Bize göre Fransızlar diyasporayı kurup yönlendiriyor...
Ve üzerimize saldırtıyor...
*
Devletlerin klasik pis oyunlarından bir kaçı şöyle:
Ya terör örgütü,
Ya siyasal oluşum,
Ya medya dizaynı,
Veya devletin kritik kurumları içerisine sızarak güç koridorlarında gizli oyunlar planlamak...
Notre Dame Katedrali’nin büyük bir kısmını küle dönüştüren yangına üzüldüğümüzü belirteyim...
Paris’te uzun zamandan beri restorasyon çalışmalarının sürdüğünü de hatırlatıyorum...
Ve belki de en anlamlı açıklama Rus Ortodoks Kilisesi’nden geldi.
Bundan sonra ‘dünyanın eskisi gibi bir yer olmayacağını’ söyledikleri açıklamada özetle diyorlar ki:
- Notre Dame yangınında ‘bir işaretin gizli olduğuna’ inanıyoruz.
*
Eskiden çok huzurlu bir dünya varmış gibi söyleniyorlar...
Oysa, eski sayfalara baktığımızda kan ve gözyaşı var.
Fransa bir mazarrat faturası çıkartıyor.
Fransa ile arayı düzelttiğimizde ise...
Almanya bir mazarrat faturasıyla kapımızı çalıyor.
Ve kısacası kendi içlerindeki savaşlarına bizleri taraf kılmaya zorluyorlar.
*
ASALA terör örgütünü silahlandıran, diplomatlarımızı şehit ettiren Fransa, her geçen gün pis bir ihanet oyunu ile masaya oturmayı başarıyor.
Ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 24 Nisan’ı resmen “Ermeni soykırımı anma günü” ilan ederek pis bir oyunu daha piyasalara sürmekle meşgul.
*
Ve kim bilir kimler hayalleriyle göçüp gitti dünyadan.
Kahırlanarak.
Belki de ağlayarak.
*
“Hayatı fazla ciddiye almayınız, nasıl olsa içinden sağ çıkamayacaksınız” diyen Necip Fazıl haklıydı.
Yeryüzünün ülkelerini, şehirlerini savaşarak kazananlar da göçüp gitti.
Dünya tarihine adını yazdıranlar da...
Kimseye kalmıyor işte.
Kapitalizme yenik düşmüş bir kentin caddelerinde dolaşıyoruz...
Ünlü caddelerindeki markalı mağazalar bize gerçekleri fısıldıyor...
Gülümsüyoruz...
*
Demir perdelerini indirmiş bir ülke Rusya...
Yine de güç dengelerinin içerisinde frenleyici pozisyonunu hâlâ koruyor...
Koruyacak da...
*
-Şeytan taşlamaktan ibadete vaktin olmadığı günleri yaşıyoruz, bilmiyoruz...
Ve lakin gittikçe günlerden dakikalara düştüğümüzü söyleyebiliriz...
Sosyal medya sayesinde hayatımızın her yanı terörize...
*
Sevimli yüzümüzü kaybediyoruz.
Kimse kimseye sevgiyle bakmıyor.
Matruşka gibi olmuş herkes, başka yüzle bakıyor.
Kaldırdıkça içinden başka bir yüz çıkıyor...
Bir fotoğraf bin kelime anlatmalı!
Ve her fotoğraf bizlere bin kelime anlatmıyor ama bazı fotoğraflar hafızaya kazınıyor sanki...
Ajanslar İdlib’den savaşların çirkin yüzüne inat bazı fotoğraflar geçti...
Yıkık bir kentin harabelerinde kukla gösterisi izleyen çocukların halini...
Ve fotoğrafa baktığınızda sözün bittiği yer burası diyeceksiniz...
“
Ülke gündemine ekonomiyi taşımaya başladılar bile.
Spekülatörler, küresel parayı yönetenler saklı köşelerinde bekliyor.
*
Rakamlardan kimse kendini kurtaramıyor.
Hayatın acımasızlığı da bu işte...
Var oluşların isyanlarında yüreğimizin saklı köşelerini rakamlar işgal ediyor artık.
*
Saklıyoruz taşların altına insanlığa dair ne kadar duygu varsa.