LEZİZ İTALYAN: Buono.Italiano

Roma’nın ilk ve tek Michelin yıldızlı kadın şefi bu proje yurtdışında ilk girişimi olduğu için çok heyecanlıydı.
O sohbet sırasında nasıl karar verdiğini sorduğumda Kesre Koyu’ndaki Club Marvy’nin doğasının sıra dışılığından ve aileye ait organik üretim yapan Değirmen Çiftliği’nden çok etkilendiğini anlatmıştı.
Bir yıla yakın bir ön çalışmanın ve araştırmanın ardından ‘Buono.Italiano” 4 Mayıs’ta açıldı. Cristina az bile anlatmış. Club Marvy gerçekten de harika bir doğaya sahip. Evler ormanın içinde saklanmış, tesis içinde bayırlardan ine çıka bir saate yakın yürüyebiliyorsunuz.
Tonbul ailesine ait tesis 20 yıla yakın bir süre Sultan Hotel adıyla özellikle Fransız turistlere hizmet etmiş. İki yıl önce de Mimar Fahrettin Aykut tarafından yenilenerek yalın, fonksiyonel, huzurlu sade lüks konseptte bir tatil köyüne dönüştürülmüş.
Genel müdürlüğünü de uzun yıllar Paloma otellerinde görev yapan Tamer Dolanay üstlenmiş.
Club Marvy’nin gastronomik çıtası da yüksek. Her şey dahil bir tesis ama baş aşçı Deniz Tümkaya’nın yönetimindeki farklı istasyonlardan oluşan ana restorandaki yemekler çok başarılı. Özellikle çıtır lahmacunun tadı hâlâ damağımda.
Rezervasyonla gidilen Şef Şemsa Denizsel’in danışmanlığındaki Değirmen Restoran’da organik ürünlerle yapılan kahvaltı da unutulur gibi değildi.

BOWERMAN’DAN İMZA YEMEKLER
Cristina Bowerman, açılışta yaptığı yemeklerle konuklardan tam not aldı. Nar ekşili sosla servis edilen balık tartar, kızartılmış çıtır enginarlı taze naneli enginar püresi, domates sos ve fırınlanmış taze lorla sunulan cavatelli taze ve parmesanlı ravioli az, öz ve taze malzemeyle yaratılmış basit ama gerçek lezzetlerdi.
Tiramisu küresi ise şefin yaratıcılığının imzası gibiydi...
Hem öğle hem akşam yemeği servisi verecek restoranın tüm makarna ve peynirlerin üretimi, bölgenin ilk ve tek organik çiftliği Değirmen’den gelen malzemelerle mutfak ekibi tarafından yapılıyor.
Restoranın yanındaki şarküteride öğle servisine özel paniniler hazırlanacakmış.
Şefin yemeklerini deneyimlemek için Club Marvy’de konaklamak gerekmiyor, dışarıdan da rezervasyonla gelinebiliyormuş.
Fırsat yaratın derim...

ATELIER MARVY

Açılışa özel sanatçı Sıtkı Kösemen, Cristina Bowerman’ın çalışırken çektiği fotoğraflarından ve kullandığımalzemelerden esinlenerek hazırladığı “Cristina Bowerman by Sıtkı Kösemen” sergisi her ay farklı etkinliklerin yapıldığı Atelier Marvy’de 10 Haziran’a dek sürüyor.

GASTROPLATFORM

Profesyonel yaşamda iki başarılı genç iş insanı Hande Atıcı Miras ve Gamze Eren’in yolları hobi olarak başladıkları aşçılık eğitimi sırasında kesişir.
Bir süre sonra işlerinden ayrılırlar. Girişimci olarak yeme-içme sektörü içinde olmak, farklı bir şeyler yapmak isterler.
Bir yıl önce de gastronomi dünyasının nitelikli çalışanlarını ve sektörün en iyi işletmelerini aynı çatı altında buluşturacak bir ilk olan gastroplatform.com’u kurarlar.

Eğitimi devam eden öğrenciler, mezun olup iş arayanlar, iş değiştirmek isteyenler, yeni bir mesleğe geçiş yapmak isteyenler gibi mutfakta çalışmak isteyen şef, şef adayı, barista, barmen gastroplatform.com üzerinden özgeçmiş havuzuna ücretsiz aday olabiliyor.
Restoranlar ise bu havuzdan kendilerine en uygun adayları belirliyor.
Ön elemeleri Hande Atıcı ve Gamze Eren yapıyor. Ardından işletme ile buluşmalarını sağlıyorlar.
İşkur’dan onaylı ilk ve tek kariyer gelişim platformu üzerinden süzgeçten geçmiş, karşılıklı beklentilerin ve isteklerin önden belirlendiği şeflerle, mutfak elemanlarıyla çalışmak hem restoranlara hem de şeflere ve şef adaylarına büyük kolaylık...

BIBLOS BEACH RESORT

Alaçatı birçoğu gibi benim için de dar sokakları, küçük pansiyonları, butik otelleriyle farklı bir tatil anlayışının sembolüdür.
Deniz için kalkılır plajlara gidilir ya da varsa havuz başında gün geçirilir, akşamları sokaklarında dolaşılır, yemek yenir eğlenilir.
Ancak yavaş yavaş Alaçatı’ya en yakın koylarda, denizin hemen yanı başında lüks tesisler açılıyor. Bunlardan biri de adını antik dönemin kültür ve ticaret merkezi Byblos kentinden, logosunu mozaiklerle işlenmiş Hippocampi sembolünden alan Biblos Beach Resort.
Biblos’un kapısından girer girmez, bambaşka bir hava sizi etkisine alıyor. Kendinizi hindistancevizi ağaçları arasında Maldivler gibi tropik bir adada hissediyorsunuz.
Alaçatı’nın imzası taş evler ahşapla uyumla harmanlanmış, dekorasyonda da sade lüks bir anlayış hakim. Plajın yanı sıra tatlı ve tuzlu su havuzları da var.
Rengarenk balıklarıyla akvaryum havuzuna bakmak herkes için bir terapi gibi. Spası Alatia ise son dönemde gittiğim en iyilerden.
Özellikle masajda ve hamam ritüellerinde çok başarılılar.

AMANTE DI MARE

Biblos Beach Resort’un baş aşçılığını geçen yıl Six Senses Kaplankaya’da tanıştığım yetenekli şef Muhammed Hançabay üstlenmiş.
20 yıla yakın süredir yurtiçinde ve dışında birçok lüks otel zincirinde çalışan Hançabay, Türk mutfağı ağırlıklı Akdeniz yemekleri yapıyor. İki restoranın, zeytin ağaçları arasında Le Jour Brasserie ve sahildeki deniz ürünleri ağırlıklı Amante Di Mare’in menüsünü de yerel ve mevsiminde ürünlerle hazırlamış.
Şef Hançabay’ın Amante Di Mare için hazırladığı menüde yer alan yemeklerden deniz börülcesi, çeri domates ve sarımsak sosla servis ettiği ahtapot, zeytinyağlı kabak çiçeği dolması, topik, çilekli domates salatası, patlıcan turşusu, ılık Ege
otları kavurması, fırın midye ve sote ıspanak, bebek patates ve ızgara kuşkonmaz eşliğinde sunulan tuzda levrek hem şefin yeteneğini hem de Amante Di Mare’nin başarılı olacağını gösterir lezzetteydi.