Küçük şeyler

Fotoğrafta, Kızılay’da plastik bantla sarılan bir ağacın yaralandığını fark eden yaşlı adamın, ağacın zarar görmemesi için dalları peçetelerle sardığı görülüyor. Fotoğrafı çeken ve Twitter hesabında paylaşan @Elyfsss, paylaşımına şu notu düşmüş:
“Otobüs durağında bekliyordu, önce karşıya geçti sonra ceketini yavaşça ağacın dibine koydu. Belediyenin ağaca sardığı plastik bant ağacı yaralamış. Cebinden peçetelerini mendillerini çıkarıp bantın ağaca değdiği yerlere koydu özenle. Dünyayı böyle güzellikler kurtaracak.”
Fotoğrafa gelen yorumlardan bazılarıysa şunlar oldu:
@sinemalperguniz Gerçek misin sen ya! Güzel yürekli insan. Melek yürekli insan!
@theoffspring23 Yazılan güzel şeylere ilaveten üzüldüğüm bir noktayı belirtmek isterim. Bizler doğadan o kadar uzak, toprağa, yeşile o kadar yabancıyız ki belediyenin sardığı plastik bantın ağacı yaraladığını, o yarayı nasıl onaracağımızı bilmiyoruz.
@o_ercan Bir ağacın yara almasına gönlü razı olmayan bir nesilden, insanlar yaralanırken, ölürken cep telefonuyla kayıt yapma derdinde olan bir garip nesle doğru gidiyoruz maalesef..
@funkadelichen Olay yerinin Ankara olması tesadüf değil.
@Sinangkyildiz İşte Anadolu insanı..
@antinkuntinyo Böyle insanları görünce çölde su bulmuş gibi sevinir olunacak günlerde yaşıyor olmamız da bizim talihsizliğimiz.

RUHUMUZ HASRET KALDI

Ankara sokaklarında kısa bir an, genellikle kimsenin fark etmeyeceği, fark etse de önemsemeyeceği, çözüm aramayacağı bir durum, küçük bir incelik gibi görünse de, kalpleri ısıtan bu kare 46 binden fazla kişi tarafından beğenildi. 8 binin üzerinde Twitter kullanıcısı da fotoğrafı paylaştı. Fotoğrafın aldığı etkileşime şaşıran @Elyfsss ise, şunları söyledi:
“Bu tweetin böyle etkileşim alacağını hiç düşünmemiştim. İnsanlar bunu alıntılayıp fikirlerini yazdıkça daha iyi anlıyorum ruhumuzun güzel şeyler görüp duymaya ne kadar hasret kaldığını. Güzellikler,iyilikler, küçük bi köpeği sevmek ya da bu amca gibi ağacı bile incitmekten korkmak. Bunlar haber değeri taşımadığı için tvlerde internette sık rastlamadığımız şeyler. Oysa internet çok geniş bir alan ve her yerde dikkat çekeceği için sürekli kötü olaylar gösteriliyor. Bu nedenle de etrafımızda her şey kötü algısına kapılıyoruz. Gördüğümüz küçük büyük güzellikleri de afişe edelim. İyiliğin de ödüllendirildiğini, kayda değer olduğunu yeniden gösterelim. Böylece ekrana baktığımızda gülümsetecek, yanımızdaki küçük çocuğa saklamadan gösterebileceğimiz, iyilik hala var dedirten içerikleri çoğaltabiliriz.”
Bülent Ortaçgil’in ‘Küçük Şeyler’ şarkısında içimizi ısıtan sesiyle söylediği gibi, “Küçük şeyler bizi uzlaştıran/Küçük şeyler, küçücük şeyler/Bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren/Hep kısa anlar, mutluluklar/Hayal görür uzun sananlar...”

FARKLILIKLAR KUSUR DEĞİL

Sosyal medya aracılığıyla özellikle son bir yılda hepimizin kulağına çalınan bir kavram var, ‘Beden Olumlama.’ Genellikle konuyla ilgili hiçbir fikri olmayan sosyal medya sakinlerinin hakkında atıp tuttuğu, kınadığı, sağlıksız, hatta kimi zaman ahlaksız olmakla itham ettiği hareket, aslında oldukça basit ve mantıklı temellere dayanıyor. Tek bir ideal beden tipi olmadığını savunan Beden Olumlama Hareketi, farklılıkların kusur olarak görülmesine karşı çıkıyor. Konuyla ilgili okuyacak çok satır, vazgeçilecek çok alışkanlık, edinilecek çok bilgi var. Kimseye bir ideal beden borçlu olmadığınıza öncelikle kendinizi ikna etmek için, Kampüs Cadıları’nın 8 Nisan Pazar günü gerçekleştireceği ‘Beden Olumlama Atölyesi’ne katılarak ilk adımı atabilirsiniz. Serüven Kültür’de düzenlenecek atölye, saat 16.00’da başlayacak.