Pek çok internet sitesi kitle fonlaması yöntemiyle imkânsız adımları mümkün hale getiriyor. Küçük desteklerle hayaller gerçek oluyor, zorlukları unutturacak sevinçler dağıtılabiliyor. AdımODTÜ de internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiği projelerle, dünyayı değiştirecek adımların atılması için aracı oluyor.
Öğrenciler, öğrenci toplulukları ve araştırmacılar, bilimsel, kültürel ve sportif faaliyetleri için AdımODTÜ ekibinin desteği ile kendi projelerini oluşturabiliyor, projeleri için maddi destek sağlayabiliyor, çalışmalarını duyurabiliyor, ilgilenenlerin projelerine fiziksel katkıda bulunmasını isteyebiliyor.
ANNECİĞİN HAZIRLAMIŞ GİBİ
Bir sosyal medya atasözü der ki, “Sabaha karşı bir evde ışık yanıyorsa bilin ki orada ODTÜ’lü bir öğrenci vardır.” Final döneminde sabahlayanları, kütüphaneden çıkamayanları unutmayan oluşum, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de öğrencilere sandviç, muffin, meyve, su ve filtre kahve ikram etti. 27 bin lira toplanması hedeflenen proje kapsamında, “Final dönemi ODTÜ’lünün sandviçi ve kahvesi benden” diyenlerden toplanan destek 20 bin liraya yaklaşmış durumda. İkram paketine destekçilerin mesajları da eklenirken, mesajlardan bazıları şunlar oldu:
-Canım kardeşim umarım yüzünde ufacık da olsa mutlu bir gülümsemeye neden olmuşumdur. Başarılar diliyorum. Ömer
-Anneciğin hazırlamış gibi ye. Gözlerinden öpüyorum. Nilüfer
Çoğu zaman sevdiğimiz şarkıları bir kulaklıkla fon müziği yaptığımız bu semtlerin ise sesleri var. Örneğin gözleriniz kapalı olsa ve nerede olduğunuzu bilmeseniz, sokak müzisyenlerinin çaldığı şarkılardan, en azından Kızılay’da mı yoksa Tunalı’da mı olduğunuzu anlayabilirsiniz. Yahut “Çay içen var mı çay içen” cümlesinden bulunduğunuz yeri az çok tahmin edebilir, sonuna bir de ‘Siz kaybedersiniz’ vurgusuyla söylenmiş “Çay gitti” nidası eklendiyse Kuğulupark’ta olduğunuza emin olabilirsiniz. Kent sakinlerinin bilinçaltında yer etmiş bu sesleri masaya yatıran Ekşi Sözlük, namıdiğer Kutsal Bilgi Kaynağı, özellikle toplu taşımada şahit olduğumuz seslere dikkat çekiyor. Sözlük kullanıcıları, ‘Ankaralıların bilinçaltına yerleşmiş sesler’ başlığında şu tespitlerde bulunmuş:
PERONLARI BOŞALTINIZ
@the picture of dorian gray Trenimiz Dikimevi istikametine gitmektedir.
@ankaralimadenci İndirimli aktarma.
@kinobistrica Ulus-OSTİM-Batıkent istikametine gidecek sayın yolcularımız...
@parol Güvenpark dolmuş duraklarından bir kuple: Ööööveçlerveçlerveçler... Ve klasik: Otti ottiiii.
@tamam bizim koy metropol (bkz: çay içen) (bkz: aşti) Çayi çeeeğnn şeklinde bir tonlama ile. Bir de Güvenpark’ta Balgat Yüzyıl diye bağıran dolmuşçular. balgatyüzyılbalgatyüzyılbalgat yüzyıııaaall şeklinde.
Sosyal medya kullanıcıları keyfekeder pek çok konuya eğiliyor fakat lokantalarda verilen ıslak mendillerin peşine düşen @islakmendilgurmesi, örneklerinden epey farklı bir yola sapmış. Gurme, ıslak mendilleri kokusuna, ilk dokunuşta verdiği hisse, Ph’ına, tasarımına, modeline ve kalitesine göre değerlendirip puanlıyor. “Islak mendilsiz işletme, işletme değildir” diyen gurmeye gelen tepkiler de kendi gibi renkli. Kimi ortak olmayı teklif ediyor, kimi soruyor, “Paylaştığın ıslak mendilin ambalajı kürdan olarak kullanılmaya müsait mi?”
Geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gelen gurme, Başkent’teki bazı mekânların ıslak mendillerini de test etti ve takipçileriyle paylaştı. İşte nevi şahsına münhasır @islakmendilgurmesi’nin Instagram’da yaptığı paylaşımlara gelen yorumlardan bazıları:
LÜTFEN ŞAKA OLSUN
@omerinhooo10 Ben bu sayfayı neden takip ediyorum?
@ahmetgoethecakar1 Kral bu ne kadar harika bi uğraş böyle ya.
@yezea Şaka olsun lütfen. Kimse bu boyutta işsizliği iş edinmiş olamaz.
@sirinhll Bu orijinal fikrin için seni kutluyorum. Kriterlere doku eklenebilir.
Emin Yoğurtcuoğlu, namıdiğer ‘@Birddetective’, geçtiğimiz hafta kar altındaki kentte Ankara papağanlarının peşine düştü. Kuşları görmek için dünyayı dolaşan yaban hayatı uzmanı ve rehber fotoğrafçı Yoğurtcuoğlu, kadrajına takılanları Instagram hesabından paylaştı. Kar altında bir papağan bulmak için erken saatlerde Altınpark’a gittiğini belirten @Birddetective, yeşil papağanlar, ağaç serçeleri ile beyaz ağaç serçesini fotoğrafladı ve sevincini şu satırlarla paylaştı:
“Kuş aktivitesi çok azdı, soğuktan belli ki henüz uyanmamışlardı. Birden esneme hareketiyle kendini ele verdi. Beyaz ağaç serçesi! Aman Allah’ım! Hayal gibi. Düşünsenize eski bir dost gibi artık. Kaçmayı bırak, uyumaya devam etti önümde bir süre. Bekledim. Uyandıktan sonra eşi de geldi yanına. Ankara’ya kar gerçekten çok yakışıyor ama bu, beyaz ağaç serçesine daha çok fayda sağlayan bir duruma dönüşmüş. Kar, beyaz kuşa kamuflaj sağlıyor.”
MÜLTECİ PAPAĞANLAR
Papağan fotoğraflarını eksi 11 derecede çektiğini söyleyen Yoğurtcuoğlu, “Birçok insan Türkiye’nin doğasında yaşayan papağanların farkındayken, bir o kadar insan da böyle bir şeyin mümkün olmasına ihtimal vermiyor” dedi ve ‘Türkiye’nin mülteci papağanları’ hakkında bildiklerini takipçileriyle paylaştı. Gördüğü papağanları evden kaçmış sanan pek çok Ankaralı ise, şu yorumları yaptı:
@usenmezc Aa ama ben onları evden kaçmış sanıyordum.
@gazioglusema Ben de bu iskender papağanından Ümitköy’de bir parkta gördüm. Ama bir kafesten kaçmış olabileceğini düşünmüştüm.
@umut_lindanin_patileri Yıllardır Altınpark civarında yaşıyorlar. İlk gördüğümde şaşırmıştım, bir yerden kaçtılar sanmıştım. Kaç kış geçirdiler, çok dayanıklılar gerçekten.
Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, “Kaybolmuş bir kentin eskicisi gibi. Mektupları topluyorum. İnsana dair ne varsa içlerinde saklı” diyen @hakarkaynan, şehrin, kimsenin görmediği hallerini fark ediyor, kimselerin temas etmediği noktalarına dokunuyor.
“Bitpazarlarına düşen mektupların bazıları hep yakın sokaklarda. Bakayım dedim bu mektubun ‘adresi’ yerinde duruyor mu? Evet zarfı da posta kutusuna bıraktım” diyen @hakarkaynan’ın paylaşımları arasında, 1994 yılında noel kutlaması için atılmış bir kartpostal ile 1997 yılından bir yılbaşı tebrik kartı da yer alıyor. Kaynar, tebrik kartının olduğu fotoğrafa, “Biliyorum aslında yerinde yok sahibi. Komşular hatırlasın. Zarife apartmanı” notunu düşmüş.
HOŞ TESADÜFLERİN MEKÂNI
Sarı çizmeli Feriha’nın, bahçelerinden, kuzularından, köpeği Toni’den bahsettiği mektuba da yer veren @hakarkaynan’ın yorumu, “Belli ki bağı bahçeyi bırakıp Ankara’ya gelmişler. Toni’den, Zeliha’dan, kuzudan haberler var. Feriha arkadaşını özlemiş, sanki ona da bırakıp gittiği hayatı özletmek istiyor” olmuş. Bir başka mektup ise ‘güvenlik’ engeline takılmış. Bitpazarlarının gönüllü postacısı, paylaştığı fotoğrafa, “Güvenlik (!) nedeniyle midir, nedir? posta kutularını içeriye koymuşlar. Kapıya bıraktım zarfı. Tanıyan kaldıysa komşularını hatırlasınlar” notunu düşmüş.
“Şehir hoş tesadüflerin mekânıdır” diyen ve bu tesadüflere vesile olan @hakarkaynan, eski, bazısı yitip giden binaların da izini sürüyor. Büklüm Sokak’taki, yakın zamanda yıkılan bir binanın fotoğrafını, “Kopyasını saklamanın sahip çıkmak olduğunu sandığımız bir zamandayız ya. Fotoğrafla kaydetmenin yalancı telafisine kapılıp gidiyoruz aslında” yorumuyla paylaşmış.
Sosyal medyada sık sık görmeye alışkın olduğumuz Ankara nefretinin üstünü kar bile kapatamazken, tam bu sırada bir süper kahraman gibi şehrin imdadına yetişen vatandaş, yorgandan peleriniyle internet alemine neşe getirdi. Yorganlı Beytepe sakininin videosunu paylaşan @ofnickbitmis, “Kışçılar mutlu musunuz” dedi. @whieett, “Bunu moda yapalım bence” önerisinde, parodi hesabı @hacettepe1919 ise, “Beytepe soğuğu insanı sadrazam yapar” tespitinde bulundu. Yorganlı kahramanın fotoğrafını paylaşan @gizemmydgn, “Beytepe kampüsünde Mersin’den gelen beni temsil eden koca yürekli öğrenci seni en iyi ben anlıyorum yiğidim” derken, diğer yorumlar şunlar oldu:
BEKLENEN AKIM
@pucadiyokii Beytepe soğuğunu bilmeyen anlayamaz.
@cetinturkyilmaz Bugün Beytepe’ye birisi yorganla, daha doğrusu yorgana sarınarak gelmiş. Resmini gösterdiler bana. Bildiğin yorgan; yün olanından, işlemeli falan...
@yoruk_irem Beytepe’de aşırı soğuk bir günde şapkasını yüzüne takan birini görmüştüm ve bu durumu hiç garipsememiştim.
@triklorometann Beytepe soğuğu diye bir şey var...
@Paarvenov Bunu moda yapıyor muyuz artık. Lütfen hadi Beytepe sana inanıyorum. Bir gün herkes battaniyeyle yorganla gezecek kampüste.
'CyberPunk 2077’ adlı oyuna gönderme yapılan ve ‘K I Z I L A Y 2077’ notu düşülen fotoğrafta, Ziya Gökalp Caddesi’nde sıraya girmiş otobüs bekleyen Ankaralılar görülüyor. Ekşi Sözlük ve Onedio gibi pek çok sitenin ‘Ankara’da medeni bir şekilde otobüs sırası bekleyen insanlar’ başlığıyla yer verdiği fotoğrafa yorumlarsa gecikmedi. Twitter kullanıcılarından @ornekoyuncu “‘Ankara’da medeni’ kısmından sonrasını okumadım” derken, @ozgeilgaz84’ün yorumu, “Kızılay-Çayyolu metrosuna bekleriz efendim. Teyzeler yer kapmak için nasıl Hulk’a dönüşüyor kendiniz görün” oldu.
Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seven ‘Megakent’liler durur mu, yapıştırdı cevabı. @darkreshiram, “Onlar iş çıkışı metrobüse binmemiş de ondan” tespitinde, @busracandik ise, “Ankara’da medeni şekilde otobüs sırası beklemek kolay. Gelin de iş çıkışı Mecidiyeköy’de 34AS metrobüsü bekleyin bakalım medeni olabilecek misiniz” çağrısında bulundu. Twitter ahalisinin diğer yorumları şunlar oldu:
GÜÇLÜ OLAN KAZANIR
@MuhammedMYavas Siz bir de o medeni insanları arkadan biri ön tarafa geçmeye çalışınca ya da biri dışarıdan girip önden binmeye çalışınca görün.
@idilsakinci O durağın bizim durak olduğunu bilmesem ben bile inanacağım. Nerdeyse her saat üçe döner o kuyruk ve istisnasız kavga çıkar.
@ebru62341823 330 Tuzluçayır otobüsü. Fotoğrafın çekildiği anda ben de sıradaydım valla o sıra gerçek arkadaşlar. Ayrıca sırayı bozanı dövüyoruz biz.
@jimmu_tenno Ankara’da otobüse binme sırası... Güzel muhabbet ama bir de gelin Sincan’ı görün sabahları. 510 durağında yerdeki adamın yüzüne tekme atmalı kavgaya denk geldim ben.
Fotoğrafta, Kızılay’da plastik bantla sarılan bir ağacın yaralandığını fark eden yaşlı adamın, ağacın zarar görmemesi için dalları peçetelerle sardığı görülüyor. Fotoğrafı çeken ve Twitter hesabında paylaşan @Elyfsss, paylaşımına şu notu düşmüş:
“Otobüs durağında bekliyordu, önce karşıya geçti sonra ceketini yavaşça ağacın dibine koydu. Belediyenin ağaca sardığı plastik bant ağacı yaralamış. Cebinden peçetelerini mendillerini çıkarıp bantın ağaca değdiği yerlere koydu özenle. Dünyayı böyle güzellikler kurtaracak.”
Fotoğrafa gelen yorumlardan bazılarıysa şunlar oldu:
@sinemalperguniz Gerçek misin sen ya! Güzel yürekli insan. Melek yürekli insan!
@theoffspring23 Yazılan güzel şeylere ilaveten üzüldüğüm bir noktayı belirtmek isterim. Bizler doğadan o kadar uzak, toprağa, yeşile o kadar yabancıyız ki belediyenin sardığı plastik bantın ağacı yaraladığını, o yarayı nasıl onaracağımızı bilmiyoruz.
@o_ercan Bir ağacın yara almasına gönlü razı olmayan bir nesilden, insanlar yaralanırken, ölürken cep telefonuyla kayıt yapma derdinde olan bir garip nesle doğru gidiyoruz maalesef..
@funkadelichen Olay yerinin Ankara olması tesadüf değil.