Onur Baştürk

Yalnızlık rekorunuz ne kadar?

13 Kasım 2019
Mahalle kafesinde oturmuşuz. Sabahın kör vakti. Gözler yarı çapaklı.


Herkes ayrı masalarda.
Masalar ayrı olsa da birbirimize laf yetiştiriyoruz.
Aynı mahalleden olmak böyle bir şey; bin yıldır tanışıyormuş gibi bir tuhaf duygu.
Ama arada yine bir masalık mesafenin özenle korunması.
Derken aramızdan biri önünde duran gazeteden bir haber okuyor yüksek sesle.
Ünlülerin yalnızlık rekoruyla ilgili bir haber.

Yazının Devamını Oku

Hafta sonu notları

11 Kasım 2019
Yeniköy’deki Eski Adet, Chicki’nin hamburgercisi, şovlarıyla öne çıkan pembe dünyalar mekanı Pink Mama ve şehir merkezinden uzağa taşınan Klein Wal... Ortaya karışık ve savruk hafta sonu notlarına buyurun...

Cuma gecesi ilk durak, Yeniköy.

Taksici hemen navigasyon açıyor.

Navigasyon aplikasyonlarının robot sesine ultra kılım.

Bu yüzden “Kapatın” diyorum, “Ben yolu tariflerim size.”

O andan itibaren Yandex’e bağlıyorum. Arka koltuktan sürekli anons halindeyim: Sağa dönün, şimdi sola.

Ama tabii neticede bir yayayım, o navigasyon dili/disiplini beni aşıyor.

“Şimdi kavşaktaki ikinci çıkıştan çıkın” filan diyemediğim için tariflerim hayli saçma ve ani oluyor.

“Yok yok, buradan değil” diye diye az kalsın kaza yaptırıyordum şoföre.

Yazının Devamını Oku

Ölüler Günü’nde Catrin olunca ne hissettim

10 Kasım 2019
Makyöz Luna yüzümü boyamaya başlamadan önce soruyor, “Nasıl bir şey istersin?” diye. “Bilmem ki?” diyorum, “Hiç düşünmedim.”



Sonra pat diye, “Renkli bir şey olsun” diyorum. Luna hızla boyamaya başlıyor yüzümü.

Makyaj bittiğinde aynayı elime veriyor kendime bakayım diye.

O la la! Aynadaki artık ben değil, bir adet artistik Catrin!

Ölüler Günü Catrin’lerinden biri.

Meksika’nın meşhur Ölüler Günü’nde bu tarz makyajı yaptıran erkeklere Catrin, kadınlara ise Catrina deniyor. Artık sokaklarda dolaşan Catrin ve Catrina’ların arasına karışmaya hazırım.

Ne yalan söyleyeyim, ağır makyaj ilk başta biraz

Yazının Devamını Oku

İstanbul gecelerine döndüm, (neden) mutluyum

8 Kasım 2019
Tatlı bir aradan sonra İstanbul gecelerine döndüm.


İstanbul’un gecesi dediğin aslında gece başlamıyor, gayet akşamüstü filan.
Misal: Lucca birlikleri kaldırımdaki ön sıraları kapıyor, Zorlu Morini’nin arka cephesinde event yorgunu kadın grupları görüyorsun, Cihangir Journey’de ise bilgisayarını yeni kapamış tek kişilik masaların ekşi yalnızlığını...
Mekanlar değişse de konuşma balonları genelde şöyle oluyor:
“Canım nasılsın, çok iyi gördüm seni?”
İltifatı alan bir seviniyor önce, yüzüne yarım bir sırıtış geliyor aniden.
Ardından karşı taraf bu sırıtışı geri alan derin darbeyi vuruyor:

Yazının Devamını Oku

Fazla uyumlu sevgililere son örnek

6 Kasım 2019
Doğruya doğru, herkes sevgilisiyle çok çok iyi vakit geçirmez.



Hatta kimisi için sevgiliyle geçirilen kaliteli zaman pek azdır.
Geriye kalan şey çoğunlukla kavga gürültü ve “Neredeydin, ne yaptın, kime baktın” kıskançlığıdır.
Bu yüzden birbiriyle her daim uyumlu, uzaktan bakıldığında birbirinin “oyun arkadaşı” gibi duran sevgililere gıptayla bakılır, “Biz niye böyle olamıyoruz ki?” diye hayıflanılır.
Çünkü bu fazla uyumlu sevgililer -kabul edelim- dış mihrak gözler için had safhada gıcık bir şeydir.
O tencere kapak halleri, aralarından bir saniye eksik olmayan über enerji dalgası öyle bir hissedilir ki; yanlarında beş saniye dursan bazen seni duymaz/görmez/kapsama alanına dahi almazlar.

Yazının Devamını Oku

En yeni Soho House neden orada açıldı

3 Kasım 2019
Soho House’un davetlisi olarak farklı ülkelerden gazetecilerle grubun en yeni ve farklı üyesi olan Los Angeles’taki Soho Warehouse’daydım. Warehouse’un ruhu, konuşlandığı Downtown dolayısıyla farklı: Çünkü bölge yeni yükseliyor ve etrafta L.A. enerjisinden ziyade asi bir New York enerjisi var.

Los Angeles’ın pek de Los Angeles gibi durmayan bir bölgesinde, Downtown’daki Santa Fe Avenue civarında tıklım tıklım dolu bir restoranda akşam yemeğindeyim: Bestia’da.

Evet pek de L.A. gibi durmuyor burası.

Daha çok New York’taki Williamsburg’ü andırıyor.

Sadece Bestia’daki enerji değil, civardaki tüm enerji öyle hissettiriyor.

O enerjinin en önemli ateşleyicisi ise galerilerin ve türlü konsept mağazaların peş peşe sıralandığı ’Arts District’.

Şimdi buna ek olarak bir de Soho Warehouse açılmış durumda.

Soho House grubunun en yeni üyesi.

Yazının Devamını Oku

Şehre iddialı ve yeni bir heyecan geliyor: TURK

2 Kasım 2019
Onu birkaç yıl önce Bangkok’ta tanıdım. O zaman The House On Sathorn adlı restoranın şefiydi. Annesine ithaf ettiği, farklı bir yorumla sunduğu mantısının lezzeti hâlâ damağımda... Derken geçtiğimiz aylarda İstanbul’da tekrar karşılaştık. Meğer artık buradaymış ve iddialı bir restoran projesini hayata geçirmek üzereymiş. Karşınızda şef Fatih Tutak ve birkaç hafta sonra Bomonti’de açmaya hazırlandığı, şehrin çok konuşulanlarından biri olmaya aday TURK adlı restoranı.

 ◊ Nereden çıktı bu TURK? Kariyerinin başından beri hep aklında mıydı?

- 20 yaşında kariyerimi geliştirmek için Türkiye’den ayrıldığım günden beri Türk mutfağında yeni bir dil oluşturma tutkum vardı. Hep biliyordum ki bu tutku beni ait olduğum yere bir gün geri döndürecekti. Bangkok’taki restoranımda sunduğum “From My Mum” (Annemden) adını verdiğim mantı yorumlamasının insanlarda yarattığı heyecanı görünce hayalimi gerçeğe dönüştürme ve sahip olduklarımı Türk gastronomisini geliştirmek için kullanma zamanının geldiğini hissettim. Daha çok cesaretlenip geri dönme zamanının geldiğine karar verdim.

◊ TURK, adıyla da iddialı. Neden bu isim? Net olsun mu istedin?

- Yaratıcılığın cüretkar olması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu cüretkar yaratıcılığın minimalizm ve sadelikten beslenen samimi bir yanı da olmalı. O yüzden kim olduğumu ve kalbimde yatanı direkt anlatan bir restoran adı olarak TURK’u seçtim. TURK’un bundan 50 yıl sonra da yeni Türk mutfağı için referans noktası olmasını arzuluyorum. İçeride Türk gastronomisinin hak ettiği yere gelmesi hayaliyle çalışan bir ekip olacak.

Türk coğrafyasının bize bahşettiği malzemelerle ve Türk mutfağının canlılığından ilham alan bir anlayışla yemekler hazırlayacağız. Yani bu restoranda her şey “Türk”ten geliyor ve “Türk”e çıkıyor!

Önce ruhunuzu ve yüreğinizi besleyeceğiz

◊ Mutfaktan neler çıkacak? Neler bekliyor bizi?

Yazının Devamını Oku

Bumerang hareketler

26 Ekim 2019
Norm Ender büyük patırtı koparmış Mekanın Sahibi adlı şarkısının bir markanın reklamında kullanılmasına izin vermiş.


Reklamda şarkının bir kısmını kendisi seslendiriyor. Bir kısmını ise başka bir
vokal.
Şarkının sert sözleri de haliyle markanın pazarlamasına uygun hale getirilip değiştirilmiş:
“Bıktım okul sınav hep iş, banane yaptım alışveriş.
Rahat bir mont tişört, tarzımız hep sweatshirt...”
Elbette rap’çiler klipte oynayabilir.

Yazının Devamını Oku