Nuray Babacan

Kongrelere COVID ayarı

28 Kasım 2020
Koronavirüs salgının beklendiği gibi kış aylarında geldiği nokta, yapılan tüm hesapları altüst etti.

Önlemler yeterli olmayınca, yenileri devreye sokuldu. AK Parti de her koşulda kongrelerini yapma ısrarından vazgeçmek zorunda kaldı. Bu noktaya gelinene kadar, sürecin sorunsuz işlemesi için ilginç önlemler alındı. Özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı il kongrelerinin öyle bir ön hazırlığı vardı ki ilin yöneticilerine ter döktürdü.

Gizem Karakış’ın aktardığına göre, öncelikle Erdoğan’ın temasta bulunacağı kişilerin hepsi testten geçirildi. İşin ilginci, Erdoğan’ın kongre için gittiği illerin milletvekillerinin neredeyse yarıya yakını hem Cumhurbaşkanı’nı karşılayamadı, hem de kongreye katılamadı.

TBMM’de ve seçim bölgelerinde çok kişiyle temasta bulunan vekillerin pozitif test sonuçları onları devre dışı bıraktı. Hatta bazı illerde, ev sahipliği yapacak il yönetimi üyeleri de aynı kaderi paylaştığı için tüm bu faaliyetlerden uzak durmak zorunda kaldı.

Gidilen bazı illerde üst düzey yöneticileri korona olunca, kongre organizasyonunda birlikte çalışan vekiller de temaslı kategorisine alındı. Bu riskli ortamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kimin eşlik edeceği, kongre öncesi ve sonrası kimlerle temasta olacağı da ayrı bir sıkıntıyı oluşturdu. Özellikle Erdoğan’ın yemeklerine sınırlama ve mesafe getirildi. Sofralara pandemi ayarı yapıldı. İllerde en fazla dört kişilik sofralar kuruldu. İl yönetimlerinin kalabalık yemek organizasyonlarına izin verilmedi. Böylesine zor koşullarda kongre yapma konusunda ısrar etmekten nihayet vazgeçildi. Önce kongrelerin yapılması ama Cumhurbaşkanı’nın telekonferansla katılmasına karar verildi. Ardından da tüm AK Parti kongreleri yeni bir emre kadar ertelendi. Pandemi güvenliğinden sorumlu olanlar, rahat bir nefes aldı. Tabii büyükşehirlerde yapılacak operasyonlar pandemi sonrasına kaldı.

SIRAYA BAHÇELİ OPERASYONU

Yazının Devamını Oku

Meclis’i virüs vurdu

22 Kasım 2020
Pandemide son bir ay içerisinde yaşanan patlama, doğrudan siyaseti ve siyasetçileri ilgilendiriyor.

Milletvekillerinin, “Testim pozitif çıktı” açıklaması yapmadığı gün yok gibi. Bu kervana, son olarak kürsüden herkesi uyaran TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç de katıldı.

Geçen hafta bu köşeden, kurallara uymayan vekilleri, “Arkadaşlar maskenizi çıkarmadan bağırın, bir parçaçık yedi metre yol alıyor, kendinizi düşünmüyorsanız, bizi düşünün” diye uyardığını duyurduğumuz Bilgiç de virüs kaptı. Anlaşılan virüs, yedi metre yol alarak onu da buldu.

Tedavisi evde süren Bilgiç’in kızı da maalesef babası yüzünden hastalandı. İkisinin de durumu iyiye gidiyor. Bilgiç, uyarılarında ne kadar haklı olduğunu kanıtladı ama her ara verildiğinde başkanlık divanının arkasındaki odaya, herkesin toplanıp, koyu sohbete dalmasını önleyemedi.

Çünkü, partilerin grup başkanvekilleri başta olmak üzere, özellikle AK Partili vekiller, o küçük odada sohbet edip, çay-kahve molası veriyor. Başkan ve başkanvekillerinin dinlenme odasında, bazen 10 kişi olabiliyor.

Aynı günlerde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerine HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı’nın COVID-19 testinin pozitif çıkması üzerine ara verildi. Gaydalı, test sonucunun pozitif olduğunu bütçe görüşmelerinde, gelen mesajla öğrendi. Salon boşaltıldı, dezenfekte edildi. Gaydalı evine gitti, yanında oturan milletvekilleri de tedbir amaçlı test yaptırdı.

Meclis’te virüs vakaları öyle arttı ki; şimdi siyasiler, yüz yüze görüşmelerini ve programlarını askıya almaya hazırlanıyor. Artık online dönemi geçen nisan ayı gibi yeniden yoğunlaşacak. Yeni önlemler almaya hazırlanan TBMM yönetimi, zorunlu bütçe mesaisinin ardından, Meclis’i bir süre tatil etmeyi planlıyor. Tabii, bir de kürsü arkasındaki dinlenme odasına ziyaretçi yasağı gelecek.

Yazının Devamını Oku

Alman diplomatların bağlama tutkusu

21 Kasım 2020
Almanya’nın Türkiye Büyükelçiliği bağlamaya hiç yabancı değil.

Sadece büyükelçiler değil, Ankara’da yaşayan eşlerinin de bağlamaya büyük hayranlık duyup ders aldığını hatta mini konserler verdiğini biliyoruz.

Almanya’nın yeni Ankara büyükelçisi Jürgen Schulz da bu geleneğe uydu. Yeni büyükelçi, bağlama dersi almaya başladı. Boş zamanlarında gitar çalmayı seven Schulz’un bağlama dersleri aldığı, Büyükelçiliğin resmi sitesinden duyuruldu. Schulz’un kısa sürede son derece başarılı olduğu görüldü.



Schulz’dan önce de Almanya’nın Ankara büyükelçisi Martin Erdmann’ın eşi Marion Erdmann saza büyük ilgi duymuş ve çalmayı öğrenmişti. Alman çiftin Âşık Veysel hayranı olduğu ve büyükelçilikte ünlü ozan için gece düzenledikleri de biliniyor.

Yazının Devamını Oku

Z kuşağı dediğin... 5 milyon gencin hesabı farklı

15 Kasım 2020
Seçimlere çeyrek kala yapılan araştırmalardansa, toplum tercihlerini belirli aralıklarla ölçen çalışmalar değişen tercihleri görmek açısından her zaman daha değerlidir.

Özellikle, gençlerin öncelikleri ve beklentilerini görmek, ona göre strateji geliştirmek akıllı siyasetin işi.

Yerel seçimlerde sonuçları belirleyen gençler, bundan sonraki sürecin de vazgeçilmezi olacak. 5 milyonu ilk kez oy kullanacak olan genç seçmenin toplamı 13 milyonu buluyor. Yani bu kitle, seçmenlerin neredeyse yüzde 20’si. Z kuşağı olarak adlandırılan bu gençlerin önceliklerini belirleyen yeni araştırmalardan söz etmek istiyoruz. Bir kaç araştırma şirketinin art arda yaptığı çalışmaların B yüzüne baktığımızda şöyle bir tablo çıkıyor ortaya:

- Gençler, isteklerini “özgürce yaşamak, demokrasi, adalet” olarak tanımlıyorlar. Genç seçmen, ekonomik kalkınmanın bunlar olmadan sağlanamayacağına inanıyor.

- Gençlerin, farklı düşünmeye sahip kişilerle birlikte yaşama sorunu bulunmuyor. Tek ölçü olarak kendine müdahale edilmemesini gösteriyor.

- Korkuları, eğitim hayatlarından sonra iş bulamamak. Talepleri ise “Kendi emekleri, fikirleri ve çalışkanlıkları ile bir yere gelmek.

- Gençler, objektif ve açık kriterler arıyorlar ve kuralların sık sık değişmesine itiraz ediyorlar. “Baş eğmek, boyun eğmek” gibi kavramlara yabancılar.

- Siyasi partilerde gördükleri en büyük sorun, tepeden aşağı örgütlenen yapılar. Gençler, bu yapılarda kendilerine özgürce hareket etme olanağı verilmediğini düşünüyor.

- Siyasilerin dili ve üslubu gençlere hitap etmiyor. Yeni ve farklı şeyler söylenmesini, proje odaklı konuşulmasını önemsiyorlar.

Yazının Devamını Oku

Başkandan damlacık ölçümü

14 Kasım 2020
TBMM’nin yeni yasama dönemi, her gün birden fazla milletvekilinin koronavirüse yakalandığı haberleriyle devam ediyor.

Artık milletvekillerinin büyük bölümü hastalığa yakalandığını ilan da etmiyor. Kulislere göre koronavirüse yakalanan milletvekili sayısı 50’yi geçti.

Bu nedenle TBMM Genel Kurulu’nda milletvekilleriyle oturumu yöneten başkanvekili arasında sürekli uyarı savaşı yaşanıyor. Bu konuda en titiz başkanvekili ise Süreyya Sadi Bilgiç. AK Partili başkanvekili işi o kadar ileri götürdü ki konuşma sırasında ağızdan sıçrayan parçacığın ne kadar yol kat ettiğini bile anlattı milletvekillerine. Bazı milletvekilleri tavırlarıyla Bilgiç’i çileden çıkardı. Bilgiç’ten de üst üste uyarılar geldi:

* Süreyya Sadi Bilgiç: Sayın milletvekilleri, kürsüde konuşma yapacak arkadaşların lütfen kürsüye gelene kadar mutlak surette maske takmalarını, sadece konuşma yaparken çıkarmalarını hassaten rica ediyorum...

* Süreyya Sadi Bilgiç: Değerli arkadaşlar, maskelerinizi çıkarmayın. Biliyorsunuz, pek çok milletvekili arkadaşımız maalesef COVID-19’a yakalanmış vaziyette. Kendinizden vazgeçmiş olabilirsiniz ama arkadaşlarınızdan ve bizlerden vazgeçmeyin...

* Süreyya Sadi Bilgiç: Bakın değerli arkadaşlar, konuşan damlacıkları 7 kat daha uzağa atıyor, 7 metre daha uzağa atıyor. Sıhhatimiz için maskeyi takması gerekir, lütfen.

* Süreyya Sadi Bilgiç: Arkadaşlar, Ali Şeker Bey’in uyarılarını dikkate almanızda fayda var, kendisi doktor. Maskenizi çıkarmayın lütfen. Siz kürsüde konuşurken, stenograf arkadaşlar büyük tehdit altında, bilhassa en solda oturanlar.

* Süreyya Sadi Bilgiç: Sayın Zülfü Demirbağ, ben size “Maskenizi indirmeden bağırın” diye rica etmekten yoruldum, siz maskeyi indirmekten yorulmadınız.

Yazının Devamını Oku

Cumhur ittifakında sucuk pastırma çatlağı

8 Kasım 2020
Türkiye’de, “en iyi ürünü biz üretiriz” iddiası nedeniyle komşusuyla çekişmeli olmayan il yok gibidir.

Bu da en çok “sucuk, pastırma, baklava” konusunda yaşanır. Her yıl, birkaç ilin ileri gelenlerinin de dahil olduğu tatlı çekişme, bu kez Cumhur İttifakı’nın siyasileri arasında yaşandı.

Sosyal medya üzerinden alevlenen tartışma, Afyonkarahisar Sandıklı’nın AK Partili Belediye Başkanı Mustafa Çöl’ün paylaşımıyla başladı. Çöl’ün, “Kayseri, Afyon sucuğunun anca getir götürünü yapar” deyince, Kayserilileri ayağa kaldırdı.   

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un, verdiği yanıt, ittifak ortaklarını karşı karşıya getiren siyasi krize dönüştü. Ersoy, Çöl’e, “Bu nasıl bir üsluptur? Bir, belediye başkanı bu şekilde mi kadim şehrimiz Kayserimizi aşağılamaya çalışır? Biz de Afyonkarahisar şehrimizle ilgili mi yazacağız? Ayıp, yazık sana” dedi.

MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak ise “Ben Kayseri Tomarza’da 4 yıl öğretmenlik yaptım, memleketim Afyonkarahisar’ın sucuğu da ülkemizin en kadim şehirlerinden Kayseri’nin sucuğu da çok güzeldir. Afyon da bizimdir, Kayseri de bizimdir. Güzellikleri paylaşarak çoğaltalım. Bize bu yakışır” paylaşımıyla orta yol bulmaya çalıştı.

Çöl, tartışma büyüyünce geri adım atarak, “Afyon paylaşımını gençler beğenmemiş, gençlerimiz emanetçilerimiz için her şeyi yaparız. Kaldırdım gitti :)” paylaşımı yaptı. Ersoy da “Üslup bu olmalı zaten Sayın Başkan” diye karşılık verdi. İkilinin twitter üzerinden başlayan tartışması böylece tatlıya bağlandı.

Herkes biliyor ki; aktörünün “domates veya biber salçası” olduğu yeni bir tartışma her an başlayabilir. Çünkü, illerin önde gelenlerinin, yerel ürünlerinin tanıtımını yapmak ve rekabeti kızıştırmak için bunu yöntem olarak kullandıklarını düşünenler de az değil.

BEYAZ ROZET TAKİBİKORONAVİRÜSLE

Yazının Devamını Oku

Canlı canlı bütçe

7 Kasım 2020
Şu sıralar Meclis’in en renkli komisyonu, Plan Bütçe. Komisyondaki bütçe görüşmelerinde hem çok net eleştiriler yapılıyor hem de ilgililer bunları not olarak sorunlarla yüzleşiyor.

Tabii dokundurma, espri, sohbet de bol. Çünkü, komisyonun tüm üyeleri, salondan çıkıp, başkanın odasına geçtiğinde çaylı-kahveli sohbetler başlıyor.

Komisyon, bu yıl çalışmalarını canlı yayın tartışmasıyla açtı. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, bütçenin halkın hakemliğine sunulması gerektiğini belirterek, görüşmelerin canlı yayınlanmasını istedi. CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu da, “Böyle teknolojik imkân var, yapalım. Halktan neyi saklamaya çalışıyoruz?” diyerek destek verdi. Ardından iktidar partisi milletvekillerinin itirazı başladı. AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, “Gizlemiyoruz, bizim derdimiz, burada hakikati ters yüz etmeye dönük şovlarla milletimizin kafasını karıştırmaya çalışmanız” dedi.

Hacer Boyacıoğlu’nun aktardığına göre, iktidar partisi istemediği için canlı yayın yapılamadı ama konu döndü döndü, bütçede yaşanan sorunları vatandaşın hakemliğine sunmaya geldi. Muhalefet, atanamayan öğretmenler, EYT’liler, bütçe açığı, döviz kurundaki artış gibi konuların vatandaşın önünde tartışılmasını istedi.

Bu kez, AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir söz alarak, atanamayan öğretmenlerden başlayıp, EYT’yi kaldırmanın SGK’da kocaman bir kara delik yaratacağını anlattı. Aydemir konuşmasını, “Sayın Paylan, aynı şeyleri her sene anlatmayalım sana. İyi ki canlı yayınlanmıyor, milletin kafası karışır yaa” diye tamamladı.

Her yıl bütçe görüşmeleri, renkli tartışmalar eşliğinde yapılıyor. Bu uzman kadronun tartışmasının vatandaşa son derece ilginç geleceği kesin. Canlı yayınlansa, pandemi günlerinde vatandaşı epey oyalar.

KARAKOMİK BİR ANKARA FİLMİTBMM Dilekçe Komisyonu’na yapılan başvurular, bazen Nasrettin Hoca fıkralarına taş çıkartır. Bir vatandaşın “Ben kadın doktora muayene oldum, niye e-nabızda erkek doktor görünüyor?” sorusu, önce Meclis bürokrasisi, ardından ilgili hastanenin yönetimine kadar uzanan kalabalık bir gruba epey mesai yaptırdı. Bunun ne önemi olduğunu soran olmadı.

Umut Erdem

Yazının Devamını Oku

Dört girişim tek umut

1 Kasım 2020
Pandemi nedeniyle ekonomik sorunlar yaşayanların gözü-kulağı TBMM’de görüşülen borçların yeniden yapılandırması düzenlemesinde.

Düzenleme çiftçi borçları hariç, beklendiği gibi geniş kapsamlı yapıldı. Buna rağmen, paket dışında kalanlar için Meclis’te hummalı bir kulis çalışması yürütüldü.

Başta vergi ve SGK olmak üzere, vatandaşın kamuya olan borçlarını yeniden yapılandıran pakete, “stok affı ile matrah artışının” alınması konusunda milletvekillerinin yoğun talebi oldu. Sadece muhalefet değil, AK Parti ve MHP milletvekilleri de toplu halde kapsamın genişletilmesini istediler. Hatta, “Matrah artışı vergi borcu değil, devletin kesesine fazladan para girecek. Hiç olmazsa bunu yapın” diyen milletvekillerinin çabaları sonuç vermedi.

Diğer kulis faaliyeti ise pandemi nedeniyle borçları zaten yapılandırılanların da kapsama alınması konusunda yapıldı. Bu konu kapalı kapılar ardında tekrar tekrar gündeme getirildi. Ancak buna da geçit verilmedi. Bürokratlar, “Biz bu kişilere yeni hak verdik. Eğer henüz zamanı gelmemiş borcu yeniden yapılandırırsak, kimse borcunu ödemez. Yeni yapılandırılanları tekrar yapılandırırsak bunun sonunu alamayız. Bir tarih koymak zorundaydık, 31 Ağustos olarak belirledik” açıklaması yaptı. Bu açıklama, vekillere mantıklı geldi.

Bu sistemin, borcunu zamanında ödeyen sorumlu vatandaşlara haksızlık anlamına geldiği ve onlara ödül anlamına gelen bir düzenleme yapılması önerisi de karşılık bulmadı.

Sonuçta çiftçi borçları, borcu yeni yapılandırılanlar, stok affı ve matrah artışı bekleyenler sistem dışı kaldı. Hala, yasanın TBMM Genel Kurul görüşmelerinde bunların dahil edileceğine ilişkin umut besleyenler var. Hiç belli olmaz, siyaset bu. Bir önergeye bakar. GÖZLER İSTANBUL’DAHEM KORONA HEM KONGRE

İstanbul, son günlerde Ankara’nın siyasi kulislerinde, iki nedenle gündem oluşturdu. Birincisi, pandemideki artış, ikincisi AK Parti il örgütünde yapılan operasyon. İkinci konu sadece İstanbul milletvekillerinin değil AK Partili tüm siyasilerin ilgisini çekti. Çünkü, İstanbul ve Ankara için alınan kararlar, bundan sonra atılacak siyasi adımların habercisi olarak değerlendiriliyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta, İstanbul yönetimiyle şimdiye kadar yaptığı en geniş kapsamlı toplantıyı yapıp, İstanbul’un yeni siyasi aktörlerini belirlemek için yaptığı çalışma, merak konusu oldu. Erdoğan’ın AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak’ın birlikte çalışmayı planladığı 39 ilçe başkanından 17’si (kimine göre bu sayı daha fazla) yerine yeni isimler araması, sıradan bir olay değil.

Bunu İstanbul il başkanı ve yönetim değişikliğinin habercisi olarak okuyanlar olduğu gibi, bu operasyonun sadece ilçe başkanlarıyla sınırlı kalacağını iddia edenler de bulunuyor.

Yazının Devamını Oku