İkisi de Instagram hesaplarındaki fotoğrafları tak diye sildi.
Sebep?
Yenilenme stratejisi.
Edis hem bu pazar vereceği konseri hem de yeni imajıyla yeni bir döneme girdiğini daha çok duyurmak adına böyle bir şey yaptı.
Eskileri silip yeni fotoğraflar yükledi.
Hande Yener de onun izinde işte: Yeni albümü öncesi daha çok merak uyandırmak için o da eski fotoğraflarının hepsini sildi.
Canan-Volkan Çetin
Büşra Nur sayesinde gözler ‘muhafazakâr Instagrammer’ dünyasına çevrildi.
Bu dünyanın çok sayıda moda blogger’ı var ama benim en çok ilgimi çeken çiftlerin hesapları.
Mesela Tuğba-Ömer Bağ çiftinin hesabı.
Ben böyle yazıyorum ama hesabın açıklamasında Ömer Bey’in ismi Tuğba Hanım’dan önce yazılı aslında.
Çiftin
◊ Bebek Otel içinde açılan yeni Dragon’a yer bulmak için çılgınlar gibi çaba gösterenleri...
◊ Yaşanan aksaklıklar nedeniyle Klein Wal iki haftalığına arka plana düşünce “kardeşi” Klein Sanayi’nin popüler olmaya başlamasını...
Misal, perşembe gecesi Tuba Ünsal da Klein Sanayi’de DJ’lik yaptı.
◊ Maldivler’deki Soneva’nın şefi Kevin Fawkes’ın haftaya salı ve çarşamba geceleri Lucca’da modern Thai yemekleri yapacak oluşunu...
◊ Önümüzdeki hafta açılacak TURK’ün 6 Aralık’taki ilk konuk şef yemeğini ünlü restoran Mugaritz’in şefi Andoni Luis Aduriz’e ayırmasını...
◊ Serafina’nın haftaya kapılarını açmasıyla beraber Kanyon’un yeniden hareketlenip hareketlenmeyeceğini...
Üçüncü sezon notları
Ne zaman ki Teoman’ın sıkça sahne aldığı Beyoğlu’ndaki Balans’ı devraldılar, işte o günden sonra yavaş yavaş ülkenin farklı şehirlerine şubeler açılıp büyümeye başladılar.
Önceki gece Jolly Joker’ciler “Biz bize eğlenelim” diyerek müzik dünyasını bir araya getiren büyük bir parti düzenledi.
Doğrusu partinin yapıldığı Vadistanbul Jolly Joker şubesi devasa bir yermiş.
Hele sigara içme alanı en az mekanın kendisi kadar büyük. Mekanın en hoş yanı ise Belgrad Ormanı’na bakıyor oluşu.
Umarım bir-iki sene sonra orman yerine dev rezidanslar olmaz bu manzara...
13 Kasım’daki “Yalnızlık rekorunuz ne kadar” yazısından sonra aldığım/işittiğim mesajların hepsi aynı cümleyle başlıyordu:
“Tam beni anlatmışsın!”
O zaman biz yalnızların pek havalı bir kavramı var artık, hemen onu duyurayım:
Self-partnered.
Bir dönemin Harry Potter yıldızı Emma Watson sağ olsun, İngiliz Vogue’una verdiği röportajda kullanmış bu kavramı.
“Ben mutlu bir
bekarım” deyip bekar kelimesi yerine alternatif olarak bu kavramın kullanılmasını istemiş: Self-partnered.
Yani
Miriam sahneye ilk çıktığı dönemlerde kariyerinin zirvesindeki komedyen Sophie Lennon’a laf atar, onun demode haliyle dalga geçer.
Bunu duyan kadın komedyen, Miriam’ın yeni başlayan kariyerini engellemek için elinden geleni yapar.
Bir başka gece ise Miriam sahnede ailesiyle ilgili espriler yaparken salona babası girer.
Babasının buz bakışlarına rağmen ona dair espriler yapmaya devam eder.
Cem Yılmaz’ın da son günlerde başına gelenler bu dizi karakterinin başına gelenler gibi.
Stand up gösterisinde Haluk Levent’le ilgili bir şey söyledi Yılmaz.
Haluk Levent önce alındı bozuldu, sonra da “Tamam abartmışım” dedi.
90'’ların meşhur yanı sadece Türkçe pop patlaması değil, aynı zamanda magaziniydi (yetişen nesil, yetişemeyen nesle anlatsın).
Pazar günü eve gazetelerle birlikte giren dergilerde ünlü kadınlar şekilden şekle girerek Erol Atar’a ya da onun postmodern versiyonu Nihat Odabaşı’na poz verir, başlık da şu minval bir şey olurdu:
“Geyşa ruhlu kadınım, bomba gibi geliyorum.”
Aynı şekilde televizyondaki magazinler “şok şok”lardan geçilmez; Kaya Çilingiroğlu’nun Ferrari’yle Feraye’yi karıştırdığına, Hande Ataizi’nin estetikli burnuyla tuvalet penceresinde sıkışıp kaldığına tanık olunurdu evde çekirdek çitlerken.
O dönem bitti, artık kayıp kıta Atlantis. Ama magazin biter mi, bitmezzz. Şimdinin magazini şu: Kişisel magazin!
Bireysel bankacılık filan gibi, ama şifresiz.
Neden kişisel?
Çünkü günümüzde
Zeynep Bastık’ı Gizli Kalsın’da dinlediğimiz zamanlar.
O dönem bir gece yarısı yıldızıydı Zeynep.
Yorumu ve gece boyu seçtiği şarkılarla kendini dinletmeyi başarıyordu.
Yoksa zordur o geç saatte birilerinin seni pür dikkat dinlemesi.
Kafalar dağınıktır, flörtler pupa yelken...
Sonunda Zeynep aldı yürüdü. YouTube kanalı, “Felaket” cover’ı ve Harbiye konserleri derken şimdi de Mustafa Sandal’la yaptığı düetle karşımızda.