Paylaş
PKK/YPG’lilere verilen ödüller, teröristleri öven belgeseller ve yazılar birbirini izliyor. Konu bir yanıyla Türkiye’deki seçimlere geliyor. Öyle anlaşılıyor ki seçim süreci emperyalist Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ülkelerinin 100 yıllık Türkiye’yi bölme planı iştahını kabarttı.
ELE GEÇİRİLMİŞ CHP
Cumhurbaşkanlığı seçimleri bunun için önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Böyle bir plan ancak, milli birliğin simgesi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin “ele geçirilmesiyle” uygulanabilirdi. “Kalenin içten fethedilmesi gibi” CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi olarak geldiği son nokta, emperyalistleri bu amaçlarına bir adım daha yaklaştırdı. 6’lı Masa’nın ortaklarının olan biteni seyretmesi bazılarının da katkı yapması, Meral Akşener’in de deyimiyle Türkiye’nin nasıl bir “proje” ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Emperyalistler yazıyor, 6’lı Masa ve PKK/HDP senaryoyu oynuyor.
TEHLİKE, PLANIN PARÇASI OLMASI
Elbette, CHP, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti demek değil, bir partidir ama bu konuda önemli bir siyasi simgedir. Milletin gücü karşısında böyle bir plana direnmemesi çok bir şey ifade etmez ama siyasi olarak planın parçası haline dönüşmesi büyük bir tehlike.
Kılıçdaroğlu’nun tutumu, emperyalistlerin maşası bölücü PKK/HDP ile ilişkiyi sadece cumhurbaşkanlığı seçimi için destek olarak görmekten çıkarıp “amaç birliğine” çeviriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu bunun için yalan söylemekten bile kaçınmıyor.
Millet İttifakı adayı olarak HDP’lileri ziyaretinde; TBMM’de İngilizce ya da Fransızca kelime kullanıldığında tutanaklara yazıldığını, Kürtçe kelime kullanıldığında ise “Bilinmeyen bir dil” dipnotu düşüldüğü yalanını söyledi. Kafasındaki proje için “duygusal bir altyapı” hazırladıktan hemen sonra dilinin altındaki baklayı çıkardı. “Kürt sorunu dahil bütün sorunların adresi TBMM’dir” dedi.
PKK/HDP BİLDİRGESİ
Kimsenin itiraz etmeyeceği bu cümle ile Kılıçdaroğlu aslında PKK/HDP’lilere “açık çek” bıraktı. PKK/HDP’li Pervin Buldan ve Mithat Sancar da “açık çek” karşılığı, kapıdan gülerek uğurladıkları Kılıçdaroğlu karşısında aday çıkarmayacaklarını açıkladılar. Sonra da seçim bildirgesi ile taleplerini sıraladılar.
Daha önce dile getirdikleri bölücü taleplerine yenilerini ekleyerek, hadsizce; “Suriye ve Irak’a yönelik askeri operasyonlara son vereceğiz. Türkiye’yi Suriye ve Irak’tan geri çekeceğiz” dediler. Öte yandan “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm siyasi tutsakların, koşullu salıverilmeden yararlanmasını engelleyen hükümleri kaldıracağız” ve “Umut Hakkı’nı yasal düzenleme haline getireceğiz” diyerek PKK elebaşı Öcalan’ın tahliyesini ya da ev hapsinin düzenlenmesini ifade ettiler. Peki, bu tür kararlar kimin uhdesinde; elbette Cumhurbaşkanı olursa Kemal Kılıçdaroğlu’nda değil mi? Yani bu taleplerin adresi belli.
Zaten, Kılıçdaroğlu da 2021’deki Suriye ve Irak tezkerelerine “Hayır” oyu kullanarak bu planın parçası olacağının işaretini vermişti.
PKK/HDP CUMHURİYET YIKIM PROJESİ
Siyasi nefreti, ülkesine karşı yapılan ihaneti görmeyecek kadar körleşmiş kişiler gerçeğe gözünü kapatsa da PKK’nın siyasi kolu HDP her fırsatta bu bölme planının işaretlerini tek tek gösteriyor. Hatırlayacaksınız, PKK/HDP’li Pervin Buldan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı için “yüzyıllık yıkım projesi” tanımını kullanmıştı. 2023 Seçim Bildirgesi’nde de amaç olarak; “‘Yüzyılın felaketine’ karşı demokratik Cumhuriyet’in yüzyılını başlatacağız” diye yazmışlar. PKK/HDP’li Sırrı Sakık, “100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz” diyerek hedefi gösteriyor.
PKK, terör yoluyla gerçekleştiremediğini siyaset aracılığıyla, hiç acele etmeden uygun zaman ve zemini kullanarak adım adım gerçekleştiriyor.
Şimdi de, PKK’ya bağlı unsurlar harekete geçti. PKK’nın siyasi kolu HDP liderliğinde, “Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı” kuruldu.
YENİ İTTİFAK, ESKİ BÖLÜCÜ TALEPLER
PKK/HDP ile PKK elebaşı Öcalan’ın talimatıyla 2007’de kurulan ve Yargıtay 16 Ceza Dairesi tarafından 2019’da terör örgütü olduğu karara bağlanan DTK, yine HDP’nin olası kapatma kararına karşı seçime gireceği YSP, PKK’nın sözcülerinden Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile 5 yapı, bölücü talepleri içeren bildirgelerini açıkladı.
Bildirgenin bazı maddelerini aktardığımda, ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır:
“Kürt halkının varlığının ve kimliğinin tanınması, yapılacak anayasada yer alması,
Kürt dilinin anaokuldan üniversiteye kadar eğitim dili olarak kabul edilmesi ve Türkçe’nin yanı sıra ikinci resmi dil olarak tanınması, Kürtlerin, Kürt ve Kürdistan isimleriyle özgürce örgütlenmeleri ve kendilerini ifade etmelerinin önünü açan demokratik bir ortamın yaratılması, Kürt halkına, Kürdistan’da kendi kendilerini yönetme imkânı verecek bir statünün tanınması, Kürdistan’da ismi değiştirilen yerleşim birimlerinin, coğrafik ve tarihi yerlerin Kürtçe isimlerinin iade edilmesi.”
‘KÜRT SORUNU NEDİR?’ SAYIN KILIÇDAROĞLU
Bunlar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorunu” dediği bölücü taleplerin altını doldurmak için yapılan açıklamalar. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun bu konulara nasıl baktığını öğrenme zamanı. HDP’nin içinde bulunduğu bölücü yapılanma bunları dile getiriyor, “Sizin Kürt sorunundan anladığınız ne?” sorusuna cevap vermeli.
“Bunların Kılıçdaroğlu ile ilgisi ne?” diye soruyorsanız, cevap vereyim: Maalesef Kılıçdaroğlu CHP’yi bunlarla amaç birliği yaptırmış durumda, onlar da Kılıçdaroğlu’ndan kullanışlı birini bulamazlardı. Yoksa böyle bir gaflet sadece cumhurbaşkanlığı seçiminde desteklesinler diye yapılmaz. Amerika’nın son zamanlarda PKK/YPG ve Barzani ailesiyle Irak ve Suriye’de yürüttüğü süreci takip ederseniz, bir zamanlar hiç tanınmayan Kılıçdaroğlu’nun neden bir anda övülmeye başlandığını daha iyi anlarsınız. O kısmı da sonra yazacağım.
Paylaş