(Sonuna kadar okumazsanız bir şey anlamazsınız..!!)
Rakibine saygısı olmayan bir takım kaybetmeye mahkumdur..
Beşiktaş’ın teknik adamlarının ve bir kısım futbolcunun asıl sorunu budur..!!
Birkaç örnek vereyim..
İstanbul Belediye ve Manisaspor ve vs maçlar..
Aynı ciddiyetsizlikle çıkıldı, sonuç da kaçınılmaz yenilgi oldu tabii..!!
Rakiplerini küçümsemişlerdir..
Ancak rakipleri onlara küçümsememiş, aksine çok ciddiye almışlardır..
İsyanım var..!! Peki ama neden..? (Bu serzenişin nedeni yazının sonuç bölümündedir..)
“Nereden başlasam, nasıl anlatsam..” diyor ya o ünlü şarkı..
Beşiktaş – Kasımpaşa maçında da anlatacak o kadar çok şey oldu ki..
Bir defa ilk 11 kafadan yanlıştı.
Bir defa Schuster’e şunu söylemek istiyorum; madem Quaresma iyileşti, İLK yarı TAKIMA alsana be adam..!!
Kasımpaşa özellikle ilk yarı Beşiktaş hücumlarını kesmek için siyah-beyazlıların sahasında pres yapınca istedikleri sonuca yavaş yavaş gittiler..
İlk yarı Beşiktaş’ın sağdan doğru dürüst bir tek atağı bile yok..
Holosko kanat değiştirince ilk yarı Beşiktaş sol kanattan gelmeye çalıştı ama bırakın tehlikeli olmayı, etkili bile olamadılar..
Beşiktaş da dünyayı kaçırdı.
Ve maç başladı.. Saha buradan halı gibi gözüküyor..
Hiii 3 dakikada Bobo topu kurtarsaydı..
Gol geliyordu, gelmedi ama “Gelecek..
Ben dedim olacak..!! Bir gün herkes Beşiktaşlı olacak..” diyorum..
Bu sözlerim Ağaoğlu’nu kıskandıracak..!!
Dakika 10 oldu, oyun ortada..
Beşiktaş kötü oynayarak kazandı..!!
Ve GOLLLL Ve GOLLL..!!
Daha Dakika 5..
“Piknik sepetini hazırlayan” Bobo 1-0 yaptı..
Hürriyet İnternetin Haber Koordinatörü, koyu Fenerbahçeli Oğuz Güven çok kıskanacak ama Gol işte..!!
Ve aklıma TV reytinglerinde rakipleri kızdırdığım sloganım geliyor..
“Nazar Etmeyin N’olur. Çalışın sizin de olur.!!”
“Şundan” açıklaması yazının en alt bölümündedir..!!
Transferler birbiri ardına patladığında..
İlk maçlardaki güzel oyun ve galibiyetler geldiğinde..
“Beşiktaş’ı durdurmak için büyü yapmaları lazım” demiştim..
Yapmışlar..
Ki, olacak iş değil ama ne maçlar kaybetti Beşiktaş..
Şans ibresi hiç ondan yana olmadı..
İşte tam bu esnada Cem Karaca’nın o muhteşem şarkısının sözlerdi geliyor aklıma..
“Bir çiviyi çakar gibi
Vura vura günlere (Bana göre dakikalara..)
Dört nala gidiyoruz
Bizi bekleyen yere..”
İster maçın sonucunu bekleyin ister hayatın sonunu..
Aynı şeydir yavaş yavaş tüketirsiniz..
Ve dakika 23 oldu.. Bir numara yok.. Ernst’in ani çıkışından başka..
“Futbolcular veya hakem şöyleydi yok böyleydi “ demeyeceğim... “İzlenim” yapacağım..
Bir defa bu maçta, son düdük çalana kadar heyecan doruktaydı..
Futbol adına sahada yapılan “şahane hareketler” de vardı.. Özellikle Galatasaraylı futbolcuların birbirleriyle paslaşmaları ve Fenerbahçe sahasına hücuma kalkma anları..
İkinci yarı ise zaman zaman bu güzel hareketler, Fenerbahçeli oyunculardan geldi..
Beşiktaş için “Aganta Burina Burinata” zamanı olmalıdır..
İnönü yine bayram yeri gibi..
Kalede Hakan varsa adrenaline lüzum yok.. Zaten çıkıyor..
Rüştü yedek ama Hakan heyecan yaratmakta ondan hiç geri kalmıyor..
Ama biz efsunluyuz..
Yıllardır böyle yaşadığımız için alışığız..