Cevap: Okuyucumun sorusunun benzerini son günlerde çokça alıyorum. Konu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, eğitimli çocuk bakıcıları ve kadın istihdamını desteklemesi projesinin ikinci fazını hayata geçirmek için SGK’nın çalışmaları tamamladığı yönünde açıklaması üzerine gündeme geldi. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve SGK tarafından yürütülen proje yeni değil; 2019-2022 yılları arasında uygulandı ve 4 yılda 3.700 anneye destek verildi. Şimdi, bu projenin devamı sağlanacak. Henüz ne zaman başlayacağı, kimlerin, nasıl yararlanacağı tam olarak netlik kazanmamış olsa da bilinenleri anlatayım. Tam zamanlı olarak ve hizmet akdiyle bir işverenin yanında çalışan ve 0-36 aylık çocuğu olan ve SGK’ya en az 30 günlük prim ödemiş olan sigortalı anneler, eğitimli çocuk bakıcısını sigortalı olarak çalıştırıp bu bakıcıya çocuğunu baktırmaya başladığında mali destekten faydalanabilecek. Bu kapsamda, İstanbul, Ankara ve İzmir’de çalışan 3.500 sigortalı anneye aylık 325 euro destek verilecek. Bakıcının; 18 yaşından büyük olması ve MEB, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), İŞKUR ya da çocuk bakımını kapsayan bir eğitim aldığına yönelik belgesi veya da üniversitelerin onaylı sertifikayla belgelendirilmesi ya da lise ve üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olması gerekiyor. Ayrıca destekten yararlanacak annenin bakıcıya en az asgari ücret ödemesi de gerekiyor. Devlet memuru ve Bağ-Kur’lu anneler bu destekten yararlanamıyor. Desteğin ne zaman başlayacağı ve başvuruların ne zaman yapılacağı ise önümüzdeki günlerde netleşecek. Desteğin haziran ayında uygulamaya geçirilmesi planlanıyor.
SGK’DAN PRİM İADESİ ALAMAZSINIZ
Soru: Emekli Sandığı’ndan emekli olduktan sonra, ticari gemilerde 2007-2011 arası sigortalı olarak çalıştım. SGK’dan birikmiş primlerimi istesem öderler mi? Mecit D.
Cevap: SGK’dan prim iadesi ya da bir başka ismiyle yaşlılık toptan ödemesini yaşın dolmasına karşın emeklilik için gerekli prim ödeme gün sayısını dolduramayıp emekli olamayanlar alabiliyor. Bu kapsamda da uzun vadeli sigorta kollarına ait emeklilik primleri iade ediliyor. Sizin durumunuzda emekli olmuşsunuz ve emeklilik primi kesilmeden çalışmaya devam ediyorsunuz. Bu durumda SGK’dan çalıştığınız döneme ait prim iadesi alamazsınız.
PRİM EŞİTLEMESİ GÜNDEMDE DEĞİL
Soru: 1973 doğumluyum. 1996’da isteğe bağlı sigorta girişim var. Sonralarında Bağ-Kur’lu oldum. 5060 günüm var. Bağ-Kur’luların prim eşitlemesi olursa 7200 prim gün ile mi emekli olacağım yoksa SSK’lılar gibi 5000 ila 6000 prim ile mi emekli olacağım. Ayhan S.
Cevap: Bağ-Kur primlerinin SSK primlerine eşitlenmesi konuşuluyor ancak bu konuda bir düzenleme henüz gündeme gelmiş değil. Düzenleme olursa Bağ-Kur’luların prim gün sayısı 9 bin günden, 7 bin 200 güne düşecek. Sizin durumunuzda SSK’dan emekli olamazsınız çünkü SSK çalışmanız yok. Sigorta başlangıcınız 1999 öncesi ise 5400 prim gün ile yaş nedeniyle 56 yaşında emekli olabilirsiniz.
Endekse göre belirlenen prim mayıs ayından itibaren sigortalılara yansıtılacak. Yeni uygulamanın detayına geçmeden önce mevcut durum neydi, kısaca değineyim.
Yedi yıldır trafik sigortasında araç gruplarına, illere, sürücülerin hasar geçmişine göre primleri Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), yani devlet belirliyor. Bu kriterlere göre tavan fiyat açıklanıyor, sigorta şirketleri bu tavan fiyatın üzerine sigortayı satamıyor. SEDDK, tavan fiyata her ay yapılacak fiyat artış oranını da belirliyor ve şirketler isterlerse bu oranlarda her ay trafik sigortası primini artırabiliyor.
ENDEKS UYGULAMASINA GEÇİLDİ
Mesela, 2024 yılının başında, sigorta şirketlerine her ay primleri bir önceki aya göre yüzde 5 artırma hakkı tanındı, ancak SEDDK, yetkisini kullanarak, aylık prim artışlarını hem ocak hem de şubat ayında yüzde 10’a çıkardı; mart ve nisan aylarında da aylık artışları yüzde 5 olarak belirledi. Tabi bu durum, niye geçen ay yüzde 10, niye gelecek ay yüzde 5; kriter ne gibi soruları da akla getiriyor. Aslında gerekçe belli. Sigorta şirketleri her ay ve her yıl trafik sigortasından zarar ettiklerinden; bir şekilde bu zararı tolere etmek için aylık prim artışları uygulanmaya çalışılıyor ama bu artışlar şirketlerin zararlarını karşılamaya yetmiyor.
Yeni uygulamayla trafik sigortasında bu dönem kapandı ve hasar maliyet endeksi uygulamasına geçildi. Yine trafik sigortasında primleri devlet belirleyecek ama aylık fiyat artışları hasar maliyet endeksine göre belirlenecek; tıpkı, inşaat maliyet endeksi, gıda fiyat endeksi gibi. Peki, nasıl olacak? SEDDK, her ay; asgari ücretteki artışa, araç fiyat artış oranına, hasar onarım ve yedek parça fiyatlarındaki değişime göre trafik sigortasında hasar maliyet endeksi belirleyecek. Bu verileri zaten TÜİK açıklıyor. SEDDK da TÜİK’in açıkladığı verilere göre her ay bir endeks oluşturacak, bu endekse göre de gelecek ayın trafik sigortasındaki prim artışını belirleyip, açıklayacak. Sigorta şirketleri de bu orana göre primlerini artıracak.
MAYIS FİYATINA YANSITILACAK
Uygulama bu ay itibariyle başladı ve SEDDK oluşturduğu hasar maliyet endeksine göre mayıs ayında trafik sigortasındaki fiyat artışını yüzde 3 olarak belirledi. Yani, mayıs ayında sigorta şirketleri, yeni endekse göre trafik sigortasının primleri yüzde 3 artırabilecek.
Yeni dönemde endeks uygulaması tüketiciyi nasıl etkileyecek? Şunu belirteyim, bu endeksin en önemli öğesi, asgari ücret ve asgari ücretteki artışlar. Söylendiği gibi yıl ortasında asgari ücrette ara zam olmayacaksa prim atışları bu seviyelerde olur, belki önümüzdeki bir iki ayda enflasyonda beklenen artışa göre biraz artar ki, bu da hasar maliyet endeksinin tüketici lehine olacağı anlamına geliyor. Tabi, SEDDK, yetkisini kullanıp hasar maliyet endeksine göre ortaya çıkan oranı iki katına çıkarmazsa. Peki, bu durum sigorta şirketlerini nasıl etkiler? Tek cümleyle; yüzde 3’ler gibi oranlar devam ederse, birkaç aya kalmaz kızılca kıyamet kopar.
Oysa İŞKUR’un araştırmasında önemli bir detay var ki, hem dikkate değer hem de işsizliğin temel gerekçesini ortaya koyuyor. Bu da eleman temininde güçlük çekilen meslekler. İŞKUR’un araştırmasında bu konuya detaylı yer verilmiş, hatta eleman temininde güçlük çekilen mesleklerin Türkiye işgücü piyasasının önemli yapısal sorununu ortaya koyduğuna da dikkat çekilmiş.
Araştırmayı detaylı inceledim, önemli bulduğum hususları sizlerle de paylaşayım. Yıllardır ara ara yazılarımda, bir taraftan işsizlik olduğuna diğer taraftan işverenin çalışacak eleman bulamadığına, ara elaman konusunun istihdam piyasasının en önemli sorunu olduğuna değiniyorum. İŞKUR’un raporu yazdıklarımı teyit eder nitelikti.
560 BİN ELEMAN BULUNAMADI
İşgücü Piyasası Araştırması, temininde güçlük çekilen meslekler ile işverenlerin çalışan bulmakta zorlandığı meslekleri ortaya koyuyor. Araştırma kapsamındaki tüm işyerlerinden alınan bilgiler doğrultusunda 2023 yılında 204 binden fazla işyeri 560 binden fazla iş pozisyonuna eleman bulamamış. İşin kötü tarafı, 2022 yılında 131 bin işyeri, 379 bin pozisyon için eleman bulmakta zorlanırken, 2023 yılında eleman bulmakta zorlanan işletme sayısı yüzde 55 artmış. Bu da şunu gösteriyor, her yıl temininde güçlük çekilen kişilerin sayısı da, eleman arayan işverenlerin sayısı da artıyor.
Araştırmada, eleman temininde güçlük çekilen sektörlere de yer veriliyor. Bunların başında imalat, toptan ve perakende ticaret ile inşaat sektörleri geliyor. 2023 yılında bu üç sektördeki temininde güçlük çekilen kişi sayısı, toplam temininde güçlük çekilen kişilerin yüzde 70’ini oluşturmuş. Temininde güçlük çekilen kişiler ise, en çok sanatkârlar ve beceri gerektiren meslekler.
TEMİNİNDE GÜÇLÜK ÇEKİLEN MESLEKLER
Araştırma sonucunda 2023 yılında temininde güçlük çekilen mesleklere bakıldığında; en fazla dikiş işinde çalışacak makineci, servis elamanı (garson), ahşap mobilya imalat ustası, gaz altı kaynakçısı, inşaat işçisi, satış danışmanı, tır-çekici şoförü, yük taşıma şoförü, akaryakıt satış elemanı ve çelik kaynakçısı mesleklerinde temininde güçlük çekildiği görülmüş. Bir önceki yılla mukayese edildiğinde işverenlerin eleman bulmakta zorlandığı işler de sıralama hemen hemen aynı; makineci, servis elamanı, mobilya ustası.
İşin aslı son 5 yıla bakıldığında hep aynı mesleklerde çalışacak eleman bulunamıyor; sadece yıllara göre eleman bulmakta zorlanılan ilk 10 meslek arasındaki sıraları değişiyor. Ara ara da bu mesleklere temizlik görevlisi, konfeksiyon işçisi, yazılım mühendisliği gibi meslekler ekleniyor. Ama son 5 yıldaki işverenlerin eleman temininde güçlük çektiği mesleklere bakıldığında ilk sırayı dikiş işinde çalışacak makineci ile servis elamanının aldığı görülüyor.
Kısa bir hatırlatma yaparsam; 2023’te SGK’nın toplam gelirleri 2.1 trilyon, giderleri ise 2.2 trilyon TL olmuş. Gelirler içindeki en yüksek kalemi, 1 trilyon 463 milyar TL ile prim gelirleri, giderleri içinde de en yüksek kalemi 1 trilyon 408 milyar TL ile emekli aylıkları oluşturuyor. SGK’nın 2023 yılı bütçesi yapılırken, öngörülen emekli aylığı ödemeleri 1 trilyon TL iken, bu rakam 1.4 trilyon TL olarak gerçekleşmiş. Emekli aylık artışlarının öngörülenin üzerinde gerçekleşmesinin nedeni olarak da en düşük emekli aylığının yükseltilmesi ve EYT düzenlemesi gösterilmiş. Yine yazımda, bu bilanço karşısında önümüzdeki yıllarda ne yapılacağına gelecek yazımda değineceğimi de belirtmiştim.
Dikkat çeken nokta, SGK’nın raporunda, bozulan bu dengeye yönelik önerilerde bulunuluyor olması. Raporda, sosyal güvenlik sisteminin dağıtım esaslı finansman modeline göre yürütüldüğü, aktif çalışanlar ve işverenlerden alınan prim gelirlerinin, mevcut emeklilere veya hak sahiplerine emekli aylığı ödemek ve sağlık harcamalarını karşılamak amacıyla kullanıldığı belirtiliyor. Sosyal güvenlik sistemine prim ödeyen çalışabilir nüfus ile aylık alan ileri yaş nüfusun kompozisyonunun, mali sürdürülebilirlik açısından önemine dikkat çekilen raporda, nüfus yapısıyla bağlantılı olarak sosyal güvenlik politikalarının periyodik olarak gözden geçirilmesi ve gerekli adımların atılması gerektiği vurgulanıyor.
OTOMATİK AYARLAMAYA GEÇİLECEK
Raporda, 1999 ve 2008 yıllarında sosyal güvenlik sisteminde iki defa köklü reform yapıldığı hatırlatılarak, yapılan reformların etkisi tam manasıyla görülemeden yeniden genişleyici düzenlemelerin yapılmasının sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği için tehdit oluşturduğu ifade ediliyor. Sağlıklı, adil ve sürdürülebilir sosyal güvenlik sisteminin temini için yaş, prim ödeme gün sayısı gibi daha önceki reformlarla oluşturulan parametrelere bağlı kalınması öneriliyor.
Bunlar uyarılar. Raporda, alınacak tedbire de yer verilmiş. Buna göre, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, emeklilik uygulamalarında otomatik ayarlama mekanizmalarından yararlanılması gerektiğinin altı çizilerek, doğurganlık oranı, beklenen ömür, istihdam oranı, göç gibi demografik veya ekonomik değişkenlere uyum sağlamak için emekli aylığına esas teşkil eden parametrelerin otomatik olarak
güncelleneceğine dikkat çekiliyor.
EMEKLİ AYLIKLARINA DÜZENLEME
Hemen hatırlatayım, emeklilikte otomatik ayarlama mekanizması kavramını ilk kez duymuyoruz. 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda sosyal güvenlik alanında bu yıl içinde yapılacaklar ve atılacak adımlar arasında; doğuşta beklenen yaşam süresindeki artışa uyumlu olarak hem emeklilik kriterlerinin hem de emeklilik yaşının belirlenmesi için otomatik ayarlama mekanizmalarına ilişkin çalışma yapılacağına yer verilmişti. Buna ilave olarak emekli aylığı bağlama oranında yeniden düzenleme yapılacağı da Program’da yer almıştı.
Uygulama 1 Temmuz tarihinde başlayacak. Yani, 1 Temmuz tarihinden itibaren BES katılımcıları birikimlerinin bir kısmını çekebilecek.
Kısmi çekiş, bir başka adıyla kısmen ödeme, BES katılımcılarının yıllardır beklediği bir uygulamaydı. Çünkü acil paraya ihtiyacı olanlara, BES’teki birikimlerinin bir kısmını kullanma hakkı tanınmadığından; BES’teki tasarruflarının tamamını alıp sistemden ayrılmak zorunda kalıyorlardı. Bundan dolayı milyonlarca kişi BES’ten ayrıldı. Beklenen düzenleme yapıldı ama açıkçası o düzenleme bu düzenleme değil. Önce, BES’ten, hangi şartlarda, nasıl para çekileceğini anlatayım, sonra bir iki yorumda bulunayım.
EVLİLİK, KONUT, EĞİTİM
* Katılımcılar sadece; evlilik, konut alımı, eğitim masrafları ve doğal afet halinde birikimlerini çekilebilecek. Kısmi çekiş için katılımcılar başvuruyu emeklilik şirketine yapacak.
* Doğal afet hali hariç, kısmi ödeme alınabilmesi için 5 yıl sistemde olunması ve aylık brüt asgari ücret tutarının en az 5 katı kadar –ki, bugün için bu rakam 100 bin TL- katkı payı ödemiş olması gerekiyor.
* Konut alımı için kısmi çekiş yapacak olan katılımcının tapu belgesini, evlilik için birikimini çekecek olan kişilerin de evlilik tarihini gösteren nüfus kayıt örneğini emeklilik şirketine sunması gerekiyor.
NE KADARINI ÇEKEBİLECEKSİNİZ?
* Katılımcılar ev aldıktan ya da evlendikten sonra da kısmi çekiş için başvurabilir. Bu durumda tapu ve nüfus kayıt örneğini emeklilik şirketine sunabilecek. Ev almadan ya da evlenmeden önce de kısmi çekiş için başvurulabilecek. Bu durumda da ev aldıktan ya da evlendikten 2 ay sonra istenen belgeleri emeklilik şirketine vermek durumundalar.
1- SGK’dan kimler prim iadesi alabilir?
Emeklilik yaşını dolduran, hatta geçen çalışanlar, eğer emeklilik için gerekli prim gün sayısını ve çalışma yılını doldurmayıp, emekli maaşı almaya hak kazanamıyorlarsa; ödedikleri primleri SGK’dan toplu olarak alabilir. Buna da yaşlılık toptan ödemesi denir. Örneğin, 4/A statüsünde kadın çalışan, 7000 prim gün sayısını doldurup, 58 yaşında emekli olabiliyor. Aynı zamanda 15 yıl çalışıp, 3600 prim gün sayısı olup 58 yaşında da yaş nedeniyle emekli olabiliyor. Ancak bu çalışanın yaşı 58 olmasına rağmen ödediği primler toplamı 3000 gün ise ve çalışma yılı da 10 yıl ise emekli olup, maaş almaya hak kazanamadığından SGK’ya müracaat edip o güne kadar ödediği primleri iade alabilir. İşyerini kapatan Bağ-Kurlular da prim iadesi için başvurabilir.
2- SGK’ya fazla prim ödeyenler iade alabilir mi?
Bu kişiler de ödedikleri fazla primleri iade alabilir. Şöyle ki; çalışan adına SGK’ya, sigorta primine esas kazanç üst sınırını aşan ödeme yapılmışsa, aşan kısım iade alınabilir. Bu durum, özellikle yüksek ücretli çalışanlar için geçerli. Yüksek ücret alanların primleri de tavandan yatar ve tavanı aşan kısım için iade istenebilir. Aynı şekilde birden fazla işyerinde çalışan kişilerin ödedikleri primler de tavanı aşarsa, fazla ödenen tutar SGK’dan geri alınabilir.
YAŞ SINIRI VAR
3- İstediğim zaman primleri iade alabilir miyim?
Hayır; prim iadesi alabilmek için emeklilik yaşını doldurmak gerekiyor. Bu da kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş. Kadın çalışanlar 58 yaşını, erkek çalışanlar ise 60 yaşını doldurduklarında SGK’dan prim iadesi için başvurabilirler. Yani, 40 yaşında ya da 50 yaşında prim iadesi alamazsınız.
4- Çalışanlar da prim iadesi alabilir mi?
Cevap: Bu soru gibi okuyuculardan hemen hemen her gün kademeli emeklilik hakkında mesajlar alıyorum. Kademeli emekliliği gündeme getirmememden şikâyet ediyorlar. 2023 yılının mart ayında, 8 Eylül 1999 öncesi sigorta girişi olanların EYT’den yararlanıp emekli olmalarına imkân tanındı ve 2 milyona yakın kişi geçen sene EYT’den emekli oldu. Prim gün sayısını dolduranlar bundan sonra da EYT’den yararlanıp, emekli olacak. EYT düzenlemesi ile 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanların uğradıkları haksızlık giderildi ancak bu sefer 8 Eylül 1999 sonrası sigorta girişi olanlar kendilerine haksızlık yapıldığı gerekçesiyle tepki göstermeye başladı. Haklılık payı var mı; var. Milyonlarca kişi “1 güne 17 yıl kabul etmiyoruz” sloganı ile uğradıkları haksızlığın ve ortaya çıkan adaletsizliğin giderilmesini istiyor. Beklentileri ise kademeli emeklilik. Yani, yaş şartının ilk işe giriş tarihine göre yeniden düzenlenmesi ve 58-60 yaş şartının kaldırılması.
Bu kişilerin bir kısmı 23 yıldır çalışıyor ve ödedikleri prim 9 bine yaklaşmış durumda. Bu durumda olanlar emeklilik hakkı isterken, bir kısmı ise çalışmaya devam etmek istiyor ancak kademeli emeklilik hakkının kendilerine tanınmasını talep ediyor. Peki, kademeli emeklilik gündemde mi? Bu vesile ile bu konuya neden pek değinmediğime de açıklık getireyim.
EYT düzenlemesinin sosyal güvenlik sistemi üzerindeki etkisine, SGK’nın 2023 yılı faaliyet raporundan alıntılar yaparak, geçen yazımda değindim. Arzu eden, “İşte sosyal güvenliğin bütçesi” başlıklı yazımı okuyabilir. Raporda, EYT düzenlemesinin SGK’nın bütçesi üzerindeki olumsuz etkisi açık açık belirtiliyor. Hal böyleyken yeni bir EYT düzenlemesinin yapılmayacağı ayan beyan ortada. Hatta bir adım daha ileri gideyim, mevcut emekli maaşlarının düşüklüğü ve emekliye zam konusu gündemdeyken kademeli emekliliğin gündeme gelmesi neredeyse imkânsız. Okuyucuları da anlıyorum. Bu konu bir şekilde gündemde tutulur, kamuoyu baskısı oluşursa, bir ihtimal kademeli emeklilik düzenlemesi çıkar beklentisi var.
İSTİFA EDERSENİZ TAZMİNAT ALAMAZSINIZ
Soru: 62 yaşında emekli oldum tazminatımı aldım, emekli maaşı bağlandı ve aynı işyerinde çalışmaya devam ediyorum. 8 yıldır da çalışmaya devam ediyorum. Yaşımdan dolayı işi bırakmak istiyorum. İkinci çalışma dönemim için istifa edersem tazminat alabilir miyim? Yasin T.
Cevap: İlk çalışma döneminize göre emekli olduğunuz, kıdem tazminatını aldığınız için artık kıdem tazminatınız sıfırlanmış sayılıyor. İşyeriniz ile yeni bir iş sözleşmesi yapıp çalışmış oluyorsunuz. Bu durumda kendi isteğiniz ile istifa ederseniz işveren 8 yıllık ikinci döneme ait çalışmanızdan doğan tazminatınızı ödemez. Kıdem tazminatı alabilmeniz için işverenin sizi işten çıkarması gerekiyor.
TEMMUZ EMEKLİ ZAMMINDAN YARARLANIRSINIZ
Geçen yıl sigorta şirketleri, trafik sigortasında, 13.7 milyar TL ile tarihin en yüksek zararını açıkladı. Sigortacılar trafik sigortasından ilk kez de zarar etmiyor. Şöyle bir araştırma yaptım; 2020 yılı dışında hemen hemen her yıl zarar etmişler ama asıl 2021 yılından sonra zararın boyutu artmış. 2020 yılına kadar yıllık ortalama 600-800 milyon TL arasında zarar açıklayan şirketlerin; trafik sigortasındaki zararı 2021 yılında 2.7 milyar TL’ye, 2022 yılında ise 11.6 milyar TL’ye çıkmış. 2023 yılında ise zarar bir önceki seneye göre yüzde 12’ye yakın artarak, 13.7 milyar TL olmuş.
NEDEN ARTTI?
Peki, zararın boyutu neden bu kadar artmış? Özetlersem; enflasyonun araç bedellerindeki artışa etkisi, dövizdeki yukarı yönlü hareketin hasar onarımında kullanılan yedek parça maliyetlerini yükseltmesi, asgari ücretteki artışın vefat ve sakatlık tazminatlarını tırmandırması...
Anayasa Mahkemesi’nin sigorta genel şartlarının çoğunluğunu iptal etmesi nedeniyle sigortadan ödenecek tazminatlarda standart hesaplama yöntemi olmadığından herkesin kendi kafasına göre tazminat belirlemesi ve bundan dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu’ndaki sigorta hakemlerinin şişirilmiş tazminat kararları vermesi ki, gelecek yazılarımda sigortada tahkim konusunda olup bitenlere detaylı değineceğim.
Bunların hepsi sigorta şirketlerinin trafik sigortasında her geçen yıl rekor zarar açıklamasında etken.
ŞİRKETLERİN TAMAMI ZARAR AÇIKLADI
Açıklanan 2023 verilerine göre, sigorta şirketleri geçen yıl trafik sigortası satışından 109 milyar TL prim toplamış. Bunun karşılığında trafik sigortasında oluşan hasar toplamı 149 milyar TL’ye yakın. Şirketler bunun 55.3 milyar TL’sini ödemiş, kalan 93 milyar TL’sini ise önümüzdeki dönemde ödeyecek. Bu tablonun sonunda, 2023 yılında sigorta şirketleri, trafik sigortasından topladıkları her 100 liralık prim karşılığında 140 lira hasar ödemek durumunda kalmış. Bunu da kendi kasalarından ödemişler. Sonuçta da 13.7 milyar TL zarar açıklamışlar.