Paylaş
Son bir haftadır da televizyoncu dostlar arayıp, ‘Kaskoda ve trafik sigortasında fiyatlar ciddi arttığı için tüketicilerin sigorta yaptırmadığı söyleniyor, ne diyorsunuz?’ diye soruyor. Öyle ki, polemik konusu siyasetçilere de yansımış durumda. Fahiş fiyat artışları nedeniyle zorunlu olmasına rağmen sigorta yaptırmadan trafiğe çıkan araçların sayısının her geçen gün arttığı savunulup, bu konuda Meclis’e soru önergesi bile veriliyor.
Ben size işin doğrusunu anlatayım. Ama önce şu fahiş fiyat artışı konusuna çok kısa değineyim. Doğru; trafik sigortasında da kaskoda da fiyatlar ciddi arttı. Trafik sigortasında fiyat artışı yüzde 120’lere, kaskoda ise yüzde 130’lara, hatta kaskoda yüzde 180’lere kadar çıktı. Geçen sene 3 bin lira olan kaskoya bu yıl tüketici 9-10 bin lira ödüyor; geçen sene 750 lira olan trafik sigortasına ise bu sene sürücüler 1.700 hatta 2 bin lira ödemek durumunda kalıyor. Fiyatlar neden bu kadar arttı? Enflasyonda, döviz kurunda ve asgari ücretteki artışlar; yedek parça ve işçilik maliyetlerini artırdı, bu durum hem trafik hem de kaskoda hasar maliyetlerini yüzde 100’ün üzerine çıkardı.
FİYAT ARTIŞINA TEPKİLİ
Ama asıl fiyat artışına neden olan kıymet artışı. Geçen sene 200 bin lira olan bir aracın bu sene piyasa değeri 400-500 bin lira. Geçen sene 400 bin lira olan bir aracın değeri ise bugün 800-900 bin lira. İşte bu kıymet artışı. Geçen sene 200 bin lira aracın kaskosu 3-4 bin liraydı, bugün aynı aracın değeri 500 bin liraya çıkınca kaskosunun fiyatı da 10 bin liraya çıktı. Vatandaş aracının değeri yüzde 100, yüzde 200 artınca seviniyor –ki, bana göre bunda sevinilecek de bir durum yok- kaskonun fiyatı aynı oranda artınca kızıyor, tepki gösteriyor. Vatandaş, aracının başına bir şey gelirse sigortanın bugünkü piyasa değeri üzerinden ödeme yapacağını bilmiyor mu? Biliyor, ama yine de fiyat artışına tepki gösteriyor.
YÜZDE 20’Sİ SİGORTASIZ
Peki, söylendiği gibi, fiyat artışları nedeniyle vatandaş, zorunlu olan trafik sigortasını ya da fahiş fiyat nedeniyle kaskosunu yaptırmıyor mu? Bu nedenle de trafikte bir kriz mi yaşanıyor? Hemen söyleyeyim, yok böyle bir şey. Bugün trafikteki araçların yüzde 20.35’i trafik sigortası olmadan trafiğe çıkıyor. Geçen sene neydi? Aynı; trafikteki araçların yüzde 20’sinin trafik sigortası yoktu. Evvelki sene neydi? Yüzde 22’sinin sigortası yoktu. Hatta 2016 yılında bile araçların yüzde 20’si sigortasızdı. Yani, yıllardır, araçların yüzde 20’si sigortasız trafiğe çıkıyor.
Kim, bu araçlar? Orada da yıllardır durum aynı. Otomobillerde sigortasızlık oranı yüzde 6’larda. Asıl sorun motosikletler ve traktörlerde. Trafikteki motosikletlerin yüzde 66’sı, traktörlerin ise yüzde 42’si yıllardır sigorta yaptırmıyor. Özetle; fahiş fiyat artışları nedeniyle sigorta yaptırmadan trafiğe çıkan araçların sayısının her geçen gün arttığı doğru bir söylem değil. Elbette zorunlu olan bir sigortada yüzde 20’lik oran bile yüksek ama bunun bugünkü fahiş fiyatlarla alakası yok; bu sorun, yılların sorunu. Çözümü de basit; denetimler artırılır, sigortasız araçlara ağır yaptırım getirilir, sorun çözülür.
KASKO YAPTIRAN ARTTI
Gelelim, kaskoya. Araçların yüzde 27’si kasko sigortalı ve yıllardır da bu durum üç aşağı beş yukarı böyle. Bir başka ifadeyle dört araçtan biri kaskolu. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde bu oran biraz daha yüksektir. Peki, kaskodaki fahiş fiyat artışından dolayı bu oran azaldı mı? Aksine, arttı; yüzde 30’lara geldi. Bunun da iki nedeni var. Birincisi, araç değerleri arttığı için vatandaş, aracının başına bir şey gelir endişesiyle 700-800 bin liralık aracı için 10-15 bin lira kasko bedelini ödüyor. İkincisi, bugün otomobil artık bir yatırım aracı haline geldi ve vatandaş da bu yatırımını kasko ile korumaya başladı, o nedenle de kaskoya ödediği paraya acımıyor.
Paylaş