Paylaş
Tabii dokundurma, espri, sohbet de bol. Çünkü, komisyonun tüm üyeleri, salondan çıkıp, başkanın odasına geçtiğinde çaylı-kahveli sohbetler başlıyor.
Komisyon, bu yıl çalışmalarını canlı yayın tartışmasıyla açtı. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, bütçenin halkın hakemliğine sunulması gerektiğini belirterek, görüşmelerin canlı yayınlanmasını istedi. CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu da, “Böyle teknolojik imkân var, yapalım. Halktan neyi saklamaya çalışıyoruz?” diyerek destek verdi. Ardından iktidar partisi milletvekillerinin itirazı başladı. AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, “Gizlemiyoruz, bizim derdimiz, burada hakikati ters yüz etmeye dönük şovlarla milletimizin kafasını karıştırmaya çalışmanız” dedi.
Hacer Boyacıoğlu’nun aktardığına göre, iktidar partisi istemediği için canlı yayın yapılamadı ama konu döndü döndü, bütçede yaşanan sorunları vatandaşın hakemliğine sunmaya geldi. Muhalefet, atanamayan öğretmenler, EYT’liler, bütçe açığı, döviz kurundaki artış gibi konuların vatandaşın önünde tartışılmasını istedi.
Bu kez, AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir söz alarak, atanamayan öğretmenlerden başlayıp, EYT’yi kaldırmanın SGK’da kocaman bir kara delik yaratacağını anlattı. Aydemir konuşmasını, “Sayın Paylan, aynı şeyleri her sene anlatmayalım sana. İyi ki canlı yayınlanmıyor, milletin kafası karışır yaa” diye tamamladı.
Her yıl bütçe görüşmeleri, renkli tartışmalar eşliğinde yapılıyor. Bu uzman kadronun tartışmasının vatandaşa son derece ilginç geleceği kesin. Canlı yayınlansa, pandemi günlerinde vatandaşı epey oyalar.
KARAKOMİK BİR ANKARA FİLMİ
TBMM Dilekçe Komisyonu’na yapılan başvurular, bazen Nasrettin Hoca fıkralarına taş çıkartır. Bir vatandaşın “Ben kadın doktora muayene oldum, niye e-nabızda erkek doktor görünüyor?” sorusu, önce Meclis bürokrasisi, ardından ilgili hastanenin yönetimine kadar uzanan kalabalık bir gruba epey mesai yaptırdı. Bunun ne önemi olduğunu soran olmadı.
Umut Erdem’in araştırmasına göre, Ankara’dan yazan K.L. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kadın bir hekime muayene olduğunu, ancak e-nabız uygulamasında erkek doktor göründüğünü ifade etti. Bu dilekçeyi işleme alan komisyon, konuyu Sağlık Bakanlığı’na sordu. Ondan sonra Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ve hastanenin yönetimine kadar uzun yazışmalar yapılarak soruya yanıt arandı.
İşin tuhafı, ilgili kurum yöneticileri oturup uzun uzun K.L.’nin hangi tarihte, hangi saatte muayene yaptırdığını, muayeneyi yapan doktorun daha sonra tetkikleri bölümün profesörüne danışarak birlikte inceledikleri ve ilgili profesörün gerekli yönlendirmelerde bulunduğunu anlattılar. Bu arada vatandaşın, daha öncede CİMER sisteminden bu sorgulamayı yaptığı ortaya çıktı. Bu kadar yazışma ve karmaşadan sonra, randevu alınan doktorun yerine asistanın muayene yaptığı, tetkiklerin de ilgili doktora gösterildiği, kadın-erkek farkının da bundan kaynaklandığı ortaya çıktı. Hastane, hocaların ders ve ameliyat programları nedeniyle bunun sık sık yaşandığını da açıkladı.
Yani, hastanenin danışmasına sorularak öğrenilebilecek bu bilgi için, TBMM başta olmak üzere dört kamu kurumu, enerjilerini bu tuhaf soruyu yanıtlamak için harcadılar.
Sonuçta onca yazışma, onca mesai karakomik bir Ankara filmine dönüştü.
Paylaş