Yüzde 51.4 “Evet”, yüzde 48.6 “Hayır” çıkan 16 Nisan 2017 referandumundan sonra Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, parti ilkelerini bir yana bırakıp terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP ile ilişkiye girerek yürüttüğü matematik siyasetiyle “hayır bloku”nun temsilcisi olmaya kalktı.
Şu satırlar 8 Mayıs 2017 tarihli yazımdan:
“CHP’nin yüzde 25’inin üzerine HDP, küskün MHP’li (Not: Sonradan İP’li olanlar), hatta kızgın AKP’lilerin oylarını üst üste koyup iktidar hesabı yapıyorlar. Ama siyasette matematik sadece sonuçları hesaplamaya yarar.
Peki bu matematiksel sonuca ulaşılacak strateji ve politikayı bilen var mı? Siyasetten anlamam ama bir vatandaş olarak siyasetin matematik değil, vatandaş ile fiziksel ve duygusal temas kurma işi olduğunu biliyorum.”
3.5 YIL ÖNCEDEN KEHANET
MHP’den ayrılan bir grup, 2017 yılı ekim ayında Meral Akşener’in liderliğinde İYİ Parti’yi kurdu. Kılıçdaroğlu, CHP’nin 100 yıllık ilkelerini bir kenara koyup bir yanına İYİ Parti’yi, diğer yanına PKK’nın siyasi kolu HDP’yi alarak, 2019 yerel seçimlerinde yine “matematik siyaseti” üzerinden Millet İttifakı’nı kurarak yol aldı.
Bu kez “matematik siyaset” sonuç vermişti, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri’ ni, İYİ Parti ve PKK’nın siyasi kolu HDP’lilerin desteği ile kazandı. Kılıçdaroğlu, zafer sarhoşuydu.
O günlerde, yani bundan tam 3.5 yıl önce, yani 27 Eylül 2019 günü Posta Gazetesi’ndeki
Hemen o gün, Kız Kulesi’nin biliminsanlarının kontrolünde aslına uygun olarak restore edildiği ortaya çıktı. Ama yalanı uyduranların hiç birisi özür dilemedi.
İlginç olanı, onları takip edenlerle ilişkileri. Yalan yazdığı açıkça bilinen kişileri hâlâ takip edip yazdıkları yalanlar konusunda eleştirmiyorlar.
Bilinçli bir şekilde yalan ve dezenformatif haber üretenle onu kullanan arasındaki ilişki, uyuşturucu alan ve satan arasındaki “bağımlılık ilişkisine” çok benziyor.
Buna benzetmek gerekirse; yalan, belli kesimlerin ihtiyacı olan uyuşturucu, yalancı da o uyuşturucuyu satan “torbacı”...
YALAN SAHTE MUTLULUK
Siyasi nefretle krize girenlerin “enjekte” edilen yalanlarla yaşadıkları sahte mutluluk birbirine benziyor. Sonradan yalan olduğu ortaya çıksa da o anki geçici mutluluk bir sonraki nefret krizine kadar onları tatmin ediyor.
Gazete, televizyon, internet siteleri, sosyal medyadaki her köşebaşı bu torbacılardan geçilmiyor. Hele kılıktan kılığa giren ve kalabalık bir kitleyi de peşinden sürükleyen FETÖ’cü ve PKK’lılar, müşterisi hazır yalanı organize şekilde yayabiliyor.
DOZU ARTIYOR
Çoğu zaman gerçek kullanıcıların da tuzağına düştüğü sosyal medyadaki yalan haberlerin yayılmasında sahte ve BOT hesaplar halen etkili biçimde kullanılıyor.
Deprem yaralarının sarılmaya çalışılırken sosyal medyada bazı örgütlü yapılar bu yalan ve dezenformatif haberlerle acılar derinleştirilmeye çalışılıyor.
En kötüsü gerçek ile yalan birbirine karıştığı için zaman zaman ihtiyaçların giderilmesini önlüyor. Vaka ve yardım konusunda sahte bir ihbar, gerçekten o yardıma ihtiyacı olana ulaşmasını geciktirebiliyor.
1114 HESAPTAN YALANLAR
Bir yandan İletişim Başkanlığı yalan ve dezenformasyon konusunda bilgilendirme yaparken savcılıklar koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı adli yönden inceleme, araştırma ve soruşturmalara devam ediyor.
Emniyet’in dün yaptığı şu açıklama aslında tabloyu net olarak veriyor:
“Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nca, meydana gelen depremlere ilişkin sosyal medya platformlarında, vatandaşlarımız üzerinde endişe, panik ve korku oluşturmak amacıyla provokatif paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen 1013 hesap yöneticisinin tespiti yapılarak ilgili birimlere gönderilmiş, 581 hesap yöneticisi hakkında adli işlem başlatılmış, Cumhuriyet Başsavcılıkları’ndan alınan talimat doğrultusunda 145 şahıs gözaltına alınmış, 27’si tutuklanmıştır.”
Depremin ilk anından itibaren başlayan yalan fırtınası, oluşturulan başlıklar üzerinden yürütülüyor.
Elon Musk, Twitter’ı aldıktan sonra ülkesindeki geleneksel medyaya savaş açtı ve hâlâ Amerikan medyasının ne kadar güvenilmez olduğunu anlatmaya çalışıyor. Twitter’ın, CIA, FBI, Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığı kontrolünde sansür, yalan ve dezenformasyon amacıyla kullanıldığını şirket içi yazışmalara dayanarak isim isim ifşa ettiriyor.
ELON MUSK NEYİN PEŞİNDE?
Twitter’i alma aşamasında öldürülebileceğini dahi ima eden Elon Musk ve yaptıkları öyle bir tartışma yarattı ki; 21 Şubat 2023’te “Benim hakkımda istediğin şeyi söyleyebilirsin ama ben, 44 milyar dolara dünyanın kâr amacı gütmeyen en büyük kuruluşunu satın aldım” diye mesaj attı.
Elon Musk Twitter’ı, kendisinin de şikâyetçi olduğu sahte ve BOT hesapları bitirmek, yalan ve dezenformasyonu engellemek için mi aldı yoksa kendisi de bu mecrayı bir başka operasyon için mi kullanacak, bunu zaman gösterecek.
PEKİ TWİTTER NE KADAR GÜVENLİ?
Peki 44 milyar dolar verip aldığı Twitter bugün itibarıyla ne kadar güvenilir?
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından, mevcut olmayan nükleer santral ve barajların patladığı haberleri başta olmak üzere yüzlerce yalan akıl almaz hızla yayıldı.
2021 yılında meydana gelen orman yangınları sırasında, ünlü-ünsüz birçok gerçek hesap sahibi ile terör örgütlerinin BOT hesaplarının yürüttüğü, Türkiye’yi aciz gösteren
15 Şubat akşamı Show TV, ATV, FOX, Kanal D, Kanal 7, Star TV, TRT 1 ve TV8 ekranlarında yayınlanan “Türkiye Tek Yürek” kampanyasında 115 milyar 146 milyon 528 TL’lik bağış yapıldı.
Deprem yardım kampanyasında SMS bağışı ise 9 milyon 10 bin adete ulaştı. Halk TV’de depremzede aileler için düzenlenen “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasında da 33 bin 098 aileye kira desteği için 330 milyon TL toplandı. Yurtdışından da yardımlar geliyor.
DEPREM BÖLGESİNDE 150’YE YAKIN STK
Bu tür çabalara hepimizin destek vermesi insanlık borcudur. AFAD Başkanlığı, Kızılay başta olmak üzere kamu görevlileri ve gönüllülerden oluşan yüz binlerce insanımız depremden zarar gören illerimizde yardım çalışmalarını sürdürüyor.
Anadolu Ajansı’nın güncellediği listelere göre, 150’ye yakın dernek, vakıf gibi organizasyonlardan oluşan sivil toplum kuruluşu bölgede her alanda görev yapıyor.
Depremin ilk anından itibaren bunlar arasında yer alan Haluk Levent’in başında olduğu Ahbap Derneği ise birçok tartışmaya konu oldu.
Tüm ülke can kayıpları, yıkılan hayatların unutulmayacak acısını yaşarken ilk andan itibaren sosyal medya üzerinden yayılan yalanların ardı arkası kesilmiyor.
Aşağıda bugüne kadar söylenmiş 100 yalanı, İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı raporlara dayanarak sıraladım.
1- Deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmaları yapılmıyor.
2- Malatya’da Kızılay Bölge Kan Merkezi tamamen yıkıldı.
3- Malatya Özel Güvenim Bakım Merkezi’ndeki engelli bireyler sokakta kalıyor.
4- Sakarya’da 5.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
5- Adana Havalimanı ikinci bir karara kadar uçuşları kapatıldı.
6- AFAD, akşam 8.5 şiddetinde deprem beklendiğini açıkladı.
Her acımızda olduğu gibi bunu da bir kaos senaryosuna çevirmeye girişen Fetullahçı Terör Örgütü’nün firari elemanlarının fitilini yaktığı fitne ateşi gündemi hayli meşgul etti.
Öyle ki tartışma siyasetin gündemine bile girdi.
İlk andan beri anlatmaya çalıştığım şuydu; FETÖ’nün elemanları Haluk Levent’in yaptığı yardım çalışmaları üzerinden, Ahbap grubu ile devlet arasında bir yarış, bir rekabet olduğu algısını yaratmak için uğraştı.
TÜRK MİLLETİ VE DEVLETİNİN GÜCÜ
Niyetleri o olmasa da, başkaları da bu algının ortaya çıkmasına alet oldu. Haluk Levent, “AFAD da bizim Ahbap da bizim” dese de derdini anlatamadı.
Tüm tarafların bilmesi gereken şey şuydu; hiçbir kişi ya da kuruluş Türk milletinin idaresinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünün üzerinde değildir. Düne kadar yakın geçmişi bilenler, bu gücü sınamaya çalışanların ne hale geldiğini görecektir.
TSK’da, Emniyet’te, Yargı’da, eğitimde, medyada, iş dünyasında kendisini devlete eş koşan, devleti ele geçirdiğini düşünerek kumpas ve darbeye girişen ve ancak yurtdışına kaçarak kendini kurtarmaya çalışan FETÖ’cülerin düştüğü rezil hal, buna bir örnektir.
FETÖ KUMPASI
Her toplumsal olayda, afetlerde, terör saldırısında, ekonomik dalgalanmalarda olduğu gibi Kahramanmaraş depremi sonrası da birileri yine kavgaya tutuştu.
16 milyon insanımızın yaşadığı 10 ilimizde yıkıma sebep olan 500 atom bombası enerjisine sahip Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 ve Elbistan ilçesi merkezli 7.6’lık iki depremde 37 bin kişi hayatını kaybetti, 100 binden fazla insanımız yaralandı.
COĞRAFYA DEĞİŞTİ KAVGACILAR DEĞİŞMEDİ
Bazıları neredeyse haritadan silinen yerleşim yerlerinde on binlerce bina yıkılıp yüz binlercesi hasar gördü.
Depremin şiddetiyle yerkabuğu öyle bir sarsıldı ki Türkiye coğrafi olarak 7 metre güneybatıya kaydı ama bu afet bile kavga için fırsat kollayanların tutumunda en küçük değişiklik yaratmadı.
Yani afetle coğrafya bile değişti ama birileri hiç değişmedi, değişmeyecek. Depremin enkazı kalkacak ama belli ki bu sosyal ve ahlaki enkaz kalkmak bir yana her olayda git gide büyüyecek.
Dediğim gibi beklenen İstanbul depremi bile şimdiden dayanışma yerine tartışmalara sebep olmaya başladı.
DEPREM OLASILIĞI YÜZDE 80