Mehmet Ali Birand

Ne AKP durdurulabilir, ne de AKP istediğini yapabilir

10 Haziran 2008
Yaşadıklarımızın hukuk veya demokrasiyle ilgisi yok. Ortada bir rejim kavgası, daha doğrusu Türkiye’nin nasıl ve kimler tarafından yönetileceğiyle ilgili siyasi bir kavga var.

Ancak, birbirimizi de aldatmayalım. AKP’yi bu yöntemlerle durdurmak veya siyasi yaşamımızdan silmek isteyenler varsa, beklediklerini elde edemeyecekler. Aynı şekilde, AKP de özellikle türban konusunda istediklerini yapamayacak.

Herhalde yaşananlar sizi şaşırtmamıştır.

           

Bu fırtınanın geleceği biliniyordu.

           

Her ne kadar gereksiz tartışmalar yapılıyor ve Anayasa Mahkemesinin kararına kılıf uydurulmaya çalışılıyorsa da kulak asmayın.

           

Durum çok net biçimde ortada.

Yazının Devamını Oku

Bu mahkeme, AKP’yi de kapatır mı?

7 Haziran 2008
Anayasa Mahkemesinin dünkü kararı, birçok çevrede “AKP artık yüzde yüz kapatılır” diyenlerin sayısını arttırdı. Tabii aksini iddia edenler de var. Ancak, türbanın serbest bırakılması konusu artık kapandı. Bundan böyle uzunca bir süre, tekrar gündeme gelmesi beklenmiyor.

Anayasa Mahkemesinin kararı çok tartışmalı. Nereden baktığınıza bağlı.

 

Eğer AKP açısından bakacak olursanız, bu kararın tutar tarafı yok. Anayasa mahkemesi tam anlamıyla  bir yargı darbesi yaptı. Türkiye’de hem demokrasi çöktü, hem de yargı  sistemi.

 

Laik cephe ise, tam aksini düşünüyor.

 

Bu karar ile Türkiye’nin önü açıldı. Cumhuriyetin temel nitelikleri korundu. Laik sistem karşısındaki tehlike giderilmiş oldu.

 

Yazının Devamını Oku

Topbaş gitmeli mi, yoksa yine aday olmalı mı?

6 Haziran 2008
Belediye Başkanları kadar-haklı haksız- gaddarca eleştirilen, seçimle iş başına getirdiğimiz başkaca bir yönetici tanımıyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar mutlaka yerden yere vurulurlar. Ne hırsızlıklarını bırakırız, ne ahlaksızlıklarını. Çok azı alkışlanır. İstanbul belediye Başkanı Topbaş ile üç saat İstanbul’u dolaştım. Belki de ilk defa bu kuralı bozacağım. Hele özürlüleri dinledikten sonra, Başkan’a bakışım değişti.

Belediye Başkanı Kadir Topbaş artık eleştirilere alışmış.

Ağzıyla kuş tutsa mutlaka birileri tarafından eleştiriliyor.

Yaptığı iyi işler dikkate alınmıyor, buna karşılık hemen her konuda yerden yere vuruluyor.

           

Geçen gün beni davet etti.

           

Yazının Devamını Oku

CHP bu yanlışlarını düzeltip, özür dilemeli

5 Haziran 2008
Yaşananların görmezden gelinecek yanı yok. İki olay CHP’ye son derece gereksiz puan kaybettirdi. İlki kamuoyunu günlerce meşgul eden ve sonunda CHP’yi vuran Önder Sav’ın dinlenilmesi hikayesi. İkincisi de, Tuncay Özkan’n Kanal Türk ile parti arasındaki akçeli ilişkinin her geçen gün biraz daha genişlemesi ve delillerin artık yalanlanamayacak bir noktaya ulaşması.

Yaşananların görmezden gelinecek yanı yok.

           

İki olay CHP’ye son derece gereksiz puan kaybettirdi.

           

Bunlardan biri, Tuncay Özkan’ın Kanal Türkü ile parti arasındaki akçeli ilişkinin her geçen gün biraz daha genişlemesi ve delillerin artık yalanlanamayacak bir noktaya varması.

           

Ben bir partinin kanal sahibi olmasını normal karşılayanlardanım.

Yazının Devamını Oku

Laiklik vurgusu artıyor

4 Haziran 2008
AKP’ nin kapatılması davası ilk defa duyulduğunda, Avrupa Birliği (AB) yetkilileri ve başkentleri çok şaşırdılar. Daha doğrusu bizden daha fazla şaşırdılar. Zira, onların dünyalarında böyle bir dava açılamazdı. Mantıklarının kabul etmediği bir olayla karşı karşıya idiler. Ancak zamanla vurgulamaların tonu değişmeye başladı. Artık sadece demokrasi değil, hem demokrasi hem de laikliğe vurgu yapılıyor.

AKP’nin kapatılması davası ilk defa duyulduğunda, Avrupa Birliği (AB) yetkilileri ve başkentleri  çok şaşırdılar.

Daha doğrusu bizden daha fazla şaşırdılar.

Zira, onların dünyalarında böyle bir dava açılamazdı.

Mantıklarının kabul etmediği bir olayla karşı karşıya idiler.

           

Yazının Devamını Oku

Ne AKP’yi ne de Türkiye’yi anlayabiliyoruz

3 Haziran 2008
Avrupa Parlamentose Yeşiller grubunun önde gelen isimlerinden biri olan Daniel Conn Bendit, KRİTER dergisine son derece ilginç bir yazı yazdı. Ben şimdiye kadar bir yabancı tarafından kaleme alınan böylesine iyi bir değerlendirme okumadım. Cohn Bendit, hem AKP’yi eleştiriyor, hem de Türkiye’nin bu partiyi kapatmak için başlattığı girişimi. Kızıl Danny Türkiye’yi ne kadar iyi tanıdığını da ortaya koyuyor.

Dengeli politikası ve demokratik reformları sonucu, AB ile müzakereleri başlatan AKP, bu süreçteki kararlılığının meyvesini 22 Temmuz seçimleri ile topladı.

Ancak aynı  AKP, seçim sonrası neredeyse hiçbir reform yapmadı.

Geçen yıl Abdullah Gül’ün seçim süreci ile başlayan ve Türkiye’yi derin bir siyasi krize sürükleyen gelişmeleri anlayabiliyorduk.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez Çankaya Köşkü’ne başı örtülü bir First Lady yerleşecek, parlamentoda ezici çoğunluğa sahip hükümet partisi AKP, Cumhurbaşkanlığı makamına da kendi saflarından birini seçecekti.

Yazının Devamını Oku

Middlesex Üniversitesine teşekkürlerimle …

31 Mayıs 2008
Çok harika bir gün geçirdim. En sevdiğim, kendime en yakın gördüğüm insanların bir bölümü etrafımdaydı. Ailem yanı başımdaydı. Mesleğimde bana en önemli desteği veren kişiler de oradaydılar. Ve tabii siz okurlarımın mesajlarının yağdığı bu ortamda, hepinizin sıcak ilgisiyle oluşan o atmosferde ödüllendirildim. Söyleyin bana, bundan daha mutluluk veren birşey olabilir mi?

İngiltere’nin en önde gelen Üniversitelerinden biri sayılan Middlesex, önceki günkü bir törenle beni onurlandırdı. Şimdiye kadar yüzlerce ödül aldım, ancak  Fahri Doktorluk benim için bambaşka bir anlam ifade ediyordu.

           

Avrupa Birliği konusundaki çalışmalarım ve Türkiye’nin AB’ye katılması için , kitap, makale ve Tv programlarıyla yaptığım katkılar nedeniyle verilen bu ödül, beni tahmin edemeyeceğiniz kadar heyecanlandırdı.

           

Türkiye’nin Avrupa kalitesine gelmesi ve Avrupa Birliğine tam üye olarak katılması için, gerçekten çok uğraştım ve sonuna kadar da uğraşmayı sürdüreceğim.

           

Zira bunun, gelecek kuşakların  daha iyi yönetilmeleri, zenginleşmeleri ve Türkiye’nin de 1 inci ligde oynayan bir ülke olması anlamına geldiğini biliyorum. Dünya ile barışık, dünyaya açılmış bir Türkiye düşlediğim için AB hedefini destekliyorum.

           

Yazının Devamını Oku

AKP mi, yoksa biz mi sorumluyuz?

30 Mayıs 2008
Bir bölümümüz, Türkiye’nin giderek Kemalizmden ve laik sistemden uzaklaştığına inanıyor. Sokaklarda dolaşanlara bakınca, farklı bir manzara ile karşılaşılıyor. Eski değerler giderek eriyor. Bu durumun sorumlusu kim? AK parti mi bizi zorluyor, yoksa bizler mi bu topluma laik yaşamı doğru dürüst anlatamadık? İmam-Öğretmen çekişmesinde kim sorumlu?

Son dönemlerde en çok sorulan sorulardan biri “ Ne oldu bizim laik sisteme?”

           

Sistem hasta durumda. Sanki damardan serum verilerek yaşayabiliyor, aksi halde çöküp gidecek.

Kemalizmin durumu ağır.

Toplumun daha geniş bir bölümü, sanki Kemalizme sırt dönmüş ve laik sistemi de benimsemiyormuş  gibi bir hava içinde.

           

Yazının Devamını Oku