Paylaş
Kimileri, ‘kasko fiyatı fahiş arttı bunu niye yazmıyorsun?’ diye eleştiriyor, kimileri ‘sigortamı yüzde 40 zamlı yeniledim, böyle fiyat artışı olur mu?’ diye şikâyet ediyor. Kimileri de ‘trafik sigortasının ve kaskonun fiyatı arttı, kaskomu iptal ettirdim, trafiği zorunlu yaptırıyorum, iki sigortanın fiyatı karşılanamaz hale geldi, neden iki sigorta birden yaptırıyoruz?’ diye yakınıyor.
Öncelikle şunu belirteyim, sık sık yazıyorum, bir kere daha tekrarlayayım; kasko ile trafik sigortası birbirinden tamamen farklı iki sigorta... Biri, trafikte karşı tarafa vereceğiniz zararı karşılar; kasko ise kendi aracınıza gelecek zararı öder. Ve bugünkü ortamda iki sigorta da zorunludur. Gerekli demiyorum, bana göre zorunlu.
Doğrudur, kasko fiyatlarında ciddi bir artış var. Geçen senenin şubat ayı ile mukayese edildiğinde kaskoda yüzde 44 bir fiyat artışı var. Bu artışta enflasyonun da payı var -ki, yüzde 48.69’lik enflasyonla mukayese edildiğinde fiyat artışı enflasyonun altında kalıyor- ama asıl neden, araç bedellerindeki ciddi artış. İstatistiklere göre son iki yılda araç bedelleri yüzde 250’ye yakın arttı. Yani, iki sene önce aracınızı değeri 100 bin liraysa, şimdi 250 bin lira ki, kimi araçlarda bedel artışı yüzde 300’leri buluyor. Bir de bunun yanında; geçen seneki ÖTV oranında ciddi artış, yine geçen sene kurdaki artışın yedek parçada hasar onarım bedellerini yüzde 60 oranında artırması da kaskodaki fiyat artışında ciddi etken.
BEDELLER YÜZDE 300 ARTTI
Şöyle bir örnekle anlatayım. Sigorta şirketleri kasko fiyatını; aracın durumuna, bulunduğu ile, sürücüye, sürücünün hasar geçmişine göre birçok kriteri göz önüne alarak belirliyor. Ama ben ortalama üzerinden örnek vereyim. Genelde sigorta şirketleri aracın değerinin yüzde 2’si oranında kasko primi belirlerler. İki sene önce aracınızın değeri 100 bin lira iken, ödediğiniz kasko primi 2 bin liraydı. Bırakın araç değerlerindeki yüzde 250-300 artışı, sadece yüzde 200 bile artsa, bugün aynı aracınızın değeri 300 bin lira. Buna göre de yüzde 2 üzerinden bugün kasko sigortasına ödeyeceğiniz prim 6 bin lira. Eğer, hasar frekansı yüksek olan illerde oturmuyorsanız ve hasarsızlık indiriminiz de varsa; sigorta şirketine göre değişmekle birlikte bu fiyat, 4-5 bin liraya kadar düşüyor. Yok, hasarlı bir sürücüyseniz, hasar geçmişinize göre bu fiyat 8-10 bin liralara kadar çıkıyor. Bu bahsettiklerim otomobiller için geçerli fiyat ortalamaları.
Konuya bir de şu açıdan bakalım. İki sene önce piyasa değeri 100 bin lira olan aracınıza kasko yaptırdığınızda, aracınız olası bir kazada kullanılamayacak hale gelirse, yani pert olursa; sigorta şirketi size 100 bin lira ödüyordu. Şimdi aynı aracınızın piyasa değeri 300 bin lira oldu ve sigorta şirketi aracınız pert olursa bu sefer size 300 bin lira ödeyecek. Elbette bu durum sigorta fiyatına yansıyacak.
ZAM DEĞİL PRİM ARTIŞI!
Şunu da belirteyim. Konu sigorta olunca prim artışı ile fiyat zammı maalesef karıştırılır. Bugün kaskoda yaşanan aslında prim artışı, zam değil. Ne fark var diyeceksiniz? Kasko üzerinden anlatayım. Araç değerlerinin bu kadar artmadığı, enflasyonun bu oranlarda olmadığı, kurdaki artışın hasar maliyetlerine yüzde 60’larda yansımadığı bir ortamda; sigorta şirketleri kasko fiyatını yüzde 30 ya da 40 artırırsa, bu zamdır. Ama örnekte olduğu gibi 100 bin liralık aracınızın değeri 300 bin liraya çıkmışsa ve buna karşılık kasko fiyatı artmışsa bu prim artışıdır. Çünkü aracınız zarar gördüğünde sigorta şirketi size 100 bin lira değil 300 bin lira ödeyecektir. Olayı tersten de bakabiliriz. Bugün kasko yenilemeniz geldiğinde sigorta şirketi size, ‘aracınızın değeri 300 bin lira oldu, kasko fiyatı da arttı ama siz bize 2 bin lira ödemeye devam edin, aracınıza zarar gelirse biz size 100 bin lira ödeyelim’ derse, kabul eder misiniz?
Paylaş