Cevap: Emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini sonlandırma hakkı çalışana ait bir haktır. İşveren, çalışanı zorla emekli edemez. Ancak, istisnai durumlar var. Eğer işveren işyeri kurallarını belirlemiş ve emekliliği gelenlerin işe devam etmemesi gibi bir kuralı da şart koşmuşsa o zaman çalışan emekli edilebilir. Bu durumda da tüm çalışanların bu kuralları kabul etmesi ve imzalaması gerekiyor. Çalışanların imzalamadığı, işverenin kendi kendine koyduğu kuralların iş kanunu karşısında bir önemi yoktur, çalışanı da bağlamaz. Örneğin, kimi işyerleri yaş kuralı koyar ve bu yaşın üzerindekilerin emekli olmasını talep edebilir. Tabi bu kuralların herkese eşit şekilde uygulanması gerekir. İşveren emekliliği gelmiş çalışanlardan bazılarının işe devam etmesine izin verip, bir başka çalışanın emekli olmasını isterse eşitlik ilkesine aykırı hareket etmiş olur. Bu durumda emekli edilen çalışan dava açıp, işe iadesini talep edebilir. İşyerinde yapılan incelemelerde işverenin eşitsiz davrandığı ortaya çıkar ve mahkeme çalışan lehine karar verir.
EMEKLİLERİN MAAŞINA 300 LİRA YATMAYACAK
Soru: 1 Temmuz 2022’de asgari ücret kadarki gelirin vergi dışında kalması nedeniyle tüm emekli aylıklarında ortalama 300 TL artış olacağı açıklanmıştı, fakat temmuz ve ağustos maaşlarında bu artış olmadı. Hangi aydan itibaren 300 TL emekli maaşlarına eklenir? Musa Ç.
Cevap: Asgari ücret kadar gelirin vergi dışında kalması brüt ücretle çalışanları ilgilendiren bir durum, emeklileri ilgilendirmiyor. Yapılan açıklama da ‘asgari ücret kadar gelirin vergi dışında kalması nedeniyle kamu çalışanlarına asgari ücret artışı ortalama 300 lira olarak yansıyacak’ şeklindeydi. Dolayısıyla emeklilerin maaşında 300 lira bir artış olmayacak.
EK GÖSTERGEDEN YARARLANAMAZSINIZ
Soru: Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan emekliyim. 1999-2004 yıllarında belediye başkanlığı yaptım. Emekliliğim dolmadığı için tekrar göreve döndükten sonra 2011 yılında emekli oldum. Herhangi bir üniversite mezunu değilim. 3600 ek göstergeden yararlanabilecek miyim? Muhammed E.
Cevap: Meclis’ten geçen yasaya göre öncelikle birinci dereceye gelmiş olmak şartıyla 2 yıl ve üzeri yükseköğrenim mezunlarının ek göstergeleri 3600’e yükseltildi. Yükseköğrenim mezunu olmayanlar ek göstergeden yararlanamayacak. Ancak aynı yasada 2008 sonrası göreve başlayan ve 2008 öncesi göreve başlayıp, mevcut şartları yerine getiremeyip de makam tazminatı alamayan belediye başkanları tazminat alabilecek. 3600 ek gösterge 2023’ün ocak ayında uygulanmaya başlanacak. Uygulamanın detayları için o tarihi beklemekte fayda var.
SİGORTALILIK SÜRESİ 18 YAŞINDA BAŞLAR
Birkaç gündür kamuoyunda, Yargıtay’ın, emekli olup da çalışmaya devam edenlerin kıdem tazminatı ile ilgili kararı konuşuluyor. Aslında, emekli aylığı alarak çalışmaya devam edenlerin kıdem tazminatı konusu işveren ile çalışan arasında sık karşılaşılan anlaşmazlıklar arasında geliyor. Bu nedenle de Yargıtay’ın da bu konuda geçmişte verdiği birçok karar bulunuyor. Emekli olup da çalışmaya devam eden milyonlarca çalışanın kafası karışık. Farklı işyerinde çalışılırsa tazminatı kim öder, aynı işyerinde çalışmaya devam edilirse hangi maaş üzerinden tazminat alınır, emekli çalışanlar kaç kere kıdem tazminatına hak kazanır? Çalışan emeklilerin kıdem tazminatı hakları nelerdir, hepsine değineyim. Önce, emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmenin şartlarından kısaca bahsedeyim.
EMEKLİLİK SONRASI ÇALIŞMA
Çalışanlarla, emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenlerin hakları arasında büyük farklılıklar yok; her iki kesim de aynı haklara sahipler. Çalışanlar, emekli olduktan sonra ister aynı işyerinde isterse de farklı işyerinde çalışmaya devam edebilir. Bu konuda da çalışanların iki seçeneği var. Birincisi, emekli maaşından kesinti yapılmaz, ancak çalışmaya devam edilen işyerinden alınan maaştan Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödenir. İkincisi, aylığını kestirip, prim ödemeyi tercih edebilirler. SGDP’yi hem çalışan hem de işveren öder. Kamuda çalışanların ise emekli aylığından kesinti yapılır. Toplam kesinti tutarı ise yüzde 32’dir. Bunun yüzde 7.5’i işçiden, yüzde 22.5’i de işverenden kesilir. Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenlerden kısa vadeli sigorta kolları primi kesilmez. Kendi adına tarımsal faaliyette bulunanlardan, işçi olarak ya da devlet memuru olarak çalışıp emekli olduktan sonra kendi işini kuranlardan, eğitim kurumlarında ücret karşılığı ders verenlerden, vakıf üniversitelerinde görev alanlardan SGDP kesintisi yapılmıyor. Gelelim, emekli olduktan sonra çalışanların kıdem tazminatı durumuna. Çalışanların çoğu bu konudaki haklarını ya bilmiyor ya da eksik biliyor. Madde madde anlatayım.
HAKLARINIZ NELER?
1- Çalışan, emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam edecekse önünde iki seçenek var. Birincisi, işveren ile anlaşarak, emekli olduktan önceki çalıştığı yıllara ait kıdem tazminatını alır. Böylece kıdemini sıfırlamış olur. İşveren ile yeni bir iş sözleşmesi yaparak çalışmaya devam eder. İkincisi, çalışan, emekli olup, kıdem tazminatını almadan aynı işyerinde çalışmaya devam eder. Kıdemini sıfırlamış çalışan, çalışmaya devam ettiği işyeri tarafından işten çıkartılırsa, emekli olup da tazminatını aldığı tarihten sonraki çalıştığı yıllar için yeniden tazminat alabilir. Nitekim Yargıtay’ın, emekliliği gelen çalışanın kıdem tazminatını alıp, aynı işyerinde çalışmaya devam etmesi durumunda kıdeminin sıfırlandığı ile ilgili geçmişte kararları var.
2- Emeklilik nedeniyle kıdem tazminatını alıp, Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek, çalışmaya devam edenler, kendi isteğiyle işten ayrılmak isterse kıdem tazminatını talep edemez. SGDP ödemek yerine aylığını kestirip, çalışmaya devam edenler ise, kendi isteği ile işten ayrılırsa, kıdem tazminatını işverenden isteyebilir. Emekli olarak çalışmaya devam eden kişiyi işveren çıkarırsa, kıdem tazminatını ödemek durumundadır.
3- Emekli olup da kıdem tazminatını almadan çalışmaya devam edenler; sağlık gibi tazminat hak edecek gerekçelerle işten kendi istekleri ile ayrılır veya işveren iş sözleşmesini sonlandırırsa hem emeklilik öncesi hem de emeklilik sonrası çalışma süresi birleştirilerek, son alınan ücret üzerinden çalışana kıdem tazminatı ödenir.
Trafik sigortası fiyatlarında artırıma gidildi ve yeni düzenleme cuma günkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni zamlı fiyatlar eylül başından itibaren geçerli olacak. Dikkat ettim, birkaç gündür kamuoyunda yeni fiyat tarifesi, ‘trafik sigortasında yüzde 20 artış’ şeklinde algılandı. İşin doğrusunu anlatayım. Öncelikle şunu belirteyim, sadece fiyat artışına gidilmedi, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), trafik sigortasında köklü değişiklik yaptı ve iyi sürücü-kötü sürücü, özel-tüzel araç ayrımı gibi yeni kriterler getirdi. Madde madde anlatayım.
Eylül başından itibaren otomobil, motosiklet, kamyonet, iş makineleri, tanker, traktörlerin trafik sigortası fiyatları yüzde 20 artacak.
Yine eylül başından itibaren taksi, minibüs, kamyon, çekici ve tüm otobüslerin primleri yüzde 10 artacak. Bu da şu anlama geliyor, ticari araçların primleri, diğer araçlara göre daha az artırıldı.
Trafik sigortasında uygulanacak tavan primi SEDDK belirleyip, yayınlıyor. Sene başlarında, tavan fiyata her ay yapılacak fiyat artış oranı da belirleniyor. Şirketler isterlerse bu oranlarda aylık primlerini artırabiliyor. 2022’nin şubat ayında şirketlere primlerini her ay yüzde 1.5 artırma hakkı tanındı. Mayıs ayında bu oran yüzde 2.25’e çıkarıldı. Şimdi yeni düzenleme ile şirketler eylül başından itibaren trafik primlerini her ay yüzde 4.75 artırabilecek. Bu da sene sonuna kadar yüzde 19’luk bir artış anlamına geliyor.
TÜZEL ARAÇLARA YÜKSEK FİYAT
Yeni düzenleme ile bir değişiklik daha yapıldı; ilk kez özel-tüzel araç, yani özel-araç şirket aracı ayrımına gidildi ve buna göre de prim artırım oranları belirlendi. Bu ne anlama geliyor? Eğer aracınız şirket üzerine kayıtlıysa trafik sigortasına daha yüksek prim ödeyeceksiniz, yok şahıs adına kayıtlıysa daha düşük prim ödeyeceksiniz demektir. Şirket üzerine kayıtlı otomobil, kamyonet, motosikletlerin trafik sigortası primleri eylül başından itibaren yüzde 20 daha da artacak. Şirket üzerine kayıtlı minibüslerin primleri yüzde 2.50, kamyon ve otobüslerin yüzde 5 daha zamlı olacak.
Kafanız karıştı değil mi? Şöyle özetleyeyim. Otomobiliniz var ve adınıza kayıtlı. Trafik sigortası priminiz eylül başında önce yüzde 20 artacak, üzerine bir de yüzde 4.75 artış gelecek. Kabaca priminiz eylülde yüzde 25 artmış olacak. Ancak aracınız kendi adınıza değil de şirket adına kayıtlıysa bir de bunların üzerine yüzde 20 daha artış olacak. Bu durumda şirket adına kayıtlı otomobillerin fiyat artışı yüzde 45’i bulacak.
HASARSIZLIK İNDİRİMİ DEĞİŞTİ
Ek göstergeye ilişkin yasal düzenleme temmuz ayının başında Meclis’ten geçerek yasalaştı. Uygulaması ise 2023’ün ocak ayında olacak. Yani, 2023’ün ocak ayında tüm kamu personeli ve emeklilerinin ek göstergeleri artacak. Haliyle bu tarihten itibaren de maaşlar ve ikramiyeler de ek göstergeye paralel yükselecek. Peki, yeni düzenleme kimi, nasıl etkileyecek; maaşlar ve ikramiyeler ne kadar artacak? Madde madde anlatayım...
MAAŞLAR YÜZDE 22 ARTACAK
3600 ek gösterge başta hemşire, din görevlisi, öğretmen gibi belirli kesimleri ilgilendirirken, düzenleme ile kamudaki hemen hemen tüm meslek grupları kapsama dahil edildi ve ek göstergeleri artırıldı.
Ek gösterge artışı görevdeki kamu çalışanlarının mevcut maaşlarına etkisi olmayacak ancak emekli maaşları ve ikramiyeleri göstergeye göre artacak. Hatta bazı çalışan memurların maaşlarında 50-60 lira gibi az da olsa bir düşüş yaşanabilir.
Öğretmenlerin, iki yıl ve üzeri yükseköğretim mezunu polislerin ve sağlık çalışanlarının ek göstergeleri 3600’e çıkarıldı. Bu kapsamda birinci derece 30 yıl çalışan ve göstergesi 3000 olan öğretmen, polis memuru, hemşire ve din görevlisinin ek göstergesi 3600’e çıktığında emekli aylığı 1.728 lira, emekli ikramiyesi de 62 bin lira artacak.
Avukat, bekçi, uzman erbaş ve jandarma, matematikçi, fizikçi, kimyager gibi ek göstergesi 3000 olan tüm memurların ek göstergeleri 3600’e çıkarıldı. Böylece emekli maaşları 1.728 lira, emekli ikramiyeleri 62 bin lira artacak. Örneğin, kamuda çalışan avukat, 3000 ek göstergeden emekli olduğunda bugünkü hesaplamaya göre 7.878 lira maaş ve 284 bin lira ikramiye alacakken, 2023’ün ocak ayında uygulama başladığında emekli olduğunda 9.605 lira maaş, 346 bin lira da ikramiye almış olacak.
TÜM GÖSTERGELER YÜKSELDİ
Cevap: 3600 ek gösterge ile ilgili düzenleme yasalaştı ve 2023’ün Ocak ayının ortasında uygulanmaya başlayacak. Uygulamanın kimleri, nasıl kapsayacağı, kimlerin ek göstergelerinin, ne kadar aratacağı sene sonuna kadar netleşecek. Ancak bugünkü durumda sizin de 3600 ek göstergeniz 4200’e çıkacak ve bu da emekli aylığınızda 120 lira bir fark yaratacak.
EYT’DEN YARARLANAMAZSINIZ
Soru: 1974 doğumluyum. Aralık 1994 SSK girişim var. Toplam 4600 gün prim ödeme günüm var. Herhangi bir EYT formülü çıktığında ben de faydalanabilecek miyim? Prim günüm eksik midir? Mehmet S.
Cevap: Sizin durumunuzda 25 çalışma yılını ve 5750 prim gününü doldurduğunuzda 55 yaşında emekli oluyorsunuz. Prim gün sayınız 1150 gün eksik. Prim gün sayınız eksik olduğuna göre çalışma yılınızı da tamamlamamışsınız. Hem çalışma yılı hem de prim gün sayısı eksik olduğu için EYT ile ilgili bir düzenleme yapılsa dahi yararlanamazsınız. Yine de düzenlemenin netleşmesini beklemek gerekiyor.
EK ÖDEME YANLIŞ HESAPLANIYOR
Soru: Babam 88 yaşında. Emekli maaşına ek ödemenin yapılmadığını iddia ediyor. Temmuz emekli maaşlarını yayınlamışısınız. Orada 5485,74 +219,43 = 5705 yatırılmalıyken ona 5485 TL yatırılmış. Bu konuda sizin bir bilginiz var mı? Dilek D.
Cevap: Tüm emekliler ek ödeme alıyor. Ancak yanlış hesaplanıyor. Emekliler genellikle maaş üzerinden değil bankaya yatan tutar üzerinden ek ödemesini hesaplıyor. Bankaya yatan maaşın içinde ek ödeme de var ve ek ödemeli maaş üzerinden temmuz zammı hesaplanıyor ki, bu yanlış hesaplama yöntemi. Doğrusu, elinize geçen maaşınız içinde yüzde 4’lük ek ödeme tutarı var. Önce bunu düşüp, asıl maaşınızı bulacaksınız. Bu maaşınız üzerine temmuz ayında aldığınız zam tutarını ekleyeceksiniz; böylece net maaşınızı bulacaksınız. Bunun üzerine de yüzde 4 ek ödemeyi ekleyeceksiniz.
DOĞUM SONRASI İŞE BAŞLAYAN BORÇLANAMAZ
Sadece okuyucular değil, eş dost arayıp, ‘Bu kadar fiyat artışı olur mu, ne oldu da fiyatlar fahiş arttı?’ diye soruyor. Kimileri ‘Geçen sene 2500 liraya yaptırdığım kaskoya şimdi 5000 lira istiyorlar’ diye yakınıyor; kimileri de yüzde 180 fiyat artışları ile karşılaştıklarından dert yanıyor. Anlatayım.
Doğru; kasko sigortasının fiyatı yüzde 125 arttı. Hatta kimi sigorta şirketleri yüzde 180 artışla kasko satıyor. Geçen senenin bu döneminde aracınıza 2 bin liraya yaptırdığınız kasko bugün 4000-4500 liralarda. Bu bahsettiğim de en düşük fiyat. Bugün için ortalama kasko fiyatı 5000-6000 liralarda. Peki, ne oldu da fiyatlar bu kadar arttı? Eş dosta anlattım, buradan da paylaşayım ki okuyucular da bilsin. Aslında cevap belli, ne olmadı ki. Daha iyi anlaşılması için madde madde anlatayım.
NEDEN PRİMLER YÜKSELDİ?
Yüzde 80’e yakın enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar, asgari ücrette yüzde 70’lik artış, yedek parça ve işçilik maliyetlerini artırdı. Dolayısıyla kaskoda hasar maliyeti arttı. Sadece yedek parça ve işçilik bedellerindeki artışın hasar maliyetine etkisi yüzde 90’a yakın.
Geçen sene bu dönemlerde sigorta şirketleri kaskoda ortalama hasar dosyası başına 7-8 bin lira ödeme yaparken, bugün bu rakam 14 bin liralara çıkmış durumda. Bahsettiğim de ortalama rakamlar.
Malum kasko sigortaları ile birlikte sigorta şirketleri ikame araç hizmeti veriyor. Yani, kaza nedeniyle aracın tamirde olduğu süre boyunca sigorta şirketi tüketiciye mağdur olmasın diye bir araç temin ediyor. Nasıl ediyor? Geçici süreliğine araç kiralayarak. Tüm şirketler kasko sigortası ile birlikte bu hizmeti sigortalılara sunuyor, tüketiciler de kasko sigortası yaptırırken bu hizmeti özellikle istiyor. Bu hizmeti vermeyen şirket varsa, ondan sigortasını yaptırmıyor. Detayına girmeyeceğim, son bir yıldır otomotiv pazarındaki daralma, sıfır araç bulunamaması gibi durumlar araç kiralama pazarını da etkiledi. Bugün neredeyse en basit aracın bile günlük kirası bin liranın altında değil. Hadi koskoca sigorta şirketidir, farklı anlaşmaları vardır deseniz; yine de kiralık araca günlük 300-500 liradan aşağı bedel ödemezler. Şirket, sigortalıya 5 günlük ikame araç verse sadece bunun maliyeti sigorta şirketine 1500-2000 lira.
PİYASA DEĞERİ ÖDENİYOR
Buraya kadar anlattıklarım kaskodaki fiyat artışında önemli etkenler ama asıl önemlisi araç bedellerindeki artış. Son iki yılda araç bedelleri yüzde 200’e yakın arttı. İki sene önce 100 bin liralık araç bugün 250 bin liralarda. Kimi araçlarda bedel artışı yüzde 300’lere yakın. Geçen sene bu dönemlerde piyasa değeri 200 bin lira olan bir araç bugün neredeyse 400-450 bin liralara satılıyor. Aynı şekilde geçen sene 350-400 bin lira olan biraz daha lüks araçların bugünkü değeri 900 bin liraya yaklaşıyor. Bundan dolayı da artık otomobil bir yatırım aracı haline geldi. Hal böyle olunca, geçen sene 200 bin liralık aracın kasko bedeli 1500 lirayken, bugün aynı aracın değeri 450 bin liraya çıkınca kasko bedeli de haliyle 3000 bin liraları buluyor.
Günlük asgari ücretin brütü 166.80, neti ise141.78 lira oldu. Ancak sene başında işverene asgari ücret desteği verilmedi. Aslında sene başında asgari ücret, 2022’nin tamamı için belirlenmişti fakat ekonomik gelişmeler nedeniyle uzun yıllar sonra ilk defa sene ortasında asgari ücrette artışa gidildi. Asgari ücrette yüzde 30 artış yapılarak, 1 Temmuz’dan itibaren günlük brüt 215.70 TL, aylık brüt 6.471 TL, net 5.500.35 lira oldu. Yeni asgari ücretin işverene maliyeti ise 7.603.43 oldu. Böylece 2022 yılının tamamında asgari ücrete yüzde 70 zam yapılmış oldu. Hal böyle olunca da işverene asgari ücret desteği yeniden uygulamaya girdi. Yeniden diyorum çünkü son 6 yıldır işverene asgari ücret desteği uygulanıyordu.
KİMLER DESTEK ALACAK?
Buna göre de 2022’nin temmuz-aralık döneminde çalışan sayısı ve sektör ayrımı olmadan tüm işverenlere günlük 3.33 lira, aylık 100 lira, 6 aylık da toplam 600 lira asgari ücret desteği verilecek. Basit bir hesapla yanınızda 100 kişi çalıştırıyorsanız sene sonuna kadar 60 bin lira asgari ücret desteği alacaksınız. Yok, bin kişilik bir işletmeyse, 600 bin lira destek verilecek. Peki, asgari ücretten hangi işverenler, nasıl yararlanacak? Madde madde anlatayım.
- Asgari ücret desteğinden yararlanabilmek için 2021’in Ocak-Aralık döneminde bildirilen sigortalı sayısının altına düşülmemesi gerekiyor. Yani, geçen senenin tamamında işyerinde 100 kişi çalışıyorsa ve bu yılın ilk yarısında aynı işletmede çalışan sayısı 90’a düşmüşse o işletme asgari ücret desteğinden yararlanamayacak. Aynı işyeri 2022 yılında çalışan sayısını 110’a çıkarttıysa tüm çalışanlar için destek alabilecek.
- Asgari ücret desteği uzun vadeli sigorta kollarına tabi çalışanlar için verilecek.
- Kamu idarelerine ait kadro ve pozisyonlarda 4/A kapsamında çalışan sigortalılar destekten yararlanamayacak.
- 2022 yılında kurulan işletmeler de asgari ücret desteğinden faydalanabilecek.
TEMİZLİKÇİLER
Bir süredir tatildeydim. Okuyuculardan gelen sorular birikti. Soruların bir kısmı Emeklilikte Yaşa Takılanlardan (EYT) geliyor. ‘Ne zaman çıkacak, beni de kapsıyor mu, borçlanabilir miyim, düzenleme çıkarsa hemen emekli olabilecek miyim, emekli olursam kaç lira maaş alırım?’ gibi birçok soru var. Hepsine cevap vermeye çalışayım. Bir süredir EYT konusu gündemde. Bu konuda da bir Çalışma Grubu kuruldu ve sorunun çözümü için formüller aranıyor. Formül üzerinde mutabakata varılırsa, 2023’ün başlarında EYT’lilerin sorununu çözecek düzenleme Meclis’ten çıkacak.
Peki, üzerinde konuşulan formüller neler? Detaya geçmeden önce, kimler emeklilikte yaşa takılıyor, ona değineyim. Çünkü işin kilit noktası burası. Nitekim kurulan Çalışma Grubu da önce kimlerin emeklilikte yaşa takıldığını tespit edecek, ondan sonra çözüm yolu aranacak. 8 Eylül 1999 tarihi emeklilikte yaşa takılanlar için önemli tarih. Bu tarihten önce sigortalıların emekli olabilmeleri için kadın çalışanların 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödemiş olması, erkek çalışanların da 25 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödemiş olması emeklilik için yeterliydi; yaş şartı aranmıyordu. 8 Eylül 1999’da sosyal güvenlik sisteminde yapılan değişiklikle sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ek olarak emeklilik için bir de yaş şartı getirildi. Emekli olabilmek için emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlar için 58, erkekler için 60’a çekildi ve prim gün sayısı da 7 bin güne çıkarıldı. Bu da EYT sorununu doğurdu.
KİMLER YAŞA TAKILIYOR?
Daha açık bir anlatımla; 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlar, emeklilik için gerekli çalışma yılını ve prim gün sayısını doldursa da yapılan düzenleme ile yaş şartını doldurmadıklarından emekli olamıyor ve emeklilikte yaşa takılıyor. İşte, EYT’li dediklerimiz de bu kesim. Tabi bu kesim içinde 8 Eylül 1999’dan önce işe başlasa da prim gün sayısını ya da çalışma yılını doldurmayanlar da var. Sadece bu kesim emeklilikte yaşa takılmıyor. 1999 yılında yapılan düzenleme ile kademeli yaş şartı getirildiğinden bu tarihten sonra da sigortalı olup hem çalışma yılını hem de prim gün sayısını doldurmasına rağmen emeklilik için yaşı bekleyenler de var ki, bunlar da kendilerine EYT’li diyor.
MASADAKİ FORMÜLLER
Gelelim, EYT’liler için konuşulan formüllere. Madde madde sıralayayım, sonra da bu formüllerin hangisi gerçekçi, hangisi değil, ona değineyim.
- 8 Eylül 1999 öncesi sigorta girişi olup da gerekli prim gün sayısı ile çalışma yılını tamamlayanların yaşa bakılmadan emekli edilmesi.