Dijital çağın çocukları efsaneden ne anlar?

Kitapta neler var?

Yurdumuzun dört köşesinde yüzyıllardır söylenegelen efsanelerden 26’sını yeniden yorumladım. Kitapta tarih boyunca kentlerimizin adlarını ya da ünlerini nasıl kazandıklarına dair hikâyeler yer alıyor. ‘Bursa, Cennet Bura’, ‘Zirvesi Karlı, Ağrı’, ‘İstanbul Efsane, Çiçeği Lale’, ‘Kütahya’nın Çinisi, Çıktı Dünyanın Çivisi’, ‘Kıpır Kıpır Hamsi, Trabzon Şehri’, ‘İzmir, Keçi Kalesi’ bunlardan bazıları.

Çocuklara ne söylemek istediniz?

Yaşadığımız coğrafyaya ait kültürel mirasın farkındalığına çocuk yaşta varılmasını hedefliyorum. Bu kitapla çocukları dağı taşı efsane yurdumuzun zengin kültür hazinesini keşfe çağırıyorum. Birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış topraklarımızın doğal güzelliklerini ve tarihi değerlerini fark edelim istiyorum. Yanı başından geçip gittiğimiz bir çeşme, soframızı zenginleştiren bir tatlı, baharda bize gülümseyen bir çiçek, kırık dökük bir kale neler neler anlatır bize... Eğer farkında olmazsak değeri yiter gider.



Kitapta yeşilliklerin azalmasından, binaların artmasından söz ediyorsunuz...

Deresine tepesine efsane yazılan bir kültürden ne yazık ki her tarafa çirkin binaların konduğu bir çağa geldik. Efsaneler insana insanı, coğrafyayı, hayvanı anlatır. Anlatır ki insan doğanın bir parçası olduğunu anımsasın. Kitabı yazarken temel kaygım buydu. Taşıyla toprağıyla, deresiyle tepesiyle, çiçeğiyle böceğiyle bir bütünüz. Koca koca binalar değil, alabildiğine uzanan yeşillikler varsa zenginiz.

Sizce efsaneler insanları etkilemeye devam ediyor mu? Dijital çağın çocukları efsaneden ne anlar?

Dijital oyunların birçoğu efsanevi öğelerden yola çıkılarak kurgulanmış. Kaleler, hazineler, tılsımlar, dile gelen kuşlar, ağaçlar, olağanüstü olaylar... Bu yüzden de dijital çağın çocukları efsanelerden pek çok şey anlar. Unutmayalım ki merak duygusunu en fazla uyaran türlerden biri masaldır. Çocuk, masal boyunca kahramanların başına neler geleceğini, olayların nasıl gelişeceğini, masalın nasıl sonlanacağını merak eder. Victor Hugo, “Okuma alışkanlığı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez” der. Masalsı öğelerle süslenmiş sürükleyici bir anlatım, merak duygusunu güdüleyerek okuma alışkanlığı edinilmesine yardımcı olur.

Anne-babalara önerileriniz neler?

Araştırmalar gösteriyor ki aileden kazanılmış alışkanlıklar genellikle sürekliliğini koruyor. Bir yere gezmeye gitmeden önce ya da gittiğimizde çocuğumuzla birlikte o yer hakkında bilgi veren kitapları okuyalım, broşürleri inceleyelim, harita üzerinden kuşbakışı oryantiring çalışması yapalım. Ören yerlerini, antik kentleri, müzeleri gezelim. Deresi tepesi efsane ülkemizin kıymetini bilen, kültürel miraslarına sahip çıkan, soran, sorgulayan, araştıran, üreten bir nesil yetiştirelim. Çocuk çevresindekileri taklit ederek öğrenir, öğrendiklerinden yola çıkarak da kendi yaşamını oluşturur. Bunun için de önce biz okuyalım.