Nuran Çakmakçı

Korona en çok minikleri vurdu

11 Eylül 2021
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre eğitime büyük sekte vuran korona salgınından en çok okul öncesi grup etkilendi. Daha önce 5 yaşta yüzde 75 olan okullaşma oranı, bu sene yüzde 50’ye kadar düştü.

Milli Eğitim Bakanlığı, örgün eğitim 2020-2021 verilerini açıkladı. İstatistiklerde dikkati çeken nokta pandemiden en fazla anaokulu grubunun etkilenmesi oldu. Geçen yıl 5 yaşta yüzde 75 olan okullaşma, bu yıl yüzde 50’ye düştü. Geçen yıl 3-5 yaş grubunda yüzde 43.20 olan okullaşma yüzde 28.95’e, 4-5 yaş grubundaki okullaşma yüzde 54.36’dan yüzde 37.62’ye geriledi. Eğitimin en önemli ve çocukların okullaşmasını etkileyen bu evresinde umarım artık yüz yüze eğitim devam eder de okul öncesi okullaşma oranı geçtiğimiz yılları aşar. Bakanlığın son yayınladığı istatistikler şöyle: Türkiye’de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 9 milyon 352 bin 605’i erkek, 8 milyon 733 bin 338’i kız olmak üzere toplam 18 milyon 85 bin 943 öğrenci örgün eğitim alıyor. Öğrencilerden 15 milyon 194 bin 574’i resmi, 1 milyon 310 bin 605’i özel okullarda ve 1 milyon 580 bin 764’ü ise açık öğretim kurumlarında okuyor. Resmi okullarda eğitim görenlerin 7 milyon 802 bin 825’i erkek, 7 milyon 391 bin 749’u kız öğrenciden oluşuyor. Özel okullarda ise 723 bin 749 erkek, 586 bin 856 kız öğrenci eğitim görüyor.



AÇIK ÖĞRETİMDE 1.5 MİLYON ÖĞRENCİ

Açık öğretimde kayıtlı aktif öğrencilerin 826 bin 31’ini erkekler, 754 bin 733’ünü kızlar oluşturuyor. Örgün eğitimdeki öğrencilerin 1 milyon 225 bin 981’i okul öncesi eğitimde, 5 milyon 328 bin 391’i ilkokulda, 5 milyon 212 bin 969’ü ortaokulda ve 6 milyon 318 bin 602’si ortaöğretimde bulunuyor. Ortaöğretimdeki 6 milyon 318 bin 602 öğrencinin 3 milyon 920 bin 83’ü genel liselerde, 1 milyon 731 bin 556’sı mesleki ve teknik liselerde, 666 bin 963’ü de imam hatip liselerinde eğitim alıyor.

ÖZEL ÖĞRETİM ORANI YÜZDE 8’E YAKLAŞTI

Yazının Devamını Oku

Milli Eğitim Bakanı Özer, Hürriyet’e konuştu: Yüz yüze eğitime katılım zorunlu

9 Eylül 2021
18 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyon 130 bin öğretmen bugün okulun ilk günü için ders başı yaparken, öğrenci ve velilerin aklına takılan soruları Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sorduk. Bakan Özer okullardaki önlemleri anlattı, velilere “Yüz yüze eğitime katılım zorunlu” dedi.

MiLLİ Eğitim Bakanlığı (MEB) okulları bugün tüm sınıf seviyelerinde yüz yüze eğitime açıyor. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 6 Ağustos tarihinde yapılan devir teslim konuşmasında bu kararlılığı açıkça dile getirerek “Salgın dolayısıyla çocuklarımızın bedensel ve zihinsel olarak daha fazla olumsuz etkilenmelerine müsaade edemeyiz. Artık okulları kapalı tutma lüksümüz yoktur” demişti. Kabine’de de bu karar alındı ve süreç başladı. Sağlık ve İçişleri Bakanlıkları da gerekli kararları alarak okulların açılmasına destek veriyor. MEB ve Sağlık Bakanlığı birlikte ‘Covid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi’ hazırladılar.

Bugün 18 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyon 130 bin öğretmen ders başı yapıyor. Güvenlik elemanından servis sürücüsüne, kantinciden temizlik görevlisine çok sayıda personelin de işlerinin başında olacağı düşünülürse 20 milyondan fazla kişi bugün okullarda olacak. Ancak bir yandan da pandemi devam ediyor. Okullarımızda pandemi dönemi öncesiyle bugün arasında ne farklar olacak, ne gibi tedbirler alındı, öğrenci, öğretmen ve veliler nasıl uygulamalarla karşılaşacak? Bu soruları Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e yönelttik. 

KİMLER ‘MAZERET’Lİ

Öğrenci devamlılığı zorunlu mu?

Okullarımız tüm kademelerde haftada beş gün ve yüz yüze eğitimle açılıyor. Yüz yüze eğitime katılım zorunlu olacak. Ancak yönetmelikte tanımlı mazereti olanlar, Sağlık Bakanlığı e-nabız sistemindeki kronik hastalıklar listesinde yer alan hastalığa ait raporu olan öğrenciler ve CovId-19 tanılı veya temaslı olan öğrencilerimiz okula gelmeden EBA-TV ve dijital platformlar üzerinden derslerini takip edebilecekler.

Mazeret kapsamına neler girecek?

Evden çıkması sağlığı açısından risk oluşturan ve buna dair sağlık kurulu raporu bulunan özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere rehberlik ve araştırma merkezlerince alınan “evde eğitim” kararı doğrultusunda ders yılı boyunca il/ilçe milli eğitim müdürlüğünün planlamasıyla evde eğitim hizmeti verilecek ve bu öğrenciler mazeretli sayılacak.

Yazının Devamını Oku

5 adımda okula dönüş

4 Eylül 2021
Yüz yüze eğitim uzun bir aradan sonra haftanın beş günü ve tam gün başlıyor, 18 milyondan fazla öğrenci ve 1 milyon 130 bin öğretmen okullarına, sınıflarına kavuşuyor. Peki koronavirüs konusunda önlemler nasıl alınacak? İşte 6 Eylül Pazartesi gününden itibaren okullarda uygulanacak tedbirler:

1)MASKE ZORUNLU: Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki tüm öğrenciler okula maskeyle gelecek. Ancak, gelişimsel sorunu olan ya da maske takmakta zorlananlara muafiyet tanınıyor. Nemlenmesi durumunda değiştirilmesi için okul içinde yedek maske bulundurulacak. Çok yakın temasın gerektiği durumlarda maskeyle birlikte yüz koruyucu kullanılacak.

Öğretmenler aşılı olsa da okul bahçesine girişlerinden itibaren okulda bulundukları süre boyunca sürekli maske takacak. Farklı sınıflarda ders vermeleri durumunda dersler arasında maskelerini değiştirecekler.

Veli ve ziyaretçilerin; salgın döneminde mümkün olduğu kadar okul bahçesi de dâhil olmak üzere okul içerisine girişlerine izin verilmeyecek.  Ancak zorunlu hallerde okula giriş noktasından itibaren maske takmaları sağlanacak.

2)AŞISIZ ÖĞRETMENE HAFTADA 2 KEZ PCR TESTİ: Öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarının aşı olmamaları durumunda haftada iki kez PCR testi ile taranmaları istenecek ve sonuçlar okul tarafından gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulacak.

Öğrencilerle aynı ev içerisinde yaşayan kişilerin de aşılı olmaları, tam doz aşılarını tamamlamış olmaları öneriliyor.

3)DERS ARALARINDA HAVALANDIRMA: Ders sırasında sınıf camları öğrenciler açısından risk yaratmayacak şekilde (her türlü düşme ve travmayı önleyecek önlemler alınarak) mümkün olduğu kadar açık tutulup doğal havalandırma yapılacak.

Ders aralarında mümkün olduğu kadar tüm öğrenciler açık alana çıkarılıp, camlar ve kapılar tamamen açılarak sınıflar hava akımı yaratacak şekilde en az 10 dakika süre ile havalandırılacak.

Yazının Devamını Oku

Eylülle birlikte 30 milyonluk eğitim hareketi

28 Ağustos 2021
Yaklaşık 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen, 8 milyon üniversiteli ve eğitim sektörü çalışanlarıyla birlikte 30 milyonu bulan bir hareketlilik başlıyor. 1-3 Eylül’de anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için uyum eğitimi yapılacak. 6 Eylül’de de tüm sınıflar haftanın beş günü yüz yüze eğitime başlayacak. Yüz yüze eğitime pandemi arasının ardından uzun bir hazırlık ve okula uyum süreci yaşanacak gibi görünüyor.

MİLLİ Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyon 241 bin 881 öğrenci var. Tüm bu kademelerdeki öğretmen sayısı da 1 milyonu aşıyor. Üniversite öğrencilerinin sayısı ise yaklaşık 8 milyon. Üniversite öğretim üyeleri ve üniversite personelinin yanı sıra tüm okullarda kantincisinden, servis sürücüsüne kadar eğitim sektöründe yer alan tüm çalışanlar hesaba katıldığında eylül ayında yaklaşık 30 milyon kişinin okullara gidip geleceğini söylemek yanlış olmaz.



Eylülden itibaren 18 milyonu aşkın öğrenci, 1 milyondan fazla öğretmen ve 8 milyon üniversiteli evlerinden okullarına, üniversitelerine gidecekler. Pandemi nedeniyle sık sık kesintiye uğrayan ve uzaktan sürdürülen eğitim-öğretim yeniden okullara taşınacak. Okul koridorları, sınıflar yeniden öğrencilerin sesleriyle yankılanacak, üniversite kampüsleri şenlenecek. İlk olarak 1 Eylül Çarşamba ile 3 Eylül Cuma günleri arasında anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için uyum eğitimi yapılacak. 6 Eylül’den itibaren de tüm sınıflar haftanın beş günü yüz yüze eğitime başlayacak. Öğrenciler okullarına, öğretmenlerine, arkadaşlarına kavuşacak. Eğer pandemi izin verir ve eğitim-öğretim kesintiye uğramazsa ilk ara tatil 15-19 Kasım arasında olacak. Sonrasında 24 Ocak-5 Şubat arasında yarı yıl tatili yapılacak. İkinci dönemin ara tatili 11-15 Nisan arasında gerçekleştirildikten sonra okullar 17 Haziran’da yaz tatiline girecek.  

AÇILIŞ BU YIL HER ZAMANKİNDEN FARKLI

Tabii bu takvim yukarda da söylediğim gibi her şey yolunda giderse geçerli olacak ki ben bu yıl eğitim-öğretimin kesintisiz olarak devam edeceğini umuyor ve buna inanıyorum.

Yazının Devamını Oku

Okul kapıları 1 Eylül’de açılıyor... Yüz yüze eğitim kararlılığı

21 Ağustos 2021
Nihayet uzun bir aradan sonra okullar tam gün ve yüz yüze eğitime başlıyor.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yüz yüze eğitim konusunda kararlı ve hazırlıklı görünüyor. Bakan yardımcısı iken kendisine bağlı olan meslek liselerine talimatlar verildiği duyumu aldım.  Bu okullarda dezenfektan ve maske üretimi hızlanmış. 1 Eylül öncesi dezenfektan ve maskeler öğrenci ve öğretmenleri bekliyor olacak. Öğrenciler ve öğretmenler okullarına gitmeye hazırlanıyor. Bakan Özer, vakalar çok zorlamazsa okulları açık tutma konusunda kararlılığını devam ettirecek diye düşünüyorum. Bakanlar Kurulu’nda yaptığı sunum ve diğer kabine üyelerini ikna etmesi de bu kararlığından kaynaklanıyor.



ÜÇ ÖĞRENCİ BABASI BİR VELİ OLARAK

“Bizim için tek tek her bir çocuğumuzun sağlığından daha kıymetli hiçbir şey yok. Millî Eğitim Bakanı ve aynı zamanda üç öğrenci babası bir veli olarak biliyorum ki tüm velilerimiz çocuklarını okullara emanet ederken okulların güvenli olmasını isterler. Gelinen noktada koronavirüsün uzunca bir süre daha hayatımızdan çıkmayacağı açıkça görülüyor. Dolayısıyla hepimiz, koronavirüsün risklerini göz önünde bulundurarak ve gerekli tedbirleri alarak hayatımızı sürdürmek zorundayız” diyen Bakan Özer, okulların açılması ve açık tutulması konusundaki kararlılığını şu sözlerle ifade ediyor:

“Daha önce de ifade ettiğim gibi, daha fazla okulları kapalı tutma lüksümüz bulunmamaktadır. Çocuklarımızın gelişimi, sağlığı ve geleceği için koronavirüsle birlikte yaşamayı öğrenmek ve yüz yüze eğitime devam etmek zorundayız.”

Yazının Devamını Oku

10 adımda doğru tercih

8 Ağustos 2021
Yüz binlerce üniversite adayı, bugünlerde kafalarında onlarca soru işaretiyle tercih yapmaya çalışıyor. Adayların bu zorlu tercih sürecini kolaylaştırmanın yolu deneyimli uzmanlara kulak vermek. İşte onlardan biri olan eğitim uzmanı Salim Ünsal, tercih yaparken dikkat edilmesi gereken 10 püf noktayı sıraladı:

1. Puan mı yoksa başarı sıralaması mı?

Genel yerleştirmede başarı sıraları, ek yerleştirmede ise kesinlikle puan kullanılmalı. Ek yerleştirmede puanın kullanılmasının sebebi hem kılavuz verileri hem de adayın sonuç belgesinin o yıla ait olmasıdır. Oysa genel yerleştirmede adayın elindeki sonuç belgesi bu yıla aitken kılavuzdaki puan ve sıralar bir önceki yılın yerleşen son öğrencisine aittir. Puan ülke ortalamalarına ve standart sapmalarına göre yıldan yıla esneklik ve değişkenlik gösterirken taban sıraları daha stabil ve güvenilir bir veri sunar. 



2. Üniversite mi, bölüm mü?

Aday öncelikle ilgi, yetenek ve becerisine uygun meslekler belirlemeli, sonra da onları hangi şehirde, hangi üniversitelerde okuyacağına karar vermeli. Bu değerlendirmemizden meslek seçiminin, öğrenim görülecek üniversiteden daha önemli olduğu yargısı çıkarılmamalı. Her ikisi de önemli. Puan ve sıralama gibi belirleyici unsurların baskın karakterine havlu atıp diğer tüm hususları göz ardı ederek yapılacak bir meslek seçimi öğrenciyi genelde yanlış adreslere götürebilir.

Yazının Devamını Oku

Milli Eğitim’e ‘ilkler’in bakanı

7 Ağustos 2021
Prof. Dr. Mahmut Özer’in adı bir süredir Milli Eğitim Bakanlığı için geçiyordu. Sonunda önceki gece ataması gerçekleşti ve Milli Eğitim Bakanı oldu. Yükseköğretimi bilen, rektörlüğün ardından ÖSYM Başkanlığı da yapan Mahmut Özer, hayata geçirdiği ilk uygulamalar ve yaratıcı projeleriyle biliniyor...

ÖSYM Başkanı olur olmaz o dönemde çok sayıda öğrenciyi mağdur eden “ÖSYM’de 15 dakika kuralını” kaldırdı, PISA sonuçlarını yerinde izleyerek çalışmalar yaptı. Bakan yardımcısı olduğu MEB’de özellikle gittikçe düşüşe geçen meslek liselerinin yıldızının parlamasına neden oldu. Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ile ilgili çalışmalara da imza atan Prof. Dr. Mahmut Özer, titizliği ve çalışkanlığı ile tanınıyor. Mühendis olduğu için her çalışmasında ölçme ve değerlendirme formatı isteyen Bakan Özer, her aşamada süreçleri yakından takibi ile biliniyor. Bakan yardımcılarını da ölçme değerlendirme uzmanlarından seçen Bakan Özer’in önümüzdeki günlerde eğitim süreçleri ve okulların birbirine entegre edilmesi ile ilgili farklı projeleri olabilir.



EN GENÇ ÖSYM BAŞKANIYDI

2017’de 47 yaşındayken ÖSYM’nin başına geçen ve kurumun en genç başkanı olan Mahmut Özer, Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevinde mesleki eğitimde önemli adımlar atılmasını sağladı. Pandemi döneminde okulların sektörle işbirliği halinde dezenfektan, maske ve diğer sağlık malzemelerini üretmesine ön ayak oldu. Prof. Özer, yaklaşık üç yıldır bakan yardımcılığı yapıyordu.

Yazının Devamını Oku

Anneanneden toruna 'şefkat' bayrağı

31 Temmuz 2021
Anneanneye kucak açan Darüşşafaka, babasını kaybeden toruna da rehber olacak. Darüşşafaka mezunu Fatma Atay Has’ın torunu Zeynep Berra da şefkat yuvasında eğitim alacak...

Darüşşafaka ilk kız öğrencilerini 1971 yılında aldı. Yani bundan tam 50 yıl önce. 71’de okulun sınavına giren ilkokul mezunu kız çocuklarından biri de Fatma Atay Has’dı. Fatma küçük yaşında annesini kaybetmiş, psikolojik sorunları olan babasıyla baş başa kalmıştı. “Cehennem gibiydi” diye nitelediği baba evinden sonra Darüşşafaka onun için sadece şefkat değil kurtuluş kapısı olmuştu. O dönemi hayatının en güzel yılları olarak gören, “Küçücük çocuklardık, yatılılık zordu, okuldaki ilk günlerimizde herkes ağlarken ben hiç ağlamadım. Çünkü Darüşşafaka benim kurtuluşumdu” diyen  Fatma Hanım, şimdi 61 yaşında ve artık bir anneanne. Torunu Zeynep Berra Şenol geçen yıl Darüşşafaka sınavını kazandı. Yani yarım asır sonra bayrağı anneannesinden devraldı.

KÜÇÜK YAŞTA YETİM KALDI

Zeynep Berra’nın çocukluğu, anneannesinin Darüşşafaka’nın o zamanlar Fatih’teki binasında geçen yatılılık hikayelerini dinleyerek geçmişti. Kendisini giderek bu okula daha yakın hissediyor, sık sık kurumun internet sayfasını inceliyordu. Zeynep Berra küçük yaşta babasını kaybetmiş, yetim kalmıştı. Hem annesi hem de anneannesinin teşviki ile 3’üncü sınıftan itibaren Darüşşafaka sınavına hazırlanmaya başladı. Balıkesir’de doğan ve İstanbul’da oturan Zeynep Berra Şenol, geçtiğimiz yılki sınavda başarılı olup Darüşşafaka’da okumaya hak kazandı. Bu süreçte en çok okul öncesi öğretmeni olan annesinin kendisine destek olduğunu söyleyen Zeynep Berra, geçen yıl girdiği ancak, uzaktan eğitim nedeniyle pek de göremediği yatılı okulda arkadaşları ile geçireceği zamanı iple çekiyor.

BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDUM

1979 yılında Darüşşafaka’dan mezun olan Fatma Has, o yılları şöyle anlatıyor: “Okulumuzda o yıllarda iki yıl İngilizce hazırlık okuduk. O zamana kadar İngilizce duyup, görmediğim bir lisandı. İlk yıllar çok zorluk çektim. Okuldaki ağabeylerim çok destek oldu. Liseyi edebiyat birincisi olarak bitirdim. Üniversiteye girmek için iki kez teşebbüs ettim ama bazı sebeplerden dolayı giremedim. Ancak, okulda öğrendiğim lisan sayesinde Tahtakale’de PTT’nin milletlerarası santralinde işe başladım. Eşimle tanıştık, evlendik. O da Türk Silahlı Kuvvetleri’nde personel olduğu için il il dolaştık. Kızım oldu. Okulda öğrendiğim İngilizce ile gittiğim yerlerde çocuklara destek oldum. Sonra PTT’den emekli oldum.”

SEVİNÇTEN AĞLADIM

Yazının Devamını Oku