Şair Ümit İlter’in dediği gibi:
- Derine, hep derine kazıyoruz
Nerede çağımızın o altın kalbi
Çağımızın altın kalbini arıyoruz...
Ve hâlâ arıyoruz.
*
Ne kadar kazılırsa kazılsın derinlere...
Görüyoruz, kazdıkça dipsiz kuyulara düşülüyor.
Birileri gölgede keyif çatarak ihanetlerin savaş oyunlarını oynuyor.
Küresel güçler her gün yeni bir başka hesabın peşinde koşturuyor.
*
İtalyan yazar Alberto Moravia’nın bir sözü aklımıza düşüyor...
Diyor ki:
Dostluk rastgele bir tercih değildir, fikir birliğinin bir sonucudur...
Yeryüzünde bu tarife uyan kaç dostluk kaldı ki?
Kim bilir kaç milyon fikir birliği ihanete uğradı...
Ve beş gün önce gece yarılarında kentteki beş ayrı camiye saldırıda bulunuluyor.
İslam ülkeleri ise sessiz kalıyor, tepkisiz geçiştiriyor artık...
Türkiye dışında da tepki veren çıkmıyor...
Nedense...
Ve ne hikmetse...
*
ABD Başkanı Donald Trump:
-
Ve insanın tabiatının, mizacının değil, adetlerinin ürünü olduğunu vurgular...
Yine bir seçimin sonuna doğru yaklaşıyoruz...
Seçim sürecinde muhalif kesimin stratejilerine itiraz ediyoruz...
Karanlıktan medet umarak, her türlü kirli senaryolarını piyasalara sürme alışkanlıklarından vazgeçmediler...
Meydanlarda açıkça şu sözleri veremediler:
FETÖ hain bir terör örgütüdür...
PKK ve yandaşlarından oy istemiyoruz...
PKK uzantısı olan siyasi partilerle bir kirli ittifakımız yok, olamaz da...
Ve Paris’teki “Sarı Yelekliler” eylemleri daha masum kalacak...
Dünya dönüyor ama dönüşümler her gün biraz daha ağırlaşıyor.
Venezuela’nın başkenti Caracas şehri korkuların büyüdüğü bir yanardağa dönüşüyor...
Biliyoruz, seyrediyoruz ama işte o kadar...
ABD karıştırıyor yine...
Karıştırdıkça kazanıyor ama yüzlerce insan ölüyor...
Her yeni yılın ilk ayında farklı kıyafetler giyilerek dolaşılan, şarkılar söylenen, horonlar oynanan, evlerin kapılarına geceleri yiyecek bırakılan bir eski gelenek...
Bu özel geceye ise ‘Kalandar geceleri’ deniyor...
*
Türkiye üzerine hangi ülke ve kimler bir oyun oynamak istese bize düşman olanların kapılarına bir dünyalık ya da bir proje veya bir ittifak planı bırakıyor...
Ve kendi asgari müştereklerinde buluşuyor...
*
Büyük tehditlerin gölgelerinde yaşıyoruz.
Sınırlarımızın biraz ötesinde savaşlar yaşanıyor.
Dünyaya savaşın çirkin yanlarını duyurduk da ne oldu?
Değişen bir şey olmadı...
Evet, bir savaşın, vahşetin çirkin yüzü canlı yayınlanarak dünyaya gösterildiğinde bile değişen bir şey olmuyor...
Şehirlere bombaların yağdırılışı yıllardan beri canlı yayınlarla gösteriliyor ama herkes sıcak odasının bir koltuğunda çekirdek çıtlatarak film seyreder gibi savaşları seyretmiyor mu?
Bir şey değişmedi, değişmiyor da...
Milletler, ülkelerini yönetenlerin vahşi duruşlarını değiştirmiyor.
Aksine, Avrupa ülkelerindeki gibi daha da ırkçı karakterler iktidara taşınıyor...
İnsanoğlu taraftarlık duruşunu değiştirmiyor...
İki farklı bölgesinde iki ayrı camiye yapılan saldırıda 49 kişi öldü ve 39 kişi de yaralandı.
Ve yaralıların arasında çocuklar da varmış...
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern diyor ki:
Tarihte benzeri görülmemiş bir saldırı ile karşı karşıyayız. Yeni Zelanda’nın en karanlık günlerinden biri olduğu açık.
“Biz bu tarz aşırıcılıkları ve ideolojileri reddedeceğiz” diyen Başbakan Ardern:
Biz nefretin kucak açtığı bir yer değiliz.