum” demeyeceğim..!!“Geçen sene lig 2.si olan arkadaşların hülyası ‘Başkasının gücüyle şampiyon olma veya puan alma..’ yöntemini bir daha aklına getirmeyeceksin..” derken, O SIRADAİçimdeki yüksek ses:“50 yıldır kimin önünde eğildin ki.. Ömrünün felsefesi bu değil mi, zaten..!!?” dedi..Evet öyleydi..!!Büyük üstat Cem Karaca’nın sözü gibi “Ben feleğin tekerine çomak sokmuştum” hayatım boyunca..Doğru bildiğim gibi yaşadım..!!
Benim için en zor anlarda,
Reha Muhtarlara, Ufuk Güldemirlere HAYIR demiştim..
“Masadakilerin” ne olduğu umurumda olmadan elimin tersiyle yere dökmüştüm..
Yani, Ahmet Kaya’nın dediği gibi “Kapıyı çarpıp” çıkmıştım, arkama da bakmamıştım..!!
Ezdirmemiştim kendimi..!!
Futbolcular ve takım yeni ya.!!
O bakımdan yani..!!
2 saat önceden stada gelişimin nedeni budur..!!
Maçın başlamasına daha 1 saat var..
İnönü’nün yeşil çimlerine bakıyorum..
Futbol nedir diye düşünüyorum.
Basın tribünü ve her yer tıklım tıklım..
Başka renklere gönül vermiş gazeteci arkadaşlar da burada..
Demek ki Beşiktaş doğru yolda..
Yıllardır görmediğin Barbaros Çıdal’ı görüyorum..
Sıkı spor adamıdır..
Kadrolar belli olunca
“Schuster’in amacı galiba 7-3 filan yenmek” diyor..!!
Mübarek komple forvetle çıkıyor sahaya..
İlk yarı sanki maçı İnönü’de oynuyor gibiydi..
Ama;
ATAKLAR İYİ de ORGANİZE DEĞİL..!!
Kişisel beceriler ön planda..!!
Ve elbette, siyah – beyazlı defansın en küçük hatası pahalıya mal oluyor..
Nitekim ilk gol yine öyle oldu..
Besbelli Manisaspor, İnönü’deki taktiğini ile oynuyor ama bizim ellerde bir söz vardır;
“Beşiktaş için ‘Aganta Burina Burinata’ zamanı olmalıdır..” diye yazmıştım..
Tarihlerden 22 Ekim 2010’du. Beşiktaş – Porto karşısındaydı.
Hani; İnönü, yine bayram yeri gibiydi..
Kalecilerin durumuna bakınca kanınızda “fazladan adrenaline lüzum yok..” diye yazmıştım..
Ama biz efsunluyuz..
Yıllardır böyle yaşadığımız için alışığız..
“Adrenalin bize K’omaz” demiştim..
Gelelim AYAĞI ile oynayanlara..
Bunlar da kendi içinde 2’ye ayrılır:
1- Sadece AYAĞI ile
2- Az AKIL, çok AYAK ile….
Sadece ayağı ile oynayan futbolcular her yerde vardır..
Buğday tanesi gibidirler, attığınız her yerden çıkarlar. Sıradan oyun oynarlar..
Yetenekleri olsa bile AKILLARINI kullanmak dağarcıklarına GELMEDİĞİ için asla iyi FUTBOLCU OLAMAZLAR..
“Ah ah” diyor ya şair..
“Ne olursa aysız gecelerde olur..”
Yediği her gol, “Zıpkın yarası” gibidir..
Beşiktaşlı olmak;
Açık denizlerde yalnız başına seyir yapan yelkenli olmaktır..
Dev dalgalar teknenin gövdesini “döverken”,
“Yol yapmaktır” Beşiktaşlı olmak..!!
Bilir Beşiktaşlı neresi kayalıktır
Ben de ona;
"Silgi kullanmadan resim çizme sanatına, "hayat" denilmektedir" diyorum..
Sezon başından beri olup bitenleri düşünüyorum da..
İnsanın içi kıpır kıpırdı.. Ardı ardına patlayan transferler..
Uzun zamandır yaşamayan sevinçlerle dans eden duygular.
Sonra ne oldu.
Milyon dolarlar harcanarak kurulan ve taraftarın büyük umutla beklediği oyunculardan kurulu ekibi, PATATES TARLASI gibi olan sahaya sürdüler..