Feyza Hepçilingirler benim çok sevdiğim bir yazar. Onu çok uzun zamandır takip ederim, okurum, dikkatle izlerim, dinlerim… Türkçeye hizmetleri çok kıymetli, yazdığı kitaplar çok değerli. Son yıllarda çocuklar için yazmaya eğildi ve harika yapıtlar ortaya çıkardı. Şimdi de “Beyaz Gülün Öyküsü” adında bir kitap yazdı. Kırmızı Kedi Çocuk Yayınevi’nin okuyucuyla buluşturduğu kitap, yaşamı ve ölümü etkileyici bir şekilde anlatıyor. Hepçilingirler ile hem kitabını hem de çocuk edebiyatını konuştuk.
Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
Tam da kitapta anlattığım gibi oldu. Kızım ve torunlarım ABD’de yaşıyor. Orada olduğum bir zaman diliminde torunumu okula götürüp okuldan almayı gönüllü olarak ben üstlenmiştim. Bir gün yolumuzun üstündeki beyaz gülün fotoğrafını çekip Facebook’ta paylaştım. Birkaç gün sonra solmaya başladığını görünce yeniden fotoğrafını çektim ve bu beyaz gül üzerinden ölümü anlatmanın iyi bir fikir olacağı ilk kez orada aklıma geldi. Torunumla birlikte günlerce gözledik beyaz gülü. Hemen yanında yepyeni bir tomurcuğun belirdiğini görünce her şeyin, herkesin yerini o beyaz gül gibi daha yeniye, daha gence, ardından gelene bırakacağını anlattım torunuma. Korkmadı, ağlamadı, üzülmedi. Beklediğimden çok daha doğal karşıladı. Bu deneyim bana, yaşam döngüsünü, dolayısıyla ölüm gerçeğini, torunuma anlattığım gibi bu beyaz gül üzerinden bütün çocuklara anlatabileceğimi düşündürdü. Kitap fikri böyle ortaya çıktı.
Ölümün çocuklara anlatılmasının güç olduğunu söylerler. Sizce doğru mu bu?
Doğru. Çünkü çocuklarımızı onları üzme olasılığı bulunan her şeyden uzak tutmaya çalışırız. Ölüm düşüncesinin bizim için söz konusu olan yıkıcılığının onlar üzerinde de aynı etkiyi uyandıracağını düşünür, onları bu üzücü gerçekten olabildiğince uzak tutmaya çalışırız. Ne var ki bizim çabamız, yaşamın gerçeklerini değiştirmeye yetmez. Çocuğumuz o gerçeklerle günün birinde karşılaşacaktır. Zaten ne zamana kadar sakınabiliriz ki? Balığı ölecek, kuşu ölecek, dedesi, ninesi, komşusu... Birilerinin yaşamından çekilip gittiğine ister istemez tanık olacaktır. Çocuğumuzu ömrü boyunca her şeyden koruduğumuz bir fanus içinde yaşatamayacağımıza göre, karşı karşıya kaldığında yıkılmaması için yaşamın her türlü gerçeğine hazırlamamız gerek. Onların sandığımızdan çok daha güçlü olduğunu da unutmamalıyız.
Çocuklara ölümü anlatmak için neden böyle bir yol seçtiniz?
Ölümü değil, yaşamı anlattım aslında. “Ölüm” sözcüğünü hiç kullanmamak niyetindeydim ama yayınevinin pedagog danışmanı, özellikle kullanmamı istedi. Doğada ve yaşamda her şey değişim içinde. Çocuklar büyüyor, çiçekler soluyor, kelebekler ölüyor. Durmaksızın biçim değiştiren bulutlar gibi, yaşam akıp giderken bir şeyler yerlerini başka şeylere bırakmakta. Çocuklara yaşamın diyalektiği ancak böyle anlatılabilir diye düşündüm. Kitapta dediğim gibi: “Her şeyin ama her şeyin bir ömrü var. Ölüm, yaşamın sonudur. Bir şeyin sonu, o şeye dâhildir, değil mi? Yaşam varsa ölüm de vardır.”
Kitapta neler var?
Yurdumuzun dört köşesinde yüzyıllardır söylenegelen efsanelerden 26’sını yeniden yorumladım. Kitapta tarih boyunca kentlerimizin adlarını ya da ünlerini nasıl kazandıklarına dair hikâyeler yer alıyor. ‘Bursa, Cennet Bura’, ‘Zirvesi Karlı, Ağrı’, ‘İstanbul Efsane, Çiçeği Lale’, ‘Kütahya’nın Çinisi, Çıktı Dünyanın Çivisi’, ‘Kıpır Kıpır Hamsi, Trabzon Şehri’, ‘İzmir, Keçi Kalesi’ bunlardan bazıları.
Çocuklara ne söylemek istediniz?
Yaşadığımız coğrafyaya ait kültürel mirasın farkındalığına çocuk yaşta varılmasını hedefliyorum. Bu kitapla çocukları dağı taşı efsane yurdumuzun zengin kültür hazinesini keşfe çağırıyorum. Birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış topraklarımızın doğal güzelliklerini ve tarihi değerlerini fark edelim istiyorum. Yanı başından geçip gittiğimiz bir çeşme, soframızı zenginleştiren bir tatlı, baharda bize gülümseyen bir çiçek, kırık dökük bir kale neler neler anlatır bize... Eğer farkında olmazsak değeri yiter gider.
Hürriyet Kitap’tan çıkan 200 Adımda Çocuk Yetiştirme Rehberi’miz yayımlandığı günden bu yana öylesine güzel bir ilgiyle karşılandı ki, çocuklarının iyi ve mutlu bir şekilde büyümesini isteyen anne babalara olan inancımız katlanarak arttı. Bir çiftin bebek yapmaya karar vermesinden o bebek altı yaşını bitirinceye dek geçen süredeki çocuk eğitimini içeren kitabımızda 12 uzmanın çocuk ve aile eğitimiyle ilgili görüşleri yer aldı. Bu kitap, pek çok çevrede heyecan yarattı. “Aile Buluşmaları” projemiz de işte bu heyecanla, bu kitabın odağında başladı.
Türkiye’nin öncü markalarından LC Waikiki, yalnızca tüketicilerine ürünler sunmuyor, aynı zamanda giysi testleri yaparak güvenliği ve sağlığı önemsiyor, tüketicilerinin duygularını, tepkilerini ve isteklerini de dikkate alıyor. İşte bu nedenle 200 Adımda Çocuk Yetiştirme Rehberi’mizi ailelerle buluşturmak için bir gün bizi aradılar. Ne yapabileceğimizi sorduklarında “Aile Buluşmaları” yapabileceğimizi söyledik. İşte bu eşsiz projenin temelleri böyle atıldı.
2018 yılının 23 Nisan’ında başladığımız “LC Waikiki Aile Buluşmaları” projesiyle Türkiye’nin 12 farklı şehrinde 12 uzmanımızın katılımıyla ailelerle buluştuk. Bir kitabın odağında gerçekleşen ve Türkiye’de ilk kez gerçekleşen buluşmalarımızda neler konuşmadık ki? Ninnilerden ek gıda hazırlanmasına, çocukların teknoloji bağımlılığından ergenlik sorunlarına, giysi testlerinden anne baba tutumlarına, anne ve bebek bağlanmasından etkili iletişim yollarına kadar pek çok konu masaya yatırdık. 23 Nisan 2018’deki ilk buluşmamıza değerli balet Tan Sağtürk ile “Çocuklar için sanat” konusunu konuşarak başlamıştık. Daha sonra Antalya, İzmir, Gaziantep, Kars, Trabzon, Ankara, Mardin, Denizli, Eskişehir, Adana ve Nevşehir’de anne babalarla buluştuk. Söyleşilerimize ilgi çok büyük oldu. Anne babalar merak ettiklerini sordu, bizler yanıtlamaya çalıştık. Uzmanlarımız her isteği, her soruyu dikkatle dinledi, çözümler üretmeye çalıştı. Söyleşilerde bizimle olan uzmanlarımız Prof. Dr. Özgür Öner, Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk, Dr. Ender Saraç, Dr. Şirin Seçkin, Diyetisyen Zeynep Köse Çapay, Uzman Psikolog Ramazan Şimşek, Cinsel Eğitim Uzmanı Dolunay Kadıoğlu, Psikolog Serap Duygulu ve Sanatçı Tan Sağtürk’e ne kadar teşekkür etsek az. Söyleşiler bitince dinleyicilere 200 Adımda Çocuk Yetiştirme Rehberi’mizi imzalı olarak hediye ettik. Katılımcılarla fotoğraflar çektirdik, gönül bağı kurduk. Çok çok güzel buluşmalardı. Bu buluşmalarda büyük emeği geçen hem LC Waikiki ekibine hem de Hürriyet Gazetesi ekibine teşekkürü borç biliyoruz. Aileler yararına, gönülle, sevgiyle yapılan buluşmalardı ve duyurduğumuz gibi 12 durak sonrasında da sona erdi. Dileriz tekrar buluşuruz.
Bu yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın en heyecanlı şehri Samsun. Dünyanın her yerinden binlerce çocuk Samsun’a geldi ve kutlamalar bugünden başladı bile… Samsun Valiliği de Milli Mücadele'nin 100. Yılı olması sebebiyle kutlamalara büyük önem veriyor. Bu çerçevede 23 Nisan’da Samsun’a gelecek olan Türk ve dünya çocuklarına armağan etmek üzere pek çok çalışma hazırlandı. Bu çalışmalardan biri de “Kurtuluşa Giden Yol” adlı çocuk kitabı. Milli Mücadele'nin 100. yılına armağan... Atatürk'ün Samsun'a çıkarak başlattığı Kurtuluş Savaşı'nın ve kurduğu Cumhuriyet'in öyküsünün anlatıldığı "Kurtuluşa Giden Yol" Samsun Valiliği'nin bir isteği olarak ortaya çıktı.
Geçtiğimiz ay Samsun Valisi Osman Kaymak’ın ricasıyla beni aradılar ve “Ömür Bey, siz hem Samsunlusunuz hem 23 Nisan doğumlusunuz hem de aile-çocuk yazarısınız. Milli Mücadele'nin 100. yılında Türkçe ve İngilizce yayımlanacak bir kitapçık hazırlamanızı istiyoruz. Bu eseri Samsun’a gelen yerli ve yabancı binlerce çocuğa armağan edeceğiz" dediler. Önce çekindim, çünkü bir kitap hazırlamak için süre çok azdı. Ancak geri de çevirmek imkânsızdı. Konuştuk tartıştık ve bir kitapçık hazırlamaya karar verdik. İşte kitapçıktan kısacık bir açılış: "Bu kitapçıkta geçen olaylar tamamen gerçektir. Bir milletin doğuşunu anlatır. Avrupalı devletler, dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu topraklarını bazı gizli antlaşmalar yaparak paylaşmışlardı. Toprakları ele geçirmek için ordularını Anadolu’ya gönderdiler. Ancak Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde birleşen Türk milleti, güçlü Avrupa ordularını yenmeyi başardı. Birkaç yıl sonra ise bu mazlum halk, topraklarını parçalamak isteyenlere barış dalı uzattı. Sizler bugün dost bir ülkenin topraklarındasınız.” Bu kitapçıktaki resimleri Zafer Okur çizdi, Doğan Egmont Yayınlarından İrem Akkaya ve editörümüz Keriman Güldiken titiz bir çalışma gerçekleştirdi. Samsun Valiliği de bedelsiz olarak kitapçığı çocuklara armağan edecek. Dünyanın en güzel bayramı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize kutlu olsun.
ÇOCUKLA DOĞRU İLETİŞİMİN 5 YOLU
Teknoloji çağı çocuklarıyla anlaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Ancak çocukla doğru iletişimin formülü tahmin edildiği kadar zor değil. Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu açıklıyor…
- Sen varsın, seni önemsiyorum: Çocuk, önemsendiğini anlamalı ve hissetmeli.
- Teklik ve biriciklik: Annesi ve babası tarafından her haliyle kabul görmeli.
Biz hep çocuklar için zararlı bilgisayar oyunlarından söz ediyoruz. Çocuklar için yararlı oyun yok mu?
-Elbette ki var. Üstelik pek çok! Bir oyunun çocuğa yararlı hale dönüşmesi için öncelikle hangi yaşa hitap ettiğine ve içeriğine bakmak gerekiyor. Örneğin, küçük bir çocuk ‘+18’ etiketi olan bir oyunu oynuyorsa elbette ki ondan olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle yaşa uygun oyun seçilmeli. Sonra da o oyunun içeriğine bakılmalı. Eğer seçilen oyun çocuğun problem çözme, yaratıcı düşünme, strateji geliştirme, hızlı düşünüp çabuk karar verme gibi becerilerini geliştiriyorsa, o oyun yararlı bir oyun olur. ‘MentalUp’ gibi beyin egzersizleri yaptıran, ‘Minecraft’ veya ‘Roblox’ gibi üç boyutlu tasarım becerilerini geliştiren, ‘The Sims’ gibi gerçek hayatı simule ettiren, ‘FIFA-PES’ veya ‘NBA’ gibi spor oyunlarının dijitalde oynanmasını sağlayan, ‘Ateş ve Su-Plants vs Zombies-Redball’ gibi problem çözme, stratejik düşünme becerilerini geliştiren, ‘Fruit Ninja-Subway Surfers-Kafa Topu’ gibi hızlı hareket etmelerini sağlayan oyunlar çocuklar için yararlı olabilir.
Çocukların bilgisayar başında uzun süre kalmaması için neler yapmak gerekir?
-Ekran zamanlarını yönetmek sadece çocuklarımızın sorumluluğunda değildir. Asıl sorumluluk ebeveynlerdedir. Çocuklarının ekran başında zaman geçirmesini istemeyen ebeveynler çocuklarıyla teknolojisiz, yani ekransız zaman geçirmelidir. Bunun için de evde ya da dışarıda yapılabilecek etkinliklere yönelmeliler.
Korku oyunlarından uzak tutun
Peki, onları dijital oyunların zararlarından korumak için neler yapılmalı?
-Yaşına uygun olmayan oyunları oynamasına kesinlikle izin verilmemeli, oyun içerikleri bilinmeli, çocuklarla oyunlar hakkında sohbet edilmeli. Son zamanlarda çocukların en çok oynadıkları ‘Granny, Baldi, Slenderman’ gibi korku oyunları, olumsuz yönde etkiliyor. Aslında oyun olmayan ancak oyunmuş gibi lanse edilen ‘Mavi Balina ve Momo’ gibi meydan okumalarla ilgili de bilinçlenip, çocuklarımızla bunları konuşmak çok önemli.
Çocuklar çevrimiçi oyunları oynarken kulaklık kullanıyor. Bu, nelere sebep olur?
Çim biçme makinesi’ ebeveynleri kavramından ne anlamalıyız?
- Eskiden ‘helikopter ebeveynlik’ vardı, şimdi ise ‘çim biçme makinesi’... Bu kavram her ne kadar Batı’dan ülkemize ithal edilmiş olsa da bizde de karşılığı var. Çim biçme makinesi tutumu sergileyen ebeveynler, çocuklarına olan düşkünlükleriyle bilinir, onlar adına karar alma gibi özelliklere sahip oluyorlar. Bu kavram, neredeyse ergenlik dönemine girmiş çocuğunun bile ayakkabısını bağlayan, siparişleri yarım bırakır diye onun yerine markete giden, başına bir şey gelir diye kendisine eşlik eden anne babaları ifade ediyor.
Bu ebeveynlik yaklaşımı neden çim biçme makinesine benzetiliyor?
- Çünkü bu ebeveynler mükemmeliyetçi yapıya sahip, kaygı düzeyleri yüksek kişiler. Adeta bir çim biçme makinesi gibi çocuklarının önlerindeki tüm engelleri temizliyorlar. Kendilerini, çocuklarının rollerini üstlenerek onların görevlerini yerine getirmek zorunda hissediyorlar. “Aman mikrop kapmasın, çocuğum hastalanmasın”, “O daha çocuk, yanlış kararlar alabilir ya da yanlış bir şeyler yapabilir” vb. düşünceler taşıyorlar. Üzücü olan şu ki ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor.
Hürriyet’in geleneksel hale gelen gazetesi 23 Nisan Hürriyet’i için geri sayım başladı. 7-14 yaşları arasındaki çocukların yolladığı karikatür, yazı, şiir ve fotoğrafların yer alacağı gazete, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda yayımlanacak.
23 Nisan Hürriyet'i yarışması; fotoğraf, karikatür ve yazı olmak üzere üç dalda yapılacak. En iyi yazıyı yazan üç çocuk dizüstü bilgisayar, en iyi fotoğrafı çeken üç çocuk dijital fotoğraf makinesi, en iyi karikatürü çizen üç çocuk da tablet kazanacak. Yarışmanın sonuçları, 23 Nisan günü Hürriyet Gazetesi ile birlikte verilecek olan 23 Nisan Hürriyet’i ekinde yayımlanacak. Gazetede yer almak isteyen çocuklar şiir, kısa yazı, röportaj, fıkra veya anı vb. çalışmalar da gönderilebilecek.
Çocuklar, 15 Nisan 2019 Pazartesi gününe kadar yazı, karikatür veya fotoğraf dallarındaki çalışmalarını hck@hurriyet.com.tr e-posta adresine veya “23 Nisan Hürriyeti, Hürriyet Gazetesi, 100. Yıl Mah. 2264 Sokak No: 1 34204 Bağcılar-İstanbul” posta adresine gönderebilecek. Hürriyet Çocuk Kulübü jürisinin yaptığı değerlendirme sonucunda en iyi yazılar, fotoğraflar ve karikatürler ödüllendirilecek.
İster yazsın, ister çizsin, ister çeksin
23 Nisan Hürriyet’i yarışması; fotoğraf, karikatür ve yazı olmak üzere üç dalda yapılacak. En iyi yazıyı yazan üç çocuk dizüstü bilgisayar, en iyi fotoğrafı çeken üç çocuk dijital fotoğraf makinesi, en iyi karikatürü çizen üç çocuk da tablet kazanacak. Yarışmanın sonuçları, 23 Nisan günü Hürriyet Gazetesi ile birlikte verilecek olan 23 Nisan Hürriyet’i ekinde yayımlanacak. Gazetede yer almak isteyen çocuklar şiir, kısa yazı, röportaj, fıkra veya anı gibi çalışmalar da gönderilebilecek.
Son başvuru tarihi 15 Nisan
Çocuklar, 15 Nisan 2019 Pazartesi gününe kadar yazı, karikatür veya fotoğraf dallarındaki çalışmalarını hck@hurriyet.com.tr e-posta adresine veya “23 Nisan Hürriyeti, Hürriyet Gazetesi, 100. Yıl Mah. 2264 Sokak No: 1 34204 Bağcılar-İstanbul” posta adresine gönderebilecek. Hürriyet Çocuk Kulübü jürisinin yaptığı değerlendirme sonucunda en iyi yazılar, fotoğraflar ve karikatürler ödüllendirilecek.
HADİ GİDELİM
Kidzmondo’da Arjantin günleri