* Market ya da bakkal alışverişine giderken İsmet’e uğrayabilir, önce halini hatırını, sonra bir ihtiyacı olup olmadığını sorabilirsiniz. İsmet’in de ihtiyaçlarını alabilir, böylece hem yaşamını kolaylaştırmış, hem de kendisine ailenizden biri olduğu hissini yaşatmış olursunuz...
* İsmet uygun oldukça parkın yanındaki Cumhur Usta’da yiyor öğle yemeklerini... Dilediğiniz zaman parka dik gelen, caddeye paralel 19. Sokak’taki bu esnaf lokantasına uğrayabilir, Cumhur Usta’ya İsmet için uygun olduğunuz miktarda ödeme yapabilirsiniz... Bir çeşit ‘askıda ekmek’ uygulaması...
PAYLAŞMANIN YOLU ÇOK
* Paylaşmanın sınırı yok... Kendinize iki gevrek alırken bir tane de İsmet için alabilirsiniz, evinize börek alıyorsanız bir porsiyon da İsmet için... Aklınıza ne gelirse, birazı da İsmet için...
TAKVİYE İSTİYORUZ
Oran kampanyayı, “Adresim Çeşme” sloganıyla yineledi de: “Resmi kayıtlara gre 46 bin 375 kişilik nüfusumuz var. Fakat geçen kışı biz 250-300 bin, yazı 850 bin ile bir milyon ortasında nüfusla geçirdik. Bu kışımızda da 200 binin altında değiliz. Aslında biz pandemiden bu yana Çeşme’de yaşayan ama adrese dayalı nüfus sisteminde Çeşme’de ikameti gözükmeyen vatandaşlarımıza sesleniyoruz. Kayıtlarını alarak, Çeşmemizin bütün kamu kurumlarının bütçelerinin ve kadrolarının artması için takviye olmalarını istiyoruz. ”
O HABER İYİ GELİRDİ
Bu arada Başkan Ekrem Oran kovid illetine yakalandı. Ben de geçen yazımda iki konuyu birleştirdim:
“Başkan Ekrem Oran da, koronaya yakalandığını duyurdu. Öncelikle, ‘geçmiş olsun’ diyor, acil sağlık diliyorum Başkan Oran’a bir ilaç gerek. Ne mi? Şöyle bir düşünelim. Oran, ilçenin kayıtlı nüfusunun 50 binin üzerine çıkması için büyük çaba harcıyor. Şu aralar, ‘Çeşme’nin kayıtlı nüfusu 50 bini geçti’ diye bir haber Oran’a ilaç gibi gelmez mi, sahaya daha bir zinde dönmez mi?”
SEFERİHİSAR AŞTI
“Kısıtlamaların en makul sürede kaldırıldığı ülkeyiz. Temel kişisel korunma tedbirleri ve aşı dışında tüm kısıtlamaları kaldırdık. Hastalığın etkisini azalttığını görür görmez karantina süreleri ve tarama testleri dahil uygulamalarımızı güncelledik.”
“Salgın geri dönmemek üzere gündemimizden çıkıyor. Tüm dünyayı çepeçevre saran kurallar manzumesi artık tarih oluyor. Bu elbette tedbirsiz hareket edeceğimiz anlamına gelmez. Artık tedbir kişisel.”
ERKEN İYİMSERLİK Mİ
Koca’nın bu sözleri elbette hepimize moral verdi, içimiz ısındı yahu! Ancak işin bir de başka yüzü var. Sedat Ergin, Hürriyet’te uzun uzun Koca’nın sözleri ve aynı günün rakamlarıyla ayrıntılı yazdı. Günlük hastalanan sayısı 100 bini aştı. Yitik canlar 200 civarında. Bazı bilim insanları Bakan Koca’nın iyimserliğini erken bulmuş. Bu arada bakıyorum Avusturya’da 18 yaş üstüne aşı artık zorunluymuş. ABD’de 5 yaş altına aşı konuşuluyormuş. Danimarka’da tüm kısıtlamalar kaldırılmış, bu salgın illeti adeta yok sayılıyormuş. Doğal olarak kafalar biraz karışık.
DAVAYI KAZANDIK AMA
Şimdi çok önemli bir sorun var. Yurt dışından sağlanan birçok ilaç getirilemiyormuş, tedavisi yarım kalan hastalar varmış. Söz Avukat Beyza Aksoy’da: “Kanser ve birçok farklı hastalıkta Türkiye’de satılmayan ancak Türk Eczacılar Birliği (TEB) aracılığıyla getirilen ilaçların ithalinde büyük sıkıntı var. Hastalar düzenli tedaviyi yarıda kesmek zorunda kaldı. Örneğin çocuk hastam Ege, NF1 (Nörofibramastozis) hastası. FDA onaylı KOSELUGO adlı ilacı mahkemenin yürütmenin durdurulması kararıyla ücretsiz kullanıyordu. Sonunda Ankara 3. İdare Mahkemesi’ndeki davayı kazandık. Ancak dava kazanmamız bir şey ifade etmiyor.
LİSTE DIŞINDA BIRAKILDI
İlacı TEB’den siparişle getirtiyorduk. Aileye yine ilaç için başvurduğunda Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu’nun 23 Ekim 2021 tarihli, ‘Yurt dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu’ hükümlerindeki şartları taşımayan ürünlerin liste dışında bırakıldığı, bu ürünlerin (ilaçların) eksiklikler tamamlandıktan sonra yeniden değerlendirilebileceği, tedarikçi firmaların ilaçların sertifikalarını sunamadığı, sertifikası olanların ise yüksek fiyatlarından dolayı temin edilmediği, bu sebeplerle ilaç siparişlerinin iptal edildiği belirtilmiştir.
BELGE SAĞLANMADI GEREKÇESİ
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve TEB’e başvurup çözüm aradık. Kurum, ‘Selumetinib etkin maddeli ilaç ülkemizde ruhsatlı olmayıp yurt dışından temin edilmektedir. Yurt dışından İlaç Temini ve Kullanımı Kılavuzu gereğince, tedarikçi ilgili belgeleri sağlamalıdır. İlgili ilacın temini ile ilgili Türk Eczacılar Birliği ile şifahen görüşmelerde gerekli belgelerin sağlanamadığı bilgisi alınmıştır’ denilerek, temin sıkıntısının kendileriyle ilgili olmadığı bildirilmiştir.
Değişimlerle sürüp gidiyor, hasta sayısı artıyor, yitirilen canların sayısı da istenilen düzeylere gelemiyor. 100 bin kişide görülen vaka sayısı rekorlara doğru gidiyor. Çeşitli ülkelerde sert önlemlere başvuruluyor, bazılarında aşı zorunlu olacak gibi...
Sonra dövizdeki dalgalanmalara bağlı ekonomik gelişmeler... Başta gıda olmak üzere çeşitli ürünlere art arda gelen zamlar... Elektrik ve doğalgaz faturalarından yakınmalar... Son olarak tüm yurdu etkileyen kış koşulları... Kapanan yollar... Ege’nin turizm merkezleri bile kardan beyaza büründü. İzmir için, “Kar yağmadan kar soğuğu yaşayan kent” deniliyor... Aklıma ilk gelenleri sıraladım. Sonuç olarak bugünlerde gündemimiz pek iç açıcı değil...
SON GÜNLERİN GÜZEL HABERİ
İşte böyle bir ortamda içimi ısıtan, sıcacık bir haberle karşılaştım. Ben de katkı için bir ucundan tutmaya çabalamıştım. Hani bir Öykü Arin kızımız vardı, tüm memlekete mal olan, herkesin sevdiği... Efendim okullar yarı yıl tatiline girdi ya, o da karne almış. Sosyal medyada gördüğüm, son günlerin en güzel haberini özetleyeyim:
“İzmir’de Eylem Şen ve Çağdaş Yazıcı’nın kızları Öykü Arin’e, yaklaşık dört yıl önce bir tür lösemi tanısı koyuldu. Tedavi sürecinde Öykü için uygun ilik nakli arayan aile, ‘Öykü Arin’e Umut Ol’ kampanyası başlattı. Antalya’daki tedavide baba Çağdaş Yazıcı’dan yarı uyumlu nakil gerçekleşti. İlik uyumu yüzde 98,5 oranında başarılı oldu. Yaşamını İzmir’de sürdüren Öykü, doktorlarının izniyle bu yıl eylül ayında ilkokula başladı.
DERSLERİN HEPSİ PEKİYi
Yarı uyumlu nakil nedeniyle dönem dönem kronik ilik savaşı veren Öykü, tüm dersleri ‘pekiyi’ olan karnesini aldı. Öykü ilk karne sevincini yaşarken anne Eylem Şen Yazıcı, sosyal medya hesabında kızının fotoğraflarını paylaşarak, ‘Ve ilk ilkokul karnesini aldı. Artık bizim evde okuryazar biri daha var. Şuraya tarifsiz duygularla dolu kalbimi bırakıyorum’ dedi.
ADI SAKIN YANILTMASIN
“Bugün çok çok uzun yıllar Hürriyet Ege yazı işleri masasında karşı karşıya, göz göze çalıştığım Nedim abim yine beni konuk etti. Konum Villakent. Hani Menemen’in Seyrek Beldesi’ne bağlı olup, sonradan mahalle statüsü verilen Villakent. Dahası, adı nedeniyle duyanların ‘zengin mahallesi’ dediği, ama genelde emeklilerin yaşadığı yer...
HİZMETLER AĞIR AKSAK
Bunu laf olsun diye söylemedim. Gerçekten de hizmetlerden en az pay alan mahalle. Adı ‘villa’ ile başlıyor ya! Neyse, konumuz bu değil ama ucundan azıcık bağlı. Biz mahalle sakinleri baktık hizmetler diğer yerlere göre daha yavaş geliyor, sevgili Kamuran Bakkal’ın başkanlığında bir dernek kurduk. Muhtar Sevgi Zengin’le güçbirliği yapan Villakent Elele Derneği eliyle çok ve başarılı işler yapıldı. Benim konum son hareket.
150 KİŞİYE DAĞITIM
Çarşamba ve cumartesi günleri Basmane’deki dernek binasında buluşan gönüllüler, el birliği ile soğan, patates ve havucu soyuyor. Sonrasında kazandaki bu malzemelere mercimek ekleniyor. Pişen çorba, termoslara boşaltılıyor. Basmane, Otogar ve Alsancak bölgelerine dağılan ekipler, günde 150 kişiye çorba ve ekmek ikram ediyor.
BAL’DAN AVRUPA’YA KÖPRÜ
“Cansu Ergin, İzmir Bornova Anadolu Lisesi Almanca Bölümü’nde eğitim gördükten sonra, Ege Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı’ndan mezun oldu. Küçüklüğünde bale eğitimiyle oluşan dans tutkusundan yola çıkarak Berlin’de Danceworks, Prag’da Duncan Centre Çağdaş Dans Devlet Konservatuarı ve Lizbon Forum Danca Koreografi Yaratım ve Dans Araştırmaları Programı’nda burslu eğitim gördü. Avrupa’da önemli koreograf, eğitmen ve dansçılarla çalıştıktan sonra İzmir’e döndü, çağdaş dans sanatını yaymayı hedefledi. Dersler verdi, uluslararası katkıların da yer aldığı pek çok gösteri sundu. 2017 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sahne Sanatları’nda modern dans yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2019’dan bu yana aynı bölümün doktora programında eğitimini sürdürüyor.
DÜNYA KENTLERİNDE SUNUM
Koreografik yaratımları Lizbon, Prag, Utrecht, Budapeşte, İstanbul, Karaçi, Sardinya, Münih, Berlin ve İzmir’de sunuldu, sahnelendi, Avrupa’da birçok festival ve platforma davet edildi. Halen Avrupa’nın en önemli çağdaş dans ağı olan DEPARTS üyesi olan Cansu, 2017-2018 yılında gerçekleştirilen PORTİZMİR NEFES Uluslararası İzmir Güncel Sanat Trienali’nin dans proje koordinatörlüğünü yürüttü.