Noyan Doğan

İşte hukuki himaye sigortasının detayları

14 Eylül 2022
Adalet Bakanı Bozdağ’ın “Adeta var olan ama ölü olan bir alanı konuşuyoruz” diyerek anlattığı hukuki himaye sigortasının kapsamı ve uygulama alanı genişletiliyor. Sigortalı kişinin başkalarına ya da başkalarının sigortalı kişiye karşı açtıkları davaların masraflarının teminat alınması anlamına gelen hukuki himaye sigortası, verilecek desteklerle “Şimdi kim ödeyecek avukat parası ve dava masraflarını, karşı tarafla anlaşalım gitsin” sorununu çözebilir.

Önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, ‘Hukuki Himaye Sigortası’nı Türkiye’ye kazandırmayı umuyoruz” diyerek duyurdu; ardından da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ detayları anlattı. Bekir Bozdağ’ın açıklamalarından kısaca bahsedeyim, sonrasında hukuki himaye sigortasına detaylı değineyim. Hukuki koruma sigortasının, Türkiye’de 1995’ten beri var olduğunu, ancak neredeyse kimsenin bilmediğini belirten Bozdağ, “Adeta var olan ama ölü olan bir alanı konuşuyoruz. Önümüzdeki dönemde var olan ama uygulaması az olan bu alanı uygulamaya taşımak ve kapsamını genişletmek, yeni bir hukuk sigortası düzenini ülkemize kazandırmak istiyoruz” dedi. Bozdağ, hukuki himaye sigortası ile ilgili Bilim Komisyonu kurulduğunu da açıkladı.

MASRAFLARI SİGORTA ÖDEYECEK

Peki, hukuki himaye sigortası nedir, yeni yapı nasıl olacak? ‘Hukuk sigortası’ ya da ‘hukuksal koruma sigortası’, bir başka adıyla da ‘hukuki himaye sigortası’ başta Avrupa ve Amerika olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yaygın olarak uygulanıyor. Türkiye’de de hukuksal koruma sigortası ile ilgili yasal düzenleme 1996 yılında yapılmış ve 26 yıldır uygulanıyor ancak yaygın değil. Bir başka ifadeyle sigorta şirketlerinin hemen hemen hepsinin vitrininde hukuksal koruma sigortası var ama tüketici bilmiyor, sigorta şirketleri de pek önem vermiyor. Nedir hukuksal koruma sigortası? En basit haliyle sigortalı kişinin başkalarına ya da başkalarının sigortalı kişiye karşı açtıkları davaların masrafları sigorta tarafından teminat altına alınıyor. Hani; ‘şimdi kim ödeyecek avukat parası, dava masrafı, dosya parası, ciddi para tutar, karşı tarafla anlaşalım gitsin’ diye bir laf vardır ya, işte hukuksal koruma sigortası tam da bu işe yarıyor. Hukuki uyuşmazlıkların giderilmesinde avukat ücreti, dava masrafları, icra ve temyiz masrafı gibi tüm giderler sigortalanıyor.

DEVLET DESTEĞİ GELEBİLİR

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da belirttiği gibi hukuksal koruma sigortası var; o veya bu nedenden dolayı uygulanmıyor. Şimdi, kapsamı ve uygulama alanı biraz daha genişletilecek. Bugün için hukuksal koruma sigortası; motorlu araca bağlı hukuksal koruma, sürücü hukuksal koruma, taşınmaz mala bağlı hukuksal koruma, kişi ve aile hukuksal koruma olmak üzere uygulanıyor. En yaygın uygulanış alanı da kasko sigortası ile birlikte verilen sürücü hukuksal koruma sigortası. Bu saydığım başlıklar altında hukuksal koruma sigortasının uygulanma alanı hemen hemen tüm hukuki uyuşmazlıkları kapsıyor. Yani, sigortanın içeriğinde yapılacak çok fazla bir değişiklik yok belki küçük revizyonlarla günün şartlarına uygun hale getirebilir.

717 BİN KİŞİ YAPTIRDI

Açıkça söylemek gerekirse vatandaşın hukuksal koruma sigortası yaptırması için bir destek gerekiyor. Öğrendiğime göre de bu destek, devlet desteği. Buna, devlet destekli hukuki himaye sigortası da diyebiliriz. Desteğin de prim desteği şeklinde olması kuvvetle muhtemel. Yeri gelmişken şunu da belirteyim, hukuksal koruma sigortası hiç ilgi görmüyor da değil. 2021 yılı sonunda 717 bin kişi, 2022’nin ocak-mart döneminde de 157 bin kişi hukuksal koruma sigortası yaptırmış. Geçen sene ise sigorta şirketleri, hukuksal koruma sigortası yaptıran kişilere 2.2 milyon TL tazminat ödemiş.

Yazının Devamını Oku

Vatandaş trafik ve kasko yaptırmadan mı trafiğe çıkıyor?

12 Eylül 2022
Dikkatle izliyorum, bir süredir, trafik ve kasko sigortası üzerinde ciddi polemik yaratılıyor. Polemiğin konusu; kasko ve özellikle de trafik sigortasında fahiş fiyatlar nedeniyle trafikte sigortasız araç sayısının artması.

Son bir haftadır da televizyoncu dostlar arayıp, ‘Kaskoda ve trafik sigortasında fiyatlar ciddi arttığı için tüketicilerin sigorta yaptırmadığı söyleniyor, ne diyorsunuz?’ diye soruyor. Öyle ki, polemik konusu siyasetçilere de yansımış durumda. Fahiş fiyat artışları nedeniyle zorunlu olmasına rağmen sigorta yaptırmadan trafiğe çıkan araçların sayısının her geçen gün arttığı savunulup, bu konuda Meclis’e soru önergesi bile veriliyor.

Ben size işin doğrusunu anlatayım. Ama önce şu fahiş fiyat artışı konusuna çok kısa değineyim. Doğru; trafik sigortasında da kaskoda da fiyatlar ciddi arttı. Trafik sigortasında fiyat artışı yüzde 120’lere, kaskoda ise yüzde 130’lara, hatta kaskoda yüzde 180’lere kadar çıktı. Geçen sene 3 bin lira olan kaskoya bu yıl tüketici 9-10 bin lira ödüyor; geçen sene 750 lira olan trafik sigortasına ise bu sene sürücüler 1.700 hatta 2 bin lira ödemek durumunda kalıyor. Fiyatlar neden bu kadar arttı? Enflasyonda, döviz kurunda ve asgari ücretteki artışlar; yedek parça ve işçilik maliyetlerini artırdı, bu durum hem trafik hem de kaskoda hasar maliyetlerini yüzde 100’ün üzerine çıkardı.

FİYAT ARTIŞINA TEPKİLİ

Ama asıl fiyat artışına neden olan kıymet artışı. Geçen sene 200 bin lira olan bir aracın bu sene piyasa değeri 400-500 bin lira. Geçen sene 400 bin lira olan bir aracın değeri ise bugün 800-900 bin lira. İşte bu kıymet artışı. Geçen sene 200 bin lira aracın kaskosu 3-4 bin liraydı, bugün aynı aracın değeri 500 bin liraya çıkınca kaskosunun fiyatı da 10 bin liraya çıktı. Vatandaş aracının değeri yüzde 100, yüzde 200 artınca seviniyor –ki, bana göre bunda sevinilecek de bir durum yok- kaskonun fiyatı aynı oranda artınca kızıyor, tepki gösteriyor. Vatandaş, aracının başına bir şey gelirse sigortanın bugünkü piyasa değeri üzerinden ödeme yapacağını bilmiyor mu? Biliyor, ama yine de fiyat artışına tepki gösteriyor.

YÜZDE 20’Sİ SİGORTASIZ

Peki, söylendiği gibi, fiyat artışları nedeniyle vatandaş, zorunlu olan trafik sigortasını ya da fahiş fiyat nedeniyle kaskosunu yaptırmıyor mu? Bu nedenle de trafikte bir kriz mi yaşanıyor? Hemen söyleyeyim, yok böyle bir şey. Bugün trafikteki araçların yüzde 20.35’i trafik sigortası olmadan trafiğe çıkıyor. Geçen sene neydi? Aynı; trafikteki araçların yüzde 20’sinin trafik sigortası yoktu. Evvelki sene neydi? Yüzde 22’sinin sigortası yoktu. Hatta 2016 yılında bile araçların yüzde 20’si sigortasızdı. Yani, yıllardır, araçların yüzde 20’si sigortasız trafiğe çıkıyor.

Kim, bu araçlar? Orada da yıllardır durum aynı. Otomobillerde sigortasızlık oranı yüzde 6’larda. Asıl sorun motosikletler ve traktörlerde. Trafikteki motosikletlerin yüzde 66’sı, traktörlerin ise yüzde 42’si yıllardır sigorta yaptırmıyor. Özetle; fahiş fiyat artışları nedeniyle sigorta yaptırmadan trafiğe çıkan araçların sayısının her geçen gün arttığı doğru bir söylem değil. Elbette zorunlu olan bir sigortada yüzde 20’lik oran bile yüksek ama bunun bugünkü fahiş fiyatlarla alakası yok; bu sorun, yılların sorunu. Çözümü de basit; denetimler artırılır, sigortasız araçlara ağır yaptırım getirilir, sorun çözülür.

KASKO YAPTIRAN ARTTI

Yazının Devamını Oku

Emekliliğinizi yakmayın

8 Eylül 2022
Çalışmadığı halde sosyal güvenlik haklarından yararlanmak için bir işyerinde sigortalı gösterilmek ‘sahte sigortalılığa’ giriyor. 5 yılda 500 bine yakın sahte sigorta tespiti yapıldı. Bu durumda kişinin sigortalılığı ve prim günleri iptal ediliyor. Emekli olsa da bu hak geçeriz sayılıyor, ödenen maaşlar faiziyle geri alınıyor. Hem sigortalı kişi, hem de sahte işlem yapan işveren para ve hapis cezalarıyla karşı karşıya kalıyor.

Bir dönem çalışmış sonradan çalışmayı bırakmış ya da uzun yıllar çalışmış ama yine bir nedenden dolayı artık çalışmayan binlerce kişi var. Aynı şekilde, emekliliğine birkaç yıl kalmış ama çalışmayan da binlerce kişi bulunuyor. Veya da geçmişte sigortalı olmuş, belirli bir süre çalışmış, sonrasında evlenip, çalışma hayatından çekilen kadınlar var. Bir başka anlatımla, çalışma yılı ve prim gün sayısı emeklilik için yeterli olmayan yüzbinlerce kişi var. Haliyle bu kişiler bir şekilde emekli olmanın yolunu arıyor. Bunları niye anlattım? Okuyuculardan ara ara, ‘eşimin şu kadar prim günü eksik bir yerde çalışıyor göstersek emekli olabilir mi?’ veya ‘emekliliğime az kaldı primleri ben ödeyip, bir arkadaşın işyerinde bordrolu gözüksem sorun olur mu?’ gibi sorular alıyorum. Tabii bu kişilerin tamamı da SSK üzerinden emekli olmak istiyor. ‘Sorun olur mu?’ sorusunun cevabı çok net; büyük sorun olur. Hatta bir adım öteye gideyim, hem kendinizi hem de sizi çalışıyor gösteren arkadaşınızı yakarsınız. Neden? Çünkü bu durum sahtekarlığa giriyor ve bu şekilde sigortalı olanlara da sahte sigortalı deniyor. Bu işin iki boyutu var. Birincisi, prim gün sayısı emeklilik için yetmeyenlerin bir tanıdığının şirketinde kendini sigortalı göstermesi; ikincisi ise sırf bu iş için kurulmuş paravan şirketlere para verip de sahte sigortalı olunması. Yapılan tespitler son yıllarda sahte sigortalı sayısının arttığını gösteriyor. Öyle ki bu iş bir sektör haline gelmiş durumda. Sahte sigortalı kaydı yapan onlarca paravan şirket kuruluyor. Vatandaşlar, bu paravan şirketler üzerinden dolandırılıyor. Sanmayın ki birincisi daha masumane, her ikisi de sahte sigortalılığa ve ağır suça giriyor.

SAHTE SİGORTALILIK

Fiilen çalışmadığı halde sosyal güvenlik haklarından yararlanmak için bir işyerinde sigortalı gösterilmek sahte sigortalılığa giriyor. Kimileri, emeklilik hakkından yararlanmak için bir işyerinde çalışıyor gözüküyor, kimileri emeklilik için gerekli prim gün sayısını doldurmadıklarından eksik günler için bu yola başvuruyor. Kadınlar, hamilelik döneminde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek ve doğum öncesi ile sonrasında iş göremezlik ödeneğinden faydalanmak için bir yerde çalışıyor gözüküyor. Kimileri de sağlık hizmetinden yararlanmak için bu yöntemi tercih ediyor. Bazıları da Bağ-Kur’un hem emeklilik şartları ağır hem de emeklilik maaşı nispeten düşük olduğu için kendilerini bir işyerinde çalışıyor gösteriyor ki burada son 3.5 yıl hangi kurumda çalışılıyorsa o kurum üzerinden emekli olunduğu için çalışmayıp da emekliliğine 3.5 yıl kalanlar bu yola başvuruyor.

500 BİN TESPİT

Eminim birileri, ‘ne var canım on binlerce işyeri, milyonlarca çalışan var, kim nasıl tespit edecek?’ diyecektir. Öyle değil işte; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), gerek şikayet üzerine gerekse de yapılan denetimler sonucu bu durumda olan sahte sigortalıları tespit ediyor. Nitekim sadece son iki yılda SGK müfettişleri 150 bine yakın sahte sigortalıyı tespit etti. Son beş yılda ise tespit edilen sahte sigortalı sayısı 500 bine yaklaştı. Bu tespitler de illa ki sigortalı gözükürken olmuyor, yıllarca öncesinde sigortalı gözüküp de emekli olanlar da tespit ediliyor. Kimi şirketler tespit edilmesin diye uzaktan çalışıyormuş gibi gösteriyor, bankalarda hesaplar açılıp, maaşlar bu hesaplara yatırılıyor, imzalar alınıyor falan; ama yine de bir şekilde sahte sigortalılar tespit ediliyor.

EMEKLİLİK İPTAL EDİLİYOR

Yazının Devamını Oku

Çalışana tamamlayıcı emeklilik geliyor

7 Eylül 2022
2023-2025 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’a (OVP)göre 6.5 milyon çalışanın tasarruf ettiği otomatik katılım sistemi; çalışanlar için uzun dönemli ve tamamlayıcı bir tasarruf ve özel emeklilik sistemine dönüştürülecek. BES’te biriken tasarrufların bir kısmının acil ihtiyaçlar için kullanılması, konut alımı, evlilik, eğitim gibi ihtiyaç duyulacak durumlar için de BES birikimine başvurulması planlanıyor.

Ekonomiye ilişkin hedef ve politikaların yer aldığı 2023-2025 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) Resmi Gazete’de yayımlandı. Programda, istihdamın artırılmasına yönelik önemli düzenlemeler var. Bu konuya gelecek yazımda değineceğim. Aynı zamanda Program’ın, Finansal İstikrar bölümünde, önümüzdeki üç yılda atılacak adımlar içinde çalışanları yakından ilgilendirecek önemli bir detay var. Buna göre; otomatik katılım sistemi, diğer emeklilik sistemleri ile birlikte bütüncül bir şekilde değerlendirilerek, çalışanlar için uzun dönemli ve tamamlayıcı bir tasarruf ve özel emeklilik sistemine dönüştürülecek. Hem konuyu biraz açayım hem de bilmeyenler için, otomatik katılım sigortası nedir, çalışanlar için nasıl tasarruf ve emeklilik sistemine dönüşecek detaylı anlatayım. Otomatik katılım sistemi ile kasıt, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES). Çalışanların, işverenleri tarafından BES’e dahil edilmesine imkan tanıyan otomatik katılım sistemi, 2017 yılında başladı. Buna göre, tüm çalışanların maaşlarından yüzde 3 kesilerek, BES’e aktarılıyor. Çalışan isterse sistemde kalarak, tasarruf ediyor; istemezse de sistemden kendi isteği ile ayrılıyor. Yani, çalışanlar açısından sisteme giriş zorunlu ama çıkış serbest.

ÇIKAN YENİDEN GİREBİLECEK

Düne kadar otomatik katılımdan çıkanların belirli dönemlerde sisteme yeniden girmesi zorunluydu ancak bu zorunluluk kaldırıldı. Fakat son yapılan düzenleme ile geçmişte otomatik katılımdan ayrılan çalışanların aynı işyerinde çalışıyor olması halinde, kendi istekleri ile yeniden BES’e girebilmelerine imkan tanındı. Otomatik katılımın başladığı 2017 yılından bu yana da 24 milyona yakın çalışan işverenleri tarafından BES’e dahil edildi, bunların 18 milyona yakını sistemden ayrıldı. Bugün 6.5 milyon çalışan otomatik katılım sistemi ile tasarruf ediyor. 6.5 milyon sayısını pek de azımsamamak gerekiyor, çünkü toplam sigortalı çalışanların dörtte biri anlamına geliyor. Bir başka ifadeyle çalışanların dörtte biri özel emeklilik sisteminde ve tasarruf ediyor.

Tabii bu arada otomatik katılım sisteminde bu yılın başında önemli bir değişiklik daha yapıldı. Sistem başladığından sadece 45 yaş altını kapsıyordu, sene başında yapılan değişiklikle otomatik katılımda yaş sınırı kalktı ve 45 yaş üstünün de sisteme girmesine imkan tanındı. Bugün her yeni işe giren ya da iş değiştiren işvereni tarafından maaşından yüzde 3 kesinti yapılarak, otomatik olarak bireysel emeklilik sistemine dahil ediliyor. İsteyen cayma hakkını kullanıp otomatik katılımdan ayrılıyor, isteyen sistemde devam ediyor. Devlet de her bir çalışanın maaşından yapılan BES kesintisine, yüzde 30 katkı yapıyor. Bu yılın temmuz ayından itibaren asgari ücretli çalışanın maaşında aylık 194 lira yıllık da 2.329 lira kesilerek, otomatik BES’e aktarılacak. Devlet de maaşlardan kesilen 194 lira karşılığında her ay 58 lira katkı yapıyor.

YENİ DÜZENLEME YAPILACAK

Gelelim 2023-2025 dönemini kapsayan OVP’de otomatik katılım konusunda yapılacaklara. İşin aslı, ister adına özel emeklilik deyin, ister tamamlayıcı emeklilik, ister mesleki emeklilik; çalışanların, emeklilik gelirlerinin artırılması için kamu emeklilik sistemi dışındaki diğer emeklilik sistemlerine katılımın teşvik edilmesi uzun süredir gündemde olan bir konu. Hatırlayın, 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda da 2023’e kadar tamamlayıcı emeklilik sistemine geçileceği yer almıştı. Hatta 2019-2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nda tamamlayıcı emeklilik olarak görülen otomatik katılım sisteminin zorunlu hale getirilmesi gündeme gelmişti. Şu bilgiyi de vereyim, bir süredir de otomatik katılım sisteminde yeni revizyon yapılacağı, kapsamının genişletileceği konuşuluyordu.

Yeni açıklanan ve 2023-2025 dönemini kapsayan Orta Vadeli Plana göre de bugün 6.5 milyon çalışanın tasarruf ettiği otomatik katılım sistemi; çalışanlar için uzun dönemli ve tamamlayıcı bir tasarruf ve özel emeklilik sistemine dönüştürülecek. Bu konuda atılacak bazı adımlar da var. Mesela, BES’te biriken tasarrufların bir kısmının acil ihtiyaçlar için kullanılabilecek olması. Aynı şekilde sadece emeklilik için birikim yapılması değil konut alımı, evlilik, eğitim gibi ihtiyaç duyulacak durumlar için de BES’teki birikime başvurulabilecek olması.

Yazının Devamını Oku

Gaziantep ve Mardin’deki kazalarda kime ne kadar tazminat ödenecek?

29 Ağustos 2022
Günlerdir eş dost arayıp, ‘Şu, Gaziantep ve Mardin’deki kazaların sigorta boyutunu bir anlatsan’ diyor. Kimileri, zincirleme kazada sigortanın nasıl devreye gireceğini merak ediyor, kimileri her iki kazada da şoförler kabahatli ise sigorta hem maddi hem bedeni zararları yine de karşılar mı diye soruyor. Bu arada duyumlarıma göre de bazı kişiler her iki kazada yakınlarını kaybedenlerin kapısını çalıp, ‘kendiniz sigortaya başvurmayın, biz size yardımcı oluruz’ diyormuş.

Her iki kazanın da sigorta boyutunu detaylı anlatayım. Önce kısa bir hatırlatma yapalım. Gaziantep’te, devrilen otobüs önceden kaza yapan bir araca müdahale eden ekiplere çarptı ve kazada 15 kişi hayatını kaybetti, 31 kişi de yaralandı. Mardin’de ise freni boşalan TIR, yine bir kazaya müdahale eden ekiplere ve olay yerindeki kalabalığı çarptı ve kazada 20 kişi hayatını kaybederken 26 kişi de yaralandı. Her iki kaza ve kazaya neden olanlar hakkında soruşturma başlatıldı. Şunu hemen belirteyim her iki kazada sigorta açısından zincirleme kazaya girmiyor.

SİGORTADAN 18 MİLYON TL

Gaziantep’teki kazadan başlayayım. Kazaya sebebiyet veren aracın otobüs olmasından dolayı öncelikle kazada hayatını kaybeden yolcuların yakınlarına otobüsün zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasından vefat eden her bir yolu için 175 bin lira tazminat ödenecek. Ayrıca kazada yaralanan ve tedavi sonucunda sakat kalan yolcular için de sakatlık oranlarına göre 175 bin lira sakatlık tazminatı ödenecek.

Bundan sonrasında ise devreye asıl otobüsün trafik sigortası girecek. Hem kazada ölenlerin yakınlarına hem de yaralanıp sakat kalanlara trafik sigortasından tazminat ödenecek. Otobüslerin karıştığı kazalarda trafik sigortasından ödenecek vefat ve sakatlık teminatlarının limiti; kişi başına 1 milyon TL, kaza başına da 5 milyon TL. Otobüsler için trafik sigortasında ek bir teminat limiti daha var; o da, 13 milyon TL. Yani, toplam ödenecek vefat ve sakatlık tazminatı 18 milyon TL. Buradan yola çıkarsak, Gaziantep’teki kazada hayatını kaybeden 15 kişinin yakınlarına ve kazada yaralanıp da sakat kalanlara toplam 18 milyon TL, trafik sigortasından tazminat ödenecek. Daha doğrusu, 18 milyon TL tazminat pay edilecek.

Yeter mi? Bu tamamen kazada hayatını kaybedenler ve sakat kalanların yaşı, gelir durumuna göre değişir. Sigortacılarla konuştum, tazminatın yetersiz kalacağını ve kişi başına 1 milyon TL’nin üzerine çıkabileceğini söylüyorlar. Peki, trafik sigortasının tazminatı yetmezse ne olacak? İşte o zaman otobüsün sahibi olduğu kişi ya da bağlı olduğu şirket ödemek zorunda kalacak. Şöyle anlatayım. Gaziantep’teki kazada ölenler ve daimi sakat kalanlar için toplam 25 milyon TL tazminata hükmedilirse; bunun 18 milyonu trafik sigortasından karşılanacak, kalan 7 milyon TL’yi ise otobüsün işleteni ödeyecek.

MARDİN’DE DURUM FARKLI

Gelelim, Mardin’deki kazaya. Kazaya sebebiyet veren TIR olduğu için durum farklı. Devreye direk trafik sigortası girecek, kazada ölenlerin yakınlarına ve yaralanıp sakat kalanlara trafik sigortasından tazminat ödenecek. TIR’ların karıştığı kazalarda trafik sigortasından ödenecek vefat ve sakatlık teminatlarının limiti kişi başına 1 milyon TL, kaza başına da 10 milyon TL. Buna göre kişi başına 1 milyon ve toplam 10 milyon TL’lik tazminat kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ile sakat kalanlar arasında pay edilecek. Eğer ödenecek vefat ve sakatlık tazminat tutarları bu rakamın üzerinde tutarsa üzerini TIR’ın sahibi ya da işleten şirket ödeyecek. Yine bir örnekle anlatayım. Mardin’deki kazada toplam vefat ve sakatlık tazminatı 20 milyon TL tuttu diyelim; bunun 10 milyon TL’sini trafik sigortasından dolayı sigorta şirketi ödeyecek, kalan 10 milyon TL’yi ise TIR’ın işleteni ödemek zorunda kalacak.

TAZMİNATI KAPTIRMAYIN!

Yazının Devamını Oku

Emekliliğinizi ocak ayına erteleyin

25 Ağustos 2022
Soru: Ekim ayında emekliliğim geliyor. Ek göstergem 3000. Ek gösterge artışı 2023’ün başında uygulamaya girecek. Bu durumda ek gösterge düzenlemesinden yararlanabilir miyim? Maaşım ve ikramiyem 3600 üzerinden mi olur? Ocak ayını mı beklemeliyim? Aysel T.

Cevap: 3600 ek gösterge düzenlemesi 2023’ün Ocak ayında uygulamaya girecek. Ek gösterge ödemeleri de bu tarihten itibaren yatırılacak. Emekliliğinizi şimdi isterseniz ikramiye ve maaşınızın ek gösterge olmadan hesaplanacak. Eğer olabiliyorsa emekliliğinizi 2023’ün başına ertelemenizde fayda var.

ÇALIŞMA YILINIZ EKSİK

Soru: SSK başlangıç tarihim 3.10.1995 ve şu anki prim gün sayım 6100 gün. EYT’den yararlanabilir miyim? Ahmet F.

Cevap: Sizin durumunuzda 25 yıl çalışıp, 5675 prim gün ile 55 yaşında emekli olabiliyorsunuz. Prim gün sayısınız emeklilik için yetiyor ancak çalışma yılınız eksik. EYT’de nasıl bir çözüm olacağı henüz kesin değil ama prim gün sayısı ve çalışma yılı tam olup da yaşı bekleyenler emeklilikte yaşa takılıyor. Bu durumda EYT’den yararlanamayabilirsiniz.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILIYORSUNUZ

Soru: 14.2.1978 doğumluyum. Kasım 1998’de askere gittim, 18 ay askerlik yaptım. 1.8.2000 yılında sigortalı olarak işe başladım. 7860 gün sigortam var. Askerlik borçlanması yaparak sigorta girişimi 8.8.1999 öncesine çekebilir miyim ve EYT’li olur muyum? Arif C

Cevap: Sigorta başlangıcından önce yani çalışmaya başlamadan önce askere gittiyseniz askerlik borçlanması yapabilirsiniz. Böylece sigorta başlangıç tarihiniz borçlanacağınız gün sayısı kadar erkene çekilir ve bu da emeklilik yaşını etkiler. Buna göre de erken yaşta emekli olabilirsiniz. Sizin durumunuzda 7000 prim gün ile 60 yaşında emekli oluyorsunuz. Bu durumda da emeklilikte yaşa takılıyorsunuz.

EMEKLİ SANDIĞI KESENEĞİNİ İADE ALABİLİRSİNİZ

Yazının Devamını Oku

İşte masadaki tek EYT formülü

24 Ağustos 2022
Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili son durumu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin açıkladı. Bilgin, “Kamuoyunda saçma sapan formüller var. Bu formüller adına konuşanlar var. Hollanda, Almanya modellerinden bahsediliyor, bunlar doğru değil. Masamızda sadece bir tane EYT formülü var. Kamuoyunda konuşulan modeller doğru değil. Biz zaten 62 yaşında çalışanları emekli ediyoruz. Kapsamlı bir çalışma aralık veya ocak ayında Meclis’te olur” açıklamasını yaptı.

Bakan Bilgin’in açıklaması ile emeklilikte yaşa takılanların sorununun çözümü için formüller de sınırlanmış oldu. Hatta, Vedat Bilgin’in açıklamasına göre, masada tek bir formül var. Peki, nedir bu formül? Ona geçmeden önce Bakan Bilgin’in, ‘bunlar doğru değil’ dediği Hollanda, Almanya formüllerine kısaca değineyim. Nitekim önceki, EYT ile ilgili yazılarımda, sürekli olarak gündemde konuşulan Finlandiya, Almanya modellerinin bize uymayacağını belirtmiştim. Nedir bu modeller? Genelinde, EYT’lilere her yıl emekli aylıklarından belli oranda indirim yapılarak, emeklilik hakkı verilmesi ki, bu uygulamayı Finlandiya yapmış. Ancak Finlandiya’da bu şekilde emekli olanların sonradan emekli maaşlarında iyileştirme yapılmış, maaşlar yükseltilmiş. Bugün ise Finlandiya gibi Avrupa ülkelerinin çoğunda emeklilik yaşı 62 ila 65’lerde. Şunu da belirteyim, örneğin, Finlandiya’da en düşük emekli aylığı 1200-1500 avro arasında değişiyor ve bu maaşı alanlar geçinmekte zorlanıyor.

KİMLER YAŞA TAKILIYOR?

Kısaca kimlerin emeklilikte yaşa takıldığına da değineyim. İlk sigortalı olduğu tarih 1999 yılının eylül ayından önce olanlar emeklilikte yaşa takılıyorlar. Bu tarihten önce sigortalıların emekli olabilmeleri için kadın çalışanların 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödemiş olması gerekiyordu. Erkek çalışanların ise 25 yıllık sigortalılık süresi ve 5 bin gün prim ödemiş olması emeklilik için yeterliydi ve her iki kesim için de yaş şartı aranmıyordu. Ancak 1999’un eylül ayında sosyal güvenlik sisteminde yapılan değişiklikle sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ek olarak emeklilik için bir de yaş şartı getirildi. Emekli olabilmek için emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlar için 58, erkek çalışanlar içinse 60’a çekildi ve prim gün sayısı da 7 bin güne çıkarıldı. İşte bundan sonra da bu kişiler çalışma yılını ve prim gün sayısını doldursalar da emeklilikte yaşa takıldılar. Düzenlemenin başlarında bu durumdan etkilenenlerin sayısı azdı ancak zaman geçtikçe prim gün sayısını doldurup da emekli olamayanların sayısı artınca sorun haline geldi.

SAYILARI 1 MİLYON

Kaç kişi emeklilikte yaşa takılıyor sorusunun tek bir cevabı yok. Tüm yaşa takılanların sayısı 6.5 milyon kişi civarında. Ancak 1999 yılındaki düzenlemeden etkilenen, emekli olacakken getirilen yaş şartı nedeniyle emekli olamayanların sayısı ise bir milyon civarında ki, geçmiş yıllarda bu sayı daha da fazlaydı ve zaman içinde bu kişilerin bir kısmı yaşı da doldurup emekli oldular. Aslında geçtiğimiz yıllarda EYT’lilere yönelik yapılmış maliyet hesapları da var. Eğer, bu bir milyon kişiye hemen emeklilik hakkı tanınırsa, bunun maliyetinin yıllık 10-15 milyar lira civarında olacağı tahmin ediliyor.

2023’ÜN BAŞINI BEKLEYİN

Gelelim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in son açıklaması üzerine, EYT’lilere yönelik masadaki formüle. Anlaşılıyor ki, Avrupa ülkelerinde uygulanan model masada değil. EYT’lilerin, emekli aylıklarında belirli indirime gidilerek, emeklilik hakkı ya da yaş şartında indirim yapılması da gündemden kalkmış durumda. Tüm emeklilikte yaşa takılanlar için belirli prim gün sayısını tamamlayanların yaşa ve çalışma yılına bakılmadan emekli edilmesi de artık formüller arasında değil.

Yazının Devamını Oku

Tahıl koridorundan geçen gemileri kim sigortaladı?

22 Ağustos 2022
Rusya ile Ukrayna savaşı nedeniyle oluşan küresel gıda krizini çözmek için Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında Tahıl Koridoru anlaşması imzalandı.

Savaş nedeniyle Ukrayna limanlarındaki tahıl yüklü gemiler Karadeniz’e açılamamıştı. Anlaşma ile Ukrayna tahılını taşıyan gemiler Ukrayna limanlarından yola çıkacak, Karadeniz’de belirlenen koridordan İstanbul Boğazı’nı kullanarak geçecek ve önceden belirlenen rotalardan dünya pazarlarına açılacak. Bu süreçte de Rusya, tahıl yüklü gemilerin Karadeniz limanlarından geçmesine izin verecek. Koridor sayesinde de hem tahıl yüklü gemiler Ukrayna limanlarından ayrıldı hem de tahıl yüklemek için onlarca gemi de Ukrayna limanlarına ulaştı.

GEMİLER NASIL YOLA ÇIKTI?

Peki, bu gemiler Karadeniz’de nasıl hareket ediyor? Tahıl Koridoru anlaşması sayesinde diyeceksiniz; doğru, ama işin önemli bir başka boyutu daha var. Şöyle anlatayım. Öncelikle sigorta olmadan gemilerle ticaret yapılması, bırakın ticareti gemilerin herhangi bir limandan çıkması bile mümkün değil. Rusya Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz’in tamamı savaş bölgesi ilan edildi ve sigortada savaş şartı devreye girdi. Savaş hali sigorta teminatı dışında tutulduğundan, bölge de savaş bölgesi olduğundan sigorta yapılamıyor. Yapılamadığından da ne o bölgeye ne de o bölgeden başka yerlere ticaret gerçekleşemiyor. Bu nedenle de aylarca Rusya ve Ukrayna limanlarından yüzlerce gemi yükleri ile birlikte bekliyordu. Daha açık bir anlatımla sigorta bulunamadığından gemiler hareke edemiyordu ve dünyada tahıl krizi yaşanıyordu.

Hatırlayın; mart ayında bu konuda ilginç bir gelişme yaşandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı devreye girdi, alınan bir kararla Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle yaşanan sigortası teminatı sorunlarının; 2022 sonuna kadar Türk Reasürans’ın yönetimindeki Özel Riskler Yönetim Merkezi (ÖRYM) kapsamında yönetilmesine karar verildi. İlk poliçeler ise Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından ithal edilen ürünler için düzenlendi ve Özel Riskler Yönetim Merkezi, savaş bölgesinde bekletilen, Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ait ayçiçek yağı ve hububatı sigortaladı, böylece gemiler de Türkiye’ye geldi.

DEVREYE ÖRYM GİRDİ

Gelelim bugüne; tahıl koridoruna. Bölge yine savaş bölgesi, yüksek riskli bölge. Yine dünya sigorta piyasası sigorta teminatı vermiyor. Her ne kadar tahıl koridoru için Rusya izin vermiş olsa da sigorta olmadan gemiler limanlardan çıkamaz, yol alamaz. Peki, sigorta sorunu nasıl çözüldü? Yine devreye ÖRYM girdi. Türkiye’deki deniz taşımacılığı şirketlerinin tahıl koridoru kapsamında Ukrayna’dan çıkarak, Türk limanlarına ya da diğer ülke limanlarına giden gemilerinin tüm sigorta teminatlarını ÖRYM sağlıyor. Sigorta da hem gemiye hem de taşıdığı yüke gelecek zararları kapsıyor. Yani geniş kapsamlı ve limitsiz bir teminattan bahsediyoruz.

50 MİLYON DOLAR TEMİNAT

Türk şirketlerine ait olmayan gemilerin sigortası kimde? İşin orası biraz karışık. İngiltere’deki sigorta pazarı Lloyds, tahıl koridorunu kullanan gemilere yük başına 50 milyon dolar sigorta teminatı sunacak. Ancak bu sadece yükün kendisine yönelik bir teminat; halen savaş bölgesi olduğu için tahıl yükünü taşıyan gemilere yönelik bir teminat verilmeyecek. Bu da şu anlama geliyor; ÖRYM’nin verdiği sigorta teminatı ile Türk armatörler, diğer ülke armatörlerine göre daha avantajlı ticaret yapıyor.

Yazının Devamını Oku