Orhan Can

İnönü'de kazanan ısıtıcılar oldu

16 Aralık 2010
Soğuk bir Beşiktaş gecesi..

Çok çok uzun zamandır rahat bir maç seyredeceğim..

Oyunun sonucu ne olursa olsun, damarlarımda fazla adrenalin hissetmeyeceğim..

Ohh be, dünya varmış..

Beşiktaş gruptan çıkmayı garantilemiş..

Takım rahat, ben rahat..!

Formalite maçı bu.. Eksikler görülecek, adamlar veya taktikler denenecek..

Kendime gidip bir çay alayım bari..

Sıcak mı sıcak..!!

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş'ın cezası bu mu olacaktı

11 Aralık 2010
Maç bitti ya “tacizler” de başladı..

Telefonum “bip” diye ötüyor..

Kalbim de “Taşikardi” olmuş gibi “Tık tık” atıyor..

İşte ilk “taciz diyorum..” içimden..

Bakıyorum tabii..

Haber Koordinatörü Oğuz Güven’den.. Sıkı SARI- LACİVERTLİ..

Mesajı okuyorum elbet..

“Tello, (Teyyo’nun gözleri de kara idi..” yazıyor..

Ben, Mustafa Hoca için yazıyordum,

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş Bursa'yı İnönü'de nasıl yıktı

5 Aralık 2010
Ağır bir gecenin ardından güzel bir Beşiktaş sabahı..

Hava bir anda 10 derece düşer mi düştü işte..

Ama futbol için ambians 10 numara..

Uzun bir aradan sonra Bursalı taraftarlar İnönü’ye alındılar..,

Ama kendilerine ayrılan yeri yıkıp parçaladılar..

 

Maçtan önce taraftarların birbirleriyle girdikleri slogan yarışı İstiklal Marşı başlayınca bitiyor..

Her iki taraftarlar da ORTAK PAYDADA yan yana geliyor.. Ne güzel..!!

 

Yazının Devamını Oku

İyi ki CSKA’nın kalesinde “Rüştü” vardı

3 Aralık 2010
Fakaatt!!

Herkes biliyordu ki Sofyalılar için

“Eğer gölgelerin boyu insanların boyunu geçmişse, o topraklarda güneş batıyor demektir!” atasözü geçerliydi.. (Kızılderili atasözü)

Çünkü, gölgelerin boyu, daha ilk maçta onların boylarını geçmişti..

 

Unutmayın ki futbol bir felsefedir..

Futbolu iyi seyrettiğiniz zaman orada, HAYATIN TA KENDİSİNİ görürsünüz..

Hem kendiniz hem de oyuncular için..

Misal, bir oyuncunun “Bencil olup olmadığını”, yani  “Hep bana, hep banacı” olup olmadığını top oynayışından, pas atışından  anlarsınız..!!

Yazının Devamını Oku

Ali Sami Yen'de büyük bir olay oldu

28 Kasım 2010
Yıllar önce bir sohbette örnek vermişlerdi..

Bilim adamına sormuşlar, “kaç türlü yalan var?” diye..

Bilim insanı da yanıtlamış:

“ 3”

“Nelerdir bunlar?” diye sormuşlar, o da bütün bilgeliği ile devam etmiş..

1.’si Yalan..

2.’si Kuyruklu Yalan..

3.’sü İSTATİSTİKLER…

 

Yazının Devamını Oku

Schuster’e son uyarı

28 Kasım 2010
Büyük düğüm Pazar günü çözülecek ama..

Schuster bunları yaparsa BJK kazanır..

 

İki gözüm Schuster’ciğim,

Satırlarıma başlamadan önce nasılsın iyi misin, umarım iyisidir..!!

 

Gözünü ve kulağını aç da dinle beni, biliyorsun maça az kaldı..

 

Anadolu takımlarını bugüne kadar küçümsedin, boyunun ölçüsünü de aldın..

Yazının Devamını Oku

Beşiktaş'a ne lazım

21 Kasım 2010
Aa, neyi görüyorum Ece Erken de burada..Demek ki Quaresma’yı seyretmeye gelmiş. Burhan Akdağ fotoğrafını çekiyor.

Burhan’la seyrettiğimiz maçlarda daha hiç kaybetmedik..

 

Yazın Bodrum’da geçirdiği kazada beyin kanaması geçiren Olay Tan’ı da görüyorum..

Ölümden yaşamdan konuşuyoruz..

“Neyse Burhan Akdağ da geldi ya, kaybetmeyiz..Berabere kalabiliriz ama..!!” diyorum..

O da gülüyor..

Yazının Devamını Oku

Didi hangi takımın başına geliyor

15 Kasım 2010
(Sistemsizlik de bir sistemdir..!! Schuster’in anlayışı bu..(!!) Bunu yazının sonunda açıklayacağım..)

Demek ki neymiş..!!?

Birazcık dersine çalışır,

Rakibini “okursan..”

Ve, onu asla küçümsemez ve CİDDİYE alırsan.!!.

Ve elbette, maçın oynanacak memlekete kurallara uygun olarak 1 gün önce gidersen..

 

“Zayıf takımları tek bacağımla bile yenerim” diyerek Guti gibi Ernst gibi adamları “DİNLENDİRME” fiyaskosu adı altında kadroya almamazlık yapmazsan..!!

Ne olurmuş..?

Yazının Devamını Oku