GİRİŞİMCİ dediğin net olur: Hedefini belirler, adımını atar ve tüm riskleri göze alarak girişimini hayata geçirir. Ve sonrası büyük mücadele... Şule Ok için de, “Bu felsefeyi benimsemiş bir iş insanı” dersek yanlış olmaz. Yıllarca medikal sektöründe çalıştıktan sonra, “Bodrum’a gidip restoran açacağım” demiş ve bunun için aylarca bir mekanda hem meze yapmış, hem de bulaşık yıkamış. Günün sonunda ise bu sabrını ‘Koyver Bodrum’u açarak mükafatını almış. Şimdilerde ise ‘Eve’s Bodrum’ ismiyle ikinci noktayı Yalıkavak ile Gümüşlük arasında bir lokasyonda açmaya hazırlanan Şule Ok’la girişimcilik hikayesini konuştuk, yarına dair planlarını dinledik.
* İlk restoranını açma sürecinde isim arayışına giren Şule Ok, “Radyoda bir şarkı çalıyordu. Bir arkadaşım, ‘Şu şarkıyı dinle ve içinde geçen bir kelimeyi seç’ dedi. Sıla’nın bir şarkısı. O sırada ‘Koyver’ dönmeye başladı. İşte o an isim çıkmış oldu. Birçok şarkıda da geçiyor. Bu şarkılar da meyhane kültürüne uygun” diyor.
18’İNDE SÜPÜRGE SATTI
SAKIZ ağacından elde edilen bir tür reçine olan damla sakızı hiç kuşkusuz hem dünyada, hem de Türkiye’de yüksek ekonomik değeri olan bir ürün... Ham ve işlenmiş olarak birçok sanayi kolunda ve sektörde yararlanılan damla sakızı yüzyıllardır pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmak üzere geleneksel tıbbın içinde de yerini almış. Günümüzde de sağlık sektöründe önemli bir yeri bulunuyor. Aynı şekilde aromasıyla gıda sektörünün de vazgeçilmezlerinden. Dünyada ağırlıklı olarak adını da aldığı Sakız Adası’nda yetiştirilen, Türkiye’de ise Çeşme’yle özdeşleşen damla sakızını anlatamaya devam ediyoruz. Ve Sakız Kokan Tarifler’in bu haftaki konuğu da tam bir sakız ağacı aşığı olan şef Semen Öner... Sakıza olan sevdasını konuştuğumuz Semen şef, ‘Damla Sakızlı Enginarlı İncik’ tarifini bizlerle paylaştı.
SELİN Solmazer, yıllar önce sigortacılık sektöründe çalıştığı sırada babasının rahatsızlığıyla birlikte ailesine daha fazla vakit ayırmak adına kendi işini kurmaya karar vermiş bir girişimci. Bu kararla birlikte yaptığı araştırmalar Solmazer’in karşısına bağcılığı çıkarmış. Doğayla da iç içe olması nedeniyle 2005’te Çeşme Ovacık’ta şaraplık üzüm üretimi içi harekete geçmiş. Süreç içinde buna butik konseptte zeytin ve zeytinyağı da ekleyen Selin Solmazer, üretim halkasına en son Noni’s House markasıyla da restoranı dahil etmiş.
HEMEN hemen herkesin bir hayali ve hedefi vardır. Kimi Ege’de bir kasabada yaşamak ister, kimi güzel bir mesleği olsun ister, kimi de küçük bir kafesi... Bu hayalleri gerçekleştirmek için ise adım atmak en önemlisi. Hayal kurup, sonra da bunun için emek verip hayata geçirmek de girişimciliğin doğasında var olan bir şey. Aslı Albayarak da her ne kadar yıllar önce kendi işini kurma hayali için adım atıp ardından vazgeçse de seneler sonra hayat tekrar ona bu kapıyı açmış ve Alaçatı’da Vegata Cafe’yi hayata geçirmiş. Albayrak’la hayalden gerçeğe uzanan girişimcilik serüvenini konuştuk.
YILLARCA KURUMSALDA KARİYER
Doğma büyüme İzmirli olan Aslı Albayrak, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunu ve aynı alanda da yüksek lisans yapmış. Üniversitenin ardından da profesyonel iş hayatına atılmış. Kurumsal iletişim alanında İzmir’deki büyük holdinglerde çalışan Albayrak’ın yolu yıllar sonra Çeşme’ye çıkmış. Çeşme Belediyesi’nde bu kez kurumsal iletişim üzerine kariyerine yön veren Aslı Albayrak, burada da başta Alaçatı Ot Festivali ve Çeşme Festivali olmak üzere yıl boyunca yapılan 9 etkinliğin organizasyonu ile sinema, tiyatro, konser, bisiklet yarışı, satranç turnuvası gibi etkinlikleri yönetmiş.
* Vegata ismi aslında vegan tatlardan geliyor. Aslı Albayrak, “Vegan besleniyoruz dediğimizde sanki tatsız tuzsuz şeyler tüketiyormuşuz gibi bir algı var. Biz bu algıyı da yıkmak istiyoruz” diyor.
SEVDİĞİN ya da ilgi duyduğun alanda kendini geliştirmek, eğitim almak hiç kuşkusuz başarının en önemli anahtarlarından... Bu durum girişimcilik için de geçerli. İşte, Sinem Temel de bu yolu seçmiş. Moda ve tekstil tasarımı mezunu olan, bu alanda kariyerine yön veren Temel, kendini tekrar etmeye başladığını düşünerek süreç içinde İstanbul’da markasını kurmuş. Ama bazı sağlık sorunları nedeniyle iş hayatına ara veren Sinem Temel, hikayesine bu kez Kuşadası’nda yeni girişimler ekleyerek devam etmiş. Mest Atelier ile Brasserie Mest’in kurucusu Temel’le kariyer yolculuğundan yarınlara ilişkin hedeflerine kadar birçok konuyu konuştuk.
* Savaşçı bir kimliğe sahip olduğunu söyleyen Sinem Temel, “Bu, burcum akrebin de özelliği. Savaşmadan elde edilen hiçbir şeyin değerli olduğuna inanmıyorum” diyor.
USTA İSMİN YANINDA STAJ
Burak Sağlık, bir arkadaşıyla teknoloji şirketi kursa da batar. Bu kez rotasını Azerbaycan’a çevirir ve e-ticaret sitesini hayata geçirir. Burak Sağlık, bu işte de istediği sonucu alamaz. İstanbul’a gelip yine ortaklı bir yapıyla elektronik ürün satışı odaklı bir girişime imza atar, ama yine olumsuz sonuçlanır. Bu kez teknoloji şirketinde beyaz yakalı olur. Buradaki performansıyla ortaklık teklifi gelir ve Burak Sağlık, üç ortaklı yapıyla Teknosyan’ı kurar. İhracatta rekorlar kırar. Bu ortaklıktan ayrılan Burak Sağlık, birçok start-up’a destek olur. Enerji sektörüne de yatırım yapan Sağlık’ın en son yatırımı ise İzmir’de içinde yeme-içme-eğlence ve beachin de yer aldığı 4 marka olur. Mevcut yatırımların yanı sıra bu alanda da Burak Sağlık, yurtdışına açılmayı hedefliyor.
BURAK Sağlık... Her ne kadar girişimleri olumsuz sonuçlansa da asla pes etmeyerek, teknoloji alanında kurucu ortak olduğu şirketlerde başarıyı yakalamış bir iş insanı. Teknolojinin yanına süreç içinde enerji, sağlık turizmi ve yeme-içme ve eğlenceyi de ekleyen Burak Sağlık’ın mücadele dolu girişimcilik yolculuğunu konuştuk. Ev kadını bir anne, belediye işçisi bir babanın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Burak Sağlık, çok varlıklı bir ailede büyümediği için çalışma hayatına da erken atılır. Liseden beri çalıştığını söyleyen Burak Sağlık, kariyer yolculuğunun komilikle başladığını anlatarak, o süreci şöyle anlattı:
ZEYTİN KRALI OLACAKTI
EGE Bölgesi, yıllardır önemli bir çekim merkezi. Hem bu bölgede yaşamak isteyenlerin hem de yatırımcıların gözdesi. Ege’nin başkenti olarak anılan İzmir ise özellikle birçok insanın yaşamak istediği önemli bir durak olma misyonunu büyüterek sürdürüyor. Her ne kadar bir dönem yatırımlar yavaşlasa da bölgeye olan talep yine canlandı. Özellikle pandemiyle başlayan konut alışkanlıklarındaki değişiklikle birlikte İzmir’in yazlık bölgelerinde gayrimenkul yatırımları da hayli hareketlendi. Yaklaşık 17 yıldır İstanbul’da başarılı işlere imza atan Ege Yapı da rotasını İzmir’e çevirenlerden. Üç yıldır İzmir’le yakından ilgilenen şirket, İstanbul dışındaki ilk yatırımının startını İzmir’de verdi. Bu yatırımların ilkini de Urla Kekliktepe’de hayata geçiren Ege Yapı, İzmir’de 5 projeyle 6 milyar TL yatırım yapmayı planlıyor. Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı ile hem bu yatırımları hem sektörü hem de girişimcilik üzerine sohbet ettik.
* “Ege Yapı Kekliktepe; oksijen zenginliği açısından ülkemizde Balıkesir Altınoluk hattından sonra en yüksek oksijenin olduğu dünyadaki en değerli 25 hava koridorundan birinde yer alıyor” diyen İnanç Kabadayı, İzmir’in farklı ilçelerinden ve Anadolu şehirlerinden de bu bölgeye düşük yoğunluğu, yatırım değerinin artması ve havası sebebiyle talep olduğunu paylaştı.
100’ÜNCÜ YILDA 7 PROJE
“Gayrimenkul her zaman en çok kazandıran yatırım aracı olmaya devam ediyor” diyerek söze başlayan İnanç Kabadayı, Türkiye’nin arz sorununa katkı sağlamak ve gayrimenkul yatırımcılarına yatay mimari anlayışıyla, mühendislik alt yapısı sağlam, depreme dayanıklı, sürdürülebilir yaşam alanları sunmak adına vizyoner projeleri hayata geçirmeye devam ettiklerini söylüyor. Bu yılla birlikte iki yıl içerisinde hayata geçirecekleri proje ve hedeflerde Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışır şekilde 7 projede, 7 milyar liralık yatırım değeri olarak açıkladıklarını aktaran Kabadayı, şöyle devam etti:
YILIN İLK YATIRIMI URLA’YA
“Bu projeler bittiğinde 25 milyar lirayı aşan bir değer oluşacak. Bu yatırımın ilk projesini İzmir Urla’da ‘Kekliktepe’ ile başlattık. Şu anda projemizde inşaat faaliyetleri başladı, ön talep alıyoruz. Projemize ülkemizin birçok ilinden de önemli ölçüde ilgi var. İstanbul’da Çekmeköy’de yatay mimari anlayışıyla devreye aldığımız Ormanyaka’nın inşaatı başladı. Burada da ön talep aşamasındayız. Yılın son çeyreğinde lansmanını yapmayı planlıyoruz. Bu yıl bitmeden planlama ve ruhsat işlerini tamamlamayı hedeflediğimiz iki projeye daha başlamak istiyoruz. Onlar da; Hasköy’de otel ve konuttan oluşan bir karma proje ile Şile’de otel ve villa konseptinin olacağı proje. Bu iki proje için hazırlıklarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. İstanbul’da Ispartakule’de ‘Modernyaka’ adlı projemizde 525 adet konut inşa ediyoruz. Burada teslimleri de 2024 yılı içerisinde yapmayı planlıyoruz. Yine bu bölgede 2 bin konutluk bir projenin daha hazırlıkları yetişirse 2023 son aylarında bu projeyi de değerli Ege Yapı yatırımcılarının beğenisine sunacağız.”
Hobisini işi yaptı
CAHİDE İmre, 1987 Mardin doğumlu. Hobisini işe dönüştürenlerden. Yahşi’de yaklaşık 10 yıldır İso Babanın Çiftliği’nde tropikal meyveler yetiştiriyor. Toprağa ve yaşama duyduğu ilgi girişimci üretici olmasına ön ayak olmuş İmre’nin. “Yıllardır kendi hobimiz olan, kökenlerimizden aldığımız güçle çok severek çalışıp ürettiğimiz tropikal meyve-sebze çiftliğimizi huzurla çalıştığım bir işyerine çevirdim. Ortaya ‘İso Babanın Çiftliği’ markası çıktı. Kendimi geliştirmem çocukluğuma dayanıyor. Annemden öğrendiklerim kuşaktan kuşağa taşımaya çalıştığım işim haline geldi. Her ürettiğimiz üründe her şeyin doğallığının ön planda olması için kendimi her fırsatta çeşitli kurslar ile geliştiriyorum” diyor.
BODRUM’DA TROPİKAL MEYVE