Müge Akgün

Gastronominin kadınları oyunu değiştirebilir mi?

9 Mart 2019
Kendimi bildim bileli “Kadınlar Günü” kutlanmayan bir dünya hayal ederim.


Ama sanıyorum bu hayalimin gerçekleşmesi imkansızdan da öte.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından açıklanan 2018 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre cinsiyet eşitsizliğini tamamen gidermek için 100 yıldan daha uzun bir süre gerekiyor.
Bizler hep siyasette eşit katılıma dikkat ederiz ama ücret eşitsizliğinin giderilmesi için gereken süre 200 yıl!
Hafta başında Cinsiyet Eşitsizliği endeksi sıralamasında 149 ülke arasında İzlanda’nın ardından en iyi durumdaki ikinci ülke olan Norveç’teydim. Gastronomi dünyasının en etkili kadınlarından, feminist gazeteci yazar Maria Canabal’ın öncülüğünde kurulan “Parabere Forum”un Oslo’da yapılan beşinci buluşmasına katıldım.
Kadın şef, aşçı, restoran işletmecisi, üretici, someliye ve yazarları bir araya getiren bir platform olan Parabere Forum’un amacı yeme-içme sektöründeki kadınların güçlenmesine destek vermek.
Ve bu arada toplantıların yapıldığı ülkenin mutfak kültürünü tanıtmak.

Yazının Devamını Oku

Dünyaca ünlü İtalyan şef İzmir’de...

2 Mart 2019
İtalyan mutfağının en önemli temsilcilerinden, Roma’daki 1 Michelin yıldızlı Glass Hostaria’nın sahibi ve şefi Cristina Bowerman, mayıs ayında İzmir-Kesre Koyu’ndaki Club Marvy’nin içinde Buono.Italiano adını verdiği restoranını açıyor.


Geçen hafta projenin ardındaki isim Paloma Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Ece Tonbul ile birlikte Roma’ya gittik. Bowerman’la buluştuk, restoranlarını dolaştık. Önce başarılarına, enerjilerine ve vizyonlarına hayran olduğum iki iş insanından söz etmek istiyorum. İkisinin de ülkelerinin turizm ve gastronomi sektörüne katkıları büyük.



Ece Tonbul, 1977’de Diana Turizm’i, 10 yıl sonra da Paloma otellerini kuran Hasan Tonbul ile Türkiye’nin ilk organik çiftliğini kuran Gürsel Tonbul’un kızı. Turizm ve doğal yaşamın içine doğmuş ve tüm yaşamını da bu değerlerle şekillendirmiş.
Ece Hanım Basel Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi almış, ardından da Manchester Metropolitan Üniversitesi’nde Turizm ve Otelcilik üzerine MBA yapmış. Sonra da babasıyla çalışmaya başlamış.


Yazının Devamını Oku

Sade bir mutfak

23 Şubat 2019
46 yıllık bir marka olan Karaca grubunun ikinci kuşağı ve yönetim kurulu üyesi Emre Karaca’nın gastronomi kültürüne ilgisi büyük.


Seyahat etmeyi seviyor, gittiği ülkelerin mutfakları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları anlamaya çalışıyor.
Emre Karaca iki yıl kadar önce Balat’ta ve Beylikdüzü Beysan Sanayi Sitesi’nin içinde Cooklife adlı “çiftlikten masaya” konseptiyle artisanal burgerden taş fırında pişen pizzaya, doğal, taze, mevsiminde ürünler kullandıkları kafe-bistro tarzı bir yer açmıştı.
Şimdi de farklı bir konseptle karşımızda. Yüzyılların içinden süzülerek gelen yemek kültürümüzün zenginliğini yaşatmak amacıyla Güneşli’de “Sade Beş Denizler Mutfağı” adıyla yeni bir projeyi daha hayata geçirdi.
Sade Anadolu’nun dört bir yanından farklı kültürlerin yemeklerinin yer aldığı tam bir modern esnaf lokantası olarak tasarlanmış.
Dekorasyon da adı gibi sade ve huzurlu. Kısa sürede de müdavimleri oluşmuş.


Yazının Devamını Oku

Antalya’nın haklı gururu

16 Şubat 2019
2018 yılında Türkiye 46 milyon turist sayısıyla yaklaşık 30 milyar dolar turizm geliri elde etmiş. Beklentileri aşan bu artışla devlet ve özel sektör 2023 hedefini 70 milyon turist ve 70 milyar dolar gelir olarak revize etmiş. Tabii bu gelir 2014 yılının gerisinde kalsa da çok büyük bir başarı.

Türkiye turizminin amiral gemisi Antalya da bir rekora imza atmış. Ülkeye gelen toplam turistin yüzde 30’unu, yaklaşık 14.2 milyon kişiyi ağırlamış. Bu rakamın yarıdan fazlasını Rusya ve Almanya’dan gelen turistler oluşturuyor.

Ardından Ukrayna, İngiltere ve Polonya geliyor.

Antalya 2018 yılında dünyada en fazla turist ağırlayan ilk 10 destinasyonun içinde.

2019 beklentisi ilk beşte yer alması. Özellikle yüksek sezonda doluluklar en önemli rakip destinasyonların başında yer alan İspanya’yı geçmiş. Bir diğer güzel haber de Antalyalı turizmcilerin yıllardır dile getirdiği THY tarifeli direkt uçuşlarının nisan ayında başlayacak olması. Tabii bu gelişmede sektörden gelen ve tüm sorunlarına vakıf Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un katkısı büyük.

Bu bilgiler, Özaltın Holding kurucusu, merhum Nuri Özaltın adına bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Golf Turnuvası sırasında konuştuğumuz ailenin üçüncü kuşağı, Gloria Sports Arena’nın başında olan Elif Özdemir’den.

Elif Özdemir, “Doluluklarda artık belli bir çizgi yakaladığımızı da göz önünde bulundurarak bundan sonrası için istikrarlı ve hatta en önemlisi sürdürülebilir bir nitelik-nicelik sağlamamız gerekiyor” diyor.

Gloria Resort otellerinin ilki Golf Resort 22 yıl önce açılmış.

Yazının Devamını Oku

Leb-i Derya’da ikinci 15 yıla doğru...

9 Şubat 2019
Teras restoran ve modern meyhane geleneğinin ilk temsilcilerinden Leb-i Derya, 15 yılı geride bıraktı.


Muhteşem manzarasıyla tarihi yarımadanın en iyi hissedildiği yerlerin başında gelen Leb-i Derya, milli basketbolcularımızdan Handan Özbek, Aycan Yeniley ve Ahmet Özbek tarafından kurulmuştu.
Yeniley bir süre sonra ekipten ayrıldı. Şimdi üçüncü ortak olarak Selim Asena ile birlikteler.
Leb-i Derya, ikinci 15 yıla bir dizi yenilikle girdi.
Önce Bodrum’un az sayıdaki şef restoranlarından Ent’in sahibi Yoldaş Sönmez menü danışmanlığı yaptı. Yeni mezeler ve yemekler tasarladı. Mutfağın başında da Nazım Şef var.
Midye pilaki, Madam Nazen’den topik, dağ mantarlı dil kavurma, İstiridye mantarı, boz fıstıklı Ezine peynirli ezme, yufkada ızgara keçi peyniri, balık köftesi ve yufkada Antep fıstıklı helva hem sunumları hem de lezzetleriyle çok başarılı.

Yazının Devamını Oku

2018’de sosyal ve kültürel ahvalimiz...

2 Şubat 2019
Kadir Has Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’nın sonuçları 30 Ocak Çarşamba günü açıklandı. 26 ilde cinsiyet açısından eşit dağılımlı 18 yaş üstü 1000 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırma, siyasetten ekonomiye, dış politikadan sosyo-kültürel göstergelere üstünde çok konuşulacak kapsamlı bir veri tabanı sunuyor. Araştırmanın tüm verilerine üniversitenin web sayfası üstünden ulaşmak mümkün. Ben buraya sadece mesleki açıdan ilgimi çeken birkaç tanesini aldım...

RESTORANA GİTME SIKLIĞI
“Ne sıklıkta ailenizle birlikte akşam yemeği için restorana gidersiniz?” sorusuna verilen cevaplar, bu yıl bir önceki yıla göre daha az restorana gidildiğini gösteriyor. 2017’de rakam ayda 2.6 kez iken 2018’de ortalama 1.6 kez restorana gidilmiş.
Detaylara göz atacak olursak: “Hiç gitmem” diyenlerin oranı yüzde 19.6...
Yüzde 30.8 yılda birkaç kez, yüzde 19.4 ayda 2-3 kez, yüzde 23.8 ayda bir kez, yüzde 4.2 haftada 2-3 kez, yüzde 2.2 haftada 1 kez restorana gitmiş.
2017 ve 2018 karşılaştırmasında ortaya çıkan sonuçlara göre en dramatik düşüş ise düzenli olarak restorana gitme kültürü olanlar arasında. Bir yıl önce ayda birkaç kez ya da haftada bir kez gidenlerin toplam oranı yüzde 20.7 iken 2018’de bu oran yüzde 6.4’e düşmüş.

SİNEMAYA GİTME

Yazının Devamını Oku

Mekanlarımın yemekleriyle anılmasını istiyorum

26 Ocak 2019
Bir süre önce, adını daha çok eğlencenin ön planda olduğu mekanlarıyla duyduğum Umut Evirgen’le La Boom’da buluştuk. Yeme-içme ve eğlence dünyasına dahil oluşunu, yeni planlarını, hedeflerini anlattı.


Umut Evirgen henüz çok genç, 28 yaşında.
New York’ta işletme okumuş. Yedi yıl kadar önce de İstanbul’a dönmüş. Müzik ve eğlence ağırlıklı, gençlerin buluşma mekânı bir yer açmaya karar vererek Emirgan Group’u kurmuş.



2013 yılında Emirgan’da aile evinin alt katına günün her saati hizmet veren brasserie tarzı La Boom’u açmış.
Aslında Umut yeme-içme dünyasına uzak bir isim değil. Babası, benim de çok sevdiğim, bu yıl geçici bir süre için kapılarını kapatan Set Kebap’ın sahibi Kemal Evirgen. “Restoran sektörüyle babamın kucağında kasada otururken tanıştım” diyor.

Yazının Devamını Oku

İsrafa son! Vakit geldi geçiyor...

19 Ocak 2019
Dünyanın geleceğinin açlık, obezite, israf paradoksunun çözümünde olduğunu artık herkes biliyor.


815 milyon kişi her gece aç yatarken, her 5 saniyede bir çocuk açlıktan ölürken, her 5 saniyede 300 ton gıda israf oluyor. Bu yüzden de çöp yaratmayacak, israfı ve atığı en aza indirgeyecek, adil dağılımı sağlayacak bir yaşam biçimi benimsememiz şart.
Ama değişim kolay değil.
Biz Türkiye olarak aslında atıksız mutfak konusunda karnesi iyi bir toplumduk. Her türlü ürün, her şeyiyle değerlendirilirdi hem evlerde hem de esnaf lokantalarında. Herkes her şeyi tüketeceği kadar alırdı. Bakkalların çöpü olmazdı.
Ancak endüstrileşme, modernleşme, daha doğrusu üretim modelinin giderek daha fazla sermaye odaklı olmasıyla birlikte bu refleksimizi kaybettik.
Bugün evlerden, restoranlardan, marketlerden vakti geçtiği, bozulduğu, tüketilemediği için tonlarca besin maddesi atık olarak çöpe gidiyor.

ATIKSIZ MUTFAK

Yazının Devamını Oku