SÖZ BAŞKAN GÖKHAN’DA
“5 Ekim 2020 gecesi son dakika gelişmesi olarak gündeme düşen; ‘Kanada’nın Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ bölgesinde devam eden çatışmalarda kullanıldığı iddiasıyla ülkesinin bazı teknolojiler için Türkiye’ye verdiği ihracat iznini geçici olarak durdurduğuna’ ilişkin haber son derece düşündürücüdür.
ZORUNLU VE HAKLI KARAR
Akıl ve vicdan sahibi hiçbir insan, hiçbir hukuk devleti, sivillerin öldürülmesine destek veremez ve sessiz kalamaz. 27 Eylül günü Ermenistan tarafından uluslararası hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen ateşkes ihlalini ve sivillerin ölümüne neden olan saldırıya karşı yurttaşlarını korumak için, Azerbaycan Meclisi’nin ‘savaş hali’ ilanı almakla zorunlu bir olduğu haklı bir karardır.
Geçen 26 Eylül Dil Bayramı’ydı. Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1932’de düzenlenen ‘Birinci Türk Dil Kurultayı’nın açılış günü, her yıl ‘Dil Bayramı’ olarak kutlanıyor. Yani bu yıl 88’nci yıldönümüydü. Atatürk, 2 Eylül 1930’da Prof. Sadri Maksudi (Arsal) Bey’in ‘Türk Dili İçin’ adlı kitabının iç kapağına, “Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” diye yazmış.
ÖRNEKLERE BAKALIM
Dil Bayramı’nı anımsattıktan sonra gelelim bugünkü konumuza. Kendimizle ne denli övünsek azdır. Neden mi? Türkçe’ye, özellikle yazım dilimize katkılarımız yüzünden. Neler mi katmışız? Hemen örnekler veriyorum. Çoğunu duymuşsunuz ve kullanıyorsunuzdur belki. Duymadıysanız örneklere dikkatle bakın:
HER TELDEN VAR
“Fiçur ettiği... Yeni single’ı... 4’üncü single’ını... Yeni çalışmasının mix-mastering’ini... Ünlü fenomenler... Paranormal olaylar... Performans sergiledi... Anti fit beden... Her sabah wellness dersi verilmesi için... Scuba dalışı yaptığını söyleyen... Beach club’lar... Eni iyi sommelier yarışması... Manipüle edilmiş suni lezzetler... Rengarenk illüstrasyonlar... Lansman fiyatları... Catwalk sırasında... Ufak tefek ‘retouch’ler vardır... Photoshop’un dibine vurdum... Sevgiline WhatsApp’tan yazarsın bunları ama Instagram’da yazıyorsun... Drink almak... Styling’e dikkat... Off-road yaptı... Blueray ve DVD’leri... Happy hour’a katıldık... Startup’çılar... Cover’lanmış...”
DEVAM EDİYORUZ
Saymaya devam: “Haute couture elbiseler... Couture koleksiyonu... ‘Ragu’ fettuccive... Pesto soslu gnocchi... Showroom’un... Giter riff’leriyle ritim ve Groove yakalayan... Drum machine esintili... Analog synthesizer efektleri... Daha büyük dans becit’leri... Lime cheescake, passion fruit gibi çeşitler... Like etti/yaptı... En çok tweet alan hashtag... Shuttle araçlarıyla gelin... Workshop’u kaçırmayın... Ice latte caramel ile beyaz çikolatalı brownie... İki shot espresso... After party’e katıldım... Headliner gibi... Daha az cover... Toplantı set edelim... Sound’la yorumladık... Etik hacker’i... Startup... Influencer... (takımın coachu’na...) It girl’ler... Influencer’ler... Fine-dining... Vloggerlerin başarısı... Styling’in başarılı değil... Kendimi update ettim... Mentörlük... Podcast, entry’ler... İzolasyon, exit, printer, security, center, ambiyans, full, legal, full-time... Workshop, sturtup, influencer, hipster... Pandemi, filyasyon, entube...”
NASIL ZENGİNLİK AMA
ÇORBA PARASI BİLE YOK
“28 Eylül 2020 tarihinden itibaren Mutfak Girit olarak askıda yemek uygulamasını başlattık. Dünyadaki ve ülkemizdeki pandemik süreçte pek çok kişi maddi, manevi zarar gördü ve süreç belirsiz. Birçok iş yeri kapandı. Pek çok işsiz ve iflas eden, bunu belli etmemeye çalışan insan var. Görüntüde senin benim gibi, fakat cebinde, cüzdanında çorba içecek parası olmayan insanlar biliyorum.
PAYLAŞMAYI UNUTMA
Biz Mutfak Girit olarak elimizden geldiğince hastalara, öğrencilere, kapımıza ‘yemek’ diye gelen herkese yardımcı oluyoruz. Amacımız, insanımıza benlik değil, birlik bilincini hatırlatmak, unutulmaya yüz tutan paylaşma ve bunu gizli yapma geleneğini yaşatmak için bir farkındalık yaratmak.
İHTİYACI OLANA YEMEK
Ülkemizde özellikle fırınlarda askıda ekmek olduğunu biliyorum. Ama her hangi bir lokantada buna rastlamadım. Örneğin, siz lokantanızda 50 liralık yemek yediniz ve kasada ‘askıda yemek’ yazısını gördünüz. Eğer isterseniz bize 50 değil, 70 lira ödüyorsunuz. Biz fark olan 20 lirayı askıda yemek tahtasına yazıyoruz. Orada biriken paralarla gelen ihtiyaç sahipleri yemek yiyebiliyor.
UMARIM YAYGINLAŞIR
Öncelikle bu yangınları başta imar yoluyla rant sağlamak üzere kasıtlı çıkaranlar varsa, kendilerine en içten dileğim olarak, “Elleriniz kırılsın” der, en ağır şekilde cezalandırılmalarını umarım. İşin içine sabotaj giriyorsa, “Dilerim yapanın yanına kalmaz” umuduyla güvenlik güçlerine güvenimi sunarım. Ve mangal, sigara izmariti gibi nedenlerle yeşili karartanlara da, “Yuhhhhh, insaf, dikkat, keyfiniz batsın” diye seslenirim. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’ın, “İki saatlik keyif 20 yıla mal olmasın” sözünü anımsatırım.
BAKANLIK GENELGESİ
İçişleri Bakanlığı, bir süre önce orman yangınlarının önlenmesi için ek önlemler alınmasını içeren bir genelge yayınladı, çok da iyi etti. Genelgede özetle şu önlemler yer aldı:
* Ormanlık alanlarda yetkili kurumlarca belirlenmiş olan mangal/semaver/ateş yakılabilecek mesire yerleri ile tabiat parklarının, valilik ve kaymakamlıklarca vatandaşlarımıza duyurulması sağlanacak.
* Orman Kanunu’nun, ‘Ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak yasaktır’ hükmü uyarınca, orman alanları içerisinde (yetkili kurumlarca belirlenmiş tescilli piknik ve mesire alanları hariç) mangal/semaver/ateş yakılmasına izin verilmeyecek, avcı ve çobanların ateş yakması önlenecek.
GİRİŞLERE KISITLAMA
34 dernek temsilcisi bir araya geldi, “Ege Kadın Dernekleri Federasyonu” kuruluşunu imzaladı. Söz, federasyon öncülerinden, Foça Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Nurgül Uçar Aktuğ’da:
“(Doğa Ana) hepimizin aklına kadını getirir. Ona ne kadar kötü davranılsa da vermekten vazgeçmeyen kadın ve de hem var, hem yok olan kadın. İzmir’in üçüncü kadın ve Menemen Seyrek Belediyesi kurucu - kapatıcı başkanı olma onurunu taşıyan ben; 11 yıl gazetecilik, 12 yıl belediye başkanlığının ardından kadın olmanın zorluklarının tecrübelerini kız kardeşlerimizle paylaşıp, savrulan ve güçlerinin farkına varma çabası içinde olan kadın derneklerimizle güçlerimizi birleştirip federasyon olma yolculuğuna karar verdik.
İNSAN HAKKI SORUNU
Kadınların yaşadığı sıkıntılar aslında kadın sorunu değil, insan hakkı sorunu olduğuna Ege Belediye Meclis Üyeleri Birliği Genel Başkanı ve İzmir Konfederasyonu Başkanı Yalçın Kocabıyık da inanarak, federasyonun oluşumunda ciddi çaba gösterdi. Ne de olsa kız dedesiydi. Sorumlu bir dede olarak kızının yolunu açmalıydı. İyi de oldu.
FAKATSIZ YARARLANMA
Kadın bakış açısını içine sindiren yol arkadaşlarımıza teşekkür ederiz. Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerini kırmızı çizgilerimiz olarak alan federasyonumuzda, hedefimiz tüm kadınların sinerjisinden amasız, fakatsız ülke ve dünyanın faydalanması. 3 Nisan 1930’da ülkemizde kadınlar ilk kez belediye başkanı seçilme hakkına kavuştu. Dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinden önce... Ve ülkemizin ilk kadın belediye başkanı Artvin Kılıçkaya beldesi belediye başkanı Sadiye Ardahan... Yıl 2020, 90 yıl geçmiş... Demokrat, çağdaş İzmir’de 90 yılda 13 kadın belediye başkanı seçmişiz.
TÜM EGE’DE TOPLAM 26
Virüs belasına, ölümlere, artan hasta sayısına dikkat çekmek, bu mücadelede yaşamlarına yitiren sağlık çalışanlarını anmaktı amaç: “Anıyoruz, ölüyoruz, tükeniyoruz...”
ÖNLEMLERİ UNUTMAYALIM
Bu salgın belasına yine değinmek, önlemlerin artarak sürmesini vurgulamak istedim yine. Çünkü bir gereksiz rahatlama söz konusu... Sağlık Bakanı bile hasta sayısının arttığını söylüyor, pek de iyimser tablo çizemiyor. En azından şimdilik... Efendim bildiklerimizi anımsayalım. Maskeyi, zorunlu mesafeyi ve de el, ağız, burun temizliğini unutmayacağız. Kalabalık yerlere girmeyeceğiz, dip dibe gelmekten kaçınacağız.
DİZİ VE YARIŞMALARA BAKSAK
Bunların gerçekleşmesi için elbette sıkı denetim ve uyarıların sürmesi gerek. Bu arada aklıma geldi. TV kanallarında çok izlenen diziler, yarışma programları var. Aralarda kamu spotları giriliyor... Peki, dizi ve yarışmalarda 3M’nin yararları (Maske, Mesafe, Musluk) dile getirilebilir mi?
HERKESE KOLAY GELSİN
Aşı konusunda çalışan 36 kişilik ekipte olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi, Aşı Bilim Derneği Başkanı Prof. Dr. Yüksel Gürüz’e sordum. Tabii ki söz onda: “Dünya genelinde bin kadar araştırma grubu Kovid-19 aşısını üretmek için çalışma yürütüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), pek çok ülkede bu işi yapabileceğine inandığı grupların çabalarını yakından izliyor. 8 Eylül itibariyle klinik evrede toplam 34 aşı adayı mevcut. Ege Üniversitesi ARGEFAR bünyesine bağlı olarak yaptığımız DNA aşısının da içinde olduğu 145 ayrı çalışma, klinik evre öncesi denilen hayvan modeller üzerinde deneme aşaması veya öncesi durumda olan aşılar ciddiyetle izleniyor.
ÖNCE ARAŞTIRMA EVRESİ
Aşılar emek yoğun evreler içerir. İlk evre hedeflenen bir hastalık etkenine karşı bilgi toplanan, geçmiş yıllardan beri bu alanda yapılan çalışmaların derlendiği ve nasıl bir aşı geliştirilmesinin uygun olacağına karar verildiği, finansmanı için detaylı proje yazılıp TÜBİTAK veya benzer kuruluşlara destek için sunulduğu ‘ARAŞTIRMA EVRESİ’dir. Geçmiş yıllarda 2-4 yıl süren bu evre, salgın süreçlerinde ve bilgisayar teknolojisiyle aylarla ifade edilecek kadar kısalabilir.
GÖNÜLLÜLERE UYGULAMA
Bu aşamayı ‘KLİNİK ÖNCESİ’ evre izler. Doku/hücre kültüründe aday hazırlanır ve hayvan modellerinde uygulanacak aşı üretilir. Hayvan modelde aşının yan etkileri, antikor üretme kabiliyeti gibi çok önemli gelişmeler izlenir. Bu süreç de en az 2-3 ay sürer. Sonuçlar umut vericiyse ‘KLİNİK’ denilen ‘evreler başlar. 20- 80 gönüllü insanda oluşacak koruyuculuk tipi, koruyuculuğun ne kadar sürebileceği, tepkiler çok ayrıntılı izlenir. Sorun çıkmazsa daha geniş insan grupları aşılanır.
ETKİLER ÇOK SIKI İZLENİR
Risk altında olacak kişiler varsa, onlardan da bir çalışma grubu oluşturulur. Bu aşamaya yüzlerce gönüllü dahil olur. Aşının kaç dozda ve hangi yoldan yapılacağı bu evrede belli olur. Tabii aşının her türlü yan etkisi de bu evrede de sıkı izlenir. Ciddi sorun yaşanmazsa yeni evreye geçilir.
BÜYÜK GİZLİLİK İÇİNDE
BAŞKANVEKİLİNİ ARAMIŞ
Torbalı’da yaşayan işadamlarını arayan ve kendini belediye başkan sekreteri veya yardımcısı olarak tanıtanlar 100 çocuk giydireceklerini, bunun için destek istediklerini söylüyormuş. Ve bu kez Torbalı Belediye Başkanvekili Mithat Tekin’i aramış, ‘Belediye başkanımız sizinle görüşmek istiyor. Pandemi nedeniyle artan ihtiyaç sahiplerinin çocuklarını giydireceğiz, destek verir misiniz’ demiş. Bozuntuya vermeyen Tekin, kendisinin başkanvekili olduğunu söyleyince tabii ki telefon kapanmış.
BELEDİYE PARA İSTEMEZ
Daha önce de benzeri girişimler yaşandığı için belediyeden yine uyarış gelmiş: ‘Torbalı Belediyesi başkanlık sekreterinin, başkan yardımcılarının ve bazı daire müdürlerinin ismi kullanılarak Torbalı halkından yardım talebinde bulunulduğu konusunda bazı şikayetler aldık. Torbalı halkının yardım talebinde bulunan bu dolandırıcılara itibar etmemesi kamuoyuna saygı ile duyurulur.’ Belediye Başkanvekili Mithat Tekin de, ‘Böyle bir olay bana kadar ulaştıysa daha nice kişilere zarar vermiştir. Vatandaşlarımızı bu tür girişimlere karşı uyarıyoruz. Torbalı Belediyesi kimseyi arayıp para ya da yardım talebinde bulunmaz’ demiş.