Noyan Doğan

Askerlik borçlanması emekliliği öne çekmez

3 Mart 2022
Soru: İlk işe giriş tarihim 4.10.2000. Askerlik borçlanmamı 390 gün yapıp, aralık ayında ödedim. Yatırdığım primler gün olarak gözüküyor, ama sigorta giriş tarihini veya tescilini öne çekmiyor. Nasıl bir yol izleyelim? Mehmet Ali D.

Cevap: Sigorta başlangıcından önce yani çalışamaya başlamadan önce askere gittiyseniz askerlik borçlanması ile sigorta başlangıç tarihiniz borçlanacağınız gün sayısı kadar erkene çekilir ve bu da emeklilik yaşını etkiler. Ancak sigortalıyken askere gittiyseniz borçlanma sadece prim gün sayınızı etkiler, emeklilik yaşını öne çekmez. Sigorta başlangıcınız 2000 yılıysa 7000 prim gün ile 60 yaşında emekli olacaksınız. Emekliliğiniz geldiğinde askerlik borçlanmanız hesaba katılacaktır.

TEMMUZDA TAZMİNAT ARTACAK

Soru: Kıdem tazminatı oranı temmuz ayında ocak ayındaki kadar artar mı? Emeklilik için temmuz ayını beklemek mantıklı olur mu? Banu İ.

Cevap: Kıdem tazminatı senede iki kere, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan genelge ile belirleniyor ve mali ve sosyal haklar çerçevesinde senede iki kere bir önceki altı aylık döneme göre artırılıyor. Temmuz ayında da kıdem tazminatının tavanı ocak-haziran döneminde uygulanan tazminat tavanına göre artacak. Kıdem tazminatı için bekleyeceksiniz emeklilik için temmuz ayı daha doğru olur.

MALULEN İLE ENGELLİ EMEKLİLİĞİ FARKLI

Soru: Kardeşim 1986 doğumlu. İlk sigorta tarihi 29.4.2008. 3700 gün prim gün sayısı var. Yüzde 93 engelli raporu var. Malulen emeklilik şartlarını yerine getiriyor. Engelli emekli olması mı, malulen emekli olması daha doğru? Maaş farkı var mı? Ahmet N.

Cevap: Malulen emeklilik ile engelli emekliliği birbirinden farklıdır. Çalışmaya başladıktan sonra malul olunması halinde malulen emeklilik elde edilir. İşe başlamadan önce engelli olanlar ve engelli olarak işe başlayanlar ise engelli emekliliğinden yararlanır. Engelli emekliliğinde engel durumuna göre ve işe giriş tarihine göre prim ödenmesi ve belirli çalışma yılının doldurulması gerekir. Engelli emekliliğinin normal emeklilikten pek farkı yoktur. Malulen emeklilikte ise 10 yıl içinde en az 1800 gün prim ödemiş olmak yeterlidir. Bu durumda engelli emekliliğinin maaşı, malulen emekliliğe göre daha yüksek olacaktır.

7000 GÜNLE TAZMİNAT ALIRSINIZ

Yazının Devamını Oku

11 soruda özel emekliliğe geçişin şartları

2 Mart 2022
Dernek, vakıf, sandık üyelerinin özel emeklilik sistemine, yani Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) geçişi ile ilgili detaylar belli oldu.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), yayınladığı genelge ile özel emekliliğe geçişin şartlarını netleştirdi. Böylece sandık, dernek, vakıflarda çalışan ve emekli olanlar artık birikimlerini özel emeklilik sistemine aktarabilecek. Genelge ile 50 vakıf ve sandıktaki, 300 bin kişinin özel emekliliğe geçişinin önü açıldı. Peki, kimler, hangi şartlarda aktarım yapacak?

1- Kimler özel emekliliğe geçiş yapabilecek?

Üyelerine ve çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan vakıf, sandık, derneklerdeki çalışanlar geçiş yapabilecek. Örneğin, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN), POLSAN gibi sandık üyeleri özel emekliliğe geçiş yapabilecek.

2- Sadece emekli üyeler mi geçiş yapabilecek?

Hayır, hem aktif üyeler hem de emeklilik planına göre kendilerine maaş ya da gelir bağlanmış olan üyeler -ki, bu kişilere pasif üye deniyor- geçiş yapabilecek.

3- Tüm birikimleri aktarma zorunluluğu var mı?

İsteyen tüm birikimlerini aktarabilir. İsteyen dernek, vakıf ya da sandığın emekliliğe yönelik taahhütlerinden bir kısmını aktarabilir.

4- Vakıf, sandıkların sundukları sağlık hizmetleri ne olacak?

Yazının Devamını Oku

Sigortalar durdu

28 Şubat 2022
Rusya’nın, Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyon sigortacıları da etkiledi. Savaş bölgesi olduğu için sigortacılıkta savaş şartları devreye girdi. Rus ve Ukrayna karasuları sigortacılıkta yüksek riskli bölge ilan edildi. Peş peşe açıklanan yaptırım kararları, uzun süre sigorta pazarını olumsuz etkileyecek.

Rusya'nın, Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyon hem dünya hem Türk sigorta pazarını etkiledi. Kelimenin tam anlamıyla alınan kararlarla savaş bölgesine yönelik tüm sigortalar durdu. Bir taraftan süren savaş, diğer taraftan Amerika ve Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik aldığı yaptırım kararları nedeniyle bundan sonraki süreçte de sigorta yapılamayacak olması uzun dönemli sigorta pazarını olumsuz etkileyecek.

SAVAŞ ŞARTI DEVREDE

Sigorta konusunda ilk olay, askeri operasyon öncesi, Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz sırasında patlak verdi. Sigorta şirketleri Ukrayna hava sahasındaki uçuşları sigorta kapsamı dışına çıkardı. Hal böyle olunca da uluslararası bazı havayolu şirketleri Ukrayna’ya ve Ukrayna üzerinden uçuşları durdurdu; turizm sekteye uğradı. O günlerde, sigortacılar benzer durumun Karadeniz limanlarında yaşanmasından endişe duyarken; Rusya’nın, Ukrayna’ya askeri operasyon başlatması ile her şey değişti.

Öncelikle, bölge artık savaş bölgesi olduğu için sigortacılıkta da savaş şartları devreye girdi. Bu ne demek? Tüm sigortalarda savaş hali sigorta teminatı dışında tutulduğundan; mevcut sigortalı ticari, sınai, konut dahil tüm varlıkların savaş nedeniyle uğrayacağı zarar sigortadan karşılanmayacak. İkincisi, bölge savaş bölgesi olduğundan artık sigorta da yapılmayacak.

Aynı zamanda Karadeniz ve Azak Denizi’ndeki Rus ve Ukrayna karasularının yüksek riskli bölge ilan edilmesiyle ticaret durdu, dolaylı olarak sigorta teminatı olmadan ticaret yapılamadığından sigortalar durmuş oldu. Bu kararın arkasından da Mariupol ve Berdyansk limanlarında kargo operasyonları askıya alındı. Bu aşamada askeri operasyon öncesi yola çıkarak, Karadeniz ve Azak Denizi’nde bulunan gemiler sadece sigorta kapsamında, ancak bu gemi ve yüklerin savaş nedeniyle uğrayacakları zararlar sigorta kapsamında karşılanmayacak, bunun dışındaki diğer zararları ise sigortacılar karşılayacak.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Peki, bundan sonra ne olacak? Asıl bundan sonrası sigortacılar açısından hem kritik hem de zorlu bir süreç. Savaşın sigortaya etkisini kısa, orta ve uzun vadeli olarak değerlendirmek gerekiyor. Kısa vadedeki etki belli; savaş bölgesi olduğu için havacılıktan denizciliğe, karayolu ile nakliyeden sanayi tesislerine, turizme kadar her alanda sigortalar yapılmıyor. Orta ve uzun vadeye gelince işin rengi işte orada değişiyor. Çünkü, başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin Rusya’ya uyguladığı ambargolar var. Neydi bu ambargolar? Finans kuruluşlarına yönelik yaptırımların yanı sıra belirli Rus şirketlerine, bu şirketlerin sahipleri ile ailelerine başta ticari olmak üzere birçok kısıtlama getirildi.

AMBARGOLUYA SİGORTA YOK

Yazının Devamını Oku

3600 ek göstergeyi bekleyin

24 Şubat 2022
Soru: Emekliliği dolmuş olan bir öğretmenim. Bu yıl emekli olsam, 15.1.2023 de yürürlüğe girecek olan 3600 ek gösterge artışından yararlanabilecek miyim? Mustafa Ö.

Cevap: 3600 ek gösterge üzerinde görüşmeler sürüyor ve 2023’te çıkacağı yönünde bir gelişme yok, aksine bu yıl içinde 3600 ek gösterge sorunu çözülecektir. Yapılacak düzenleme öğretmenleri de kapsayacak, ek gösterge artacak. Buna göre de sizin hem maaşınız hem emekli ikramiyeniz ve emekli maaşınız artacak. Tavsiyem, 3600 ek gösterge düzenlemesin sonrası emekliliğinizi istemeniz yönündedir.

EYT ÇIKSA DA YARARLANAMAZSINIZ

Soru: 1983 doğumluyum, hâlâ çalışıyorum. 1.8.2000 ilk işe girişim ve prim olarak 7300 günüm var. EYT’den yararlanacak mıyım? Gülçin Y.

Cevap: Sizin durumunuzda çalışma süresi şartı aranmadan, 7000 prim gün ve 58 yaşında emekli olabiliyorsunuz. EYT’ye yönelik düzenlemenin nasıl olacağı kesin değil ancak sigorta başlangıcı 1999 öncesi olanlara yönelik düzenleme yapılacağı ağır basıyor. Yaşınız 39, dolayısıyla, EYT ilgili bir düzenleme olsa bile sizin yaşınızda olanların bu düzenlemeden yararlanması olası gözükmüyor.

EMEKLİ OLABİLİRSİNİZ

Soru: 5130 gün SSK primim var. 11.11.1993 sigorta girişliyim, 1971 doğumluyum. Eksik olan günlerimi isteğe bağlı yaptım iki senedir ödüyorum, gün doldu emekli olabilir miyim? Elvan Ö.

Cevap: 20 yıl çalışıp, 5600 prim günü tamamladığınızda 59 yaşında emekli olabiliyorsunuz. Yaşınız emeklilik için uygun. 5130 prim gününüzü 5600’e tamamladıysanız ki, iki senedir isteğe bağlı prim ödüyorsanız 720 gün prim ödemişsiniz demektir, bu durumda emekli olabilirsiniz.

İSTEĞE BAĞLI SİGORTALI OLABİLİRSİNİZ

Yazının Devamını Oku

Engelli çalışanlara erken emeklilik hakkı

23 Şubat 2022
Sosyal güvenlikte en çok soru aldığım konular arasında engellilerin emeklilik şartları geliyor. En çok merak edilen de engelli çalışanlara erken emeklilik hakkı olup olmadığı ve emeklilik şartları. Engelli çalışanlara erken emeklilik hakkı tanınıyor. Detaylı anlatayım.

Erken emeklilikten yararlanmak için de birkaç şartın yerine getirilmesi gerekiyor. Bunlardan birincisi çalışma yılı, diğeri Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödenen prim gün sayısı. Diğer çalışanlara göre engelli kişilerde emeklilik için yaş şartı aranmıyor. Emeklilik şartları da engellilik derecesine göre değişiyor. Ayrıca sağlık raporu ve engellilik raporu da gerekli belgeler. Engellilerin emekliliğinde Ekim 2008 tarihi önemli bir tarih. Bu tarihten önce işe başlayanların emeklilik şartları farklı, bu tarihten sonra işe başlayanların ise farklı.

YAŞ ŞARTI ARANMIYOR

Emeklilik için Sağlık Kurulu tarafından verilen rapora göre engellilik oranının en az yüzde 40 olması gerekiyor. Engellilik durumunun yüzde 40 ve üzeri olması durumlarında emeklilik için gerekli prim gün sayısı değişiyor. Emeklilik şartlarını madde madde sıralayayım.

* Yüzde 80 ve üzeri engeli olanlar hangi yılda sigortalı olarak işe başlarlarsa başlasınlar 15 yıl çalışmaları ve 3600 gün prim ödemeleri halinde emekliliğe hak kazanıyorlar.

* Yüzde 60 ile yüzde 79 arası engelli olanlarda ise çalışma yılına ve ödenen prime göre emeklilik şartları değişiyor. Bu durumda olan çalışanlar ilk sigortalılıkları 1991 ve öncesi ise 15 yıl çalışıp 3600 gün prim ödeyerek emekli olabiliyor.

* 1991-1994 arası işe başlayanlar ise 15 yıl çalışıp, 3680 gün prim ödemeleri halinde emekliliğe hak kazanıyor.

* 1994-1997 arası ilk sigortalı olanlar ise 16 yıl çalışıp, 4 ay 3760 gün prim ödemeleri halinde emekli olabiliyor.

* 1997-2000 arası işe başlayanların 17 yıl çalışıp, 3840 gün prim ödemeleri gerekiyor.

Yazının Devamını Oku

Kasko fiyatı arttı mı?

21 Şubat 2022
Bir süredir okuyuculardan kasko fiyatları ile ilgili çokça soru ve şikâyet alıyorum.

Kimileri, ‘kasko fiyatı fahiş arttı bunu niye yazmıyorsun?’ diye eleştiriyor, kimileri ‘sigortamı yüzde 40 zamlı yeniledim, böyle fiyat artışı olur mu?’ diye şikâyet ediyor. Kimileri de ‘trafik sigortasının ve kaskonun fiyatı arttı, kaskomu iptal ettirdim, trafiği zorunlu yaptırıyorum, iki sigortanın fiyatı karşılanamaz hale geldi, neden iki sigorta birden yaptırıyoruz?’ diye yakınıyor.

Öncelikle şunu belirteyim, sık sık yazıyorum, bir kere daha tekrarlayayım; kasko ile trafik sigortası birbirinden tamamen farklı iki sigorta... Biri, trafikte karşı tarafa vereceğiniz zararı karşılar; kasko ise kendi aracınıza gelecek zararı öder. Ve bugünkü ortamda iki sigorta da zorunludur. Gerekli demiyorum, bana göre zorunlu.

Doğrudur, kasko fiyatlarında ciddi bir artış var. Geçen senenin şubat ayı ile mukayese edildiğinde kaskoda yüzde 44 bir fiyat artışı var. Bu artışta enflasyonun da payı var -ki, yüzde 48.69’lik enflasyonla mukayese edildiğinde fiyat artışı enflasyonun altında kalıyor- ama asıl neden, araç bedellerindeki ciddi artış. İstatistiklere göre son iki yılda araç bedelleri yüzde 250’ye yakın arttı. Yani, iki sene önce aracınızı değeri 100 bin liraysa, şimdi 250 bin lira ki, kimi araçlarda bedel artışı yüzde 300’leri buluyor. Bir de bunun yanında; geçen seneki ÖTV oranında ciddi artış, yine geçen sene kurdaki artışın yedek parçada hasar onarım bedellerini yüzde 60 oranında artırması da kaskodaki fiyat artışında ciddi etken.

BEDELLER YÜZDE 300 ARTTI

Şöyle bir örnekle anlatayım. Sigorta şirketleri kasko fiyatını; aracın durumuna, bulunduğu ile, sürücüye, sürücünün hasar geçmişine göre birçok kriteri göz önüne alarak belirliyor. Ama ben ortalama üzerinden örnek vereyim. Genelde sigorta şirketleri aracın değerinin yüzde 2’si oranında kasko primi belirlerler. İki sene önce aracınızın değeri 100 bin lira iken, ödediğiniz kasko primi 2 bin liraydı. Bırakın araç değerlerindeki yüzde 250-300 artışı, sadece yüzde 200 bile artsa, bugün aynı aracınızın değeri 300 bin lira. Buna göre de yüzde 2 üzerinden bugün kasko sigortasına ödeyeceğiniz prim 6 bin lira. Eğer, hasar frekansı yüksek olan illerde oturmuyorsanız ve hasarsızlık indiriminiz de varsa; sigorta şirketine göre değişmekle birlikte bu fiyat, 4-5 bin liraya kadar düşüyor. Yok, hasarlı bir sürücüyseniz, hasar geçmişinize göre bu fiyat 8-10 bin liralara kadar çıkıyor. Bu bahsettiklerim otomobiller için geçerli fiyat ortalamaları.

Konuya bir de şu açıdan bakalım. İki sene önce piyasa değeri 100 bin lira olan aracınıza kasko yaptırdığınızda, aracınız olası bir kazada kullanılamayacak hale gelirse, yani pert olursa; sigorta şirketi size 100 bin lira ödüyordu. Şimdi aynı aracınızın piyasa değeri 300 bin lira oldu ve sigorta şirketi aracınız pert olursa bu sefer size 300 bin lira ödeyecek. Elbette bu durum sigorta fiyatına yansıyacak.

ZAM DEĞİL PRİM ARTIŞI!

Şunu da belirteyim. Konu sigorta olunca prim artışı ile fiyat zammı maalesef karıştırılır. Bugün kaskoda yaşanan aslında prim artışı, zam değil. Ne fark var diyeceksiniz? Kasko üzerinden anlatayım. Araç değerlerinin bu kadar artmadığı, enflasyonun bu oranlarda olmadığı, kurdaki artışın hasar maliyetlerine yüzde 60’larda yansımadığı bir ortamda; sigorta şirketleri kasko fiyatını yüzde 30 ya da 40 artırırsa, bu zamdır. Ama örnekte olduğu gibi 100 bin liralık aracınızın değeri 300 bin liraya çıkmışsa ve buna karşılık kasko fiyatı artmışsa bu prim artışıdır. Çünkü aracınız zarar gördüğünde sigorta şirketi size 100 bin lira değil 300 bin lira ödeyecektir. Olayı tersten de bakabiliriz. Bugün kasko yenilemeniz geldiğinde sigorta şirketi size, ‘aracınızın değeri 300 bin lira oldu, kasko fiyatı da arttı ama siz bize 2 bin lira ödemeye devam edin, aracınıza zarar gelirse biz size 100 bin lira ödeyelim’ derse, kabul eder misiniz?

Yazının Devamını Oku

Staj sigortasında merak edilenler

17 Şubat 2022
Bir süredir okuyuculardan staj konusunda çokça soru alıyorum. Kimileri ‘staj süresi emeklilikten sayılıyor mu?’ diye, kimileri de, ‘staj süresini borçlanabilir miyiz?’ diye soruyor.

Kimi okuyucular da meslek lisesi mezunları ile avukat ve doktorların staj sürelerinin sigorta başlangıcı sayılması konusunda taleplerinin olduğunu söyleyip, bu konuda destek istiyor. Bazı okuyucular ise staj konusunda yeni bir düzenlemenin duyumunu aldıklarını, bunun doğru olup olmadığını merak ediyor. İşte, staj konusunda tüm merak edilenler. 

Staj süreleri emeklilikte hesaba katılıyor mu?

Hayır, katılmıyor. Çünkü çıraklık ya da stajyerlik döneminde emeklilik primi ödenmiyor, sadece iş kazası, meslek hastalığı ve genel sağlık sigortası primleri ödeniyor. Buna da staj sigortası deniyor. Sigortanın yapılma nedeni de işletmelerde staj gören öğrencilerin oluşabilecek kaza veya hastalıklara karşı koruma sağlanması. Çalışan sürenin emeklilikte sayılabilmesi için de uzun vadeli sigorta olarak adlandırılan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta koluna prim ödenmesi gerekiyor. Bu prim ödenmediğinden, staj süreleri ileride emeklilikte hesaba katılmıyor.

Sigorta başlangıcı hangi tarih oluyor?

Sigorta başlangıcı uzun vadeli sigorta olarak adlandırılan malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta koluna prim yatırılmaya başlandığı tarih oluyor. Örneğin, 2018 yılının şubat ayında staj yaptınız ve sigortalı tesciliniz yapıldı. 2021’in mart ayında da işe başladınız ve uzun vadeli sigortalı olarak primleriniz yatmaya başladı. Emeklilik için geçerli tarih 2021’in mart ayından başlayacak.

Staj süresi borçlanılarak, emekliliğe sayılabilir mi?

Stajda geçen süreler emeklilik için borçlanılamıyor, kanun buna izin vermiyor. Hem staj süresinin emeklilikte sayılması hem de borçlanılabilmesi için kanuni düzenleme yapılması gerekiyor.

EYT ile ilgili düzenleme yapılırsa stajda geçen süreler sayılacak mı?

Yazının Devamını Oku

Engelli çocuğu olana erken emeklilik

16 Şubat 2022
Soru: Eşimin doğum tarihi 1980, sigorta başlangıç tarihi 15.5.1998 ve toplam 2366 gün ödenmiş primi var. 2016 yılında down sendromlu bir oğlumuz oldu. Ayrıca 21 yaşında bir oğlumuz daha var. Eşimin emeklilik şartları nelerdir? Mahmut C.

Cevap: Normal şartlarda eşiniz 20 yıl çalışıp, 5975 prim gün ile 54 yaşında emekli olabiliyor. Ancak engelli çocuğu bulunan kadın çalışanlar erken emeklilik hakkından yararlanabiliyor. Bu durumda olan kadın çalışanların, prim ödeme gün sayılarının dört biri, ödenen prim gün sayılarına ekleniyor. Ağır engelli çocuğu olan kadın çalışanların prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, emeklilik yaş hadlerinden indiriliyor. Böylece erken emekli olabiliyor ve emekli maaşı alabiliyor. Bunun için başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğun varlığının sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi gerekiyor.

GEÇMİŞE YÖNELİK MAAŞ ALAMAZSINIZ

Soru: Babam vefat edeli 6 yıl oldu, annem 3 yıl önce evlendi. Ben de boşandım ve babamdan maaş almaya hak kazanıyorum. Annemin almadığı 3 yıllık maaşı geriye dönük talep etme hakkım var mı? Hasan Y.

Cevap: Boşandığınız tarihten itibaren babanızdan yetim aylığı almaya hak kazınırsınız. Yeni boşanmışsanız, geçmişe yönelik yetim aylığı bağlanmaz. Ancak üç yıl önce boşanmışsanız ve maaş için yeni başvurmuşsanız 5 yıllık zaman aşımı süresi geçmediğinden geçmişe yönelik maaş talebinden bulunabilirsiniz.

BORÇLANMA EMEKLİ YAŞINI ÖNE ÇEKMEZ

Yazının Devamını Oku