İbrahim Irmak

Çöplükte servet yatıyor, uyanın

25 Kasım 2010
Ankara şehrin çöplerinden elektrik, ısı, organik gübre, biodizel ve çimento elde ederken, İzmir Harmandalı’da saçını başını yoluyor. Yeni deponi alan olarak tahsis edilen Torbalı’da ise kıyametler kopuyor.

İZMİR’in başı çöp sorunuyla dertte. Harmandalı’daki deponi alanın kapasitesinin dolduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na, Çevre Bakanlığı’nın tahsis ettiği Torbalı’daki yer için de köylüler tepki gösteriyor.
Sorunun adı üstünde; çöp. Kim ister çöpü? Başkan Kocaoğlu’nun oturduğu Bornova ister mi? Gaziemir, Pınarbaşı, Buca, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe belediyeleri sınırları içinde çöplük kurulmasına ne derler?
Hiç biri evet demez değil mi?
Peki bu çöplük sorunu nasıl çözülecek.
Hükümetin tahsis ettiği çöp deponi alanına tepki gösteren köylülerle birlikte olan AK Parti İzmir İl Başkanı’na ne demeli?
“Ödemiş’te çöpte vahşi depolama yapıyoruz bize yer gösterin. Sadece bizim değil birçok ilçenin sorunu bu. Lütfen Bakanlık bu soruna çözüm üretsin” diye feryat eden Başkan Bekir Keskin’in tepkisi acaba Ankara’ya taşındı mı?
Kim ne derse desin “çöp”te kirli siyaset var.

Yazının Devamını Oku

Ege’nin gurur veren şirketi

11 Kasım 2010
BİRKAÇ haftadır köşemizde çevreye saygısız çalışmaları dikkat çekiyor, yetkilileri göreve çağırıyorduk.

Gelen tepkiler çevre adına inanın bizi çok umutlandırıyor. Çevreye duyarsız işletmeler hakkında ihbarlar gelmeye devam ediyor. Çevreciler, atık sularını arıtmadan derelere bırakanları, bacalarına filtre takmayanları bildiriyor. Araştırıp, tek tek yazacağım. Kocabaş Çayı’nı, Uşak’ta suları zehirleyenleri, memleketimin kaynakları dururken, ithal kömürle termik santral kurup havamızı kirletmeye hazırlananları açıklayacağım.
* * *
Bugün sevindiren bir haber vereceğim sizlere. Çevreye saygı medeniyet ölçüsü biliyorsunuz. Bunun da bir bedeli var elbette. Fabrikanızdaki atık suları arıtıyorsanız, bacanızdan çıkan gazı filtre ediyorsanız, çevreye duyarlı üretim yapıyorsunuz demektir. Avrupa’da şu günlerde bu tür üretim yapanlar öne çıkıyor. İplik boyalarıyla suları zehirleyenlerin ürünleri boykot edilirken çevreye duyarlı olanların malları kapışılıyor. Şimdi vereceğim haber çevreye duyarlı üretim yapan bir yerli tesisimizden. Hem de Egeli büyük bir firmamızdan.
Keskinoğlu Şirketler Grubu, Ege’nin gurur veren şirketlerinden. Civciv, yumurta, tavuk eti, zeytinyağı gibi birçok alanda üretim yapan şirket son yıllarda çevre duyarlılığıyla de dikkat çekmeye başladı. Daha önce tavuk gübrelerini organik hale getiren işletme, 468.000 metreküp su tasarrufu sağlayan havalı soğutma sisteminden sonra su arıtma tesisi de kurdu. Keskinoğlu şimdi, kurduğu arıtma tesisiyle 1 milyon 533 bin metreküp suyun tekrar kullanılmasını sağlayıp yıllık toplam 2 milyon metreküp su tasarrufu gerçekleştirecek. Geçen yıl 500 milyon liralık ciroya ulaşan, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasında 93’üncü sırada yer alan Keskinoğlu Şirketler Grubu’nu kutlar, çevreci yatırımlarla da öne çıkmaya başlayan Ege’nin gurur veren şirketinin, tüm Türkiye’ye örnek olmasını dilerim.

BİR TEŞEKKÜR: Belediye yoldaki tuzakları düzeltti

GEÇEN hafta fotoğrafıyla birlikte verdiğimiz İzmir’in yolları tuzak dolu haberimiz Hürriyet Ege’de yayınlandığı gün, belediyeler alarma geçti. Karabağlar ve Büyükşehir Belediyesi ekipleri yalap şalap yapılan çalışmaları yerinde inceledi, fotoğraflarını çekti. Üç arabayla gelen İZBETON ekibi, kapalı kanalizasyon ağızlarını bile açtı. Konuyla yakından ilgilenen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ve Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm’e çok teşekkür ederiz. Umarım, İzmir’de çevreye duyarsız çalışma yapan İzmirgaz ve internet taşeronları da uyarılıp, kulakları çekilmiştir. Çevreye duyarsız çalışanlara, “Şehre ve halka zarar vermeden çalışın yoksa sözleşmeleriniz iptal edilir” denilmiştir.

BİR ŞİKAYET: Okul sokağı ilgi bekliyor

Bornova Ali Suavi İlköğretim Okulu velileri şu günlerde çok endişeli. Okulun çevresinin çok bozuk, kaldırımların yıkık dökük ve dar olduğunu belirten veliler, “Öğrenciler kaldırımlarda yürüyemediği için yola iniyor. Servis minibüsleri nedeniyle de sokakta her an bir trafik faciası olmasından korkuyoruz” diyorlar. Okul sokağının mümkünse trafiğe kapanmasını da isteyen veliler, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır’dan bu konuda destek bekliyorlar.

Yazının Devamını Oku

İzmir’in yolları tuzak dolu

4 Kasım 2010
İzmir’in sokakları, doğal gaz ve Telekom kazılarından köstebek yuvasına döndü. Kazılıp asfaltlamadan bırakılan yerler yağmurda derin çukurlara dönüştü ve sürücülerin kâbusu oldu

İSTİYORLAR ki basın bültenlerinde yazdıkları, methiyeler düzdükleri başkanlarının işlerini aynen verelim. Şehri güllük gülistanlık, gösterelim. Abuklukta doruğa çıkmış işleri görmezden gelelim. Ben yazınca herkes kızıyor. İsim vermeden yazılarıma yorumlar ekliyorlar. Araştırmacı gazetecilik yapmamı istiyorlar. “Kimle konuştun” diye soruyorlar zülfüyâre dokunan yazılarım hakkında. Hiç Kimseyle konuşmadım. Oturduğum yerden yazdım. “İşkembeyi kübradan salladım” sanıyorlar...
* * *
İzmir’de 37 yıldır gazetecilik yapıyorum... Bu zaman içinde bir gün dahi utanılacak iş yapmadım. Gerçeğe dayanmayan hiç bir haber yapmadım. Dahası memleketim için, elimi taşın altına koyduğum çevre haberleri konusunda bir gün dahi üfürmedim. İmzamı koyduğum her haberi didik didik araştırdım ve sonra sizlerin huzuruna getirdim. Bana güvenip Hürriyet’in sayfalarını açan, başta Bölge Gazeteleri Yayın Yönetmeni Nejat Seçen olmak üzere, tüm Hürriyet Ege ekibine yüzlerce teşekkürler.
* * *
Geçen haftaki “Arıtma tesisi yatıyor, kirlilik körfeze akıyor” haberimize gelince, o haberin ihbarını alınca, bizzat gittim, gördüm ve yazdım. O haberden sonra “Mavi Bayraklı sahillere, koylara foseptik akıyor” ihbarlarını da not ettim. Oralara da gidip, görüp, yazacağım.
Şimdi gelelim bir başka habere. Köşemizin takipçileri yakından biliyor bir süredir şehrimin sokaklarında gerçekleştirilen vahşi çalışmaları ve yap-boz haberlerini gündeme getiriyorum. Bu işlerde birileri kazanırken, şehrimin, insanların, cadde ve sokaklarının zarar gördüğünü hatırlatıyorum. Sonuç alınıyor mu dersiniz? Bir dönüp bakın ve siz karar verin. İşte yap-bozda dördüncü raunt haberi.
* * *

Yazının Devamını Oku

Arıtma tesisi yatıyor kirlilik körfeze akıyor

28 Ekim 2010
Yapıldıktan sonra sadece 3 yıl çalıştırılan Bağarası arıtma tesisi, İZSU’ya devredildikten sonra çürümeye terk edildi. Şimdi, evsel atıklar direk körfeze akıyor.İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu iddialı. Geçenlerde yine körfez için demeç verdi. Kocaoğlu, “Birkaç seneye kadar körfezi temizleyip, yüzülecek hale getireceğiz. Körfezin temizlenmesi için kanallar açacağız, dip çamurlarını çıkarmak için Hollanda’dan dev makina alacağız” dedi.Niyet harika, körfez demek, İzmir demek olduğuna göre bir an önce harekete geçmek gerek. Yalnız ben bugün bu içimdeki Kocaoğlu sevgisini bir kenara bırakıp “Kral Çıplak” diyeceğim.Kocaoğlu’na bundan tam üç sene önce, “İzmir Körfezi’nde ne zaman yüzeceğiz” sorusuna verdiği, “Körfez temiz isterseniz yüzebilirsiniz” cevabını da hatırlatacağım. İzmir Körfezi’ni, ikinci kez seçildiği görev süresinin sonuna kadar temizlerse, Aziz Başkan’ın makamını kıble kabul edip Konak Meydanı’nda secde ed

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu iddialı. Geçenlerde yine körfez için demeç verdi. Kocaoğlu, “Birkaç seneye kadar körfezi temizleyip, yüzülecek hale getireceğiz. Körfezin temizlenmesi için kanallar açacağız, dip çamurlarını çıkarmak için Hollanda’dan dev makina alacağız” dedi.Niyet harika, körfez demek, İzmir demek olduğuna göre bir an önce harekete geçmek gerek. Yalnız ben bugün bu içimdeki Kocaoğlu sevgisini bir kenara bırakıp “Kral Çıplak” diyeceğim.Kocaoğlu’na bundan tam üç sene önce, “İzmir Körfezi’nde ne zaman yüzeceğiz” sorusuna verdiği, “Körfez temiz isterseniz yüzebilirsiniz” cevabını da hatırlatacağım. İzmir Körfezi’ni, ikinci kez seçildiği görev süresinin sonuna kadar temizlerse, Aziz Başkan’ın makamını kıble kabul edip Konak Meydanı’nda secde edeceğim.Maalesef 30 yıldır her gelen başkan, “İzmir Körfezi’ni kurtaracağız” demeci verdi. Aziz Başkan da geleneği bozmuyor sağ olsun. Ama şu yazdıklarımıza lütfen kulak verin. “Gediz kurtulmadan körfez kurtulmaz” sözümüzü bir kenara not edin.* * *Foça’nın Eski Bağarası Mahallesi ile Yeni Bağarası Köyü girişine koskoca bir tabela asmışlar. Vatandaşları da Çevre konusunda duyarlı olmaya çağırmışlar. Tabelada “Temiz çevre sağlıktır, yeşil vatan varlıktır, biz doğayı korudukça doğa da bizi korur” yazıyor.Bakın, bu tabelanın hemen yanından içeriye doğru bir yol gidiyor. O yolun 500 metre ilerisinde “Bağarası Beldesi (şimdi mahalle oldu) ile Yeni Bağarası Köyü’nün evsel atıklarını temizlemek için arıtma tesisi var. İzmir İli Çevre Koruma Vakfı’nca 2005’te yaptırılan bu tesis 2008’e kadar çalışmış. Sonra, Büyükşehir Belediyesi sınırlarına girdiği için İZSU’ya devledilmiş. İki yerleşim yerinin atıklarını temizleyen bu tesis maalesef 2008’de devre dışı bırakılmış. Tesisin çalıştırılması için yapılan girişimler de sonuçsuz kalmış. Şimdi arıtma tesisi orada çürürken, 7 binden fazla insanın evsel atığı direk Gediz’e akıyor. Yetkililer de öylece bakıyor.Şimdi söyleyin bakalım, “Temiz çevre sağlıktır, yeşil vatan varlıktır, biz doğayı korudukça doğa da bizi korur” tabelasındaki doğa bizi korur mu?Gediz’e oluk oluk pislik aktıkça, İzmir Körfezi kurtulur mu?Burada aklıma gelen iki soruyu da sormadan yazıyı bitiremeyeceğim.1- Şimdi çürümeye terk edilen ve 250 bin TL harcanan arıtma tesisi neden çalıştırılmıyor?2- Milletin onca parası harcanarak yapılan arıtmada bir kaşkarimo mu dönmüş?

Çevre için iki eser

EGE Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem, editörlüğünü yaptığı çevre konusunda iki kitapla herkese rehber oldu. “Türkiye’de çevre sorunları konusunda uzman yok” diyenlerin yüzüne şamar gibi patlayan “Ege Üniversitesi’nde Çevre Konusunda Kim Kimdir” adlı kitap herkese rehber olma özelliği taşıyor. İki yılda bir yenileneceği belirtilen kitapta bilim adamlarının, elektronik posta adreslerinden yayınlarına kadar birçok bilgiyi bulmak mümkün.Prof. Dr. Erdem imzalı bir başka kitap ise, Ege Üniversitesi’nin 55. yıl etkinlikleri kapsamında yapılan “1. Ulusal Üniversiteler Çevre Merkezleri Toplantısı” sunumları. Türkiye’de ilk kez yapılan ve 30 üniversitenin çevre merkezlerini tanıtan kitap da çevreci bilim adamlarının yaptığı çalışmaları anlatıyor.Kitaplarıyla çevrenin sahipsiz olmadığını bir kez daha kanıtlayan Prof. Dr. Ümit Erdem ve ekibindeki N. Sertaç Kaftan, Burcu Gürsoy, Nurdan Erdoğan, S. Tuğçi Kalkan ve Şeyma Şengür’e doğa adına teşekkürler.

En büyük çevre ödülü İzmir’e

Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (FEE) tarafından tüm dünyada uygulanan, Türkiye’de de Çevre Eğitim Vakfı’nın (TÜRÇEV) hayata geçirdiği 2010 yılı Çevrenin Genç Sözcüleri ödülleri İzmir’de dağıtıldı. Bu yıl hem Tarım&Doğa dalında, ödüle layık görülen hem de, tüm uluslararası projeler arasında yapılan seçim sonucu verilen Süper Ödül 2010’u kazanan İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi öğrencileri ödülü TÜRÇEV Başkanı Rıza Epikmen’den aldı. Çevre temalı bir gösterinin ve TÜRÇEV’in çalışmalarının anlatıldığı etkinliğe İzmir Vali Yardımcısı İbrahim Ballı, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kültür Bölümü Müdür Yardımcısı Adnan Atakav ve birçok okulun müdürü katıldı. Türkiye’de çevre eğitimi ve bilincinin gelişmesi için faaliyetlerini sürdürdüklerini söyleyen Epikmen, öğrencilere Çevrenin Genç Sözcüleri programlarına katılmaları çağrısında bulunup, TÜRÇEV’in internet sitesinden konuyu takip etmelerini istedi.

Yazının Devamını Oku

Koçabaş Çayı ağlıyor

21 Ekim 2010
Çanakkale’nin Çan İlçesi’ndeki Koçabaş Çayı bembeyaz akıyor. Zaman zaman sarı, zaman zaman yeşil, zaman zaman da kan kırmızı akan bu çayda neler oluyor?

BUNDAN tam üç yıl önceydi.
Üstelik tam da yine bu günlerdeydi.
“Karasu akıyor müdürler bakıyor” diye yazmıştım Hürriyet EGE’de.
Amacım hasat mevsiminin başlayacağı günlerde evsel atıktan tam 10 kat daha zehirli Zeytin Karasuyu’nun derelere bırakıldığına dikkat çekmekti.
Çevre il müdürlerini göreve çağırıp, akarsularımızda oksijeni tüketip, canlı yaşamı yok eden Zeytin Karasuyu’nun doğaya bırakılmasını önlemekti.
Onlarca telefon aldım. Hepsi de çevrecilerdendi. Hepsi de alkışlıyorlardı o yazımıza.
Ama benim asıl beklediğim telefon müdürlerdendi.

Yazının Devamını Oku

Ben turizmi "Badem" ile beslerim

14 Ekim 2010
ONLARDAN dünyada sadece 500-600 tane kaldı. Üstelik 100 tanesi Ege’de ve Akdeniz’de yaşıyor. Türkiye’nin batıya açılan kapısı İzmir’in güzelliklerini onlar da yıllardır biliyor ve Foça ile Karaburun’u ikametgah olarak seçiyor. Denizlerde özgürce dolanıp hep yuvalarına geliyor.

* * *
Akdeniz Fokları’ndan ve hani hepimizin yakından tanıdığı Badem var ya, işte onun ailesinden söz ediyorum. Nesli yok olma tehlikesi altındaki Akdeniz Fokları kırmızı listeyle Türkiye’de korumada. Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, fokları korumak için 2008’de başlattığı eylem planında bir çok yol katetti. Türkiye kıyılarını yaşam alanı seçen bu nadide canlıları tehdit eden unsurları;
?  Yaşam alanlarının inşaat ve yol yapımları sonucu yok edilmesi.
? Aşırı ve yasadışı balıkçılık sonucunda balık stoklarının azalması.
? Fokların balıkçılar tarafından kasten öldürülmeleri.
? Fok mağaralarına turistik dalışlarda rahatsız edilmeleri.
? Deniz kirliliği (Tanker kazaları, sanayi ve evsel atıklar) olarak tespit etti.

Yazının Devamını Oku

Dağlar turizme açılıyor

7 Ekim 2010
İZMİR Kalkınma Ajansı’nın (İZKA) desteklediği, “Adım Adım Ekoturizm” projesiyle İzmir’in dağları turizme açılıyor. 140 bin liraya mal olacak projeyle Menderes ilçesi Efemçukuru-Çatalca ve Bornova ilçesi Karagöl-Kayadibi güzergâhlarındaki doğal, tarihi ve yerel kültürel mirasın korunması ve ekoturizmin ön plana çıkarılması amaçlanıyor.

Projeyi yürüten Ege Orman Vakfı’nın Genel Müdürü Metin Gençol, “Bu proje bu güzergâhdaki köylerde de büyük istihdam yaratacak. Köylerde 8’er saatlik eğitim verilecek. Buralara gezmeye gelenlere uzmanlardan eğitim alanlar rehberlik edecek” dedi. Proje Koordinatörü Kadir Bilgili de ekoturizmden 2 bin 500 kişinin fayda sağlayacağını belirtip, “Ekopazarda bu yörede yetişen doğal ürünler pazarlanacak. Köylülere katma değer sağlanacak” diye konuştu.
Bu projeyle yaratılan güzergahlar özellikle hafta sonları şehrin boğucu havasından kurtulmak isteyen İzmirlilere iyi bir alternatif olacağı şüphesiz.
* * *
Ben diyorum ki, bu proje bitince Efemçukuru-Çatalça güzergahını tırmanırken ve o muhteşem havza manzaralarını seyrederken yanımızda Çevre Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri de olsun. Bu harika yörelerde yetişen birbirinden nefis ürünlerden onlar da tatsın. Hatta, kurulacak ekopazardan onlar da alışveriş yapıp oraların ne kadar nadide yerler olduğunu görsün. Görsün ki, Efemçukuru’nda çıkarılacak altın madeni hakkında kararlarını bir kez daha gözden geçirsin. O havzada kurulacak barajın İzmir ve o yöre için ne kadar önemli olduğunu kavrasın.
* * *
Kayadibi-Karagöl güzergâhına gelince. Bu etap beni şimdiden heyecanlandırıyor. Homeros Vadisi’nin tepesinde kurulu Mümtazi Restoran’daki kahvaltıdan sonra terastan gördüğüm manzara bu parkurun bende doyumsuz manzaralara eşlik edeceği izlenimini doğurdu. Proje bitmedi ama, siz bu sonbaharda mutlaka oralara tırmanın ve kışa hazırlanan nazlı İzmir’i tepeden izleyin.

Ucuz pil ithalatı yasaklansın

DOĞAYA atılan bir tek kalem pil 4 metrekare toprağı zehirleyip binlerce litre suyu kirletiyor, pillerin içinde bulunan nikel, katmiyum ve cıva, toprakta büyüyen bitkiler aracılığıyla insanlara geçiyor ve amansız hastalıklara neden oluyor. Onun için kullanılmış pilleri lütfen doğaya atmayın ve onların özel geri dönüşüm kutularında toplanmasını sağlayın.

Yazının Devamını Oku

Sığacık’ta orkinos çiftliği istemiyoruz

30 Eylül 2010
HAFTA sonu Seferihisar Sığacık’ta kurulacak “Orkinos Çiftliklerine Hayır” eylemine katıldık.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu başta olmak üzere, Seferihisarlı yönetmen Çağan Irmak, gazeteciler, çevreciler doğa dostları, TEMA temsilcileri, Sakin Şehir Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer’in hemen yanıbaşındaydı. Kavak Yelleri dizisinin oyuncuları Güven (Sarp Apak), Aslı (Pelin Karahan) ve Mine (Aslı Enver), “Biz artık Seferihisarlıyız ve burada orkinos çiftliği istemiyoruz” diye bağırıyordu.
Güzel oyuncudan mesaj
Sığacık’ta çok güzel çekimler yaptıklarını ve tüm dünyaya gösterdikleri güzelliğin yanında olmaları gerektiğini söyleyen Pelin Karahan, “Sığacık doğa ve tarihi dokusuyla eşsiz bir yer. Burasını dizi sayesinde tanıdım ve adeta büyülendim. Bu kadar güzel bir yerde orkinos çiftliği kurulacak olması doğa katliamıdır. Çevre duyarlılığı aslında çok önemli. Otomobilden attığımız bir pet şişe, sokağa fırlatılan bir sakız doğaya hep tehdit aslında. Koylara kurulan Orkinos çiftlikleri de bu bilinçsizliğin devamı. Bu doğayı sadece bizim için değil, çocuklarımız, torunlarımız için de korumalıyız” dedi.
Dünyaya rezil oluruz
Biz de Kavak Yelleri dizisinin bu güzel oyuncusunun sözlerine yürekten katılıyor, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun ve Tarım Bakanı Mehdi Eker’in Sığacık’ta kurulacak Orkinos çiftliği için başka yer bulmasını öneriyoruz. Ne dersiniz Sayın Bakanlarım, “Sizce de Sakin Şehir’de kurulacak Orkinos çiftliği turizme büyük darbe olmaz mı? Türkiye’nin tanıtımı bu karardan dönülmezse büyük yara almız mı?”

Hiperbarik oksijen tedavisi birçok hastalığa şifa oluyor

YAŞAMDA en büyük zenginlik sağlık. Kaybetmeyince kıymetini anlamıyoruz. Yeğenim ostoomyelit (Bir çeşit kemik iltihabı) hastası. Geçirdiği ameliyat sayısı 10 oldu. Son ameliyatı da bayramdan önce oldu. Şimdi Hiberbarik oksijen tedavisi görüyor. İyileşmeyen yaralardan, ani görme kaybı, ani işitme kaybı gibi bir sürü hastalığa iyi geldiği belirtilen tedavi yöntemini uzmanına sordum. İzmir Bornova’da hizmet veren Neoks Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi yöneticilerinden Dr. Cengiz Karakuzu ile görüştüm. İşte soru ve cevaplar.

Yazının Devamını Oku