Dün ve bugün önizlemeye açılan fuar 15 Mayıs tarihine kadar gezilebilecek.
Yine Akbank’ın ana partnerliğinde düzenlenen fuara Türkiye’den 23 çağdaş sanat galerisi katılıyor.
Sonbaharda uluslararası galerilerin de katılacağı büyük fuardan önce bahar aylarında böyle bir fuarı yapmalarının nedenini piyasa koşullarına ve Türkiye sanat pazarının iki fuarı kaldıracak kadar güçlenmesine bağlıyor Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli. Ve özellikle genç koleksiyoncuların artmasının ve çağdaş sanata ilgi göstermesinin bu talebi doğurduğunun altını çiziyor.
Konuştuğum galeri sahipleri ve sanatçıların gözlemleri de bu görüşü doğrular nitelikte. Benzer şeyleri söylüyorlar. Özellikle de genç ve kadın sanat alıcısının erkeklere oranla daha fazla olduğu yönünde tespitleri.
Sevdiğimiz yazarların, şairlerin eserlerinin arkasındaki psikolojiyi, ruhu, kişisel dünyalarını en iyi oralardan öğreniriz. Özel hayatlarına açılan küçük, gizli pencereler gibidir. Toplam 115 edebiyatçıdan 608 anekdotu derleyip bir kitap haline getirdi Mustafa Alp Dağıstanlı. Abdülhak Hamit’in ölümünden sonra ünlü ‘Makber’ şiirini yazdığı eşi Fatma Hanım’ın acısını unutmak için Paris’te nasıl bir yöntem uyguladığından Yahya Kemal’in Yusuf Ziya’ya attığı manevi tokadına, çapkınlığı ile ünlü Nâzım Hikmet’in elde edemediği tek kadın edebiyatçıdan Oğuz Atay’ın Türkiye’nin kurtuluşu için bulduğu reçeteye kadar birbirinden renkli pek çok anı...
Kolektif Kitap tarafından yayımlanan ‘Anekdotlar-edebiyat tarihimizden anılar, tanıklıklar’ kitabından bir seçki yaptım bugün:
MATEMDE OLDUĞUMU GÖSTERMEK İÇİN
ABDÜLHAK Hamit’in ilk karısı Fatma Hanım verem olmuş, Bombay’dan dönerlerken Beyrut’ta ölmüştü.
Hamit, ‘Makber’
COVID-19 pandemisi nedeniyle 2020’de iptal edilen, 2021’de ise sonbaharda yapılan geleneksel gala eski görkemine de kavuşmuş oldu. 2 Mayıs’taki galada birçok ünlü tıpkı eskisi gibi çarpıcı kıyafetleriyle müzenin merdivenlerinde kameralar ve objektifler karşısına geçti. Bu yıl ana teması ‘Yaldızlı Cazibe’ olarak belirlenen galada giyilen kıyafetler arasında moda tasarımcılarının sanat eserlerine yaptığı göndermeler dikkat çekiciydi.
Artamglobalart sitesi Artnet News’ün galadan ünlü isimlerin kıyafetlerini ve onlara ilham veren sanat eserlerini bir araya getirdiği listesini yayımladı.
İşte MET Gala’nın kırmızı halıya çıkan sanat eserleri:
REKORTMEN TAVŞAN
OYUNCU ve şarkıcı Chloe Bailey, Jeff Koons’un sevimli parlak balon tavşanını hatırlatan ışıltılı ve kıvrımlı kıyafetiyle dikkat çekti. Gecenin en pahalı kıyafeti miydi bilmiyorum ama Koons’un tavşanı 2019 yılında Christie’s tarafından düzenlenen müzayedede 91.1 milyon dolara satılmıştı. Bu rekor Koons’a yaşayan en pahalı sanatçı unvanını kazandırmıştı.
CY TWOMBLY ESİNTİLİ ÇİÇEKLER
Yeni bestesi olan ve ‘Karantina Günlerinde Bahar Sabahları’ adını verdiği keman konçertosunun dünya prömiyeri 6-7 Mayıs Cuma ve Cumartesi günü iki konserle Berlin Konser Salonu’nda yapılacak.
Eserin seslendirilmesinde Şef Christoph Eschenbach’ın yöneteceği Berlin Konser Salonu Orkestrası, kemancı Friedemann Eichhorn’a eşlik edecek.
Adından da anlaşılacağı gibi eseri karantina günlerinde bestelemiş Fazıl Say.
Hikâyesini de Instagram hesabından paylaştı. Meğer kendisine bu besteyi yaptıran Urla’daki komşusunun horozuymuş.
Kitapların arasında James Bond serisinin ilk kitabı ‘Casino Royale’in 1953 tarihli, ithaflı ve imzalı ilk baskısı da var. “Vesper için modellik yapan Kay’a! Yazarın sevgileriyle” diye yazmış Fleming. Sahafın notu, Fleming’in bu kitaptan yalnızca iki tanesini imzaladığı. Diğeri ise ‘M’ye sunulmuş bir kopyaymış.
Kitabın satış fiyatı 150 bin Pound (yaklaşık 3 milyon TL).
Bu ithaf bana Fleming’in başka bir gerçek roman kahramanını hatırlattı. ‘007 Rusya’dan Sevgilerle’ romanında anlattığı Darko Kerim’i. Kitapta İstanbul’a gelen James Bond’a yardım eden İngiliz gizli servisi MI6 ajanı Darko Kerim’i de Oxford’da edebiyat okuyan, daha sonra İstanbul’da armatörlük yapan arkadaşı Nâzım Kalkavan’dan esinlenerek yaratmıştı. Hatta Ian Fleming 6-7 Eylül olayları sırasında İstanbul’daydı ve İstiklal Caddesi’ndeki talanı, Rum ve Ermeni evlerine yapılan saldırıları dehşet içinde izleyip Sunday Times’a yazarak dünyaya duyuran isimlerin başında geliyordu.
5 Eylül 1955 tarihinde İstanbul’da yapılacak olan 23. Interpol Konferansı’na katılmak için gelmiş ve arkadaşı Nâzım Kalkavan’la zaman geçirmek için bir süre daha kalmıştı.
Osman Akınhay, “İyi Fransızca bilmeden, Google Translate yardımıyla ve cümle cümle çalışarak sekiz ayda çevirdiğim, dokuz-on defa yeniden okuduğum, Halil Gökhan’ın editörlüğü ve Şükrü Argın’ın titiz okumasıyla eksikleri tamamladığımı düşündüğüm Milan Kundera biyografisi nihayet matbaaya gidiyor” diyerek kitabın kapağını paylaştı.
Şimdiye kadar İngilizce’den 150’ye yakın çevirisi bulunan usta bir çevirmenin Fransızca için Google’ın çeviri uygulaması ‘Google Translate’ten yararlandığını açıklamasına pek çok yorum yapıldı.
Kimi dalga geçti, kimi bunun çevirmenlik mesleğini küçülttüğünü savundu, kimi de hakarete varan yorumlarda bulundu.
Başta dokundurmaları ve hakaretleri dikkate almayan Osman Akınhay, tanıdığı bazı çevirmen ve editörlerin de bu koroya katılması karşısında uzun bir açıklama yaptı.
BİR TÜR MEYDAN OKUMA
Milan Kundera çeviri çalışmasının öncelikle kendi kendine bir ‘challenge’ (meydan okuma), mesleki açıdan da ‘experimental’ (deneysel) bir girişim olduğunu açıklayarak şunları yazdı:
Proje kapsamında yayıncılık sektörü ile gücünü birleştiren Bakanlık, 2 bine yakın eseri barındıran bir e-kitap koleksiyonu oluşturdu. Koleksiyonda hem özel yayınevlerinden satın alınan güncel, nitelikli ve çok okunan yayınlar hem de Bakanlık yayınları bulunuyor.
2022 yılı sonu itibarıyla ‘E-Kitabım Mobil Uygulaması’ koleksiyonunda yer alan eser sayısının 4 bine yükseltilmesi hedefleniyor.
En gelişmiş e-kitap teknolojileriyle çalışan uygulama ile okuma listeleri oluşturulabiliyor, notlar alınabiliyor ve bunlar okur tercihlerine göre özelleştirebiliyor. Okurlar ayrıca beğendikleri yayınları, yazarları ve yayınevlerini listeleyebiliyor ya da bu kitaplardan istediklerini sosyal medya hesaplarında paylaşabiliyor ve arkadaşlarına kitap önerebiliyorlar. Bu uygulamada ayrıca detaylı aramalar yapılabiliyor, en çok okunan yazarlara ve yeni eklenen eserlere tek tıkla ulaşabiliyor.
Yayıncılık sektörüne de büyük katkı sağlayan uygulama ile ülkemizde kültür yayıncılığı alanında 5 bine yakın yeni e-kitap üretilmesi sağlandı.
Yaşar Kemal
Cecilia Alemani’nin küratörlüğünde düzenlenen 59. Uluslararası Sanat Sergisi’nde ve ülke pavyonlarında sanatçılar ağırlıklı olarak kadınlardan oluşuyordu.
Önceki gün belli olan Altın Aslan ödülleri de iki siyah kadın sanatçıya verildi.
Sonia Boyce’un beş siyah kadın müzisyene adanmış bir multimedya yerleştirmesinin gösterildiği Birleşik Krallık pavyonu Altın Aslan’ı kazanırken, yılın sanatçısı ödülü ise ana sergideki işleri ve Amerika Pavyonu’ndaki eserleri ile Simone Yvette Leigh’in oldu.
Amerika Birleşik Devletleri’ni temsil eden ilk siyah kadın olarak tarihe geçen Leigh’in devasa heykeli ‘Brick House’ Arsenale’deki ana serginin de açılışını yapıyordu.
Simone Leigh