Grammy Krizi

Geçtiğimiz hafta müzik dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak anılan Grammy adayları açıklandı. Adaylar açıklandı açıklanmasına ancak olayların ardı arkası kesilmedi. Krizin kahramanı The Weeknd ve herhangi bir dalda bir tane bile adaylığının olmamasıydı.

Haberin Devamı

Açıklanan adaylıklardan sonra The Weeknd, ödül töreninin şaibeli olduğunu, hem kendisine hem de tüm hayranlarına bir dalda bile aday gösterilmemesinin nedeninin açıklanması gerektiğini sosyal medya profilinden dile getirdi. Bununla kalmayıp Super Bowl’da yapacağı performanstan ötürü Grammy’deki performansının sorun olmasıyla ilgili yorumlar yapan sanatçının, ‘adaylık yoksa performans da mı olmuyor?’ diyerek sitemini dile getirdi.

İlk etapta sessiz kalan akademinin başkanı ve Ceo’su Harvey Mason, daha sonrasında The Weeknd’in üzüntüsünü makul ve anlaşılabilir karşıladığını, bu sene yayımladığı dinleme rekorları kıran albümü ‘After Hours’un ve performanslarının dünya çapında büyük ilgi gördüğünü, bütün bunları takdir ettiğini belirten bir açıklamada bulundu. Adaylar listesinin oylamasının The Weeknd’in Super Bowl’daki performansının duyurusundan daha önce netleştiğini, Grammy’deki aday olmamasının bu durumla hiçbir alakasının olmadığını belirten Mason, her iki etkinlikte de performans yapabileceğini kendisine belirttiklerini açıkladı.

Haberin Devamı

Her ne kadar bu açıklamalar yüreklere su serpmeye niyetlense de, The Weeknd’in başarısına karşın hiçbir dalda aday olmaması sanatçı dostları tarafından da protesto edildi. Protesto edenlerin başında kendisiyle aynı kaderi paylaşan Halsey yer alıyor. Sanatçının bu sene yayımladığı ve dinleme rakamlarında yüksek trendler yakalayan ‘Manic’ albümüyle nasıl olur da bir tane bile adaylık alamaz ben de gerçekten anlam veremiyorum. Drake, Elton John’un da aralarında yer alan birçok sanatçı The Weeknd’in aday olmamasına karşı akademiyi protesto ederken, özellikle kategorilerle ilgili Grammy’nin senelerdir yaptığı haksızlıklarla ilgili tartışma bir başka boyuta dönüşmeye başladı. Ocak ayının sonunda gerçekleşecek olan ödül törenine kadar bu konunun sakinleşeceğine pek ihtimal vermiyorum. Bakalım ödül gecesi bizi nasıl sürprizler bekliyor, bekleyip göreceğiz.

Dua Lipa’nın Online Konser Rekoru

Geçtiğimiz hafta Cuma gecesi Dua Lipa için fevkalade önemli bir geceydi.

Haberin Devamı

Sanatçının pandemi sürecinde yayımladığı ikinci stüdyo albümü ‘Future Nostalgia’ şarkılarını da seslendireceği, haftalardır duyuruları yapılan ilk dijital konseri olan ‘Studio2054’ yayımlandı. Türkiye saatiyle 23:00 gibi başlayan konserde, Dua Lipa dans dolu bir şov hazırlamıştı. Uzun zamandır konsere hasret biri olarak gerçekten evde televizyona baka baka resmen konser havasına girdim.

70 dakikalık durmadan dönen bu diskoda, Dua Lipa’ya FKA Twigs, Elton John, Kylie Minogue, Bad Bunny, J Balvin gibi isimlerin de katılımı elbette etkinliği daha da büyük bir geceye dönüştürdü. Benim için gecenin tek hüsranı yakın zaman önce Miley Cyrus ile düet yaptığı ‘Prisoner’ın video klip gibi izlememizdi. Keşke bu bölümünde Miley Cyrus da Dua Lipa ile birlikte bu çekimde yer almış olsaydı diye içimden geçirdiğimi itiraf etmeliyim. Onun dışında her anı ince bir titizlikle işlenmiş, nefis bir konser izledik. Dua Lipa’nın Studio2054 performansı dijital konserlerin prodüksiyonu anlamında bence büyük bir örnek olarak hem tarihte yerini almış oldu hem de çıtayı oldukça yukarı taşıdı.

Haberin Devamı

Bu özel gecenin izlenme rakamları geçtiğimiz gün açıklandı ve büyük bir rekora da imza attı. Dua Lipa’nın Studio2054 konseri, dünya genelinde Cuma gecesi yaklaşık 5 milyon kişi tarafından izlenmiş. Rakamların coşkusuyla tüm sevenlerine teşekkür demetlerini sosyal medya profilinden sunan Dua Lipa’nın bu özel konseri Pazar gününe kadar devam indirimli fiyat ile izlenebilir durumda. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasında bence kaçırılmayacak bir etkinlik olduğunu düşünüyorum.

Zorlu PSM Mod Sessions

Hakan Tamar ile geçtiğimiz hafta bir araya geldik. Tabi ki pandemi kuralları sebebiyle dijital koşullar ile buluştuk. Bugüne kadar yaptığı radyo programlarıyla seneler içinde ciddi anlamda müzikseverleri etrafında toplayan bir programcı Hakan Tamar. Sohbetimizde müziğin yayımlandığı mecra değişimi üzerine konuşurken radyonun, zaman içinde dijital platformların da hayatımıza girmesiyle bir anlamda eski albenisi kalmasa da burada esasen programcının rolünün daha da büyüdüğünün altına çizdi.

Haberin Devamı

Hakan Tamar, hayatın işaretlerle dolu olduğuna vurgu yaparak, bazen sadece bir kere karşınıza çıkacak bir şarkıyı o an yakalayıp, dinleyicilerine de bu şarkıyı doğru zamanda iletmenin programcılık anlamında çok önemli bir işleyiş olduğunu belirtiyor.

Radyo ve TV programcılığı yanı sıra, yakın bir gelecekte kurduğu Tamar Records ile üretimin bir başka boyutuna dokunan Hakan Tamar herhangi bir tür ayırt etmeksizin, inandığı grup ve sanatçılara bir başlangıç yaratmak için bu işe girdiğini aktarırken, daldığı bu yeni okyanusun giderek hayatının önemli bir parçası olmaya başladığını da belirtti.

Pandemi her ne kadar üretim anlamında bazı sanatçılara yarasa da, aslında genel anlamda performansların tamamen durmasından ötürü sektörün aldığı hasar da bir diğer sohbet gündemimizdi. Özellikle bu zor dönemde, müzik sektörü adına belki de herkesin artık taşın altına elini koymasını gerektiğini de konuştuk. Burdan yola çıkarak ‘Mod Sessions’ programının ortaya çıkış sürecine değindik. Sanatçılarla hem söyleşi yapılan, hem de performanslarının en yüksek kalitede kaydedilerek yayımlanabildiği bir format olan ‘Mod Sessions’ın filizleri aslında bir seneden önceye dayanıyor.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz yıldan beri proje üzerinde çalışmalar yapan Hakan Tamar, Zorlu PSM ile birlikte bu projeye yaz sonu itibariyle başlamaya karar vermişler.  16 bölüm olarak çekimleri yapılan ve Zorlu PSM’nin Youtube kanalında yayımlanan ‘Mod Sessions’ aslında bir anlamda da sanatçılara pandemi döneminde hem maddi hem de manevi olarak destek veren bir proje. Zorlu PSM’nin Studio sahnesinde yapılan çekimler ile ‘Mod Sessions’, pandeminin özellikle de bağımsız sanatçıların hayatlarında yarattığı sert koşullara bir nebze nefes aldırması ve tabi ki destek olması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hakan, ‘Mod Sessions’ın bir anlamda şu an yaşadığımız zor zamanlara da bir iz bırakmasının ve 30-40 sene sonra bile izlendiğinde hem bu dönemi hatırlamaya yardımcı olacağının da altını çizdi. Programın etkisi ve performansların kalitesi bir yana, Hakan henüz net olmasa da Mod Sessions’ın bir plak formatını da hak ettiğini ve bunun için de çalışmaları olduğunun müjdesini verdi. ‘Mod Sessions’ her ne kadar şu an dijital bir kayıt olsa da, pandemi hayatı bittiğinde açıkhava sahnelerini veya performans alanlarını izleyicisiyle dolduracak bir festival mantığına da bürüneceğini ben de şimdiden kesin gözüyle bakıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları