Hangi konuda mı? 6’lı Masa’nın “tek bir adayın tasdiki haline çalışan noter masasına dönüştüğü” sözlerinde.
Kılıçdaroğlu’nun, kendi logo ve adaylarıyla ya da “ittifak içinde ittifak” kurarak bir arada seçime girmeye cesareti olmayan dört partinin adaylarına siyasi rüşvet olarak listelerini açmasının başka bir anlamı yok.
‘MASA, MİLLET İRADESİNİ YANSITMIYOR’
6’lı Masa, 3 Mart 2023 günü ilk kez gerçek gündemiyle toplantı yaptı ve o akşam İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in şu sözleriyle dağıldı:
“En sonda söyleyeceklerimizi başta söyleyim: İYİ Parti bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölüm ile sıtma arasında tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Dün ortak cumhurbaşkanı adayını tartıştık. Bu doğrultuda 5 parti Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yönünde görüşlerini paylaştılar. Görüşlerimiz (İmamoğlu veya Yavaş) kesin bir şekilde reddedildi. Altılı Masa’nın son toplantısında bir tırnak içi anlayışa varıldı. Şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. Bu masa artık tek bir adayın tasdiki haline çalışan noter masasına dönüşmüştür. Biz imzamızın ve sözümüzün arkasındayız. Ancak ne kumar ne noter masasında olmayacağız.”
HAKARETLERLE MASAYA DÖNDÜ
Üç gün boyunca CHP’ye yakın TV kanallarında, sosyal medya hesaplarında, ünlü ünsüz kişiler tarafından, troller aracılığıyla sövüle sövüle, dövüle dövüle, hakaretle, iftira ve küfürle 6 Mart 2023 günü masaya döndürüldü.
Masaya döndüğünde, “
Dördü bir araya gelse; değil 30 milletvekili çıkarmak, yüzde 7 barajını aşamayan partilere bu kadar milletvekilliği verilmesi, önce listeye giremeyenleri sonra da seçmeni isyan ettiriyor. Seçmenin isyanında isimler etkili oluyor.
FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpasları sırasında Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin, CHP Çankaya dördüncü sıra milletvekili adayı oldu.
Emniyet içinde FETÖ’cülere kol kanat gerdiği bilinen, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ellerinde kasedi” var dediği ve AKP ile FETÖ’nün ilk mücadelesine başladığı 2014’te FETÖ’cü Hakan Şükür ile istifa eden eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin İYİ Parti’nin Ordu birinci sıra milletvekili adayı olarak listeye girdi.
PKK BİLDİRİSİ İMZACISI ADAY
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlığını yapan; PKK ağzıyla yazılmış bildiride imzası olduğu için KHK ile ihraç edilmiş bir akademisyen, FETÖ’cülerin tetikçi yazarı Ahmet Altan’ın yönetmenliğinde çıkan Taraf isimli gazete görünümlü paçavranın yazarı Yüksel Taşkın da CHP İzmir birinci sıra milletvekili adayı.
Kemal Kılıçdoaroğlu’nun Atatürk’ün kurduğu partiyi getirdiği noktaya bakın; dışarıdan PKK/HDP ile işbirliği yapıyor, içeride de FETÖ yardakçılarını listelerinden TBMM’ye sokuyor. Elbette başka isimler de var ama bu üç sembolleşmiş isim çok şeyi anlatıyor.
Benim yıllardır anlatmaya çalıştığım işte bu tabloydu. Bu son kaçınılmazdı. Burada ittifak yok, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen ancak toplumda karşılığı bile olmayan partilere verilmiş siyasi rüşvet var. Dahası bu kişiler Kılıçdaroğlu’nun kafasındaki projesi için TBMM’ye sokacağı yol arkadaşları.
Şimdi CHP yandaşları isyan ediyor. Artık çok geç; PKK/HDP ile iş tutulmasına ses çıkarmayanlar, bu isimler üzerinden kıyameti koparıyor.
“Kapalı kapılar ardında söylenenlerin, kamuoyuna da bunların deklare edilmesi gerekir.”
“Kapalı kapılar arkasında” değil, her şey gözümüzün önünde gerçekleşiyor, tabii bakmasını, gerçeği görmesini bilene.
Peki Sırrı Sakık’ın söylediklerinde, “Ben bunu duymadım” ya da “İlk kez duyuyorum” dediğiniz bir şey var mı?
APTAL NUMARASI YAPAN GAZETECİ
PKK/HDP’nin seçim bildirgesindeki taleplerini görmemiş, okumamış, Sevilay Yükselir gibi “Aaaa öyle mi, bilmiyorum” diyen, aptal numarası yapan gazeteciler ile “duymamış” olanlar için Sırrı Sakık’ın söylediklerini özetleyeyim:
“100 yıllık ret ve inkârı bitireceğiz. 100 yıllık Cumhuriyet’in politikalarına mı onay vereceğiz? Önümüzdeki 100 yılda biz bu Anayasa’da yer almak istiyoruz” diyerek, “kimlik, dil ve özerklik” gibi PKK’lıların da dile getirdiği bölücü taleplerden bahsediyor.
Ayrıca, PKK elebaşı Öcalan için özgürlük, PKK’ya yardım ve yataklık ettikleri için yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarının görevlerine iadesi, yurtdışına kaçan PKK’lı teröristler ile cezaevindeki teröristler için genel af...
PKK-HDP-YSP BİLDİRGESİ
PKK/YPG’lilere verilen ödüller, teröristleri öven belgeseller ve yazılar birbirini izliyor. Konu bir yanıyla Türkiye’deki seçimlere geliyor. Öyle anlaşılıyor ki seçim süreci emperyalist Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ülkelerinin 100 yıllık Türkiye’yi bölme planı iştahını kabarttı.
ELE GEÇİRİLMİŞ CHP
Cumhurbaşkanlığı seçimleri bunun için önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Böyle bir plan ancak, milli birliğin simgesi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin “ele geçirilmesiyle” uygulanabilirdi. “Kalenin içten fethedilmesi gibi” CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi olarak geldiği son nokta, emperyalistleri bu amaçlarına bir adım daha yaklaştırdı. 6’lı Masa’nın ortaklarının olan biteni seyretmesi bazılarının da katkı yapması, Meral Akşener’in de deyimiyle Türkiye’nin nasıl bir “proje” ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Emperyalistler yazıyor, 6’lı Masa ve PKK/HDP senaryoyu oynuyor.
TEHLİKE, PLANIN PARÇASI OLMASI
Elbette, CHP, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti demek değil, bir partidir ama bu konuda önemli bir siyasi simgedir. Milletin gücü karşısında böyle bir plana direnmemesi çok bir şey ifade etmez ama siyasi olarak planın parçası haline dönüşmesi büyük bir tehlike.
Kılıçdaroğlu’nun tutumu, emperyalistlerin maşası bölücü PKK/HDP ile ilişkiyi sadece cumhurbaşkanlığı seçimi için destek olarak görmekten çıkarıp “amaç birliğine” çeviriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu bunun için yalan söylemekten bile kaçınmıyor.
Millet İttifakı adayı olarak HDP’lileri ziyaretinde; TBMM’de İngilizce ya da Fransızca kelime kullanıldığında tutanaklara yazıldığını, Kürtçe kelime kullanıldığında ise
Bu konuda yorum, “Kılıçdaroğlu, devleti FETÖ ve PKK’ya teslim edecek” şeklinde olmuştu. Hatta bu köşede 30 Ağustos 2021 tarihli yazımın başlığı “Kılıçdaroğlu devletin kapısını FETÖ’cülere açacak” şeklindeydi.
FETÖ’CÜ HÂKİMLERİ GERİ ALACAKLAR
Nitekim, Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı kendisini tutamamış ve “hepimizin bildiği sırrı” ortalık yerde şöyle açıklamış: “Kaç kişi atıldı, 5 bin hâkimlerden, 5 bin 400, bunların yaşları uygunsa çağıracağız. Tekrar hâkim ve savcılar değil, askerlerde de öyle, bürokraside de öyle. Bir sürü mobbingler yani, işte öyle KHK ile emekli edilen bu bürokratları görevlerine iade edeceğiz. Bunlarla çalışacağız, bir kararname çıkaracağız. Şimdi emekli yaşı 64 mü, biz diyeceğiz ki 70, çünkü bizim ihtiyacımız var.”
SON İDDİANAMEDEKİ YAZIŞMALAR
Biliyorsunuz, KHK’lıları iade ederken de bu devlete ihanet projesini, “Masum KHK’lılar” diye pazarlıyorlar.
Şimdi sizinle, üçü tutuklu, üçü serbest bırakılan örgütün güncel yapılanması üyesi altı FETÖ mensubu ile ilgili hazırlanan 17 Mart 2023 tarihli, 2023/3364 nolu iddianamede yer alan bir WhatsApp yazışmasını paylaşacağım.
Yazışma, 677 sayılı KHK ile ihraç edilmiş, hapis yatıp çıkmış, 507 752 .. .. NO’lu hattı kullanan eski polis memuru Fatih Küçükoğlu ile FETÖ üyesi Kamil Şen arasında 5-6 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleşiyor.
Cezaevine girmiş çıkmış FETÖ’cü polisin örgüt ile ilişkisini hangi düzeyde devam ettirdiğini göstermesi bakımından da önemli olan bu görüşme şöyle:
Türkiye’nin, Suriye’de ve Irak’ta KCK/PKK/PYD/YPG terör örgütüne yönelik operasyonlarını eleştirdikleri hatta canlı kalkan girişimleri olmuştu ama bu kez farklı bir özgüvenle açıklama yapmışlar!
Irak ve Suriye’ye yapılan terör operasyonlarını durduracaklarını söylüyorlar, askerlerin geri çekilmesinden bahsediyorlar.
Belki önemsemek doğru değil ama bu kez durumu bir yönüyle iyi analiz etmek gerekiyor. Çünkü artık bunları hayata geçirebileceği bir ortakları var: O kişi, cumhurbaşkanı seçilmek için her şeyi göze almış, her pazarlığı ve her şeyi yapmaya hazır Millet İttifakı’nın adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
“Nasıl yani, Türkiye Irak ve Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye verdiği mücadeleyi, oluşturduğu güvenli bölgeleri bırakıp geri mi çekilecek, böyle bir şey mümkün değil” diye düşünenler olabilir.
Onlara, çok değil 1.5 yıl önce 27 Ekim 2021 tarihine TBMM Genel Kurul’undaki “Suriye ve Irak Tezkereleri” ile ilgili oylamayı hatırlatırım.
TEZKERE UZATILMASAYDI...
Bugün Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiği askeri operasyonların hukuki temeli olan tezkereler TBMM Genel Kurulu’nda oylanırken, AKP, MHP ve İYİ Parti “Evet” oyu verdi, CHP’liler ise PKK’nın siyasi kolu HDP ve TİP ile “Hayır” için el kaldırdı. Eğer “Hayır” oyu çoğunlukta çıksaydı ve tezkere uzatılmasaydı; PKK/HDP’nin bugün söyledikleri 1.5 yıl önce gerçekleşmiş olacaktı. Yani operasyonlar duracak, askerlerimiz güvenli bölgeleri boşaltacaktı.
PKK’nın siyasi kolu HDP ile tezkereye
“Muharrem İnce sosyal medyadaki linç kampanyasına karşı savaşı kazanır mı?” diye sorsalar, “Kesinlikle hayır” cevabını veririm.
O yüzden bir an önce adaylıktan çekilip “müzakereye” yani pazarlığa oturması ve artık insanlık suçu haline dönüşen sosyal medya kampanyasının bitmesi herkesin faydasına.
Çünkü sadece küfür ve hakaret yiyen Muharrem İnce ve destekçileri aşağılanmıyor, Türkiye’nin tanıdığı ünlü isimler parçası oldukları linç kampanyasıyla kendilerini de halkın gözünde küçük düşürüyorlar. Bu millet gerçekten bu çirkinliğe layık değil...
BÖLÜCÜ PKK/HDP’YE SUSANLAR
Muharrem İnce kısaca “Hem iktidara hem de muhalefetin tavrına karşıyım. Bu iktidardan da bu muhalefetten de kurtulacağız” diyerek yola çıkmıştı. Öncesinde olduğu gibi 17 Mayıs 2021’de kurduğu Memleket Partisi Genel Başkanı olarak da gittiği her yerde aynı şeyi söylüyordu. Neredeyse iki yıl bu tavrını hiç görmeyen bazı çevreler, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklayınca Muharrem İnce’nin “Ne kadar bölücü bir hain” olduğunun farkına vardılar!
Bölücü terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP ile destekledikleri cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun işbirliğine ses çıkarmayanlar, 2018’de CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmuş Muharrem İnce için “bölücü” kelimesini kullanmaya başladılar.
FETÖ’CÜ, PKK’LI VE BESLEMELER
Kendi halinde yüzde 1 gibi oyu varken, başta gençler olmak üzere hem Cumhur İttifakı hem de Millet İttifakı’na mesafeli olanların ilgisi ile büyümesi anketlere yansıyan
Helikopterde ölenlerin PKK’lı teröristler olması, “PKK’ya helikopteri kim verdi, teröristleri kim eğitti?” sorularını gündeme getirdi. Birkaç gün sonra, “olağan şüpheli” ABD Uluslararası Koalisyon Ortak Özel Operasyonlar Komutanlığı, PKK/KCK’nın Suriye yapılanması PKK/YPG’nin sözde komutanı “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin isimli teröriste başsağlığı diledi.
Puzzle’ın parçaları birleşmişti; düşen Eurocopter AS350 tipi helikopter olsa da içindekiler Amerikan malı PKK’lı teröristlerdi.
KAZADA 9 TERÖRİST ÖLDÜ
Kısa süre sonra detaylar ortaya çıktı; PKK/KCK’nın uzun yıllardır barınma, eğitim, lojistik, aktarım üssü olarak kullandığı ve Türkiye’de eylem gerçekleştirmeyi planlayan sözde özel güç mensuplarını eğittiği Irak’ın Gare Alanı’nda düşen bir helikopterde ölen teröristlerin, PKK/KCK/PYD/YPG’nin sözde Anti Terör Timi mensupları olduğu ortaya çıktı. PYD/YPG, 17 Mart 2023’te yaptığı açıklamayla; sözde anti terör birimini taşıyan iki helikopterin Süleymaniye’ye geçtiği sırada kötü hava koşulları sebebiyle düştüğünü, olayda üst seviyedeki örgüt mensubu Şervan Kobani dahil dokuz YPG mensubunun öldüğünü kabul etti. Ölen teröristlerden Şervan Kobani Kod’un, YPG Siyasi Kanat Sorumlusu Mazlum Kobani Kod Ferhad Abdi Şahin’in öz yeğeni olduğu ortaya çıktı.
ARANAN TERÖRİST HELİKOPTERDEYDİ
Ölen teröristlerden bir diğerinin ise Türk vatandaşı Didar Derik Kod Hamdiye Özbahçeci olduğu belirlendi. 2013 yılında örgütün kırsal kadrolarına katılan Hamdiye Özbahçeci, uzun yıllardır örgüt içinde özel birimler içerisinde faaliyet yürüttü. Didar Derik Kod terör örgütüne üye olmak suçundan Türkiye’de aranıyordu.